Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Alarm çalıyor hem de cayır cayır

Pazardaki amcalarla, teyzelerle sohbet ettiniz mi hiç?

Haberin Devamı

Ama “Patates kaç kilo, domates niye bu kadar kazık, zeytin de maşallah sanırsın altın yani, bu ne biçim fiyat böyle!” gibi azarcı cümlelerin ötesinde bir sohbetten bahsediyorum?
Ya ben ne diyorum yaaaa, pazara en son ne zaman gittiniz?
Yazlık zamanı dışında yani?
Yalıkavak, Gündoğan, Alaçatı pazarına filan gitmenin moda olmasının dışındaki zamanlarda da pazara gitmekten bahsediyorum yani.
Peki pazarı unut, gittiğin süpermarket tezgahında duran “insan”la hiç sohbet ettin mi?
Sokağını temizleyen işçiye “Nasılsın?” veya “Bugün tersimden kalktım çok canım sıkkın, sana da oluyor mu?” gibi insanca bir cümle kurdunuz mu?
Sinirinizi karşınızdakinden çıkarmak yerine ona sırf içinizden o an öyle geldiği için ne hissettiğinizi; ne kadar berbat veya ne kadar mutlu olduğunuzu söyleyebildiniz mi?
Kuaförde, kaşlarını aldığı sırada kendisine “Çok yavaşsın, içimi sıktın!” diyen kadına “Abla özenerek yapmaya çalışıyorum ondan” diyen sabırlı kıza, kadın gidince “Üzülme, onun derdi seninle değil, kendiyle...” diyerek moral verip kalbini kurtardınız mı?
Soruları sordum, cevapları sizde.
Cevaplarını kendinize verip gıcık olmak veya olmamak ve bu konuyla ilgili bir şey yapmak/yapmamak da sizin elinizde ve bu kısmı beni hiç ilgilendirmiyor.
Ben yaptıklarımı/yapamadıklarımı biliyorum.
Yapamadığım ve yapmak istediğim şeyler için de bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Ha şimdi geleyim bu yazının özüne.
Yalıkavak Pazarı’nda öğrendim ki, bölgemizdeki zeytin ağaçları iyi değil. Mahsul yok. Zeytin yok. Ağaçlar hasta. Birileri de zeytin ekilmesin gibi bir şey demiş. Çekinerek konuşuyor insanlar.
Zeytinleri tanıyanlar gözleri dolu, sesleri titreyerek anlatıyorlar ağaçların halini.
Ağaçların kalbi kırık. Meyve veresileri yok biz katliamcı Barbar Türkler yüzünden!
Barbarız anladınız mı! “Tüket, yok et, bitir, göç” bizim işimiz.
Gündoğan’daki o amca, her evi 4 bin liraya kiraya verecek diye arazisini satmış villa yaptırmak için. O barbar adam da, o arazideki kaç yıllık okaliptüsleri kesip betonları dikmiş yerine. Rant için.
Sizler bizler kokoşlaşarak hava atalım marinalarda diye yollar genişletildi ya Bafra Gölü kenarında, yüzlerce zeytin ağacı yıkıldı, söküldü, öldürüldü. Kenara atılıp ölüme terk edildiler. Oysa evlat edinebilirdik onları bahçelerimize, sitelerimize.
Her sene döve döve toplanıyor zeytinler. Acelemiz var. Para para para lazım...
Datça’da badem ağaçları da küsmüş.
Nereye gitsem, küsen, kırılan ağaçlardan bahsediyor insanlar.
Ellerim titriyor bunları yazarken, duyarsızlığımızdan utanıyorum. O ağaçları ölüme terk edenler için bile bela okuyamadığım için kendimi dövmek istiyorum.
Önümdeki otomobil o sırada camını açıyor, Yalıkavak’a girişteki değirmenlerin oraya gelirken tam, elindeki pet şişeyi savuruyor camından. “YUUUUUH!” diye çığlık atıyorum. Çocuklarımın ödü patlıyor.
Ceza istiyorum!
Ceza verilsin bu kötülüğe. Ama para cezası değil.
Kalbini kırdığın ağacı ekip büyütmek, bakmak cezası çekeceksin. O pet şişeyi camdan atan o hödük, atlı katlı yatlı insan bir gün boyunca yol kenarına atılan çöpleri toplasın istiyorum.
“İyilik hizmeti” cezaları verilsin bu cehalete. 1 hafta tuvalet temizlesin umumi yerde. 1 hafta çöpleri toplasın.
Ki anlasın orası çöplük değil ve her geçen arabanın her attığı çöpü toplatmaya Obama gücü, yüce Türk Ordusu bile yetişemez.
O çöpçü dediğin insan, işi bu diye senin pisliğini bu şekilde çekmek zorunda değil.
Parayla insan ezmek, ağaç öldürmek, can çekiştirmekle varacağın yer cennet değil a duyarsız!
Bir ülke, “Verdik vergimizi, ödedik paraları, toplasınlar abi” demekle cennet olmaz.
Cehenneme çeviren de, kuru kuru şikayet eden de sensin.
İnsanlarınla konuşmayan sensin. İnsanını hor gören, üzerine nefreti çeken sensin. O yüzden öfke içinde boğuluyorsun.
Ondan işte başına bunların neden geldiğinin hâlâ farkında bile değilsin.
Ayıl.
Alarm çalıyor cayır cayır.
Kalk o yataktan git alarmı sustur.
Uyuma.
Konuş. Paylaş. Dinle. Anla. Kabul et. Duy. Çalış.
Yonca
“gül bitirici”

Yazarın Tüm Yazıları