Neden “imdaaat adam öldürüyorlar” diye çığlık atılır?
Veya neden “yetişiiin adam öldürüyorlar” diye bağırılır?
*
Çünkü...
Kadın’sa kimseyi ırgalamaz.
Kanuni otuz sene ata bindi.
Şimdi de Fatih...
Bizanslı hanımlar karşıladı filan.
*
Demokrasimiz “ileri”den...
Örnekler hep “geri”den.
*
Çünkü, bizim mebuslara dokunmak bi nevi kıyamet alametidir!
*
*
Mebuslarımız, Osmanlı varken “zat-ı hazret-i padişahiye” ve “vatana sadakat” üstüne yemin ediyordu.
Satarım.
Telefonu?
Satarım.
Bankaları?
Satarım.
Limanları?
Satarım.
Fabrikaları?
Satarım.
Madenleri?
Satarım.
Santralları?
Satarım.
Sosyal tesisleri?
Satarım.
Ormanları?
Satarım.
Dereleri?
Satarım.
Toprak?
Satarım.
*
El âleme?
Satarım.
İhalesiz?
Satarım.
Eşe-dosta?
Satarım.
*
Siz ne düşünüyorsunuz Bülent bey?
Bizden satanist çıkmaz!
*
Ayrıca, şu şu şehirlerde şu şu isimli vatandaşlara nakit para yardımı yaptık demişler, o vatandaşlara tek tek sorulmuş ki, tek kuruş almadıkları gibi, makbuzların altındaki imzalar da sahte.
*
Böylece, Keriz Feneri’ni kurcaladığı için yargılanan Savcı Abdulvahap Yaren’in sözleri yeniden gündeme geldi. Afrika’daki aç çocukların fotoğrafını göstererek... Yardım paralarının buralara gitmesi gerekiyordu, zekât hırsızlarını koruma altına alan bir güç var, ben bu güce “hırsızların imparatoru” diyorum, hem altındaki figüranları koruyor, hem kendisine ulaşılmasını engelliyor, kim olduğu belli, halk arasında tabir vardır, arife tarif gerekmez, damda gezer miyav der, isme gerek var mı, demişti.
*
E haliyle herkes “hırsızlar imparatoru”nun kim olduğunu merak ettiğine göre, hukuk’a yardımcı olmak lazım.
*
“İsmi” şimdilik meçhul ama...
Doktorları ispiyonluyorsun.
*
Arıyorsun mesela...
Yanlış teşhis koydu diyorsun.
Şırrak, soruşturma açıyorlar.
Hesap soruyorlar.
Doktorun teşhisini beğenmeyip, dahiliye mütehassısı edasıyla, yanlış diye telefon eden kim bu arada?
*
Başbakanımız bugün nasıl olsa herhangi bir konuda açıklama yapar diye canlı yayına davet edilen gazeteciler, başbakanımızın bugün yapmadığı açıklamadaki hususları gayet isabetli bulduklarını belirterek, yarın öbür gün yapacağı herhangi bir açıklamaya da, harfiyen katıldığımızı ifade etmek istiyoruz dediler.
*
Programa telefonla bağlanan gazeteciler ise, başbakanımızın yapmadığı açıklamanın detaylarını henüz duymadıklarını, ancak, duysalar bile katılmalarının asla mümkün olmadığını, telefonu kapattıktan sonra yapılması muhtemel herhangi bir açıklamada da, sakıncalı yönler bulduklarını izah ettiler.
*
Birbirlerini faşistlikle, şerefsizlikle ve haysiyetsizlikle suçlayan stüdyodakilerle telefondakilerin seviyeli tartışmasına on dakika kadar kesintisiz müsaade edildi, reyting kıvamına gelince, reklam arası verildi.
*
Reklam dönüşü, son dakka gelişmesini almak üzere, Ankara’ya dönüldü. Çankaya Köşkü’ne yakın kaynakların, başbakanımızın bugün herhangi bir konuda yapmadığı açıklama üzerine, ısrarlı sorulara rağmen sessiz kalmayı tercih ettiği, bu kinayeli sessizliğin Meclis kulislerinde manidar karşılandığı belirtildi.