Yılmaz Özdil

Pardon

11 Aralık 2013
4 sene 9 ay önce, Mustafa Balbay tutuklandığında...

*

AKP henüz AKP’ydi, ak denmiyordu. Son Osmanlı Padişahı 1’nci Recep Tayyip Erdoğan pankartı açılmamıştı. Profesör Haberal tutuklanmamıştı, 4 yıl 4 ay yatıracaklarını bilmiyordu. Profesör Hilmioğlu dışardaydı, kanser değildi. Profesör Türkan Saylan yaşıyordu, terör yuvası diye evi basılmamıştı. Poyrazköy’de TRT kameraları eşliğinde kazı başlamamış, boş lav silahı bulunmamış, Kardak kahramanları içeri tıkılmamıştı. The Taraf gazetesi, Fethullah Gülen’i bitirme planını manşet yapmamıştı, o planın bizzat AKP tarafından imzalandığı kimsenin aklına gelmemişti. Cemaat AKP’nin kankası, AKP cemaatin cankuşuydu. İki cihanda lekeli değildik. Habur rezaleti yaşanmamıştı. Yarbay Ali Tatar kafasına sıkmamıştı. Çukurambar’da suikastçı diye aşçı yakalanmamış, o sırada Manisa’da bulunan Bülent Arınç’a Ankara’da suikast yapılacağı iddia edilmemiş, n’oluyor demeye kalmadan kozmik oda’ya girilmemişti. Bizim patrona can sıkıcı yayınlar yapmasın diye 1 milyar dolar giydirmemişlerdi. AKP il başkanı, başbakanımız bizim için ikinci peygamber gibidir dememişti. TSK’ya balyoz inmemişti, cami bombalanacaktı yalanı yazılmamıştı, sahte siidi’ler ortaya çıkmamıştı, Mehmet Baransu bavulu açmamıştı, aynı bavulu AKP için de açacağını AKP bile tahmin etmemişti, Baransu’ya gizli kamera döşeyeceklerini Baransu bile düşünmemişti. Haysiyet cellatlığı başlamamıştı, subayların eşlerine iftira atılmıyordu, Albay Berk Erden canına kıymamıştı. Darbe yaftasıyla içeri tıkamadıkları subayları, casus ilan etmemişlerdi. Başsavcı Cihaner tutuklanmamıştı. AKP milletvekili, artık biz fişliyoruz dememişti. Bir başka AKP milletvekili, AKP’ye oy vermeyenlerin kanı bozuk olduğunu söylememişti. Yetmez ama evet denmemişti, Yargıtayyip, Danıştayyip, Sayıştayyip haline gelmemişti, 23 Nisan’da koltuğuna oturtulan ilkokul çocuğuna, ister asar ister kesersin diye akıl vermemişti. Hakan Fidan, Mit müsteşarı yapılmamıştı. Oslo açığa çıkmamıştı, hükümetin pkk’yla görüştüğünü iddia eden şerefsizdi. Deniz Baykal kasetle tasfiye edilmemiş, Kürtçü-liboş-ABD ajanı kadrolarla, yeni CHP dizayn edilmemişti. 83 yaşındaki İlhan Selçuk’u Ergenekon’un elebaşısı diye gözaltına almamışlardı. Haliç’te Yaşayan Simonlar piyasaya çıkmamıştı, Hanefi Avcı emniyet müdürüydü, hocaefendi de okyanus ötesinden açıklama yapıp, Allah taksiratlarını affetsin dememişti. Başbakanımızı görünce ayağa kalkmayan Engin Alan, Silivri’ye gönderilmemişti, teğmen’e sehven yükleme yapılmamıştı, Soner Yalçın, Müyesser Yıldız, Nedim Şener, Ahmet Şık tutuklanmamıştı, imamın ordusu kitap olmamıştı, Kaşif Kozinoğlu hayattaydı. MHP’nin kasedi çıkmamıştı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmemişti, Cem Uzan, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, tesadüf işte, muhalif olan herkes komple bertaraf olmamıştı. İzmir belediye başkanına 400 sene istenmemişti. Ergenekon-Balyoz savcıları, Aziz Yıldırım’ı içeri tıkmamıştı. Deniz Feneri savcıları, sanık olmamıştı. İnsanları boğup, mezar evlere gömen Hizbullahçılar sokağa salınmamıştı. İnsanlık anıtı, ucube diye yıkılmamıştı. Esed, Esad’tı. Hüsnü, mübarek adamdı. Kaddafi’den insan hakları ödülü alınmamıştı, Nato’nun Libya’da ne işi vardı. Ahmet Davutoğlu bakan değildi, milletvekili bile değildi, hariçten gazeldi. Büyükelçimiz, İsrail’de tabureye oturtulmamıştı. Mavi Marmara, siyasi çıkarlar uğruna, göz göre göre ölüme gönderilmemişti. Suriye, uçağımızı düşürmemişti, şehit pilotlarımız “stratejik derinlik”te, 1260 metrede Amerikalılar tarafından bulunmamıştı. Obama beyzbol sopası göstermemişti. Kafa kesen, kalp söken şeriatçı teröristler, Hatay’da üs kurmamıştı. Memlekete bir milyon Suriyeli girmemişti. Davos’taki superman, güneydoğuda siper’man olmamıştı, başbakanımız kuzey ırak sınırındaki siperde kum çuvallarının arkasında çömelmemişti. İnek ithal etmiyorduk. Angola’dan Uganda’dan saman ithal edilmiyordu. Hiç olmazsa dereler satılmıyordu. Hopa’da çevreci öğretmen Metin Lokumcu biber gazıyla öldürülmemişti. Çağla bademler büyüsün de badem olsunlar diye, üniversite sınavına şifre konulmamıştı. Hayaldi, gerçek olmamıştı, Pkk’lı Şemdin Sakık’ın gizli tanık olduğu ortaya çıkmamış, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terörist ilan edilmemiş, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları topluca istifa etmemiş, hiç istifini bozmayan necdet bey’e sucuk hediye edilmemişti. Kürecik’e İsrail’i korumak için radar döşenmemişti. CHP hükümeti Dersim’i bombaladı denirken, Uludere bombalanmamıştı. Madımak zamanaşımına uğramamıştı. Reyhanlı havaya uçmamıştı, koynumuzda beslediğimiz El Kaide’nin havaya uçurduğu bilinmiyordu. AKP’liler tarafından Hazreti Muhammed’e nüfus kâğıdı çıkarılmamış, Tayyip adı, peygamberimizin çocukları arasında gösterilmemişti. Padişah Abdülhamid’e onursal doktora verilmemişti. 19 Mayıs yasaklanmamıştı. Diyanet, ilkokul öğrencilerini sömestrde umreye götürmüyordu. Atatürk ilkeleri ders kitaplarından çıkarılmamıştı. Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanmamıştı. Atatürkçüler terörist holigan ilan edilmemişti. Atatürk suç olmamıştı, posterine-çıkartmasına ceza yazılmıyordu. Yüce Atatürk pankartı açan takım, disipline sevk edilmiyordu. İki ayyaş denmemişti. Andımız yasaklanmamıştı. Şehitler kelleydi ama, bi kaç Mehmet değildi. Kerkük’e karışırsanız Diyarbakır’a karışırız diyen Barzani, AKP’nin onur konuğu olmamıştı, başbakanımız tarafından Diyarbakır’da ağırlanmamıştı. İmralı’yla müzakere başlamamıştı, sayın basınımız Kandil’den canlı yayına koşmamıştı, Kürdistan ilan edilmemişti, Apo ulusa sesleniş konuşması yapmamıştı. Biji Erdoğan pankartları açılmamıştı. İmralı tutanakları basına sızmamıştı, Apo açık açık, AKP’yle ittifak yapacaklarını, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini, karşılığında rejimin değişeceğini söylememişti. Orhan Gencebay, Kadir İnanır filan akil insan olmamıştı. T.C. kaldırılmamıştı. Türk’tük, akp yöneticisi Türk yok dememişti. Kürtaj yaptıran, sezaryenle doğum yapan, katil değildi. Hamileler terbiyesiz değildi. Kızlı-erkekli eğitimi kaldıracağız dememişlerdi. Vali de millete gavat dememişti. Üçüncü köprü, bizzat başbakanımıza göre cinayetti. Gezi parkı, parktı. Ethem’in suratına ateş edilmemişti. Polis tarafından sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail desen, Balbay tutuklandığında henüz ortaokul son sınıftaydı.

*

4 sene 9 ay sonra, Mustafa’ya pardon denildi.

*

E gerisi de kusura bakmasın gari.

Yazının Devamını Oku

Yüce Atatürk

10 Aralık 2013
Sene 1914...

Ayvayı yeme aşamasına gelen Osmanlı, hâlâ şov peşindeydi. Öyle bi atraksiyon yapalım ki, ahalimiz “dünya lideri” olduğumuzu görsün dediler.
Düşündüler, taşındılar...
Üç kıtada uçak uçurmaya karar verdiler. İstanbul’dan havalanacak, Şam üzerinden, İskenderiye’ye konacak; böylece Avrupa, Asya, Afrika’yı kat etmiş olacaktı. Sayın ahalimiz de “vay be, amma devletiz haa” diye sevinecekti.

*

Halbuki, gurur duyulan uçağın elbette bizimle alakası yoktu, ithaldi, Fransız malıydı. Modeli, Bleriot XI/B’ydi.
Sanki biz icat etmişiz gibi, kanatlarına kocaman ay-yıldız işlediler, adını da Muavenet-i Milliye, milli yardımlaşma koydular, oldu sana yerli malı uçak!

*

Burundan pırpırlı, kanatları bezdendi. Pilotlar, üstü açık otomobil gibi, kokpitsiz, dışarda uçuyordu. Dönemin en önemli pilotu, Tayyareci Fethi Bey’i çağırdılar, buna bin, Toroslar’ı aş, Şam’dan dön, Kahire üzerinden İskenderiye’ye git dediler.

Yazının Devamını Oku

Hazreti gazeteci

8 Aralık 2013
Hariciye nazırımız açıkladı.

Mısır’da dört aydır tutuklu bulunan ve “bana bir şey olursa, beni Gafir mezarlığında Mustafa Sabri Hazretleri’nin kabrine defnedin” diyen TRT muhabiri, nihayet serbest bırakıldı.

*

Tutukluyken sustuk.
Artık yazabiliriz.

*

Bu arkadaşın yanına defnedilmek istediği Mustafa Sabri hazretleri... Vahdettin’in şeyhülislamıydı. İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucularındandı. İslam Teali Cemiyeti’nin kurucularındandı. Kuvayi Milliye’ye “kudurmuş haydutlar” diyordu. “Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat, Ankara’dadır” şeklinde bildiri yayınladı. Mustafa Kemal hakkındaki ölüm fermanını, bizzat kaleme aldı, “öldürülmesi caizdir, hatta dini vazifedir” dedi. İşgalcilere karşı Anadolu’nun yanında saf tutan Denizli, Isparta, Uşak, Antalya, Sinop müftülerini görevden azletti; Ankara müftüsü için idam fermanı çıkardı. Anadolu Cemiyeti adıyla örgüt kurdu, İzmir’deki Yunan Yüksek Komiserliği’ne teklifte bulundu, “Mustafa Kemal’in pençesinden kurtarmak için Batı Anadolu’da özerk hükümet kuralım, yönetimin başında Hıristiyan vali bulunsun, ordusundan Yunan başkomutanı sorumlu olsun” dedi, Atina’ya iletildi, Yunan Başbakanı Gunaris teklifi inceledi, “kendi milletini satan hainlere ihtiyacımız yok” cevabını verdi. Ama, Mustafa Sabri’nin Yunanistan’a ihtiyacı vardı. Milli mücadele kazanılınca, İngiliz gemisiyle kaçtı, Yunanistan’a sığındı, basın patronu oldu, Yarın adıyla gazete çıkardı. O gazeteye 1927 senesinde, “Allah’ın huzurunda Türklükten istifa ediyorum, tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme, beni Türk milletinden addetme” diye yazdı. “Elimden gelse bütün Türkleri Arap yaparım, bunların vaktiyle Araplaşmadığına eseflenirim” diye yazdı. Hilafetin yeniden kurulması için, dönemin Papa’sı XI. Pius’a mektup gönderdi, Vatikan’dan yardım istedi. Yunanistan’dan Suudi Arabistan’a geçti, en son Mısır’a yerleşti, El Ezher Üniversitesi’nde ders verdi, Kahire’de öldü, Gafir mezarlığına gömüldü.

*

E haklıymış yani o gazeteci arkadaş...

Yazının Devamını Oku

Cennetten mektup var

7 Aralık 2013

Şu an işteyim, annem aradı, Maltepe’den mektubum gelmiş, oku dedim, okuyamıyor, ağlıyor annem, Orhan... Mektubumgeldi, gözyaşlarıyla okuyorum, Banu... Aldım mektubumu, asıl görevim şimdi başlıyor, en başta öğrencilerim, herkese okuyacağım, Burcu... Bu mektup benim adresime geldi ama, aslında, Türkiye’nin vicdanına gönderilmiş mektuptur, Süleyman... Geç saat, misafirlikten dönüyor, apartmanın kapısından giriyoruz, girişteki tezgâhta gerekli-gereksiz ilan, broşür, fatura, yerde sarı bir zarf var, er mektubu görülmüştür yazıyor, adres benim, ifade özgürlüğünü güvercinin paçasına tutuşturmuş, göndermiş, eşimle gözlerimiz doluyor, masum olduklarını ispat etme hakları elinden alınmış insanlar mahkûmken, rahat uyku yok hiçbir vatan evladına, Ali... Mektubumu okuyunca anladım ki, hepimiz esiriz, İpek... Aldığım en anlamlı mektup bu, insanın içine işliyor, Kolet... Madalya gibi saklayacağım, Mehmet... Hayatım boyunca askere mesafeli durdum, ulusalcı yanım hiç olmadı, cumhuriyetçiyim demedim, ama, sizin aracılığınızla elime geçen albayın mektubu canıma okudu, Ebru... Zaten biliyordum suçsuz olduklarını, artık eminim, Batuhan... Mektubum geldi, cevaben yazıyorum, hakkınızdaki karar eğer Türk milleti adına verilmişse, Türk milletinin bir ferdi olan şahsım, bu karara imza atmıyorum, Cem... Dün sabah posta kutumda buldum, vefat etmiş babamdan gelmiş gibi ağladım, Esin... Ben bu e-postayı yazarken, mektubum üçüncü kişinin elinde, çığ gibi büyüteceğiz, Bumin... Eşim ağlayarak getirdi, okuduk beraber, oturduk sessiz sessiz dakikalarca, Çağlar.

*

Maltepe’deki arkadaşlarıma gönderilen adres sayısı, 1 milyonu geçti, tam olarak 1 milyon 23 bin 700 oldu. 12 bin 370 adres yurtdışından, gerisi memleketin dört bir yanından... Günde 20 saat aralıksız gayret etmelerine rağmen, yetişebilmeleri imkânsız, paylaştılar, Hasdal, Hadımköy, Mamak, Sincan, harıl harıl mektup yazıyor. “Mektubu gelen”ler de, bazı örneklerini gördüğünüz gibi, bana not iletiyor.

*

Mektubumu düğünüm için istedim, herkese nikâh davetiyemle ve nikâh şekerimle birlikte dağıtacağım, Pelin... Özgürlük zinciri oluşturdum, üç arkadaşıma ulaştırdım, onlar da üçer arkadaşına ulaştıracak, Sadık... Maltepe’deki 11 fidan için, burada 11 fidan diktik, ABD’den Veli... Beş vakit olmasa da namaz kılan biriyim, mektubun kopyasını cami duvarına asacağım ki, insanlar kul hakkına nasıl girildiğini hatırlasın, Bursa’dan Gürcan... Mektubu sosyal medyada yaymak için kısa film yapacağım, Erhan... 4 yaşındaki kızım Selin hediye göndermek istiyor, hangi çikolatayı severler diye soruyor, Antalya’dan Sunay... İnanmıştım, safmışım, sizlerden ve ailelerinizden özür dilerim, Isparta’dan Kemal... Mektubumu tişörte bastıracağım, Kerem... Otobüs duraklarına yapıştırmazsam ne olayım, Nesrin... Ülkemde tiyatro oynanıyor, perdeyi Türk halkı olarak biz ellerimizle kapatacağız, Ahmet.

*

Ama, bir adres var ki...

Yazının Devamını Oku

İnsan hayatı iki simit parası

6 Aralık 2013
Anayasa Mahkemesi açıkladı:

Mustafa haybeye yattı.

*

Anayasa Mahkemesi Başkanımız iktisatçı olduğu için, hadiseyi hukuki açıdan yorumlamanın manası yok, iktisadi açıdan ele almak lazım.

*

Boşu boşuna yattığı tescil edilen Mustafa, ne kadardır yatıyor?
4 sene 275 gündür yatıyor.
Bunun karşılığında “pardon” denilerek kaç para tazminat ödenmesine karar verildi?

Yazının Devamını Oku

Türk var mı?

5 Aralık 2013
Cibiliyetsiz’sin.

Vampir’sin.
İki cihanda lekeli’sin.
Gâvur’sun. Hasta kafa’sın. Milletin malının peşkeş çekilmesine karşıysan, sermaye ırkçısı’sın. Vatan haini’sin. Bizzat başbakanımız izah etti, hazımsız tip’sin, şizofren tip’sin. Kudurmuştan beter’sin. 1959’dan beri AB’ye gireceğiz diye kandırıldığımızı hatırlatıyorsan, vizyonsuz’sun, cahil’sin. Bahtsız bedevi’sin. Keriz Feneri rezaletini yazıyorsan, iftiracı’sın, İsrail ajanı’sın. Seçmene avanta kömür, bulgur, buzdolabı dağıtılmasına itirazın varsa, çirkin’sin, antidemokrat’sın, halk düşmanı’sın. Hukuku guguk yaptılar diyorsan, Ergenekoncu’sun, darbeci’sin, beyinsiz’sin, soytarı’sın, geçmişin lekeli, çete avukatı’sın, mafya’sın, densiz’sin, ahlaksız’sın, müfteri’sin, karanlık komplocu’sun, kirli senarist’sin.

*

Hükümetimizin referandumlarına hayır diyorsan, ya bakanımızın söylediği gibi, aklından zorun var’dır, ya da liboşun yazdığı gibi, vicdansız’sın, bağnaz’sın. Tayyip Erdoğan’ın canını sıkarsan, ucube’sin. Bülent Arınç’ın asabını bozarsan, yaratık’sın. Devrimciysen, dudakların lekeli, ülkücüysen, contaları yakmış’sın. AKP’ye ak demiyorsan, edepsiz’sin. Seçmensen, kaz güdemeyene, koyun güdemeyene oy vermeyeceksin, güdülecek’sin. Bakanlarımızı gördüğün zaman, takla atacak’sın, göbek atacak’sın.

Yazının Devamını Oku

Oklahoma’yı CHP kazanır

4 Aralık 2013
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “bundan böyle ABD’de daha güçlü bir CHP olacak” dedi...

CHP’nin Washington’dan sonra, New York, Florida, California ve Teksas’ta temsilcilik açacağı duyuruldu.

*

Şikago’da AKP çok güçlü ama, Nebraska belediye başkanlığını CHP’nin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sinsinati ve Misisipi MHP’nin kalesi...
Arizona ve Dakota’da Apoçiler var, banko BDP alır.

Yazının Devamını Oku

Allah memlekete bavulun hayırlısını versin kardeşim...

3 Aralık 2013

Takunyalılarla takkeliler memleketi parsellemiş, o milletvekili cemaatten, şu bakan tarikattan, bürokrasi komple badem, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan hükümetimiz Kürdistan’ın kankası, ordu iftiralarla hapiste, genelkurmay başkanına terörist diye müebbet verdiler, cumhuriyetin tek taş pırlantalarını haraç mezat el âleme peşkeş çektiler, buna rağmen borç büyüdü, son 10 senede 400 milyar dolar faiz ödediler, henüz doğmamış torunlarının geleceğini bile sattılar, paraya secde eden iş dünyası umre kuyruğuna girmiş, medya desen, mütareke basınından beter, üniversite sınavına şifre koydular, keriz feneri’ni yakalayan savcıyı sanık yaptılar, millete gavat diyen vali, en kıymetli vali, çocuklarımızın suratına ateş ediyorlar, devletin polisini seri katil yaptılar, sokaklarda sopayla döve döve gençlerimizi öldürüyorlar, milli gelir hesaplanırken nüfus azalıyor, seçmen sayısı hesaplanırken nüfus artıyor, hangi birini sayayım, T.C.’yi kaldırdılar, Atatürk suç oldu, çelenk bırakanı gözaltına alıyorlar, posterine ceza kesiyorlar, AKP yöneticisi açık açık “Türk yoktur” dedi, daha ne desin?

*

Hepsi, gözünün önünde oluyor.
Bilmediğin, duymadığın, gizlisi-saklısı olan hiçbir şey yok.

Yazının Devamını Oku