Rüşvet verdim diyen enişte var.
Spor reformu yaptılar...
O enişteyle iş tutan kayınpeder var.
Ekonomi reformu yaptılar...
Ekonomi bakanının oğlu içerde.
Bankacılık reformu yaptılar...
Yenge dinlemeye takıldı, yeşiller geldi deyince, ayakkabı kutusu yakalandı.
Sıcak bi yaz akşamıdır.
En büyük mutlulukla, en büyük acının kesiştiği andır. 17 yaşında evlenen, 19 yaşında evladını dünyaya getiren gencecik anne, doğumdan iki saat sonra vefat eder. Talihsiz erkek bebeğin, bu dramatik hadiseden senelerce haberi olmaz. Çünkü, dedesiyle anneannesi, torunlarını alıp, Ankara’ya götürür, kendi soyadlarını verir, oğul olarak büyütürler. Dedesini baba, anneannesini anne olarak bilir.
*
Annesi sık sık bi kenara çekilip ağlar, nedenine anlam veremez.
Ailece kabristan ziyaretine giderler, kime, niye, bir türlü çözemez.
*
Taa ki 8 yaşına kadar...
*
Yasin Doğan katıldı.
Yasin Aktay katıldı.
Mehmet Barlas, Hakan Albayrak,
Ali Bayramoğlu katıldı.
Osman Can, Elif Çakır, Ersoy Dede,
Abdurrahman Dilipak katıldı.
*
Kadınlar eşlerini evlatlarını, evlatlar babalarını anlattı.
*
Pilot tuğgeneral Mustafa İlhan’ın oğlu Batuhan, 18’ine yeni girdi, “bizden aldıkları sadece vakit değil, hayatımızı aldılar” dedi. Deniz kurmay albay Baybars Küçükatay, 21 senelik hizmetinin 17 senesini denizde geçirdi, Türkiye’nin en genç firkateyn komutanıydı, kızı Beray henüz altı yaşında... Beraycığım, iki buçuk senedir annesiyle yaşadığını, babasının eve gelemediğini, yüzünü bile göremediğini, sanki tutuklu gibi olduğunu, babasıyla balık tutmak istediğini, babasıyla resim yapmak istediğini, babasıyla okula gitmek istediğini söyledi. Deniz kurmay albay Derya Günergin’in kızı Rüya, müthiş şiirler yazar, şiir gibi tarif etti, “kin duyarak büyümemizi istemediği için, annem beni ve kardeşimi mahkemeye götürmüyordu, asla kin duymuyorum ama, kızgınım, hani birileri evinize girip eşyalarınızı çalsa ne hissedersiniz, onun gibi, birileri hayatımıza girdi, babalarımızı çaldı.”
Yeni ve farklı isimler aranmaz, kalpleri kırılmasın, gönülleri olsun diye, büyükler yaşatılırdı torunlarda.
*
70’lerde... Köyden kente göç’ün, acı vatan’ın, yeni yeni tanışmaya başladığımız popüler kültür’ün izleri görülmeye başlandı. Türkan Şoray’ın Türkan’ı, Hülya Koçyiğit’in Hülya’sı, Filiz Akın’ın Filiz’i, gurbet hasretinin Özlem’i Ümit’i Dilek’i Kader’i yazıldı, bebelerin nüfus kâğıtlarına.
*
80’lerde... Çoğunluk tablosu değişmedi ama, darbeyle beraber, Deniz Gezmiş’in Deniz’inde adeta patlama oldu, Eylem, Özgür, Barış, Devrim, Ulaş’ın yanı sıra, Ülkü, Turan, Alp, Tolga, Kaan, Asena, Aybüke gibi, o güne kadar pek tercih edilmeyen ideolojik tınılar arttı.
*
90’lar, siyaseten iki arada bir deredeydi, geçiş döneminin ufak ufak sinyallerini veriyordu, gelenek’le modern buluştu, dedelere ilaveler yapıldı, Kemalcan, Mehmetcan, Alican, Mithatcan’lar dünyaya geldi; kızlara resmen nur yağdı, Ayşenur, Fatmanur, Yurdanur, Gülnur, Göknur’lar doğdu.
*
Ki, bunu söyleyen bakan da imam.
Başbakan, zaten imam.
*
İmam imama danışmış...
İmamın imamı şikâyet ediyor.
*
Emniyetin imamı’nı manşet yaptılar.
“Görüştüğümüzü iddia edenler şerefsizdir” diyordu, Apo’yla masaya oturuldu, müzakereler başladı. Paris’te üçlü cinayet işlendi, PKK kurucularından Sakine Cansız öldürüldü. Ulus kelimesi yasaklandı, Ulusa Sesleniş’in adı değiştirildi, Millete Hizmet Yolunda oldu. İzmir’deki fuhuş ve casusluk davasının iddianamesi kabul edildi; Ergenekon ve Balyoz bavullarına sığmayanlar, casus çantasına sokuldu. “Ben bu davanın savcısıyım” diyordu, zeytinyağı gibi üste çıktı, topu savcılara attı, “firkateynlere gönderecek komutan kalmadı, olmaz böyle şey, tarih affetmez” dedi.
*
Şubat...
Amerikalı turist Sara Sierra’yı İstanbul’un göbeğinde raylara yatırıp, kafasını taşla ezdiler. ABD Ankara Büyükelçiliği’nde canlı bomba patladı. THY hosteslerine fes takmaya kalktılar, uçakta içkiyi yasakladılar. Şemdin Sakık tanık oldu, genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner’in tanıklığı kabul edilmedi. İmralı tutanakları basına sızdı, Apo açık açık izah etti, “Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz, ittifaka gidebiliriz” dedi. Hakan Şükür, Türk olmadığını açıkladı.
*
Mart...
Apo, Nevruz’da ulusa sesleniş konuşması yaptı, Kürdistan’ı ilan etti. Diyanet işleri başkanı “gavur” diyemedi, “İzmir’in farklı bi dindarlığı var” dedi.
*
Dua da lazım.
*
Kızlı-erkekli...
Tayyip Erdoğan’sız yıllar dilerim.
Amin.