Paylaş
“Görüştüğümüzü iddia edenler şerefsizdir” diyordu, Apo’yla masaya oturuldu, müzakereler başladı. Paris’te üçlü cinayet işlendi, PKK kurucularından Sakine Cansız öldürüldü. Ulus kelimesi yasaklandı, Ulusa Sesleniş’in adı değiştirildi, Millete Hizmet Yolunda oldu. İzmir’deki fuhuş ve casusluk davasının iddianamesi kabul edildi; Ergenekon ve Balyoz bavullarına sığmayanlar, casus çantasına sokuldu. “Ben bu davanın savcısıyım” diyordu, zeytinyağı gibi üste çıktı, topu savcılara attı, “firkateynlere gönderecek komutan kalmadı, olmaz böyle şey, tarih affetmez” dedi.
*
Şubat...
Amerikalı turist Sara Sierra’yı İstanbul’un göbeğinde raylara yatırıp, kafasını taşla ezdiler. ABD Ankara Büyükelçiliği’nde canlı bomba patladı. THY hosteslerine fes takmaya kalktılar, uçakta içkiyi yasakladılar. Şemdin Sakık tanık oldu, genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner’in tanıklığı kabul edilmedi. İmralı tutanakları basına sızdı, Apo açık açık izah etti, “Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz, ittifaka gidebiliriz” dedi. Hakan Şükür, Türk olmadığını açıkladı.
*
Mart...
Apo, Nevruz’da ulusa sesleniş konuşması yaptı, Kürdistan’ı ilan etti. Diyanet işleri başkanı “gavur” diyemedi, “İzmir’in farklı bi dindarlığı var” dedi.
*
Nisan...
Akil insanlar icat edildi, gazilerimiz akillerin kafasına protez bacak fırlattı. Kandil’de basın toplantısı yapıldı. TC kaldırıldı. Tayyip Erdoğan “milli içkimiz ayrandır” dedi, ki, bu işlerden hiç anlamadığı, 2.1 milyar dolara satılan rakı’yı sadece 292 milyon dolara vermesinden belliydi. Fazıl Say, hapse mahkûm edildi. “Otistik çocuklar ateist, ücretsiz tedaviyle eğitip dindar çocuklar yapacağız” diyen bile oldu!
*
Mayıs...
Reyhanlı havaya uçtu, tarihimizin en büyük terör saldırısıydı. Bülent Arınç, Fethullah Gülen’i ziyaret etti, “hükümetle cemaat arasında soğukluk olduğu söyleniyor, kesinlikle reddediyorum, hocaefendinin başbakanın şahsına çok büyük duaları var, çok seviyor” dedi! Padişah Abdülhamit’e onursal doktora verildi. Hürrem Sultan, diziyi bırakıp Almanya’ya kaçtı. Ayran kesmedi, “iki ayyaş” dedi, “içki içen alkoliktir, içki içen AKP’liyse, alkolik değildir” dedi, akşam saat 10’dan sonra içki satışını yasakladı. “Üçüncü köprü cinayettir” demişti, üçüncü köprünün temelini attı, “ben dört dörtlük Aleviyim” demişti, köprünün adını Yavuz Sultan Selim koydu. AKP milletvekili de CHP milletvekiline “senin a..na koyarım, o..pu çocuğu, senin an..nı s..rim” dedi.
*
Haziran...
Gezi parkı’na alışveriş merkezi dikmeye kalktı, her yer Taksim, her yer direniş oldu. “Çapulcular” dedi. “Camide bira içtiler” dedi. “Beyaz eldivenli, üstü çıplak adamlar, başörtülü bacıma saldırdı” dedi. Polat Alemdar “bize nazar değdi” dedi. Divan otel, beş yıldızlı oteldi, ay-yıldızlı otel oldu. Kalp kalbe Çarşı oldu. Koskoca medya, penguen oldu. Abdullah kim vurduya gitti, Ethem’in suratına kurşun sıktılar, Ali İsmail’i sopalarla döve döve öldürdüler. Karanfille gezeni tutukladılar, palayla saldıranı serbest bıraktılar. “Polisimiz destan yazdı” dedi, duran adam’ı gözaltına aldırdı, vuran adam’ı ödüllendirdi. Atatürklü Türk bayrağını yasadışı ilan etti, “komşularınızı ihbar edin” dedi.
*
Temmuz...
Malum, bunların maaşallah dediği, üç gün yaşamıyor, Mısır’da darbe oldu, Mursi’yi kafese koyup, Mübarek’i kafesten çıkardılar. Kendisine “tasavvuf düşünürü” denilen bi arkadaş, hamilelerin sokağa çıkmasının terbiyesizlik olduğunu söyledi. Bu, düşünür olanı... Düşünmeyeni siz düşünün artık.
*
Ağustos...
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terörist ilan edildi, müebbet hapis verildi. Genelkurmay karargâhında ilk kez iftar verildi. Yüksek Askeri Şûra’yı her sene 10 gün kaydırıp ramazan’a fiksledik miydi, tamamdır yani... PKK bayrağı açan BDP’liler şikâyet edildi, savcı inceledi, “sarı kırmızı yeşil renkler illa PKK sembolü değildir, Senegal’in Kamerun’un Gana’nın bayrakları da sarı kırmızı yeşildir” dedi, takipsizlik verdi. “Sıfır sorun” revize edildi, “değerli yalnızlık” diye kakalandı. Rabia işareti moda oldu. Vardar Ovası tu kaka oldu.
*
Eylül...
Takunyayla gittiler.
Tokyo’yla döndüler.
Olimpiyatı gene alamadık.
*
Ekim...
Andımız yasaklandı. Yargıtay, asrın iftirası Balyoz’u onadı. Türban meclise girdi. Marmaray açıldı, zırt pırt durdu, ahali boğazın altından yürüyerek geçti. “Geziciler sabote etti, imdat frenini çektiler, o yüzden durdu” dediler. Gerçeği kimse yazmadı, ben yazayım... Marmaray trafiğini kontrol eden bilgisayar yazılımı var, yazılımın dışında en ufak bir anormallik oluşursa, sistem zart diye kendini durduruyor, 15 gün bedava yaptılar, ahali hücum etti, ahali hücum etti diye “ilave vagon” koydular, ilave vagonu bilgisayar yazılımına ilave etmediler, etmeyince ne oldu, sistem ilave vagonu anormallik olarak algıladı, zart diye durdurdu. “Kaş yapalım derken göz çıkardık, yanlışlıkla kendi kendimizi sabote ettik” diyemediler, gezicilere iftira atmayı tercih ettiler.
*
Kasım...
“Kızlı-erkekli oturamazlar” dedi, sonra “bugüne kadar hiç kimsenin yaşam şekline karıştık mı” diye sordu. AKP valisi, vatandaşa “gavat” dedi. “Türkiye Kerkük’e karışırsa biz de Diyarbakır’a karışırız” diyen Barzani, Diyarbakır’da AKP’nin onur konuğu oldu; Şivan’la İbo, Barzo’yla Tayyo düet yaptı, Tayyip Erdoğan “Kürdistan” dedi. AKP yöneticisi “Türk yok” dedi. Atatürk kabahat oldu, Atatürk anıtına çelenk koyanlara kabahatler kanunundan para cezası kesildi, otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesildi. Dersaneleri kapatmaya kalktılar, Obama beyzbol sopası göstermişti, Fethullah hoca kızılcık sopası gösterdi. Bavulcu yeni bavul açtı. AKP hükümetinin, Fethullah Gülen’i bitirme planına şakır şakır imza attığı, fişlediği ortaya çıktı.
*
Aralık...
Mustafa Balbay’a pardon dediler, 4 sene 9 ay sonra çıktı, her yattığı gün için 2 lira 88 kuruş ödediler. Tayyip Erdoğan CHP milletvekillerine “terbiyesiz herifler” dedi, yarım saat sonra, AKP milletvekili CHP milletvekiline “senin kıçını s..rim” diye bağırdı. Fethiyespor Yüce Atatürk pankartı açtı, disipline gönderdiler. Atletico Feto’nun altyapısından yetişen, Badem United’ta forma giyen Hakan Şükür, kendi kalesine doksana taktı, AKP tribünleri dondu kaldı. Ayakkabı kutusundan milyon dolarlar çıktı. İçişleri ve ekonomi bakanlarının çocukları tutuklandı, toki bakanı “ne yaptıysak beraber yaptık, başbakanın istifa etmesi lazım” dedi. “Destan yazan” polisler görevden alındı, savcılar “yüz karası” ilan edildi, cemaat’e “casus çetesi” denildi, “inlerine gireceğiz” denildi. Hocaefendi beddua etti, “evleri yansın, yuvaları yıkılsın” dedi. Hoca bi okudu üfledi, bakanlar kurulu komple uçtu, ne AB bakanı kaldı, ne spor bakanı... Tayyip Erdoğan’ın sağ kolu “bunlar orduya kumpas kurdu” dedi.
*
2014 Ocak...
Yılın ilk günü oturup bu satırları okuduğunuza göre, belli ki, milli piyango size de çıkmamış.
Ama, üzülmeyin.
Bu memlekette hâlâ kestaneyi çizdirmeden yaşayabiliyorsanız, en büyük ikramiyeyi zaten çoktan kazanmışsınız demektir!
Paylaş