*
“Aahh benim milletim ahh, bu milletin 70’li 80’li yıllarını heba etmiş Demirel denilen o zat, gelmiş kaç yaşına, ayakta duramıyor, hâlâ çete kardeşliği yapıyor, çetelere kefil oluyor, gençler siz yetişmediniz o günlere, aahh ahh, ne dolaplar dönüyor, ne kirli tezgâhlar var.”
*
Sonra bi 50 sene geriye gitti.
*
“Aahh benim milletim ahh, bunların genel başkanları Führer’e özenip, Hitlervari bıyıklarıyla kendisine milli şef dedirtmişti, bunların valileri il başkanı gibiydi, biz bunların cemaziyülevvellerini biliriz, gençler siz yetişmediniz o günlere, ekmeği karneyle alıyorduk ekmeği, tüp yoktu, şimdi ne oldu da bunların hepsi bir araya geldi, edep yahu, karanlık ittifaklar var, kirli tezgâhlar var, aahhh ahh, benim milletimden neler gizleniyor.”
*
Sonra bi 100 sene geriye gitti.
*
Kimdir bu Haşhaşiler?
Aslında Haşhaşiyun’dur. İnsanlık tarihinin en gizemli adamı Hasan Sabbah tarafından 11’inci yüzyılda kurulan, siyasi-askeri figürlere yönelik suikastlarıyla devlet yönetimlerini dizayn etmeye çalışan tarikat... Bugünkü İran, Irak ve Suriye topraklarında yaygındı, Büyük Selçuklu’nun en güçlü döneminde, ortaçağ İslam coğrafyasının belirleyici faktörlerinden biriydi.
*
Rivayet o ki... Hasan Sabbah’ın fedaisi olarak seçilen kişiye haşhaş veriliyor, mayıştırılıyor, uyutuluyordu. Fedai, gözlerini cennet’te açıyordu. Rengârenk bitkiler, cıvıl cıvıl kuşlar, mis gibi kokular ve sarışın esmer kumral, şahane huriler... Fedai istediği kızla beraber oluyor, aklı başından gidiyor, sonra yine haşhaş verilerek uyutuluyordu. Bu defa gözlerini odasında açıyor ve henüz yaşarken cennete gidip geldiğini düşünüyordu; Hasan Sabbah cennetin kapılarını açan adamdı. Böylece... Fedailer yeniden cennete gitmek için yanıp tutuşuyor, bağımlısı haline geldikleri haşhaş’ın etkisiyle gözünü budaktan sakınmıyor, Hasan Sabbah’ın suikast emirlerini yerine getiriyordu. Ve, o sahte cennet elbette, efsane Alamut kalesinin
arka bahçesinden başka
bir yer değildi.
*
Kader gitti.
*
12 yaşında evlendirildi.
13 yaşında anne oldu.
14 yaşında ölü bulundu.
*
Bırakalım dünya bizsiz dönsün bugün... Önemli mevzuları(!) başkaları yazsın, bırakalım memleketi başkaları kurtarsın... Biz, Kader’i konuşalım.
*
Dün, kaldığı yerden başladı.
*
“Delil” denilen siidilerin hepsi, buzdolabı arkasında siyah poşet içinde bulundu. Başka yere saklamayı akıl edememiş demek ki bu casuslar... Hepsi aynı yere saklamış. Hepsi siyah poşet içinde saklamış.
*
Siidileri bulan polisler, dalgınlıklarına geldi herhalde, arama sırasında eldiven takmadılar. Sanıklar mahkemeye yalvardığı halde, siidilerde parmak izi taraması yapılmadı, DNA testi yapılmadı. Tesadüf işte, polis kameraları tam da siidilerin bulunduğu dakikalarda arızalandı, görüntü kaydedemedi.
*
Hazirunlar, yani, aramaya şahit olarak eşlik eden komşu, muhtar gibi kişiler, siidilerin bulunduğu mutfaklara sokulmadı. Al sana bi tesadüf daha, tüm siidiler şahit yokken bulundu.
*
Çete oldu.
Kahraman savcıydı.
Avantacı savcı oldu.
Muhterem hocaefendiydi.
Darbeci oldu.
*
Değerli ağabeyim Uğur Dündar’la star haber’deyiz. “Demokrasi anketi yapalım” dedik. Usta muhabirimiz Osman Terkan’ı Eminönü’ne gönderdik. Osman sordu, sayın ahalimiz cevapladı.
*
TBMM ne demek?
Türkiye malzeme ofisi.
TBMM’de kaç milletvekilimiz var?
“En az binin üstünde” diyen de oldu.
“20 kadar” diyen de.
Vay sen misin, zifiri karanlıkta umut ışığını yakan... Chp ağız burun kıvırıyor, Mhp ayak diretiyor.
*
Neymiş efendim, hapistekileri aslında yolsuzlukları örtmek için bırakacaklarmış, bu işin içinde Akp’nin menfaati varmış, hükümet kendini kurtarmak için takas yapacakmış filan... Yatsınlar o halde, öyle mi?
*
Aman ha, maazallah, kumpastan yatanlar dışarı çıkarsa, yolsuzluklar gündemden düşer, unutuluverirmiş... İşlemedikleri suçun bedelini ödemeleri yetmedi, başkasına ait yolsuzluğun bedelini de onlar ödesin değil mi?
*
(Bütün samimiyetimle soruyorum; yolsuzluklar unutulur diye endişeleniyorsun, Allah aşkına bana izah et... Kumpastan yatanlar çıkarsa, ayakkabı kutusunu niye unutasın?
Müteahhit, savcıyı yakalıyor.
Polis, Mit’i yakalıyor.
Vali, polisi yakalıyor.
*
Cemaat, Akp’yi yakalıyor.
Akp, cemaat’i yakalıyor.
*
Kafası karışanlar soruyor...