14 Mayıs 2011
Kimliği belirsiz kişi veya kişiler, devlet bakanı hayatiyazici@bilmemne.com adresinden, üniversite yerleştirme merkezine mail atıp, yeğenim yerleşemiyor, asabı bozuldu, güzel bi yere yerleştirin, asabımı bozmayın demiş.
*
Hayati bi konu tabii.
*
İsyan ediyor başbakan...
“Feysbuk falan, yahu bunlar çirkin, berbat, herkes adına her türlü ahlaksızlık yapılabilir, mail göndermek nedir, biri çıkar senin adına da gönderir, iftira atmak
bu kadar ucuz mu?” dedi.
*
Yazının Devamını Oku 13 Mayıs 2011
Kamyoncu reklamı yaptılar. Kamyon Amerikan.
Hedef 2023...
Kamyon 98 model.
AKP’den eski.
Tünel desen...
İtalyanlar açtı zaten.
*
Hızlı tren
reklamı var.
Vagonlar İspanyol.
(Rahmetliler Türk.)
*
Köylü reklamı taa 2007 seçimlerinde çekildi sanırım... Fonda bağlama sesi, başrolde kasketli köylü var, Uruguaylı angus figüran olarak bile yok.
*
Urfalı reklamı yapmışlar.
Poşular mor...
Çin’den ithal onlar.
Tanesi 1 lira.
*
Mor poşulu Urfalı emmi, “uçah pahalıidi hasdaneye gidemiyoduh” filan diyor. Torununun üstünde “HSC Hampshire Sport Club Athletic School” yazılı tişört var... Urfa’da Oxford vardı da gitmedik mi’yi biliyorduk
ama, Hampshire Athletic School açılmış demek ki.
*
Karadeniz otoyolu...
Biraz taka.
Biraz kemençe.
Bol horon.
Komple bıyık.
Sıfır kadın.
Hamsi’nin bile adı geçiyor.
Kadının esamisi yok.
*
Toki reklamı...
İşçi, eşi, oğlu.
Eşinin saçı açık.
Kıvırcık.
*
Havaalanı reklamı...
Psikolog bi kız anlatıyor.
Güzel güzel gülümsüyor.
Saçları omuzlarına düşmüş.
Ne güzel.
*
Terminalde kalabalığın ortasında yürüyor, enteresan bi terminal, bütün yolcular erkek, bi o kadın iyi mi... Onun da başı açık.
*
Tren reklamı...
Emekli bi teyze.
Saçları bembeyaz.
Ak yani.
Gerdanı da ak.
Göğüs zarif dekolte.
Boncuklu hoş bi kolye.
*
Garda treni beklerken, hemen arkasında bir genç kız oturuyor, esmer güzeli, saçları pırıl pırıl... Tesadüfe bakın ki, yolculuk ederken de, hemen arkasında bir başka genç kız oturuyor, kumral saçlarını
at kuyruğu yapmış, bluzu straplez, modern öğrenci
profili, kulağında tektaş küpe... Öyle teyzeye de, böyle yol arkadaşı yakışır haliyle.
*
Sanırsın İsviçre...
*
E merak ediyor insan.
Şöyle...
*
Urfa’dan Bolu’ya, Eskişehir’den Konya’ya, Toki binalarından Karadeniz sahillerine, garlardan terminallere... Türkiye’de hiç mi başörtülü yok? Oy istemeyi biliyorsunuz da, hiç olmazsa bi oy’alı yazma bi saniye görünmeyi hak etmiyor mu? Ayıp mı onları göstermek?
*
Reklamda olmasalar da olur deyip, çantada keklik mi görüyorsunuz... Yoksa, başı açık kadınlarımızı “takıyye reklam”larla kandıracak kadar enayi mi zannediyorsunuz?
Yazının Devamını Oku 12 Mayıs 2011
Şifre rezaleti ayyuka çıkmış... <br><br>Çocuklarımızın alenen hakkı yeniyor. *
Başbakan hâlâ “eğitimde fırsat eşitliği”nden bahsedip, “Almanya’da Hans fırsat yakalayacak, Helga
fırsat yakalayacak da, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yakalamasın, vizyonumuz bu” diyor.
*
Bunu diyen Başbakan...
Mercedes filosuna biniyor.
7 tanecik.
Yetmedi, BMW aldılar.
Meclis Başkanı da, BMW.
Başbakan yardımcıları?
Hepsi Mercedes’e biniyor.
Maliye Bakanı, Mercedes.
Ekonomi Bakanı, Mercedes.
Savunma Bakanı, Mercedes.
Enerji Bakanı, Mercedes.
Bayındırlık Bakanı, Mercedes.
Ulaştırma Bakanı, Mercedes.
Kültür Bakanı, Mercedes.
Sanayi Bakanı, Mercedes.
İçişleri Bakanı, Mercedes.
Dışişleri Bakanı, Mercedes.
Eğitim Bakanı, Mercedes.
Tarım Bakanı, Mercedes.
Orman Bakanı, Mercedes.
Adalet Bakanı, Mercedes.
Aile Bakanı, Mercedes.
AB Bakanı, Mercedes.
Spor Bakanı, Mercedes.
Diyanet Bakanı, Mercedes.
*
Generaller Mercedes’e biniyor.
Sivilanıt’a Audi aldılar.
Anayasa Mahkemesi Başkanı...
Mercedes’e biniyor.
Yargıtay Başkanı, Mercedes.
Danıştay Başkanı, Mercedes.
Sayıştay Başkanı, Mercedes.
Belediye başkanları, Mercedes.
Valiler, Mercedes.
YÖK Başkanı... Mercedes’e biniyor.
*
Mesut Özil.
Nuri Şahin.
*
Almanya, 2 milyon “ithal” Türk’ten Real Madrid’de forma giyebilecek kalibrede 2 evladımızı çıkardı... Bunlar,
74 milyon “yerli”den bi orijinal “Mehmet” Aurelio çıkaramıyor.
*
Mesut, Zonguldaklı...
Bırak, milli çıkarmayı, madencilerin cesedini anca 8 ay sonra Çinliler çıkardı.
*
Nuri, Kırşehir Kamanlı...
Kırşehir Kaman’daki arkeolojik mirasımızı taaa Japon Prensi çıkarıyor.
*
Kırşehirspor üçüncü ligde.
Zonguldakspor amatörde sürünüyor.
Deve kesen THY, gidiyor, Real’in rakibi Barcelona’ya sponsor oluyor!
*
Bu arada...
Nuriler Mesutlar heba olmasın diye, bizim Futbol Federasyonu’na sponsor
olan kim biliyor musunuz? Mercedes.
*
Vizyona gelirsek...
Öro’vizyona.
Kadere bak...
Almanya’da.
Rezil-i rüsva.
*
Bademlerin seçim telaşına
denk geldiği için, esemes’lere
şifre koymayı unuttular galiba.
Yazının Devamını Oku 11 Mayıs 2011
İzliyorsunuz mutlaka... Star Haber’in usta muhabiri Osman Terkan, mikrofonu alıyor, Eminönü’ye gidiyor, soruyor. Niye Eminönü derseniz... Türkiye’nin özeti İstanbul, İstanbul’un özeti Eminönü’dür. İstisnasız herkes Emin’dir orada. Zaten o nedenle Emin’önüdür... Hiç kimse bilmiyorum demez!
*
- WikiLeaks nedir?
- Kestane.
- İstiklal Marşımızı kim yazdı?
- Fatih Sultan Mehmet.
- Cumhurbaşkanımız kim?
- Bülent Arınç.
- Cumhuriyetimizi kim kurdu?
- Demirel.
- Kaddafi kimdir?
- Din alimi.
- Hüsnü Mübarek?
- Yatır.
*
(Mübarek lafını duydu ya, olsa olsa diye düşünüp, türbe yaptı Hüsnü’yü iyi mi! Şeytan diyor, bu cevabı vereni oracığa yatır...)
*
- 28 Şubat süreci ne zamandı?
- 21-22 Şubat’taydı.
- Temmuz-Ağustos gibiydi.
- Haziran.
- Yaz aylarıydı.
- 12 Eylül’de.
*
- 12 Eylül darbesi ne zamandı?
- Dilimin ucunda...
- 1980 darbesi ne zaman oldu?
- Ha o mu, 1984’te.
*
- Kıbrıs nerede?
- Karadeniz’de.
- Emin misiniz?
- Askerliğimi orada yaptım.
*
- Libya nerede?
- Marmaris’in karşısında.
- Japonya nerede?
- İtalya Fransa taraflarında.
- Suriye hangi bölgemizde?
- Kuzey-Güney gibi.
*
- Kaç milletvekilimiz var?
- Binin üstünde.
- 20 kadar.
*
- TBMM ne demek?
- Türkiye malzeme ofisi.
- HSYK ne demek?
- Yüksek Seçim Kurulu.
*
Bazen itiraz ediliyor...
- Hep bilmeyene soruyorsun.
- Buyrun size soralım...
- Sor.
- HSYK ne demek?
- Hastane sosyal...
*
- AB’ye üye miyiz?
- 7-8 yıldır.
- Türkiye’nin nüfusu kaç?
- 1 milyar.
- Türkiye hangi kıtada?
- Amerika kıtasında.
(Brezilya’da diyen oldu.)
- Kaç bölgemiz var?
- Kuzey güney doğu batı.
- Kaç ilimiz var?
- 84 plaka gördüm.
- Kanal İstanbul nedir?
- Televizyon.
*
Başbakanımız önceki gün Zonguldak’taydı... Lafı evirdi çevirdi, taaa 1992’de kurulan, hatta logosunda bile 1992 yazan Karaelmas Üniversitesi’ne getirdi.
*
Kendi sordu.
Kendi cevapladı.
*
- Zonguldak Karaelmas
Üniversitesi’ni kim kurdu?
- 2007’de biz kurduk.
- Zonguldak’ta üniversite
var mıydı?
- Yoktu.
- Kuracağız dedik...
- Kurduk.
Yazının Devamını Oku 10 Mayıs 2011
Oy’lum oy’lum... Oy’acaklardı az daha.
Oy pusulası bastılar güya.
13 trilyona.
Bi numaralar döndü.
İniverdi bi trilyona.
Hayatımız numara çünkü...
Hayatımız numara.
Nüfus cüzdanımız mesela.
Numaralı.
Ehliyetimizde var.
Kredi kartımızda var.
Telefonumuz numaralı.
Bilgisayarımız da.
Farz edelim, sahte isimle e-mail gönder, ufak bi inceleme neticesinde, aslında kimin bilgisayarından gönderildiği kabak gibi ortaya çıkıyor. Maganda ateş etsin, kaçsın, nafile, mermi çekirdeğini veya kovanı buldun mu, tabancayı da bulabiliyorsun. Elledin diyelim, parmak izlerimiz doğuştan seri numaralı... İlacın, tişörtün, yoğurdun, aklına gelen gelmeyen, hepsinin numarası var, nerede, ne zaman, kim üretti, görebiliyorsun.
Çek-senet numaralı.
Fatura-makbuz numaralı.
Seçmensin...
Kütük numaran var.
Adresin numaralı.
Şu numaralı okulda...
Şu numaralı sandıkta...
Şu numaralı vatandaşsın.
Sandık şeffaf.
Şimdi gelelim, hiç sorulmayan soruya... O şeffaf sandığa attığımız oy pusulası niye meçhul?
Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye numara yok?
Her işimizde “numara” dönerken, “numarasız” oylarımızda “numara” dönmeyeceğinin garantisi nedir?
Üniversite sınavına giren çocuklarımıza “tek tek” soru kitapçığı hazırlamayı bilen yetkililerimiz... Oy pusulalarını niye “tek tek” değil de “topluca” basıyor?
“Her oy pusulasına numara verirsek, kimin ne oy attığı belli olur, vatandaşın demokratik tercihi fişlenmiş olur” diyebilirsiniz... E tabii, ben de onu demiyorum zaten... Benim dediğim şu: Niye sandık sandık dağıtılan oy pusulalarına, sandık numarası konulmuyor? Her seçimden sonra çöplükten toplanan oyların hangi sandıktan çöpe gittiği tespit edilmesin diye mi?
Bakın... Toprağa gömülü lav silahları bulundu, lav silahlarında seri numarası olmadığı için, sahibi gösterilemedi, dolayısıyla, silahlı kuvvetler komple darbeci-terörist ilan edildi... Lav silahlarına numara çevirmek için numara konmadığını iddia eden yalaka arkadaşlar, neden, aynı mantıkla, numara konmayan oy pusulalarına hiç ses çıkarmıyor?
Şaibeli oy, şaibeli lav silahından daha mı az tehlikeli demokrasimiz için?
Yok efendim tek tek sayılıyormuş da, parti temsilcileri takip ediyormuş filan.
Bırak şimdi sen laga lugayı...
Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye yok?
Yazının Devamını Oku 8 Mayıs 2011
Ayranımız yok içmeye, Ferrari’yi gideriz seyretmeye yarışları bugün.
Bilet fiyatları makul!
O nedenle, boğazından kesip
belediye otobüsüyle gelenler, anca çayırdan... Promosyon ayarlayıp ciplerle gelenler ise, avanta kulesinden seyredecek.
57 tur atılacak.
220 litre benzin yakılacak.
Benzin, benzin değil aslında, uçak yakıtına benzer bi dalga motor... Çünkü, motor da motor değil birader, sanırsın rafineri,
vınnn diye gidiyor ama, hüüüp diye içiyor.
De ki...
Yazının Devamını Oku 7 Mayıs 2011
Kastamonu mitingi... *
Camiye tesettüre hakaret ettiler. CHP adayı Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Allah-u Teala’ya dil uzattı. Diyor ki, statükocuların Allah’ı Ankara’dadır. Hâşâ diyorum, Sübhanallah diyorum. Allah mekândan ve zamandan münezzihtir diyorum. Rabbimin mağfiretine sığınıyorum. Yaratan’a saygısızlıktır, benzetmesini bile yapamazsın. Müslümanlardan özür dilesin. Sizi bir aile efradı yaratmış Yaratan. Hamd olsun.
*
Amasya mitingi...
*
İtikadımıza ters konuşuyor. Hata yapmaktan Allah’a sığınırım. Ne diyor biliyor musunuz, statükonun Allah’ı Ankara’da oturuyor diyor. Teşbihi bile mümkün değil. Kendisi Alevidir. Benim sevdiğim kadar Hacı Bektaş-ı Veli’yi sevemez, istismarını yapar. Bir zamanlar dedim ki, Alevilik Hazreti Ali’yi Kerremallahu Veche sevmekse, ben Alevilerden daha çok Aleviyim. Allah’a şirk anlamına gelen, Yaratan’ı böyle edepsizce ağzına alana susmam. Bizim erkanımız, ahlakı Muhammedi ve edebi Ali’dir. Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor diyor. Ezanı, Tanrı Uludur diye okutan bunlar yaaa... CHP’li belediye camiye hakaret içeren sergiye ev sahipliği yapıyor. Milletvekili adayı, güya bilimkadını, Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Behey kadın, biraz izan sahibiysen, vasiyetnameni yaz, de ki, böyle böyle, utanç vericidir, ben böyle bir tabutla kalkmak istemiyorum de, dürüstsen bunu yap. Allah ıslah etsin. Güzel bir söz var, et tekrar-u ahsen velev kane yüz seksen, güzeli tekrarda 180
kere bile olsa fayda vardır. Şöyle
ellerinizi göreyim, maşallah, maşallah.
*
Osmaniye mitingi...
*
Bu canı veren Allah. Bu canın sahibi Allah. Demir ağlarla öreceğiz inşallah. Ayaklarımız yere basıyor evelallah. Dualarınızın himmetiyle güçlüyüz.
Allah yar ve yardımcımız olsun. Bu millet Cumhuriyet’ten eskiyiz diyenleri niye iktidara getirmiyor, neden, çünkü benim milletim, hani güzel söz vardır ya, Müslüman bir sokulduğu delikten
bir daha sokulmaz... İnşallah daha iyi olacak. Elhamdülillah.
*
Bırak demokrasiyi...
Vatikan’daki papa seçimlerinde bile “kutsal” bu kadar kürsüye taşınmaz.
*
Bi de şu var...
*
Halk arasında yaygın şekilde kullanılan “statükonun Allah’ı” gibi ifadelerin, elbette siyasiler tarafından miting meydanlarında kullanılması yanlıştır. Ancak, vazgeçtik siyasetten... “Bu statta Galatasaray’ın bir Allah kuruşu yok” lafını kim söyledi? Alex de Souza mı?
Yazının Devamını Oku 6 Mayıs 2011
AKP’nin hapishanesine gittim. Silivri’ye.
Nedim’e.
*
Ne diim ki?
Hepinize selam söyledi.
*
AKP yaptı bu hapishaneyi...
Malum, millete hizmet esas.
Ne kadar gurur duysalar, az.
*
Nedim’den çıkıp...
Yandaki spor salonuna geçtim.
Sanırsın maç var.
Tribünlerde kadınlar.
Tanıştırdılar...
- Şu amiral, eşim olur.
- Ordaki general, ağabeyim.
- Şurdaki albay, oğlum.
Bi minik el yakalıyor elimden.
6-7 yaşlarında taş çatlasa.
Annesi işaret ederek gösteriyor bana...
- El sallayan var ya, baba.
*
Hasret taşmış...
Basın tribünü bomboş.
*
Soruyorum...
- Hep böyle mi?
- Hep böyle.
*
28 senedir bu işi yapıyorum, 28 senedir utanılacak iş yapmadığımı sanıyordum.
*
Güya onlar içerde.
Halbuki, bizim ruhumuz tutsak.
*
Gelmişken, yüce Türk basınını temsilen etek giysem yeridir... Ponpon kız olarak.
Yazının Devamını Oku