Paylaş
Kocam, başka kadınlarla çektirdiği fotoğrafları Facebook’a koymuş. Restoranlarda, çeşitli ortamlarda çekilen bu fotoğrafların çıktılarını alsam, açacağım boşanma davasında delil olarak kullanabilir miyim? Boşanma davasını kazanabilir miyim?
Hamide K.
Hamide hanım, sorunuz aslında son zamanlarda bana en çok yöneltilen ve cevabı en çok merak edilen konulardan biri. Facebook ve benzer sosyal ağlarda fotoğraflar, yazılar, durum güncellemeleri ve iletiler yoluyla hayatımızın her anını herkese açık olarak paylaşıyor, bir nevi belgesini düzenliyoruz.
Özellikle Twitter ve Facebook’ta paylaşılan mesajlar nedeniyle devlet büyüklerine hakaret ettikleri gerekçesiyle ceza alan, işini kaybeden insanlara dair haberleri okudukça, bu mecralardaki paylaşımların mahkemelerce geçerli delil olarak kabul edildiğine inancımız pekişiyor.
Ancak, Yargıtay’ın, aile mahkemelerinin verdiği boşanma kararlarını temyizen inceleyen 2. Hukuk Dairesi bu konuda Yargıtay Ceza Daireleri’nden farklı düşünüyor. Konunun önemine binaen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin son verdiği kararlardan birinin ilgili kısmını buraya almakta yarar görüyorum:
“Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde “delil” olarak hükme esas alınabilir. Bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli değildir.”
(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2013/19577 K. 2014/1926 T. 5.2.2014)
* * *
Yine aynı kararda Yargıtay, Facebook’ta kocasıymış gibi kocanın dayısı ile konuşarak, dayının ağzından “laf alan” kadının elde ettiği mesajlaşmaları hukuka aykırı delil olarak kabul etmiştir:
“Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi kullanılarak kocanın, dayısıyla görüşmelerine ilişkin iletişim kayıtlarının da; davacının, sosyal paylaşım sitesinde kendisini “kocanın dayısı” yerine koymak suretiyle “dayısı ile koca” yazışıyormuş görüntüsü verilerek davacı tarafından oluşturulduğu, davacının da bunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde, sosyal paylaşım sitesi üzerinden yapılan görüşme kayıtları da vakıaların ispatında dikkate alınamaz.”
(HMK md. 189/2 )
* * *
Facebook’tan alınan delillerin diğer delillerle desteklenmesi halinde ise Yargıtay, bu delilleri geçerli delil olarak kabul etmektedir:
“Tarafların ayrılmasına neden olan olay, davacı-davalı kocanın başka bir kadınla olan güven sarsıcı davranışlarıdır. Davalı-davacı kadının evi terkinden sonra bile davacı-davalı kocanın Y. isimli kadınla görüşmeye devam ettiği, dosyada bulunan internet/Facebook çıktısı, Y.’nin çektiği mesajlar ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır.”
(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/8580 K. 2012/28405 T. 27.11.2012)
* * *
Öte yandan, ceza davalarında durum biraz daha farklıdır. Boşandığı eşinin rızası dışında adı, soyadı ile özel fotoğraflarını kullanarak Facebook’ta profil açan eski koca cezalandırılması uygun görülmüştür:
“... sanığın, boşanmış olduğu eşi mağdurenin bilgisi ve rızası dışında, Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde üyelik işlemleri yaparak, oluşturduğu profilde, isim ve soy ismini de açıkladığı mağdurenin özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarına yer vermesi eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden.”
(YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2013/1045 K. 2013/28322 T. 9.12.2013)
* * *
Yine eşinin şifresini kullanarak Facebook sayfasına giren, orada ileti paylaşan eşe verilen ceza da uygun görülmüştür:
“Katılanla aralarında henüz boşanma davası açılmadığı ve fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, katılana ait Facebook adresinin daha önceden bildiği internet şifresini, hakkı bulunmadığı halde kullanmak suretiyle bilişim sistemindeki katılana özel kısma girip, katılana ait oturumda, söz konusu elektronik iletilerin içeriğini, “B.’nin bir bayan öğrencisine yazdığı duygusal mektuplar” başlığıyla beraber başkalarının görgüsüne sunacak kadar süreyle hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam etmesinin ardından, katılanın bu yazıları sistemden kaldırma olanağını ortadan kaldırmak amacıyla, katılanın Facebook’a girişi sırasında kullandığı elektronik posta adresini değiştirip, başka bir elektronik posta adresi oluşturarak, katılanın sistemdeki kendisine ait kısma erişememesine sebebiyet verdiği olayda ... hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilen eylemin, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, sanığa tayin olunan temel cezada, TCK’nın 125/4. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanık hakkında eksik cezaya hükmedilmesi.”
(YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2013/2454 K. 2013/25865 T. 18.11.2013)
* * *
Umarım son zamanların en çok merak edilen konularından birine açıklık getirebilmişimdir.
Paylaş