Yasemin Fatih Amato

Cilt tipinizi biliyor musunuz, peki değişmiş olabilir mi?

10 Ekim 2017
Yaşadığımız büyük kentler bile cilt tiplerimizde büyük değişimlere sebep olabilir.

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir felsefik yaklaşımı, yaşam içerisinde her şeyde görebileceğimiz belki de en önemli konulardan biridir. Bu düsturdan yola çıktığımızda cilt tiplerimizin de sabit kalmasının mümkün olmadığını anlayabiliriz. Zaman içinde, hormonlara, çevre koşullarına ve strese bağlı olarak cilt tiplerimiz değişebilir. Gençlik yaşlarında karma olan bir cilt, olgunlaştıkça normale dönebilir. Ya da normal bir cilt stresle beraber karma tipe dönüşebilir. Bunların arasında kesin bir çizgi yoktur. Cildiniz aniden karakter değiştirirse, bu hormonal bir sorunun belirtisi olabilir. Bu durumda doktora başvurmanız gerekir. Aynı şekilde cilt tipiniz mevsimlerden de etkilenebilir. Örneğin, soğuk hava veya aşırı güneşlenme cildinizi değiştirebilir. Bazen bu değişikliklere kozmetik ürünler de yol açabilir. Yaz için uygun olan ürünler, kış için uygun olmayabilir. Kimi zaman da duygusal dalgalanmalar, beklenmedik günlük değişimlere yol açabilir. Örneğin, yoğun ve stresli bir günün sonunda cildinizin yağlandığını görebilirsiniz.

Yaşadığımız bu büyük kentler bile cilt tiplerimizde büyük değişimlere sebep olabilir. Hafta sonları doğal ortamlarda bulunmaya özen göstersek bile, bu yeterli olmayabilir. Özellikle büyük kentlerde yaşayanların düzenli olarak C vitamini almaları çok önemlidir. Sigara içenlerin C vitaminine ihtiyacı daha fazladır. Kentte yaşayanların haftada 2 kere peeling yapması da şarttır.

Sirke toniği

2 malzemeyi de iyice karıştırın ve cildiniz çok yağlıysa sabah- akşam kullanın.

Doğal maden sodası

Yağlı ciltler için birebir çok uygundur. Bir pamuğa dökerek cildiniz üzerinde kullanabilirsiniz.

Yumurta akı maskesi

Yumurta akını iyice çırptıktan sonra içine bir çay kaşığı limon suyu koyun ve bekletmeden yüzünüze ve boynunuza sürün.

Yazının Devamını Oku

Kafein dost mu, düşman mı?

3 Ekim 2017
Kahve içip, kahve ile masaj yapalım!

Selülit tedavileri sizi de ilgilendiriyorsa, kadınlar kulübüne hoş geldiniz! Malum, kadınların en az yüzde 80’ninde selülit oluşumu vardır. Kimisinde az, kimisinde ileri derecede ama zayıf şişman ayırt etmeksizin, büyük bir çoğunluk selülitle baş etmeye çalışır. Portakal kabuğunu andıran bu görüntüyü gidermek için pek çok tıbbi ve kozmetik yöntemden yararlanıyoruz. Ancak herkesin bunlara kolayca erişemeyeceğinin de farkındayız. Bu nedenle daha mütevazı doğal işlemleri de sizinle paylaşmak istiyorum. Azimle uygularsanız, ne kadar işe yaradığına siz de şaşıracaksınız.

Kafein dost mu, düşman mı?

Selülit kremleri ve gözaltı torbalanmaları için yapılan kremlerin içeriklerine bakarsınız, çoğunda kafein bulunduğunu görürsünüz. Kafein önemli bir ilaçtır. Tüm ilaçlar gibi de azı yarar, çoğu zarardır. Uykumuz geldiğinde veya mahmur gözlerimizi açmakta zorlanınca kahve bizi nasıl bir anda ayağa kaldırabiliyorsa, hücrelerimizde de benzer bir etkiye yol açar. Yani onları harekete geçirir, canlılığını artırır. Kafein, dünya üzerindeki atmıştan fazla bitki türünün meyvesinde, tohumlarında ya da yapraklarında bulunur. Günlük hayatımızda kullandığımız başlıca kafein kaynakları; kahve, çay, çikolata, kakao ve kolalı içeceklerdir. Ama en zengin kaynağı kahvedir. Çayda kahvenin ancak yarısı ile beşte biri kadar kafein vardır. Kullandığımız kahve çeşitleri içinde en fazla kafein filtre kahvede bulunur; 335 mililitrelik fincanda ortalama 200 mg kadar kafein vardır.

Kahve içip, kahve ile masaj yapalım!

  

Denemeye hazır mısınız? O halde kendinize bir paket filtre kahve alın ve maliyeti gayet düşük olan bu selülit tedavisine başlayalım.

- Önce banyonuzda yere bir bez veya kağıt serip, yerinizi hazırlayın.

Yazının Devamını Oku

Sonbahara ananas ile hazırlanalım

2 Ekim 2017
Ananas cildinizin genç ve diri görünmesine yardımcı oluyor.

Sonbahar ile birlikte vücudumuzda istenmeyen değişikliklerin görülmesi olasıdır. Bu değişikliklerin büyük kısmı canımızı sıkarken ufak bir kısmı bizi mutlu edecektir. İşte bu mutsuz süreçte bize yardımcı olacak bir meyve vardır ki, o da ananastır.

Son 10 yıl içerisinde ülkemizin her yerinde bulabileceğimiz bu faydalı tropikal meyvenin; önce genel vücudumuza faydalarını sonra da nasıl cildimize maskeler ile yararlı olabileceğini anlatmaya çalışacağım.

Beslenme alışkanlığınıza ananas eklerseniz saçlarınızın dökülmesi konusunda daha az endişelenmeye başlayabilirsiniz. Düzenli şekilde tüketildiğinde ananas saç köklerinin kuvvetlenmesini sağlar. Ayrıca antioksidanlar ve C vitamini açısından zengin bir meyvedir. Potasyum, bakır, manganez, kalsiyum, magnezyum, beta karoten, tiamin de dahil olmak üzere besin, vitamin ve mineral zenginliği nedeniyle büyük sağlık yararlarından oluşan doğal bir depodur.

Ananas içeren yüz maskelerini kullandığınızda yaşlanma etkileri azalacak ve daha genç bir görünüm kazanacaksınız. Cilde zarar veren serbest radikalleri azaltan alfa-hidroksi asitleri ve antioksidanları içermesi bu etkinin görünmesini sağlar.

Ezerek hamur kıvamına getirdiğiniz ananası, cildiniz için en iyi peeling ajanlarından biri olarak kullanabilirsiniz. Kolajen yenileyici özellikler içerdiği için özellikle ölü deri hücrelerinden kurtulmanızı sağlayacaktır. Cildinizdeki kan akışı bu sayede güçlenecek ve doğal olarak daha canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşacaksınız. Çatlamış ayak topuklarına sürüldüğünde cildin yenilemesini hızlandırır.

C vitamini içeriği, ananasın diş ve diş etleri sağlığı için önemli olmasını sağlar. Dilimleyerek yiyeceğiniz ananas, dişlerinizin daha beyaz görünmesini sağlarken, diş plaklarını da önlemeye yardımcı olacaktır.

Kuru eller, çatlamış tırnaklar ve tırnak etlerinizin kötü olmasından şikayetçiyseniz ananas size faydalı olacak en önemli meyvelerin başında gelmektedir. Bu meyveyi tükettiğinizde vücudunuz için gerekli vitaminin eksikliği çözülecek ve bu da ellerinizi sağlığını kazanmasını sağlayacaktır.

Ananası dudaklarınıza sürerek, onun asitik doğasından faydalanmak; dudaklarınızdaki ölü derilerden kurtulup, yumuşacık olmalarını sağlayacaktır.

Yazının Devamını Oku

Aknelere (sivilce) karşı tedavide tek çözüm antibiyotik midir?

25 Eylül 2017
Uygun olmayan antibiyotik tedavileri, çözümü uzun süren ya da tedavisi olmayan akne türlerinin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor.

Havalar yavaş yavaş soğumaya başlayıp ani hava değişimleri hızlıca artınca, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklarda bir artış görülüyor. Dünyanın en çok antibiyotik kullanan ülkelerinden biriyiz. Antibiyotik doğru kullanıldığında ağır hastalıklarda büyük kurtarıcı olurken, yanlış kullanımıyla basit rahatsızlıklarda bile hastalığın daha fazla artmasına sebep olabiliyor. Bilinçsiz, aşırı kullanılan antibiyotik sadece organlarımıza değil aynı zamanda cildimize de büyük zararlar veriyor. Özellikle cilt rahatsızlıklarında bizlerin sıkça başvurduğu yöntemlerden olan antibiyotik, doğru teşhis ve yanlış kullanımları nedeniyle sorunu daha fazla büyütebiliyor.

Antibiyotik; Yunanca ‘’anti’’ ve ‘’bios’’ sözcüklerinden oluşur ve ‘’yaşam karşıtı’’ anlamına gelir. Antibiyotikler, bir organizma tarafından üretilen ve bir başka organizmaya zarar veren maddelerdir. Antibiyotik üretimi, onu üreten mikroorganizma için büyük bir seçicilik sağlar.

Uygun olmayan antibiyotik tedavileri, çözümü uzun süren ya da tedavisi olmayan akne türlerinin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Maksimum 3 ay gibi bir sürede eğer verilen antibiyotikler çözüm sunmuyorsa cildiye uzmanının aynı antibiyotik tedavisini diretmemesi gerekiyor. Çünkü bu durum içinde antibiyotiğe dayanıklı bakteriler olan akne türlerinin gelişmesine ve tedavinin daha uzun sürmesine sebep olabiliyor. Antibiyotik ilaçlarla ‘’Propionibacterium Acnes’’ bakterisinin sayısını azaltarak cilt üzerindeki enfeksiyonu engellenmeye çalışılır.

Ciltte beyaz iltihaplı ya da siyah noktalı başı olan sivilceler olarak tanımlayabiliriz. Akneleri ergenlik zamanlarında sıkça görürüz, aynı şekilde bazı yetişkinlerde de sıkça görülür.

Unutulmamalıdır ki, akne bir kez sönmeye başladığında ağızdan antibiyotik almayı bırakıp kremlerle devam edilmelidir. Aşağıda sayacaklarım sivilcelere iyi gelen bazı takviyelerdir.

Niasinamid’e kısaca değinmek istiyorum. Farklı dozları cilt üzerinde farklı etkiler yaratmaktadır. Düşük dozları cildi yağlandırmadan nemlendirirken, yüksek dozları ise doğrudan iltihap önleyici ve giderici etkiler gösterir. B3 vitamini, niasin ve niacinamide’nin biçimlerindendir. B3 vitamini de; balık, süt, yumurta, yeşil sebzeler, maya, et, ve tahıl taneleri de dahil olmak üzere birçok gıdada bulunur.

Yazının Devamını Oku

Yüz lekelerine iyi gelen 5 doğal maske tarifi

18 Eylül 2017
Yüzümüzde oluşan lekeler bizi çok rahatsız eder. Her gün aynaya baktığımızı göz önüne aldığımızda yüzünüzdeki bu değişimlerden etkilenmemeniz mümkün değildir. Bu noktada atlamamız gereken bazı ayrıntılar vardır.

Öncelikle yüzünüzde eğer bir leke gördüyseniz sebebini öğrenmeniz gerekmektedir. Ortaya çıkan bu kahverengi lekeler; güneşe maruz kalma, genetik, yaş alma, hormon düzeylerindeki değişimler, doğum kontrol hapı kullanımı, stres, gebelik, doğru bakım yapılmayan sivilceler ve karaciğer rahatsızlıklar nedeniyle görülebilir. Ayrıca bir gecede ortaya çıkan bu lekelerin bir kısmı geçiciyken diğer bir kısmı da kalıcı olabilir. Geçici olan lekelerden korunmanın basit bir mantığı vardır. Her mevsim güneşe çıkarken koruyucu faktörlü krem kullanmak ve düzenli beslenmedir. Bu yazımda size kalıcı ve uzun tedavi gerektiren lekelerden değil, sık görülen geçici lekelerinize basit olarak yapacağınız maskelerle çözüm bulmaya çalışacağım.

Önemli uyarı: Mutfağımızda bulunan doğal ürünleri kullanarak yaptığımız bu maskelerin yan etkisi bulunmamakla birlikte nadir de olsa bazı ciltler sebze ve meyve gibi ürünlerde bulunan asitlerden doğrudan etkilenebilmektedir. Bu yüzden maske tarifleri içerisinde yer alan ürünlere alerjiniz varsa uygulama yapmayın....

SEBZE MASKESİ

Malzemeler
- 1 yemek kaşığı badem yağı,
- 2 yemek kaşığı rendelenmiş maydanoz,

Yazının Devamını Oku

Sivilce (akne) neden olur, tedavisi var mıdır?

11 Eylül 2017
Sivilceli yüz, mikrop yuvası mıdır?

Sivilce, kıl kökleri ve yağ bezlerinin iltihaplanmasıyla meydana gelir. Yağ bezlerinin en yoğun olduğu yerler yüz, göğüs ve sırt olduğu için, sivilceler daha çok bu bölgelerde görülür.

Aknelerin çıkmasında birbiriyle bağlantılı dört sebep vardır. Bunlar:

1- Yağ kanalı içindeki mikropların (bakterilerin) anormal çoğalması.
2- Kıl ve yağ kanalının tıkanması (siyah noktalar).
3- Şişme, kızarıklık ve iltihaplanma.
4- Yağ bezleri tarafından salgılanan sebumun artması.

Akne problemi yaşayan bazı kişiler, ciltlerini çok temiz tutarlarsa, aknelerin geçeceğine inanırlar. Bu nedenle, yüzlerini günde birkaç kere sabunlayıp fırçalarlar. Oysa aknenin cilt yüzeyindeki kirle doğrudan doğruya ilgisi yoktur. Akneler cildin altında oluşur. Gözeneklerin ve saç foleküllerinin içinden başlar. Bu açıdan, cilde dışarıdan yapılacak temizliğin abartılmasına gerek yoktur. Doğru ürünlerle yapılacak normal günlük temizlik, akneli ciltler için de yeterlidir.

Yazının Devamını Oku

Tatilden kilo almadan eve nasıl dönülür?

30 Ağustos 2017
Tatil değil ama açık büfeler kilo aldırıyor!

Kilo alarak tatili bitirmek, tatile giden herkesin en büyük kabusudur. Araştırmalar gösteriyor ki zayıflayan her on kişiden dördü, kaldığı otelde açık büfe nedeniyle tatil sonrası aşırı yemeyi yeniden hayat biçimi olarak benimsiyor. Ve verilen kiloların en az yarısı ilk dört ay içinde geriye alınıyor. Bu durumda tatil değil ama açık büfeler kilo aldırıyor dememiz yanlış olmayacaktır.

Kahvaltı bizim için olmazsa olmaz öğünlerdendir. Bu öğünün de çok abartılmasına karşıyım. Çünkü öyle kahvaltı masaları görüyoruz ki üzerinde yok, yok. Hatta akşam yemeğinde yenmesi gerekenler sabah yeniyor bunlar yanlış. Temel olarak karbonhidrat değil, protein tabanlı bir kahvaltı yapmak faydalı olacaktır. Ayrıca en geç saat 9.30’a kadar kahvaltı sürecini bitirmek gerekmektedir. Bol peynir ve zeytin çeşitleri, en fazla bir dilim ekmek o da karbonhidrat olduğu için olmaması daha iyi olacaktır. Haşlanmış yumurta, demsiz bir çay, domates, salatalık, maydanoz ve biber çeşitlerini rahatlıkla yiyebilirsiniz. Meyveyi de rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Her şey dahil tatil yapmanız size orada verilecek her şeyi her zaman yiyeceğiniz anlamına gelmemelidir. Vücudunuzun aylardır işlediği bir sistemi var. Ufak kaçamaklarla bir sorun yaşamazsınız, benim dikkat çektiğim nokta; bunun siz farkında olmadan sistematik hale gelmesidir. Örneğin canınız tatlı mı çekti, şerbetli tatlıları tercih etmek yerine öncelikle meyve, dondurma veya sütlü tatlılardan birini tercih edebilirsiniz. Size ara öğün olarak verilmeye çalışılan patates kızartması, unlu mamulleri kesinlikle tüketmemeye çalışın. Çünkü onlar ara değil neredeyse öğünün kendisi kadar kaloriye sahiptir.

Bizim geleneksel sulu yemek kategorisine giren çeşitlerimiz aslında sağlıklı beslenme için ideal besinler arasında yer alıyor. Zeytinyağıyla yapılmış, kızartılmamış sebzelerimiz en ideal yemekler arasındadır. Özellikle açık büfe yemekleri yiyebileceğiniz miktar ve çeşitte alın, yiyin ve sonra diğer yiyeceği seçmeye gidin. Zeytinyağlı yemeklerin ardından ızgara balık, köfte veya beyaz etli bir yemeklerden birini tüketebilirsiniz. Ana öğünlerinizde bir şekilde yeşilliğe yer verin. Ayrıca tatlı olarak meyve yemeyi ihmal etmeyin.

Alkolün vücudumuza verdiği zararları artık neredeyse bilmeyen kalmadı. Ama konumuz madem kilo, her şey dahil açık büfe sisteminde alkolün su gibi tüketilmesi sonrasında bize kilo olarak da dönmesini sağlıyor. Özellikle bel bölgemizde biriken yağın en az iki katı artmasına sebep oluyor. Burada belki ufak bir parantez açıp, akşam öğününde sadece bir kadeh kırmızı şarabı içebileceğinizi ekleyebilirim. Onun dışında alkolün yerini tutmasa da ayran, maden suyu ya da şalgam benzeri ürünleri rahatlıkla içebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Tatile çıkarken yanımıza hangi kişisel bakım ürünlerini almalıyız?

28 Ağustos 2017
Tatile çıkarken valizinize bunları almayı unutmayın!

Bugünkü yazımda bayram nedeniyle tatile çıkacak olanların valizinde olması gereken hatta unutulmaması gereken kişisel bakım ürünlerine değineceğim.

- Gözlük, güneş gözlüğü ve lensler,
- Tampon ya da pet,
- Doğum kontrol hapları,
- Anti-bakteriyel jel ya da mendilleri,
- El kremi,

Yazının Devamını Oku