Yasemin Boran

İstekler görünür hale gelecek

10 Şubat 2005
<B>B</B>ugün sabahın erken saatlerinde Balık burcundaki Ay bir süredir Balık burcunda dolaşan Uranüs’ü tetikleyecek. Maddenin ötesini keşfetmek gibi ilginç ve şaşırtıcı buluşların ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu yaratıcı duyguların serbest kalacağını işaret ediyor. Bilincin derinlerinden yükselen farklı istekler bugün sürpriz olayların yardımıyla ortaya çıkabilir. Rüyalarınıza dikkat edin ve içinizden yükselen istekleri anlamaya çalışın. Çünkü Mars’ın güçlü enerjisi Ay-Uranüs kavuşumunu uyumlu etkiliyor ve isteklerin görünür hale gelmesine yardımcı oluyor.

MEKTUPLAR

Yükselen burcunuz Akrep. Toprağın yönettiği bir burç olan Oğlak ile Akrep arasında uyumlu etkileşim olduğu için siz kendisiyle barışık, kendisinden memnun olan biri olmalısınız. Fakat yükselen Akrep, kendinizi gizleme ihtiyacı uyandırıyor. Öğrenme arzusu yüksek birisiniz ve çevrenizde olup biten her şeyi bilmek istiyorsunuz aynı zamanda yakınlarınızla kuvvetli iletişim içinde bulunmaktan keyif alıyorsunuz. Son iki yıllık süreç sizin için zorlayıcı ve değiştirici olmuş ve üzerinizde hissettiğiniz baskılar sizi zorlamaya devam ediyor. Bu yılın ikinci yarısına kadar (Temmuz) devam edecek olan bu zorlayıcı dönem, ağır koşullara direnç göstermeniz gerektiği işaret ediyor. Sabırlı ve güçlü bir şekilde mücadelenize devam ederseniz, yılın ikinci yarısından sonra daha rahat olacağınız bir süreç başlayacak ve yıl sonuna doğru şansınız yükselecek.

RUMUZ: SPECIAL

Sevdiğiniz kişinin yükselen burcu Koç. Sizin ise Akrep. Sizin doğum haritanızdaki Mars ile onun haritasındaki Venüs uyumlu etkileşim içinde bulunduğu için aranızda büyük bir çekim var. Onun davranışları sizi etkiliyor. Aranızdaki uyumluluk yüksek. Ancak onun Satürn’ü sizin üzerinizde baskı yaratabilir. Birbirinizi etkilemeye ve yönetmeye çalışmaktan vazgeçerseniz, aranızdaki ilişki hem geliştirici olacak, hem de birbirinizi çok mutlu edeceksiniz. Bu yılın sonlarına doğru evlenmeye karar verebilirsiniz.

RUMUZ: SERPİLENLER

Sözünü ettiğiniz ve talihsiz dönem şeklinde tarif ettiğiniz olaylar, Satürn döngüsüyle birlikte başlamış. Aslında yaşantınızda önemli değişiklikler yapmanız gereken bir süreç içine girmişsiniz ve meydana gelen olaylar sizi bu değişim için zorlamış. Aslında yaşadığınız olayların arasında sadece kötü olarak yorumladığınız şeyler yok aynı zamanda çok olumlu gelişmeler de meydana gelmiş. Fakat sizin dikkatiniz sadece kötü olanlara yoğunlaştığı için hayatı sert ve kötü yaşıyorsunuz. Şimdi dikkatinizi çevrenize ve kendinize yöneltin. Aslında aşama yapmak için uygun bir zaman. Biraz daha sabırlı davranın ve kendinizi kaptırmayın. Çünkü her şey yoluna girmek üzere. Uranüs’ün uyumlu etkisi yaratıcılığınızı tetikleyecek ve sizi bağlıyan fikirlerden uzaklaşıp hamle yapmanıza yardımcı olacak. İçinizden yükselen özgür ve farklı duyguları yakalayın ve kendinizi fazla sıkmayın. Böylece aşama yapmayı başaracaksınız.

RUMUZ: CENGİZ
Yazının Devamını Oku

Farkında olmadığımız gerçekler

9 Şubat 2005
Düşünüyorum, öyleyse varım, diyen düşünürün neler düşündüğünü çok merak ediyorum? Düşüncelerimin yönü, beni karşımdaki ağacın içine de sokabilir... Uzayın derinliklerinden, makro kozmostan dünyaya bakmamı da sağlayabilir.

Ve hatta içime, en derinlere hücrelerimden de öte, mikro kozmostan yeryüzüne de bakabilirim...

Peki, hangisi gerçek?

Bütün bu bakışlar, benim öğrendiklerimle bağlantılı olmayacak mı? Daha doğrusu, bugüne kadar keşfedilen dünyanın tarifi üzerine kurulu olmayacak mı?

Şimdiye kadar dünyanın, maddenin, insanın tarifi öylesine çok kereler değişmiş bulunuyor ki, ben hangi tarifi yapıyor olacağım? Ya da benim dünyayı tarifim, açıklayıncaya kadar eskimiş olacak mı? Tıpkı bilgisayar ya da elekronik aletler gibi... Her dakika artık çok önemli ve bunun en önemli göstergesi, bilgisayar teknolojisi...

Bir bilgisayar alıyorsunuz ve gün bitmeden eskimiş oluyor çünkü o dakikalarda yeni teknolojiyle üretilmiş yepyeni bir bilgisayar piyasaya sürülmüş oluyor ve elinizdekinin kıymeti bir anda yok oluyor.

Tıpkı düşüncelerimiz gibi...

Zaten bilgisayar ve çağımız teknolojisini üreten beynimiz değil mi? Ve aynı beyinden yani düşüncelerimizden sıkılmış değil miyiz?

Bizi bir yerlere götürmeyen, aynı yerde dönüp durduğumuz ve bir türlü çıkış bulamadığımız düşünceler değil mi, bizi sıkıştıran?

Düşüncelerimiz bizi nereye götürüyor, ve biz neredeyiz?

Burada bir kaybolmuşluk, bilinmezlik ve hatta doymuşluğun yarattığı bir isteksizlik içindeyiz?

Aslında bir heyecan peşindeyiz ve artık öyle bir noktadayız ki, hemen hiçbir şey bizi heyecanlandırmıyor...

Bu mümkün değil!

İçsel olarak bizi harekete geçirecek olanı biliyoruz ve arıyoruz... Aradığımız biricik şey, heyecan! Bizi galeyana getirecek, enerjimizi sonuna kadar akıtacağımız, inanacağımız bir hedef peşindeyiz ama bunu bilmiyoruz.

Aslında hiçbir şey bilmiyoruz. Ve bunun farkındayız, işte bu bizi bunaltıyor. En azından bilenlerimizi bunaltıyor.

Bilmemeyi denesek, bildiklerimizi unutsak ve yeni baştan düşünsek, düşünmeyi yeni baştan öğrensek ne olur?

Her şey bambaşka olur...

Yabancı kültürleri keşif

Bilincin derinlerinden yükselen özgür duygular, farklı isteklerin uyanmasına neden oluyor. Hem aşk, hem de parasal açıdan daha büyük boyutlarda isteklerin uyandığı bir dönem. Geleceğe yönelik beklentilerin farklı boyutlara ulaşmasına neden olacak olaylar meydana gelebilir. Kova burcunun güçlü etkisini harekete geçiren Jüpiter ve Pluton, özellikle yabancılar ve yabancı kültürleri araştırmak, incelemek ve keşfetmeye yönelik çalışmaların harekete geçeceğini işaret ediyor.
Yazının Devamını Oku

Yanılgılara dikkat

8 Şubat 2005
Bugün astrolojik açıdan ilginç bir gökyüzü konumu meydana geliyor ve beş gökyüzü cismi Kova burcunda diziliyorlar. Güneş, Ay, Merkür, Venüs ve Neptün.Bu dizilimin en önemli odak noktası ise Neptün. Evrensel anlayışı ve toplumsal hareketleri yöneten Kova burcunda meydana gelen bu dizilim, hayalleri sembolize eden Neptün’ün harekete geçip görünür hale geleceğini ve yüksek ideallerin ortaya çıkacağını işaret ediyor. Neptün ayrıca zehirler, ilaçlar, halüsinasyonlara da neden olabilir. Özellikle yanılgılardan kaynaklanabilecek sorunlara karşı tedbirli olmak gereken bir dönem. Düşünceler yalnız değildirSiz bir şey düşünüyorsanız, bilin ki, dünyanın bir yerlerinde birileri de aynı şeyleri düşünüyor! Yani düşünce dediğimiz şey tekil değildir. Sadece tek başımıza düşünürüz. Zihnimizin içinde olup bitenlerden kimsenin haberi yoktur ve biz kendi kendimize düşünüp dururken bunun sadece kendimize özel bir durum olduğunu zannederiz ve bu bizim yanılgımızdır. Halbuki düşünerek ortaya çıkardığımızı düşündüğümüz ne varsa, bunlar birileri tarafından dünyanın bir yerlerinde düşünülmüştür, düşünülüyordur ve sizden sonra da düşünülecek.Düşünce kollektiftir.Elbette kişiye özel düşünceler vardır fakat bunlar bile diğer insanların düşüncelerinin ürünlerinden oluşan bir karışımdır. Ve birileri de sizin ürünlerinizden yararlanacak ve kendi düşüncelerini oluşturacak. Bu nedenle kendinizin dışındaki insanlara yardımcı olun.Aynı duyguyu paylaşan kişileri incitmeyin! Birlikte olun ve birlik içinde bulunduğunuzu gösterin.Keşifler tek kişilik gibi dururlar ama kollektif bilincin ürünüdür. İhtiyaçlar, düşünceyi doğurur ve ardından keşifler başlar.Aynı zamanda pek çok kişinin ihtiyacının aynı olması, keşiflerin açığa çıkmasını sağlar. Keşfeden en fazla duyarlı olan ve bunun için çalışmış, gereken hazırlığı yapmış olandır. Savaş zamanları, ihtiyacın en şiddetli olduğu anlardır. İşte bu yüzden savaşlar ve büyük felaketlerin ortaya çıktığı dönemler önemlidir. Kollektif bilincin zorlayıcı olduğu dönemleri işaret eden savaş sayesinde en büyük keşifler ve atılımlar meydana gelir. Çünkü acıyla birleşen isteklerin aynı frekansta oluşturduğu kollektif bilinç, bununla bağlantıda olan diğer bilinçleri etkiler ve ortaya ihtiyaca cevap veren buluşlar çıkar. Ne yazık! İnsanlık, acı hissetmeden istekte bulunmuyor ve gelişmek için aşama yapmaya yönelik hiçbir şey yapmıyor!Yani durup dururken ve işler yolundayken aşama yapmak da nereden çıktı, diyeceksiniz. İşte bunun sonucunda gelişemeyeceksiniz. Halbuki dünya sürekli bir gelişim ve değişim içinde bulunuyor. Bunu sağlayan istemediğimiz kargaşaların yarattığı ihtiyaçlar. Her keşif, insanlığın bilinciyle bağlantılıdır. İnsanlığın kabul gösteremeyeceği bir şey keşfedilemez. Edilse bile bildirilemez. Şimdi bilincin yükseldiği bir dönem.
Yazının Devamını Oku

Sert uygulamalar olabilir

7 Şubat 2005
Bugün Mars burç değiştiriyor ve Yay burcundan çıkıp Oğlak burcuna giriyor. Mars’ın bu görünümü, isteklerin zorlayıcı bir biçimde açığa çıkacağını işaret ediyor. Otorite ve yönetimi sağlamak için kuvvetli arzuların uyanacağı bu devre içinde sert uygulamalar olabileceğini gösteriyor. Demir madeni, demircilik, silah sanayii ve silahlarla ilgili konuların gündeme geleceği bir dönem. Ayrıca görünür ve bilinir olduğu halde daha önce önemsenmeyen olayların önem kazanacağını da işaret ediyor.

İletişim sorunun kaynağı

Kendini ifade edemediğini yazan ve bunun rahatsızlığını anlatan mektubu yazan kişi, adının belirtilmesini istememiş fakat rumuz yazmayı da unutmuş. Ancak onun anlattığı iletişim sorununu pek çok kişinin yaşadığını bildiğim için isimsiz mektubu cevaplıyorum.

Açık, net ve kısa cümleler daima etkili olmuştur. Söylemek istediklerinizi önce belirleyin. Ne istediğinizi tam olarak önce kendiniz bilmelisiniz. Sonra da karşınızdaki kişiye bildirmelisiniz. Böylece kendinizi ifade ederken sözünü ettiğiniz sorunları yaşamazsınız.

Bu çeşit şikayetlerin nedeni doğum anındaki Merkür’ün konumundan kaynaklanır. Daha doğrusu Merkür’ün konumu iletişim ve kendini ifade etmeyle ilgili sorunları açıklar.

Geri giden Merkür konumunda doğanlar, düşünceleri zihnin derinlerinde dolaşan tiplerdir. Dikkati bir konudan farklı bir yöne hızlı yöneltemez ve düşünceler ağır ilerler. Çünkü dikkat edilen şeyin görünür olanından daha fazlasını anlamaya çalışırlar ve bunu da farkında olmadan yaparlar. Bu da düşüncelerin ağırlaşmasına neden olur. Bunun sonucunda karşılıklı konuşmalar sırasında zorlanmalar ortaya çıkar.

‘Keşke şunları da söyleseydim’ dediğiniz fikirler sonradan zihninizde uyanır. Aslında düşünceleri hızlandırmak için pratik çalışmalar yapabilir ve bu çalışmaların sonuçlarını da alabilirsiniz.

Fakat öncelikle kendi durumunuzu kabullenin ve yavaş düşünen biri olmaktan dolayı kendinize kızmayın. Aslında bu tip zihin faaliyetine sahip olanların arasından çok başarılı roman yazarları çıkar. Siz de yazmayı deneyin.

Öncelikle fikirlerinizi, düşüncelerinizi sözlü aktarmak yerine yazılı aktarmayı denerseniz, istediğiniz etkiyi meydana getirebilirsiniz. Üstelik yazarak içinizde biriken düşüncelerin sizi rahatsız etmesinden de kurtulmuş olursunuz. Böylece ilişkileriniz ve kurduğunuz iletişim daha başarılı olur.
Yazının Devamını Oku

İçsel seyahatlere çıkılacak

4 Şubat 2005
Bugün Ay Yay burcunda ve sabahın erken saatlerinde Merkür’ü uyandıracak. Öğleden sonra ise Neptün’ün hayal enerjisini harekete geçirecek. Bu konum özellikle sanatsal faaliyetlerde bulunanlar için çok verimli çalışmaların ortaya çıkacağını işaret ediyor. Günün ilerleyen saatlerinde ise Jüpiter’i harekete geçirecek ve ayrıntılar büyürken yabancı kültürler, felsefe ve uzaklara gitmek için seyahat arzuları uyanacak. Fiziksel olarak yabancı diyarlara yolculuklar yapılabileceği gibi gökyüzünün bu konumu içsel seyahatler yapılabileceğini de işaret ediyor. Belki bu yolculuk rüyalarda olabilir, belki de bir çeşit meditasyon yaparak gerçekleştirilebilir.

Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin (3)

Hasta olmak istemiyorsanız, öfke duygunuzla başa çıkmayı öğrenmelisiniz. Bunu yapabilmek için öncelikle şunu bilmelisiniz ki, hiçbir şey sağlığınızdan daha önemli değildir. Uğrunda ölecek kadar büyük bir idealiniz yoksa, ölmenin de anlamı yok. Hatta idealinizi gerçekleştirmek için de sağlıklı ve hayatta olmak gerekir.

Hayatta sağlıklı olmaktan daha değerli bir şey olmadığını bildiğiniz halde kendinizi kaptırdığınız öfkenin altında ezilirken bunu anlamak pek kolay değil. Sadece her şey olup bittikten ve fırtına dindikten sonra hasar değerlendirmesi yapar gibi kendinizi ve olayı değerlendirebilirsiniz. Ve sonuç, hiç de iç açıcı olmayacaktır. Üstüne bir de pişmanlık duygusu binecektir.

Halbuki öfkelendiğiniz zaman açığa çıkan yüksek potansiyelli enerjinizi yapıcı yönde kullanacak olursanız, imkansızı başarabilme potansiyeliniz olduğunun farkına varacaksınız. Fakat ne yazık ki, bu enerjiyi ancak öfkelendiğiniz zaman açığa çıkarabiliyorsunuz.

Durup dururken ve ortada hiçbir neden yokken öfke anında kırıp döktüğünüz, ortalığı yangın yerine çevirdiğiniz bu büyük enerjiyi kullanmayı bilemiyorsunuz. Hatta bütün bunları gerçekleştiren enerjinin farkında bile değilsiniz.

Şimdi öfke anında büyük bir enerjinin açığa çıktığını öğrenmiş bulunuyorsunuz. Peki hala yıkıcı yönde kullanmanız mı, gerekiyor. Madem böyle bir enerjiye sahipsiniz, neden kendinizi yok etmek için kullanasınız ki...

Yok etmek ile var etmek, aynı güç. Aynı kalitedeki enerjiye gerek vardır ve siz seçim yaparsınız. İsterseniz bu enerjiyi yok etmek için, isterseniz var etmek için kullanırsınız. Yok edici enerjiye sahip olan kişi aynı zamanda var edebilmek potansiyeline sahip olan kişidir.

Fakat ne yazık!

Bunu bilmeden yaşamak ve sadece yok etmek için kullanmak, çok yazık! Üstelik yok ettiğiniz şeylerle birlikte kendinizi de yok ediyorsunuz. Şayet böyle bir gücünüz varsa, hemen dikkatinizi kendinize yöneltin ve kendinizi var edecek hedefler belirleyin. Sonra da bu enerjinizi hedefinize ulaşmak için kullanın.

Öfke anında çıkardığınız ölümcül enerjiyi yaşam enerjisine dönüştürün ve yaşayın.

Kendinizle birlikte sevdiklerinizi de yaşatın.
Yazının Devamını Oku

Cesaret sizinle

3 Şubat 2005
Bugün Ay ile Satürn arasında uyumlu etkileşim meydana geliyor. Duyguların belirgin hale geleceğini ve gerçekçi bir tavrın ortaya çıkacağını işaret ediyor. Bugün meydana gelen olaylar karşısında sabırlı ve güçlü duygular içinde bulunmak mümkün. Böylece derinlerden yükselen ve korku uyandıran duygularla başa çıkabilir, anlamak istediğiniz ne varsa bunların üzerine cesaretle gidebilirsiniz. Üstelik bugün Venüs Kova burcuna giriyor ve evrensel bir anlayışın ortaya çıkacağını işaret ediyor. Böylece daha özgür ve daha cesur duygularla davranmak mümkün olabilecek.

Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin (2)

Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Fakat kontrol etmek, baskı altına almak demek, değildir. Bir şeyi kontrol edebilmeniz için o şeyi iyi biliyor olmanız gerekir. Bilmediğiniz bir şeyi kontrol edemezseniz, sadece baskı altında tutarsınız ve bastırdığınız şey bir zayıflık anında serbest kalır. Hiç istemediğiniz bir anda ortaya çıkıverir ve kontrol ettiğinizi zannettiğiniz şey sizi kontrol etmeye başlar, demiştik.

Evet, öfkemizi baskı altına alıyoruz. Genellikle bunu çocukken ailemizden öğreniyoruz. Anne ve babalar öfkemizi göstermeyip içimize atmayı öğretiyorlar.

Aile ve içine doğduğumuz kültür, duygularımızı baskı altına almayı önerebilir ve bunun nedenlerini araştırmak bu yazının konusu değildir. Çeşitli nedenlerle öfkemizi içimizde tutmayı ve baskı altına almayı öğrenmiş olabiliriz. Ve bu durum yaşam tarzımızda bir alışkanlığa dönüşmüş olabilir. Fakat bu alışkanlık beraberinde öfke patlamalarını da beraberinde getiriyor. Yani basit ve önemsiz bir durum karşısında gereğinden fazla tepki gösterip aşırı öfkeleniyoruz. Bu sırada geçmişte biriktirdiğimiz öfkemiz de açığa çıkıyor.

Aslında karşılaştığımız durumlar içimizde öfke uyandırdığı zaman küçük ve basit kızgınlıklarımızı hafif bir şekilde ortaya koyduğumuz zaman, biriktirmemiş olacağız. Üstelik hafif tepkiler, durumun gerektirdiği kadar duygumuzu ifade ettiğimiz zaman bir kıvılcımın parlayıp sönmesi gibi öfkemiz de sönüp gidecektir.

Olaylar karşısında duygularınızı ifade etmek için gayret gösterin. İstemediğiniz durumlar olduğu zaman bunu ortaya koyun. Sizi kızdıran şey her ne ise, bunu karşınızdaki kişiye anlatın. Anlatamıyorsanız, tepki gösterin fakat tepkinizi abartmayın. Derinlerden yükselip gelen öfkenin sizi ele geçirmesine izin vermeyin.

Aslında bu önerdiğim davranış pek kolay değil. Çünkü bir kez kızmaya başladığınız zaman sizi sinirlendiren konudan uzaklaşıp eskiden kalmış ve ortaya koymadığınız, söylememiş olduğunuz pek çok şey zihninize hücum eder. Kendinizi bambaşka olayları sorgularken ve bütün bunları ortaya koyarken yakalayabilirsiniz.

O anın konusundan tamamen uzaklaştıran düşünceler ve bu düşünceleri besleyen öfke duygunuz aslında birbirini besler, büyür ve sağlıklı düşünemeyecek duruma gelirsiniz. Tabii bunun sonucunda kendinizi kötü hissedersiniz. Hatta sağlığınız etkilenir ve hasta olursunuz.

(Sürecek)
Yazının Devamını Oku

Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin

2 Şubat 2005
Eskilerin ‘Keskin sirke küpüne zarar’ şeklinde açıkladıkları öfkenin sonuçları bazen ölümle sonuçlanabiliyor. Özellikle trafik kazalarının ortaya çıkma nedenlerinden, hem de önemli nedenlerinden biri öfke. Yolda giderken hatalı kullanan araca öfke duyabiliyoruz. Fakat bu duygunun ortaya çıkmasıyla birlikte geçip gitmesine izin vermek yerine üstüne gidiyoruz. Hız yapıyoruz, o aracı sollamaya çalışıyoruz. Sonra o da öfkeleniyor. Tehlikeli bir yarış başlıyor. Hatta hiçbir hata olmadığı halde sadece önünüzdeki aracı geçmeye çalışıyorsunuz ve o da izin vermiyor, yolda giderken kapışıyorsunuz. Bu sırada içinizin derinlerinden yükselen biriktirdiğiniz öfke bu sırada patlıyor ve ne yaptığınızın farkında olmadan ‘Trafik canavarı’na dönüşüyorsunuz. Sonuç, felaket!

Öfkeliyken araba kullanmayın. Öfkenizi tetikleyen durumlar karşısında kendinizi ve durumu anlamaya çalışın. Elbette içinizde uyanan öfkeyi ortaya koymalısınız. Fakat bu birkaç saniye içinde küçük bir dalga gibi yükselir ve dağılır. Bu sırada derinlerde birikmiş olan eski öfkelerinizin uyanmasına izin vermemelisiniz. Yoksa küçük dalganın her şeyi yutan kocaman bir dalgaya dönüştüğünü görürsünüz. Ve genellikle sıradan ve basit olaylar daha önce bastırdığımız büyük öfkelerimizin uyanmasına neden oluyor. Bir kez uyandıktan sonra olayın kendisi ve içinde bulunduğumuz koşulları tamamen unutup kendimizi öfke krizine kaptırmış oluyoruz. Ve sonuç, bizim hiç de istemediğimiz bir duruma dönüşüyor.

Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Fakat bu hiç de kolay bir iş değil. Çünkü kontrol etmek denildiği zaman biz, içimizde büyüyen duyguyu bastırmak olarak algılıyoruz. İçimizde tutuyoruz, bastırıyoruz, ortaya koymuyoruz, ifade etmiyoruz ve bunun adına ‘kontrol’ diyoruz. Halbuki kontrol etmek, baskı altına almak demek, değildir.

Bir şeyi kontrol edebilmeniz için o şeyi iyi biliyor olmanız gerekir. Bilmediğiniz bir şeyi kontrol edemezseniz, sadece baskı altında tutarsınız ve bastırdığınız şey bir zayıflık anında serbest kalır. Hiç istemediğiniz bir anda ortaya çıkıverir ve kontrol ettiğinizi zannettiğiniz şey sizi kontrol etmeye başlar. Baskı altında tuttuğunuz ve böylece kontrol altında tuttuğunuzu düşündüğünüz öfke, sizi ele geçirir.

(Sürecek)

Adalet sistemi sorgulanacak

Terazi burcundaki Jüpiter bugünden itibaren geri gitmeye başlıyor. Terazi burcu adaleti sembolize eder. Yazılı kanunların uygulanmasını yönetir. Jüpiter ise yargı organını sembolize eder. Jüpiter’in geri gitmeye başlaması ise, Jüpiter’in sembolize ettiği konuların görünür hale gelmesine neden olacağı için, Terazi burcundaki Jüpiter, kanunların gözden geçirilmesini, adalet sistemini ve daha önce yapılmış olan kanunları büyüteç altına alıp incelenmesi için zorlayıcı olayların açığa çıkacağını işaret ediyor. Adil olmak ve adalet sistemini sorgulamak için uygun dönem. Bu dönem 5 Haziran’a kadar sürecek.
Yazının Devamını Oku

Duygular atakta

1 Şubat 2005
Bugün öğle saatlerinde Ay Akrep burcuna giriyor ve Kova burcundaki Merkür’ü tetikliyor. Böylece dikkatin duygulara yöneleceğini ve sert düşüncelerin açığa çıkacağını işaret ediyor. Aynı zamanda düşünceler de duyguları harekete geçirecek ve derinden etkileyen duyguların uyanmasına neden olacak. Günün ilerleyen saatlerinde ise Ay, Balık burcundaki Uranüs’ü harekete geçirecek. Böylece ilginç fikirler uyanabilir ve farklı istekler açığa çıkabilir.

MEKTUPLAR

Sevdiğinizle ilgili çok fazla derin düşünceler içine girmişsiniz. Zaten Jüpiter’in etkisiyle ayrıntılarla çok fazla meşgul olduğunuz bir dönemdesiniz. Ancak bütün dikkatinizi sevdiğinize yöneltip sorunları büyütmekten vazgeçmeniz gerekiyor. Tabii ilişkinizin devam etmesini istiyorsanız. Onun yükselen burcu Akrep. Sizin ise Aslan. Yükselen burç biçim kendimizi nasıl ifade ettiğimizi gösteriyor. Ve bu nedenle aranızda bazı anlaşmazlıklar çıkıyor. Özellikle davranışlarınız yüzünden aranızda bazı çatışmalar çıkabilir. Fakat duygusal açıdan çok uyumlu olduğunuzu söylemeliyim. Siz onun davranışlarına bakarak ilişkiyi sorguluyorsunuz. Biraz sabırlı ve anlayışlı davranırsanız, ilişkinizin farklı yönlerini keşfedebilirsiniz. Çünkü birbirinizin düşüncelerini etkileyecek ve değiştireceksiniz.

RUMUZ: FİRUZE



Sizin burcunuz Yay. Geçiş anında doğmuşsunuz. Yani Güneş Oğlak burcuna geçmek üzereyken doğmuşsunuz fakat Yay burcunun son derecesinde kaldığı için burcunuz Yay. Yükselen burcunuz ise Terazi. Bir süredir şanssız bir dönem yaşadığınızı anlatan mektubunuzda özellikle merak ettiğiniz durum, astrolojik açıdan büyük değişimler döneminden geçtiğinizi işaret ediyor. Hem kişisel gezegenler yani Merkür ve Venüs etki almış ve hem akıl, hem de duygularınızı değiştirecek olaylar yaşamışsınız, hem de Satürn döngüsü aynı zamanlara denk gelmiş. Özellikle Ay-Satürn etkileşiminde doğan biri için Satürn döngüsü çok daha etkileyici ve sert olayları işaret eder. Şimdi sizin için daha farklı bir süreç başlıyor. Fakat değiştirici olaylar devam edebilir. Anlamaya çalışırsanız olayları daha kolay yaşarsınız. Aslında öğrenmeye açık birisiniz. Yaşadığınız olaylarla birlikte kendinizi anlamaya çalışın. Böylece aşama yapabilirsiniz.

RUMUZ: A. ÇOLAKOĞLU



Yükselen burcunuz Başak. Bir Kova olduğunuz halde Başak etkisi sizde çok güçlü. Çünkü Güneş, Başak burcunun yönettiği altıncı evde duruyor ve sizin sistemli, titiz ve seçiciçi biri olmanıza neden oluyor. Kova’nın evrensel anlayışı ve özgür duygularını da taşıyorsunuz fakat bu duygular öncelik sıralamasında sizin için daha alt sıralarda bulunuyor. Öncelikle yapılması gereken işlerin tam zamanında ve mükemmel olması gerek. Yani siz Başak gibi davranan bir Kova olmanın ötesine geçiyor ve Başak burcunun sağlık ve hizmet anlayışını kuvvetle içinizde hissediyorsunuz. Tarzınızın ve davranışlarınızın tamamen değiştiği bir süreç içinde bulunduğunuz için geleceğe yönelik yaşam biçiminizde de değişiklik yapacaksınız. Sözünü ettiğiniz taşınma işlemi için gerekli koşulları zaten hazırlamışsınız. Neptün’ün kuruntulu hayallerinden uzaklaşırsanız, bu değişiminizi daha kolay gerçekleştirebilirsiniz.

RUMUZ: YENİLER
Yazının Devamını Oku