Yasemin Boran

Karamsarlık işleri zorlaştırabilir

19 Eylül 2005
Bir işe başlamak için kuvvetli duygular uyanacak. Yeni başlangıçlar yaparken isteklerin sert bir biçimde ortaya konulması işleri zorlaştırabilir. Özellikle ilişki gerektiren işler yaparken, halkla ilişkiler ve benzeri konularda duygusal baskılardan kaynaklanacak karamsarlık ve isteksizlik ilişkileri zorlaştırabilir. Kadınlara yönelik baskıların ortaya çıkması şimdiye kadar uygulanan sistemin değişmesine neden olabilir.

MEKTUPLAR

Sadece doğum gününü ve saatini belirtmiş fakat, doğum yılı ve yerini yazmamışsınız. Bu durumda sizin için bir inceleme yapabilmem mümkün değil.

Akrep Burcu hakkında ise, gelecek ay ayrıntılı bilgileri bu köşeden bildireceğim. Ayrıca, şu sıralar Boğa Burcunda dolaşan Mars sizi etkiliyor ve kendinizi dayanılmaz olarak tarif ettiğiniz enerjinin açığa çıkmasına neden oluyor. Enerji fazlanızı boşaltmak için spor yapabilir ve fizik güç gerektiren işler yapabilirsiniz fakat kendinizi fazla yormaktan kaçının. Yoksa sağlık sorunları çıkabilir. Üstelik Ekim ve Kasım dönemleri tedbirli olmanız gerekiyor. Çünkü Mars geri gitmeye başlayacak.

Tahammülsüz ve sert bir tavır içinde bulunabilirsiniz ve bunun sonucunda ilişkileriniz etkilenebilir. Aslan Burcu ile aranızdaki ilişkiye gelince... Bu ilişkinin boyutları ancak, doğum anı etkileri incelenerek saptanabilir. Yoksa, sadece burçlara bakarak bu burçların nasıl anlaşacakları belirlenemez. Genel olarak bu iki burç, birbirini zorlayan sert bir ilişki içinde bulunurlar. Ancak Aslan’ın kendi gösterme ihtiyacını Akrep tatmin edeceği için (Çünkü Akrep kendini göstermekten hoşlanmaz) birbirlerine çekici gelebilirler.

RUMUZ: AKREP



Sadece yükselen burcunuzu merak ettiğiniz için başka birşey belirtmiyorum. Yükselen Burcunuz, Yay. Annenizin yükselen burcu ise, İkizler.

RUMUZ: TATLIAY

Bazı insanların zaman zaman yaptıkları tahminlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ediyorsunuz. Bunu kendiniz gözlemleyerek öğrenebilirsiniz. Şu var ki, bazı insanlar son derece duyarlı ve hassasiyeti yüksek kişilerdir. Zeki oldukları için gelişmelerin farkında olup, ilerlemenin yönünü kestirebilirler.

Birikimleri zengin ve hafızaları kuvvetli olan bu kişilerin öngördüğü tahminler genellikle tutarlı olur. Sizin yükselen burcunuza gelince... Doğum saatinizi belirtmemiş olduğunuz için, yükselen burcunuzu hesaplayamadım.

RUMUZ: TUBA



Sizin yükselen burcunuz Boğa. Dişi unsurun kuvvetli olduğu bir anda doğmuşsunuz. Yani doğum anında gezegenler dişi burçlarda yoğunlaşmış. Üstelik Venüs ile Neptün uyumlu etkileşim içinde bulunuyor. Sezgileri kuvvetli ve sanat potansiyeli yüksek birisiniz. İçinizden yükselen sese kulak verin ve çalışmaya başlayın. Korkularınızdan sıyrılıp sorduğunuz konuda çalışmaya başlarsanız çok başarılı olacaksınız. Üstelik bu çalışmalar sizi zorlayan gerilimli duygulardan da uzaklaştıracak.

Kendinizi keşfedecek ve daha iyi hissedeceksiniz. Sizin için yeni bir dönem başlıyor. Zaten siz de bunu hissediyorsunuz. Fakat korkular atılım yapmanıza engel olabilir. Korku uyandıran konuyu düşünün ve bu konu her ne ise tersini düşünerek korkulardan uzaklaşın.

RUMUZ: DOĞANAY
Yazının Devamını Oku

Gizli aşklar ortaya çıkacak

16 Eylül 2005
Sürpriz aşkların ortaya çıkacağı bir gün. Duyguların değişeceğini işaret eden Venüs-Uranüs arasındaki uyumlu etkileşimi günün ilerleyen saatlerinde Balık Burcundaki Ay tetikleyecek. Gökyüzünün bu konumu, özgürlük ihtiyacı ile birlikte farklı duygularınızı keşfedeceğinizi işaret ediyor. Aniden başlayan aşk maceraları şaşırtıcı olacak. Bilinçaltının derinlerinden yükselen farklı istekler, gizli aşkların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Cadılar Festivali

Bugün başlayan Cadılar Festivali, Muğla’nın Yatağan İlçesi Turgutlu Beldesinde bulunan ‘Lagina’ Antik Kenti’nde yapılıyor. Hem de Dolunay döneminde...

Dolunay’ın en iyi izlendiği yere kurulmuş olan Hekate Tapınağı’nda böyle bir festivalin düzenlenmiş olması son derece ilginç. Sanırım Türkiye’nin yıldız haritasında görülen Uranüs döngüsü çalışmaya başladı.

Hekate, büyücüler tanrıçası olarak da bilinir. Aynı zamanda Ay Tanrıçasıdır. Bir zamanların en fazla korkulan tanrıçalarından biridir. Ve Lagina ‘Cadılar Festivali’nin düzenleneceği en doğru yer.

Kültür ve Sanat Festivali kapsamında düzenlenecek ``Cadılar Festivali’’ ile dünyaya tanıtılması ve Aprupadan çeşitli akademisyenlerin bu festivale katılması, Türkiye’nin gizli zenginlerinin ortaya çıktığını gösteriyor ve ‘Kültür Turizmi’ne yepyeni bir anlayış getiriyor.

Lagina Kazı Başkanı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Mimar Prof. Dr. Ahmet Tırpan, kazı çalışmalarında bütün büyücülerin tanrıçası olarak bilinen Hekate adına yapılan tapınağı gün ışığına çıkarıp ayağa kaldırmaya çalışıyor.

Umarım bu tapınak da tıpkı Apollon Tapınakları gibi bütün ihtişamıyla sergilenebilecek duruma gelir. Doğrusu gidip görmek için can atıyorum. Fakat hafta içi her sabah 08:30-09:00 arasındaki saatlerde ‘Kanal D’de olmam gerekiyor.

Çünkü ‘Bu Sabah’ adlı haber programına katılıyorum ve bu sebepten dolayı gidemiyorum. Fakat sonraki günlerde Karya medeniyetinin önemli dini merkezlerinden biri olan ve ``Hekate Tanrılar Tapınağı’’nı da içinde barındıran Lagina Antik Kenti«ne mutlaka gideceğim ve tapınağın bulunduğu noktada Dolunay’ı izleyeceğim.

KİTAP MÜREKKEP YÜREK

Çocuk ve gençlik kitaplarının en ünlü yazarlardan biri olan Cornelia Funke’nin kaleminden çıkan ‘Mürekkep Yürek’, kitap sevgisi ile dolu bir baba ile kızının yağmurlu bir gece, bir çok şeyin başladığı ve bir çok şeyin değiştiği gece, yaşananları anlatıyor.

Arkadaş Yayınevi’nin ‘Gençlik’ dizisinden çıkan ve Alman yazar Funke’nin kendi çizimleriyle renklendirdiği kitapta, yer yer ‘Yüzüklerin Efendisi’ gibi fantastik eserlere göndermeler de yer alıyor. Nazife Mertoğlu’nun çevirisini yaptığı kitap, kitapların büyülü dünyasının ve kitap dostu iki kahramanın başından geçen gerçeküstü bir hikayeyi anlatıyor.

Heyecanlı bir macerayı kaldırabilecek yaşta olanlar ile ruhu ve enerjisi genç olanların okuyabileceği bu kitap sizi heyecan verici bir yolculuğa çıkaracak. Hem belki kitabı okuduktan sonra kaleminize dikkat etmeniz gerektiğine karar verirsiniz, kimbilir.
Yazının Devamını Oku

Olmadık hayaller kurulabilir

15 Eylül 2005
Hayal gücünün uyandığı bir gün. Önce Neptün’ü tetikleyen Ay daha sonra Jüpiter’i harekete geçirecek ve günün ilerleyen saatlerinde Mars’ı uyandıracak. Büyük hayaller kurabilir veya olayları çok fazla büyütüp olmayacak hayaller kurulabilir. Alkol, uyuşturucular, ilaçlar, kimyasal maddeler konusunda tedbirli davranmak gerekiyor. Öfke ve tahammülsüzlük yüzünden sakarlıklar ve kazalar ortaya çıkabilir.

Sezgi gücü dikkat ürünüdür

Dikkatiniz zayıf olduğu zaman, sezgileriniz harekete geçse bile bunları yakalayamaz, farkına bile varamazsınız. Bu nedenle dikkatinizi yükseltmeyi öğrenmelisiniz.

Ayrıca dikkatiniz yükseldikçe olup bitenleri daha iyi anlamaya başlarsınız. Anladığınız her yeni şey ise, bilgi demektir. Bilginin çeşitliliği ve çokluğu ise, hayatı kavramanıza, meydana gelen olayların ne anlama geldiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.

Örneğin, bulutların alçalmasıyla birlikte gün ortasında kararan havanın, yağmura işaret ettiğini daha fırtına çıkmadan söyleyebilmek için bilgi gerekir.

Şayet bulutların hareketini ve değişmekte olan havanın durumu hakkında önceden bir bilginiz yoksa, yaklaşmakta olan fırtına hakkında bir şey söylemeniz mümkün değil.

Ve size göre aniden yakalandığınız yağmur, büyük bir talihsizlik olacaktır. Fakat, son derece maddi bir değişimi bire bir yaşadığınız zaman, dikkatiniz yüksek ise, yağmur başlamadan önceki meydana gelen hava olayını fark etmiş olursunuz. Ve benzer durum tekrarladığı zaman bu kez bilirsiniz.

Öğrendiğiniz bilginin temelinde dikkat yatmaktadır. Ve sahip olduğunuz bilgi sonraki zamanlarda sizi önceden uyaracaktır. Bu durum, şuurlu bir seziştir. Dikkati daha zayıf veya öğrendiklerinin ne anlama geldiğini bilmeyen kişilerde ise, bir olay başlamak üzereyken daha önce biriktirmiş olduğu bilgiler anlamlı bir biçimde şuuruna yükselir. Kimi zaman rüyasında, kimi zaman ise duygu olarak algılar. Tabii bu algılamalar çoğu zaman dikkat eksikliği yüzünden belirmesiyle kaybolması bir olan değişik haller biçiminde ortaya çıkar. Ve kişi kendisini olayın içinde bulduğu zaman, ‘Ben bunu biliyordum’ der.

İşte bu nedenle herkeste sezgi yeteneği vardır fakat kimilerinde belli belirsiz (Dikkati çok zayıf olan kişiler de), kimilerinde ise (Dikkati yüksek olanlar) çok kesin öngörüler şeklinde ortaya çıkar. Çünkü, yaşarken pek çok bilgiyle karşılaşırız. Bunların pek çoğu ise, dikkatimize çarpmadan kaybolup gider.

Fakat, dikkat etmesek bile, yaşadığımız olayın duygusu bilinçaltımızda birikir. Anlamını bilmediğimiz bilgiler, uygun koşullar meydana geldiği zaman birleşip anlamlı bir biçimde şuurumuza yükselir. Yani yaklaşmakta olayın ne olduğunu sezmemize yardımcı olur.

İşte bu yüzden ‘İç sesinize kulak verin’ denilmektedir. Kendiniz için en doğruyu yine siz bilirsiniz. Çünkü, sizin yaşadığınız tecrübeleri başka kimse yaşamamıştır. Ve karşılaştığınız her hangi bir sorun karşısında da sorunu çözecek bilgiler sadece sizde mevcuttur. Ve elbette ki, çözüm sizdedir.

İşte bu çözümü bulmak için sezgilerinizin harekete geçmesi, önceki olayların bilgisinin zihninizde yükselmesi gerekir. Böylece daha önce kavrayamadığınız ne varsa, anlamaya başlayacaksınız. Yani ne olduğunu ve ne olacağını sezeceksiniz.
Yazının Devamını Oku

Hesapta olmayan şeyler var

14 Eylül 2005
<B>R</B>adikal değişikliklere zorlayan durumların açığa çıktığı bir gün. Aynı zamanda istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmek için uygun zaman. Öğle saatlerinde Venüs’ü tetikleyen Ay, günün ilerleyen saatlerinde Satürn’ü etkileyecek ve gizli kalan duygular açığa çıkacak. İlişkilerde sert ve anlayışsız tavırlar sergilenebilir. Şahsiyet mücadeleleri yaparken hesapta olmayan pek çok şey değişebilir.

Zevk alarak bakmak

Zaman zaman hemen hepimiz karamsar duygular içine girebiliriz. Bazen bu duygulara kapılmamızın kendimizce çok önemli bir nedeni olur. Bazen ise, ortada hiçbir şey yokken karamsarlık hissederiz. Ya da belli bir nedeni olmadığını söyleyip hiçbir şeyden zevk almadığımızı öne süreriz.

Şimdi kendimizi böyle bir hal içinde hissettiğimiz zaman nasıl davranacağımız çok önemli. Çünkü davranış biçimimiz, içine girdiğimiz karamsar halin uzun ya da kısa süreceğini belirlemektedir.

Bazı insanlar en tatsız olay karşısında bile gülebilmektedirler. Çünkü, onlar olayın komik yanlarını bulup ortaya çıkartır ve hoş olmayan durumla bile dalga geçerler. Neredeyse hayatın kendisiyle eğlenirler.

Bazı insanlar en zor şartlarda bile etraflarına bakıp güzellikleri görmeyi başarırlar ve o anın keyfini çıkarmayı bilirler. Şimdi bunları anlatırken bir zamanlar tanıdığım böyle biri aklıma geldi.

O zamanlar orta yaşlarını sürüyordu. İçinde bulunduğu koşullar öylesine zor görünüyordu ki, onun yerinde bir başkası olsa ölmeyi bile düşünürdü...

Hiç unutmuyorum, kendisine nasıl böyle rahat olabildiğini sormuştum. O da bana rahat olmadığını söylemişti ve şöyle devam etmişti;

‘Rahat falan değilim. Başıma gelenleri biliyorsun ve bütün gün bunu düşünerek yaşayamam. Sadece yaşadığımı düşünüyorum ve bütün bunlar yaşamanın çok önemli olduğunu bana öğretiyor. Her şey bir anda değişiveriyor. Şimdi hayattasın, biraz sonra ölmüşsün. Bunu anladım. Özellikle yaşadığım son olay her şeyin bir anda değişebileceğini gösterdi ve ben de gördüm.

Rahat falan değilim ama rahatsız da değilim. Sadece yaşıyorum ve diğer yaşayanları görmeye çalışıyorum. İşte çiçeklenmiş bu ağacın karşısında hiçbir şey düşünmeden ağacı seyrederek kahve içebiliyorum. Çünkü o yaşıyor ve onun canlılığını hissetmek beni de canlandırıyor.’

Bazı insanlar ise, çok hoş, keyifli bir olay karşısında bile somurturlar. Olumlu gelişen olayların dahi olumsuz yanlarını ortaya çıkartıp size öyle karanlık bir tablo çizerler ki, bir olaya bir de anlatılanlara baktığınız zaman şaşıp kalırsınız. Hayatı, zor ve karamsar açıdan düşünüp değerlendirir ve giderek daha karamsar olurlar. Böyle bir hal içinde bulunan birinin tabii ki hayattan zevk alması beklenemez.

Hayattan zevk alabilmek olaylara, insanlara, kısaca çevrenize zevk alarak bakmayı öğrendiğiniz zaman mümkün.

Asık suratlı, hayata karanlık gözlüklerle bakan birinin renkleri görmesini bekleyemezsiniz. Gözlüğünü değiştirmesi gerekir. Düşüncelerinizle gözünüzdeki gözlükler değişir. Pembe gözlükler, mavi gözlükler, at gözlüğü ve daha pek çok gözlük çeşidini sıralayabiliriz. Hangisini takacağımızı belirleyen bizim düşüncelerimiz.

Gözlüksüz bakmayı da deneyebilirsiniz fakat ne derece dayanabilirsiniz, bilemiyorum!
Yazının Devamını Oku

Harekete geçme zamanı

13 Eylül 2005
Bugün Güneş, Ay ve Mars arasında ‘Büyük Uyum’ olarak tarif edeceğim bir astrolojik etki meydana geliyor. Toprak grubunda oluşan bu etkileşim, kararlı ve enerjik bir gün geçirileceğini işaret ediyor. Emniyet, sükunet, istikrar ve yapıcı bir tavrın açığa çıkacağını, emlak ve toprak alım-satım ve yatırım konularına yönelik güçlü istekler ve çalışma arzusu uyanacak. Yeni girişimlerde bulunmak isteyenler bugün harekete geçebilirler.

İnandığınız zaman yaparsınız

Son günlerde en fazla konuşulan konuların başında gelen ‘Başarılı olmak’ anne babalar başta olmak üzere çocukların en büyük arzusu.

Arzuların arttığı yerde kaygılar da çoğalır. Endişeler ise başarısızlık korkusunu büyütür. Korkular paniğe dönüştüğü zaman artık başarılı olmak çok zordur.

Aslında ‘korku’ içinizde büyümediği sürece kişi için faydalı bir duygudur. Çünkü korkuların ardından tedbir ve düşünce uyanır.

Korktuğunuz zaman son derece detaylı düşünebilir, şimdiye kadar öğrendiğiniz tüm bilgileri gözden geçirip analiz ve sentez yaparsınız. Bir işi hemen her açısıyla düşündükten sonra karar verirsiniz. Böylece zihin faaliyetiniz giderek gelişir ve düşünebilme kapasiteniz artar.

Fakat korku duygusunu içinizde büyütürseniz, bu kez düşünce faaliyetiniz dumura uğrar ve panik derecesine vardığınızda düşünemeyecek hale gelirsiniz.

Az miktarda korku, başarı şansınızı arttırırken, korkunun fazlası yok edici bir etki meydana getiriyor. Tıpkı zehirli draglar gibi. Az miktarda aldığınız zaman şifa etkisi meydana getiren ilaçlar fazla miktarda alınınca öldürücü olabiliyor.

Korkuyu da tıpkı şifalı etkisi olan zehirler gibi kullanabilirsiniz.

Korku duygusu içinizde uyandığı zaman bundan kurtulmaya çalışmayın. Tersine bütün dikkatinizi içinize yöneltin ve neden korktuğunuzu anlamaya çalışın. Sonra korku uyandıran her ne ise bunun üzerinde düşünün ve sonra bu düşünceyi tersine çevirin.

Başarısızlıktan korkuyorsanız, başaramadığınız takdirde ne olacağını düşünün.

Şayet başaramazsanız hayat bitiyor mu? Başarmanız gereken her ne ise, sizin için hatta tek, yegane yapabileceğiniz şey midir?

Düşünün ve başaramazsanız neler olabileceğini hayal etmeye çalışın.

Başarısız olduğunuz zaman hayatın sonu gelmiyor ve sizin hayatınız da bu başarmanız gereken her ne ise, buna bağlı değil.

Başarı, başarısızlıkla birlikte bulunur. Başarısızlığı kabul ettiğiniz zaman başarı yolunda ilerlemeye başlarsınız. Çünkü kaygı uyandıran korkulardan da sıyrılmış olursunuz.

Başarısız olabileceğinizi kabul ettiğiniz zaman korkular biter ve kendinizi daha kuvvetli bir biçimde algılarsınız. İşte tam böyle bir anda başarmak istediğiniz her ne ise size çok kolay görünür. Çok iyi bildiğiniz bir iştir ve kaygılar tamamen ortadan kalkar. İnancınız kuvvetlenir. Yapabileceğinize inanmaya başlarsınız. Ve işte bu halden sonra yaparsınız. Başarılı olursunuz. İnandığınız sürece başarırsınız. Hem de fazla zorlanmadan. Kendinizi ve çevrenizi fazla yormadan. Sadece yapmanız gerekenleri yaparak, rahat bir biçimde sonuca ulaşırsınız. Yani başarırsınız.
Yazının Devamını Oku

Akşama daha fazla anlayış var

12 Eylül 2005
Gizli duyguların ortaya çıkacağı bir dönem. Değiştirici ve yenileyici olaylar hem duygusal, hem de zihinsel açıdan zorlayıcı olacak. Aynı zamanda yaratıcı fikirlerin ve sürpriz gelişmelerin açığa çıkacağı bu devre içinde sanatsal faaliyetler hız kazanıyor. Sabah saatlerinde hissedilen gerilim öğleden sonra azalacak. Sakin ve tedbirli olma ihtiyacının artacağı akşam saatlerinde daha anlayışlı ve sabırlı olmak mümkün.

Değişime zorlayan olaylar

Başka şeyler düşünüp bambaşka şeyler söylediğiniz oldu mu?

İşte, öyle bir dönemin içindeyiz. Merkür-Uranüs arasındaki sert etkileşim zihin faaliyetini arttırıyor fakat aynı zamanda istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına da neden oluyor. Özellikle düşünmeden yapılan konuşmalar sonucunda ortaya çıkan durumlar oldukça ilginç sonuçlar doğurabiliyor.

Bu dönem meydana gelen olaylar ve iletişimde açığa çıkan aksamalar karşısında anlayışlı davranmak gereken bir dönem. Aslında Merkür-Uranüs arasındaki sert etkileşim çözülmeye başladı. Fakat etkisi hálá devam ediyor. Aniden ortaya çıkan durumlar ve skandallara neden olabilecek konuşmalar düşüncelerin büyük bir hızla değişmesine yol açabilir.

Gökyüzünün bu konumundan en fazla etkilenenler, başta Başak ve Balıklar olmak üzere İkizler ve Yay burçlarının ilk on günlük devresinde doğanlar ile yükselen, Ay veya kişisel gezenleri (Merkür, Venüs, Mars) bu burçlarda doğanlar...

Aklınızdan geçenleri söylemeden önce bir kez düşünün. Duyduklarınızın doğru olup olmadığını araştırmadan tepki göstermeyin.

Olaylar düşünce biçiminizi değiştirmeye zorluyorsa, düşüncelerinizi değiştirmek için gayret gösterin. En azından kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koyarak ve onun durumunu düşünerek yaptıklarını değerlendirin. Sadece kendinize göre değerlendirmeler yapmaktan vazgeçin. Zaten meydana gelen olayların nedeni de bu! Yani düşünce sisteminizi değiştirmeniz için...

Kendinize kızmaktan veya karşınızdaki kişinin söylediklerine takılmaktan vazgeçip, içinde bulunduğunuz durumu değerlendirin. Olayların sadece tek bir yanını değil, bütün diğer açılarını düşünmeye ve anlamaya çalışın. Kendinizi veya diğer insanları suçlamak yerine, meydana gelen olayın öncesinden başlayarak gelişim sürecini düşünün. Ve düşünce biçiminizi değiştirme zamanınız geldiğinin farkına varın.

Ve en önemlisi de kendinizi yaşadığınız olaya kaptırmayın. Yoksa karmaşık düşünceler içinde bocalarken sinirleriniz zayıflar ve düşünceleriniz daha da karışır. Bunun sonucunda hem işler karışır, hem de sağlık sorunları ortaya çıkar.

Bu dönem dikkatinizi yükseltmek ve düşüncelerinizi düzenlemek için beslenmenize özen göstermeniz gerekiyor. Özellikle sinirleri zayıflamış olanların hem uyku düzenine, hem de kuvvetli besinler almaya ihtiyacı var.

B vitaminleri içeren besinler almaya özen gösterin. Özellikle yoğurt ve süt çok iyi gelecektir. Ayrıca limon kokusu, bol limonlu nane çayı ve günde bir kez içeceğiniz biberiye çayı hem zihninizi berrak hale getirir, hem de daha iyi düşünebilmenizi sağlar.

Sağlıklı düşünmeye başladığınız zaman olayları bir kez daha gözden geçirirseniz, hem olayları, hem de ne yapmanız gerektiğini anlayacaksınız.
Yazının Devamını Oku

Keşifler ve madde ötesi araştırılacak

9 Eylül 2005
Duygusal tepkilerin sert olacağı bir gün. Bugün meydana gelen olaylar, bilinçaltının derinlerinden yükselen gizli isteklerin ortaya çıkmasına neden olacak. Uranüs’ü tetikleyen Merkür, iş arkadaşları ve komşular arasında ortaya çıkabilecek karışıklıkları işaret ediyor. Sürpriz açıklamalar sarsıcı etkiler meydana getirebilir. Bilgisayar teknolojisi, keşifler ve madde ötesinin araştırılması, düşüncelerin çok farklı bir boyut kazanması mümkün.

KİTAPLAR

Yemek yeme eyleminin ihtiyaçtan öteye geçip ‘kültür’ metası haline dönüşmesi yıllar alacak bir süreç. Ve bu süreç içinde Türk yemek kültürünün gelişim sürecini anlatan ‘Yemek Kitabı’ şimdiye kadar yazılmış çizilmiş pek çok araştırmayı, anıyı, gözlemi içinde barındıran bir kaynak görevi üstleniyor.

XI. Yüzyıldan bu yana Türk yemek kültürünün değişim ve gelişim sürecinin anlatıldığı kitapta, yıllar içinde gelişen yeme içme kültürüne ilişkin araştırmalar dört ayrı bölüm ile okuyucuya sunuluyor. M. Sabri Koz’un hazırladığı ‘Yemek Kitabı’ adı dahi duyulmamış yemek tariflerini de içinde barındırdığı gibi ‘Yemek’ olgusunu, tarih, edebiyat ve halkbilim potasında eritmeye çalışmış.

Türk yemek kültürüne ilişkin yazı ve araştırmaların dört ayrı bölümde incelendiği kitabın ilk bölümünde; tarih ağırlıklı, geçmişe dair gözlemlerin yer aldığı ‘Ocaklık’tan ‘Matban ı Amire’ye’ adlı bölümde yeme-içme eyleminin Türk kültüründeki gelişimi ‘Selçuk Devri Yemekleri ve Ekmekleri’ ve ‘Harem’de Yemekler’ gibi ilginç yazılar eşliğinde anlatılıyor. ‘Yeryüzünde Binbir Sofra’ adını taşıyan ikinci bölümde ise çeşitli sofralara ve yöresel mutfaklara ilişkin yazılar bulunuyor.

‘Kitabevi’nden çıkan kitabın üçüncü bölümü olan ‘Tatlı yiyelimÖ’ ise adından da anlaşılacağı üzere tatlı konuşmayı mümkün kılan çeşitli Osmanlı ve Anadolu tatlılarının yer aldığı tarif ve anlatımları içinde barındırıyor.

Yemek kitaplarının gün geçtikçe arttığı günümüzde alelade yemek tarifleri yerine yemek kültürümüzü araştıran ‘Yemek Kitabı’ M. Sabri Koz’un hazırladığı ‘Türk Mutfak Kültürü üzerine Seçme Kaynakça’ adlı bölüm ile son buluyor.

YEMEK KİTABI



Seyahate çıkmadan önce gideceğiniz yerin rehberini edinmek hem yolculuk öncesi bir hazırlık heyecanı, hem de gittiğiniz yerde dolaşma kolaylığı verir. Bu nedenle bir rehbere sahip olmak önemli!

Fakat gidilecek yer dünya üzerindeki herhangi bir ülkeye ait değilse, coğrafyanın her hangi bir noktasında bulunmuyorsa ne yapılmalı? Hayal yolcuları rehbersiz mi kalmalı?

Bu soru pek çok kişinin kafasını kurcalamış olmalı ki, Alberto Manguel ve Gianni Guadalupi birlikte bu konuya el atarak iki ciltlik bir ‘Hayali Yerler Sözlüğü’ hazırlamışlar.

YKY (Yapı Kredi Yayınları)’ndan çıkan bu ilginç kitapta bütün çağlardan, pek çok efsaneden, fantastik romanlardan, sinema, TV dizileri, tiyatro oyunlarından ve sahneden seçilmiş 1200’den fazla ülke, ada, yapı yer alıyor.

Arkham’dan Babil’e, Hogwarts’dan Jurassic Park’a, Oz’dan Yerdeniz’e kadar pek çok fantastik mekanın anlatıldığı, haritalarının ve resimlerinin de bulunduğu sözlük, hayal dünyasına yolculuk yapmayı sevenlerin ilgisini çekecektir.

Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu’nun çevirisini yaptığı ‘Hayali Yerler Sözlüğü’, iflah olmaz hayalcileri, kimi zaman okudukları bir metine kimi zamanda hayal meyal hatırladıkları bir masal ülkesine götürüyor.

HAYALİ YERLER SÖZLÜĞÜ
Yazının Devamını Oku

Evinizi uzaktan yöneteceksiniz

8 Eylül 2005
Teknoloji öylesine hızlı gelişiyor ki bizim düşüncelerimiz bu hız karşısında yavaş kalıyor. Bunun sonucunda anlamıyoruz. Uyum sağlayamıyoruz. Fakat bir an önce düşünce biçimimizi değiştirip bu hıza uyumlu hale gelmeyi denemeliyiz.

Çocuklar için bu noktada sorun yok. Çünkü onlar teknoloji çağının içine doğmuş oldukları için şaşırtıcı veya anlaşılmaz bir durumla karşılaşmıyorlar. Ancak yetişkinler ve hatta otuzlu yaşların üzerinde bulunan, kırklı yaşlarını sürenlerin uyum sağlamak için gayret göstermeleri gerekiyor. Özellikle CEBİT Bilişim Fuarında sunulan yenilikleri gördüğüm zaman kesinlikle düşünce biçiminin değiştirici bir gelişmenin eşiğinde bulunduğumuzu anladım.

Fuarda sunulan yeniliklerin arasında en fazla ilgimi çekenlerden biri, evinizdeki bütün cihazları uzaktan yönetebileceğiniz sistem oldu. Evde olmadığınız halde sanki evdeymişsiniz gibi evdeki bütün araç gereçlere uzaktan kumanda edebiliyorsunuz. Tabii bu araçların elektronik olması gerekiyor. Ama zaten en ufak parçalara kadar hemen bütün aletler artık elektronik ve bilgisayarın içine girmediği hemen hiçbir şey yok gibi.

Şimdi evinizdeki cihazlara uzaktan kumanda edebiliyorsanız, bu durum yaşam biçiminizin değişmesine neden olacak çünkü düşünce biçiminiz buna bağlı olarak büyük bir hızla değişecek.

Mesela dışarıdan eve gelirken cep telefonunuz aracılığı ile evinizdeki ocağı çalıştırıp siz eve gelene kadar yemeğiniz pişecek. Tabii bunun için evden çıkmadan önce yemeğinizi hazırlayıp ocağın üzerinde bırakmanız gerekiyor.

Fakat böyle bir şey yapabilmek ne müthiş bir kolaylık. Yemeği pişirmek için eve erken gitmek zorunda değilsiniz. Uzaktan evinizdeki cihazları çalıştırabiliyorsunuz ve siz eve gidene kadar her şey hazır. Siz sadece servis yapıyorsunuz. Sanki evde birileri varmış ve sizin geleceğiniz saate göre bütün hazırlıklar yapılmış gibi akşam eve gittiğinizde ev sizi ışıl ışıl karşılıyor. Tabii eve girmeden önce ışıkları da uzaktan yakıyorsunuz.

Evinizdeki cihazları uzaktan yönetebildiğiniz gibi iş yeriniz ve sürekli kullandığınız cihazlarınızı da uzaktan çalıştırabileceksiniz. Bütün bunlar çok değil otuz yıl öncesi için bile imkansız gibiydi. Sadece bilim kurgu filmlerinde görülür türden bir hayata şimdiden kendimizi hazırlasak iyi olacak.

Marjinal kişiler fikirlerinizi değiştirebilir

Son derece ilginç fikirler ve şaşırtıcı olaylar ortaya çıkabilir. Özellikle gizlenmiş konular, geçmişin derinliklerine gömülmüş ve titizlikle saklanmış olan durumlar sürpriz biçimde ortaya çıkabilir. İletişim araçlarıyla ilgili ortaya çıkan yenilikler ve alınan haberler düşüncelerin aniden değişmesine neden olacak. Son derece ilginç organizasyonlar yapılabilir. Marjinal kişiler, sıra dışı olaylar ve beklenmedik durumlar farklı düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlayacak.

ASTROLOJİK İLİŞKİLER

Sorduğunuz kişinin yükselen burcu Yengeç. Sizin ise burcunuz Yengeç ve birbirinizi çok iyi anlayan bir çiftsiniz. Fakat bazı alışkanlıklarınızı değiştirme zamanı gelmiş. Bu durum ilişkinize de yansıyor. Şayet kendinizde ve ilişkinizde değişiklik yapamazsanız, sağlık sorunları çıkabilir. Sözünü ettiğiniz problemlerin kaynağı sizin zorlayıcı tabiatınız. Ekim ve Kasım dönemi evlenmek için pek uygun zaman değil. Fakat 10-24 Aralık günleri arası sizin için uygun dönem. RUMUZ: AĞUSTOS
Yazının Devamını Oku