Yasemin Boran

Havalar ve insanlar

9 Şubat 2007
Bugün evden dışarı adım attığım anda gözlerimi kamaştıran ışıltılı hava karşısında önceki günden kalan yorgunluğum bir anda uçup gitti. Sanki Güneş Tanrısı sihirli değneğiyle bana dokunmuş ve uykusuz çalışmalarımın yarattığı bitkinliği bir anda ortadan kaldırmıştı. Gökyüzüne baktım (Neyse ki hálá binaların arasından da olsa gökyüzünü görebiliyoruz) pamuk helvayı andıran bulutların arasından parlak maviliğe daldım. Şimdi kendimi tüy gibi hafif ve hoş bir sürprizle karşılaşmış kadar mutlu hissediyorum. Güneşin yarattığı bu heyecanı başka ne yaratabilir, diye düşünüyorum. Birden bire aklıma kapkara bulutlarla kaplı kurşuni günler geliyor. Islak, soğuk ve kasvetli. Daha tarif ederken bile karamsarlaştığınızı sezer gibiyim. Fakat, düşünün bir, böyle bir havada dışarıda olmak ve dolaşmak nasıl bir duygu? Tabii güneşli havaların sere serpe kıyafetleriyle böyle bir havada dolaştığınızı düşünürseniz, bu felaket olurdu herhalde. Ama güneşli ve sıcak bir havada kürkle dolaşmak neyse, ıslak ve soğuk havada yazlıklarla dolaşmak aynı şey. Şimdi yeniden düşünmeye başlayın. Üzerinizde hafif giyecekler var. Ancak, sıcak tutan cinsten. Ve üzerinizde rüzgar ve ısıyı geçirmeyen termal bir mont. Kendinizi son derece hafif ve dinç hissediyorsunuz ve bulutların yeryüzüne indiği yerde sisin içinde kaybolmuşsunuz. Etrafınızdaki ağaçlar ve evler sisin arasından yarı belli oluyor ve bildiğiniz görüntüler belirsiz ve fantastik bir görünüme bürünüyor. Tabii bu yürüyüşü doğanın içinde yapmak müthiş heyecan verici. Fakat kentin içinde sokaklar ve evlerin puslu griliğinde dolaşmak ve çevrenize bambaşka gözlerle bakmak da çok başka bir duygu uyandıracak. Şu anda hayal etmek bile keyiflendiriyor beni. Sizi bilemem ama insan keyif almaya odaklandığı zaman her durumu en iyi şekilde değerlendirmeyi bilir ve her türlü havanın başka bir hazzını yakalar.

Keyif almanın insana özgü bir duygu olduğunu düşünüyorum ve bilgiyi yakalamanın ancak keyif alındığı zaman mümkün olabileceğini biliyorum. Keyifli olduğunuz zaman düşünceleriniz özgürleşiyor. Kayıtlardan ve kısıtlayan beklentilerden uzaklaşıp sadece bulunduğunuz yerin sizi sarıp sarmalamasına izin veriyorsunuz ve havanın size ulaştırdığı mesajları anlayabiliyor, içinizdeki bilgiyi uyandırabiliyorsunuz.

Sırlar ortaya çıkıyor

Gizlilik gerektiren konulara yönelik çalışmalar yapılacağını işaret eden gökyüzünün konumu daha önce saklanmış bazı olayların ortaya çıkacağını gösteriyor. Bugün heyecan verici aşk maceraları ve ilginç ilişkiler son derece dikkat çekici olacak. Duyguların derinleşmesi ve bilinçaltının derinliklerinden yükselen farklı arzular isteklerin değişmesine neden olabilir. Özgürlük ihtiyacının uyandıracağı yaratıcı çözümler, hem aşk, hem de parasal konulara yansıyacak.
Yazının Devamını Oku

İstediğiniz rüyayı görebilirsiniz (2)

8 Şubat 2007
Rüyalar aracılığı ile soruların cevaplarını bulmak veya çözümü bulunamamış bir sorunu çözmek, dünya tarihi kadar eski bir yöntem. İşin ilginç tarafı ise uygulanan pek çok yöntem zaman içinde kaybolduğu halde rüya görmek için geliştirilen uygulamalar gelenekselleşmiş ve hálá büyük bir heyecanla uygulanmaya devam etmektedir. Gezip dolaştığım farklı bölgelerde ve çeşitli kültürlerin içinde benzer uygulamaların olduğunu görmek beni de çok heyecanlandırdı ve rüyaların bilgi ile irtibat kurmak için çok önemli bir araç olduğunu düşündürdü. Elbette bu konuda çok daha derin bir araştırma yapmak gerekiyor fakat ulaşabildiğim bilgileri paylaşmak belki de araştırmalarını derinleştirme fırsatı olanlar için küçük de olsa farklı bir pencere açabilir diye düşünüyorum.

Belirli bir amaç için istenilen rüyayı görmeye yapılan uygulamalara "Şaman yöntemi" olarak genel bir ad vermemin nedeni Şamanların rüya görmek için yaptıkları törenleri hatırlatıyor olması.

Halk arasında karşılaştığım uygulamaların içinde belli bir sorunun cevabını almak için oruç tutulduğunu anlatanlarla karşılaşmıştım. Önce sordukları sorunun cevabını rüyalarında görmek için niyet ediyorlar ve oruç tutuyorlar. Bu orucun zamanı kültürlere göre değişiyor. Üç gün veya yedi gün oruç tutulduğu gibi kırk güne kadar oruç tutulan durumlar olabiliyor. Belki de bu oruç zamanı sorunun önemine göre belirleniyor veya o kültürün geleneğine göre belirleniyor. Sonra niyetleriyle karşılaşmak için yatıyorlar ve rüyalarında bazen alenen, bazen kültürel sembolleri içeren rüyalar görüyorlar ve sorularının cevabını alıyorlar.

Cevap bulamayanlar oruçlarını ve niyetlerini daha sonra tekrarlıyorlar. Oruç tutmanın dışında yapılan uygulamalarda ilginç malzemeler kullanılıyor. Mesela yedi evden çalınan bir miktar un ve dul bir kadının evinden çalınan tuz ile bir hamur yapılıyor ve pişiriliyor. Sonra yaptıkları bu ekmekten yiyip gece rüya görmek için yatıyorlar. Ve rüyalarında gelecekte evlenecekleri eşi görüyorlar. Bu yöntemi daha çok Doğu Karadeniz’de genç kızlar yılın belli bir mevsiminde gelecekteki eşlerini görmek için uyguluyorlar.

Aşk skandalları

Duyguları değiştiren ilginç olayların meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu aşk skandallarının ortaya çıkabileceğini ve finans alanında farklı sektörlerin doğabileceğini gösteriyor. İsteklerin özgür bir biçimde ifade edilmesi şaşırtıcı olacak. Sanatsal faaliyetlere yönelik son derece yaratıcı organizasyonlar ortaya çıkabilir. Alışkanlıkların büyük bir hızla değişmesi mümkün. Ortaya çıkan karışıklıkları yatıştırmak, uyum ve ahengi sağlamak için son derece etkileyici yöntemler geliştirilebilir.
Yazının Devamını Oku

İstediğiniz rüyayı görebilirsiniz

7 Şubat 2007
İnsanın istediği rüyayı görebilmesi mümkün değilmiş gibi gözüküyorsa da istediği rüyayı görenlerin sayısı tesadüf sınırlarını zorlayacak kadar çok. Sadece yoğun bir düşünce sonucu hiçbir yöntem uygulamadan istediği rüyayı görenlerin dışındaki büyük bir çoğunluk ise, belirli bir metot uyguladıktan sonra şaşırtıcı sonuçlar alabiliyorlar. Yani düpedüz görmek istedikleri rüyayı görüyorlar.

Nasıl gördüklerine gelince... Yoğun bir düşünce sonrası istedikleri rüyayı görenler, genellikle farkında olmadan bu fenomeni meydana getiriyorlar. Açık söylemek gerekirse, rüyalarında göreceklerini bilerek yoğun bir düşünce çalışması yapmıyorlar. Bu durum kendiliğinden meydana geliyor.

Bu tip rüya görenlerin ortak özelliği, içinden çıkamadıkları bir problemle karşılaşmış olmaları. Ya büyük bir baskı altında bulunuyor ve ne yapacaklarını bilemiyorlar, ya da bir türlü çözemedikleri bir problemin içine düşüp günlerce başka bir şey düşünemeyecek hale geldikten sonra bu rüyaları görüyorlar.

İşte bu tip durumlarda kişi, ne yapacağını düşünmekten yorgun düşüp kendini bıraktığı bir gece, rüyasında ne yapacağını bilemediği problemin çözümüyle karşılaşıyor.

Bu tip rüya görenlerin en büyük çoğunluğunun işadamları ve bilim adamları olduğu saptanmış. Tabii bunun yanı sıra beste yapan veya sanatla uğraşan kişilerin de tıkandıkları noktada rüyalar imdatlarına yetişiyor. Ve yapmakta oldukları her neyse, günlük hayatlarında bıraktıkları yerden rüyalarında devamını getiriyorlar.

Tabii ki, bu çok hoş bir durum. Ancak, bu durumun oluşabilmesi için önce kişinin bütün ruhu ve bedeniyle her ne yapıyorsa onunla yoğun bir biçimde meşgul olması gerekiyor. Ancak, bunun sonucunda çözüm bekleyen problemini rüya aracılığı ile çözebiliyor.

İstediği rüyayı gören diğer grup ise, tam bir farkındalık içinde, uyguladığı yöntem sonucunda istediği rüyayı göreceğini bilerek yatıyor. Bu tip kişiler genellikle ait oldukları kültürün geleneksel yöntemlerini uyguluyorlar. Aslında bu yöntemlere toplu bir isim vermek gerekirse "Şaman uygulamaları" demek mümkün. Ayrıca "İstiareye yatmak" şeklinde önce bir niyet ve bu niyetin rüyada görülmesi için dua okuyup yatmak şeklinde yapılan uygulamalar da mevcut.

Verimli  bir gün

Meydana gelen olaylar hayal gücünü tetikleyecek ve kuruntuların uyanmasına neden olacak. Şimdiye kadar bilinmeyen, hayal edilmeyen ve düşünülmeyen olayların ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu düşüncelerin değişeceğini gösteriyor. Endişe uyandıran hayallerden uzaklaşıp yaratıcı çalışmalara yönelmek, hem zihinsel, hem de duygusal açıdan gelişmeyi ve başarıyı beraberinde getirecek. Özellikle sanatsal faaliyetler ve kültürel çalışmalar açısından son derece verimli bir gün.

(Sürecek)
Yazının Devamını Oku

Aşkta ilginç gelişmeler

6 Şubat 2007
Yaratıcılığın her alanda ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu hem aşk, hem de finans açısından ilginç gelişmelerin olacağını gösteriyor. Meydana gelen olaylar duyguların tamamen değişmesine ve isteklerin çok farklı biçimlerde ortaya konulmasına neden olacak. Otorite ve güç arzusunun yükseldiğini işaret eden gökyüzünün konumu, gücü sembolize eden unsurların değişeceğini gösteriyor. Genetik alanda yapılan çalışmalar ve bilinçaltının sırlarını keşfetmeye yönelik araştırmalar son derece dikkat çekici olacak.

Mektuplar

RUMUZ: Meriç-ADANA

Burcun son günü doğmuş biri olarak bazı kaynaklar Akrep, bazıları ise Terazi olduğunuzu gösterebilir. Sizin doğduğunuz yıl doğum gününüzde Güneş, Terazi burcuna girmiş. Bu nedenle burcunuz Terazi. Üstelik Akrep burcunda hiçbir eleman durmadığı için Akrep etkileri de almıyorsunuz. Tabii bu arada yükselen burcunuzun nerede durduğunu hesaplayamadığım için fazla bir şey söylemek mümkün değil. Şayet belirttiğiniz saat sabah ise o zaman yükselen burcunuz Akrep olur ve davranışlarınıza yansır. Fakat akşam doğduysanız o zaman Boğa olur. Tabii aynı şekilde Ay’ın nerede durduğu da anlaşılamıyor. Sabah saatlerinde doğduysanız Aslan, akşam saatleri doğdunuzsa o zaman başak burcuna girmiş olacak. Tabii bu durumda herhangi bir yorum yapmak da mümkün olamıyor. Fakat Merkür ve Venüs, Terazi’deyken doğduğunuz için bu senenin sizin için verimli ve şanslı bir yıl olacağını söyleyebilirim.

RUMUZ: Bankacı

Burcunuzun Balık olması gerçekçi olmadığınızı göstermez. Sadece hassasiyeti ve duyarlılığı yüksek biri olduğunuzu gösterir. Ayrıca yükselen burcunuz da Yengeç olduğu için bu durumu destekliyor. Fakat ifade ettiğiniz gibi aşırı gerçekçiliği veren bir etki de görülmüyor. Tersine son derece güçlü sezgilerinizin olması ve öngörüşlerinizin tutarlı olması gerekiyor. Tabii belirtmiş olduğunuz doğum tarihinde doğduysanız. Hem Uranüs, hem de Neptün’ün Güneş’inize yaptığı etkiler hayal gücü ve yaratıcılık veriyor. Üstelik hayatınızda köklü değişiklikler yapabilecek yeteneğe sahip olduğunuz görülüyor.

Kişinin hayal gücünün ve kuvvetli duygularının olması, gerçeklerden uzaklaşmasına neden olmaz. Tersine gerçekleri çok daha iyi algılamasına ve pratik hayatını kolaylaştırmasına neden olur. Üstelik sanat ve aşkı yöneten Venüs de Balık burcunda duruyor. Yani güçlü olduğu bir konumda. Ancak, Satürn kavuşum yaptığı için bu duygularınızı baskı altında tutmanıza neden olabilir. Bu sene sizin için özgürlük ihtiyacının uyandıracağı değişimlerin meydana geldiği bir yıl olacak. Sürpriz aşklar yaşayabilir, aniden evlenmeye karar verebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Şubat ayı nasıl geçecek

5 Şubat 2007
Kova burcu dönemini yöneten bu ay, evrensel çalışmalar, uluslararası büyük organizasyonlar yapmak için kuvvetli arzuların ortaya çıktığı bir dönem. Ancak 7 Şubat’tan itibaren yavaşlamaya başlayan Merkür 14 Şubat’ta geri gitmeye başlayacak.

Astrolojik açıdan şubat ayının en önemli olayı Balık burcunda ilerleyen Merkür’ün tam da Sevgililer Günü’nde geri gitmeye başlaması...

Elbette bunun çok önemli bir işaret olduğunu çok fazla anlamasanız bile hissedebilirsiniz. Çünkü Sevgililer Günü; sevginin, aşkın ortaya konduğu, duyguların ifade edildiği bir gün. Ve böyle bir gün Merkür geri gitmeye başlıyor.

Duyguları ve ilişkileri Venüs yönetiyor fakat ifade etmek aklın işi. Yani her türlü iletişim, yazılı veya sözlü anlatım Merkür’ün yönetiminde.

Balık burcunda geri gitmeye başlaması ise, düşüncelerin derinleşeceğini ve ifade etmenin pek kolay olmayacağını gösteriyor. Buna karşılık geçmişte kalmış, unutulmuş veya yarım kalmış konuların bu dönem içinde tamamlanması mümkün. Söylemek isteyip de söyleyemediklerinizi şimdi söyleyebilirsiniz.

Şubat sonuna kadar sürecek devre içinde Balık burcunda geri giden Merkür, şubatın son günü Kova burcunun son derecesine giriyor ve Kova burcunda 25 dereceye kadar geri gittikten sonra 6 Mart günü düzeliyor.

19 Şubat günü Balık burcuna giren Güneş 23-25 Şubat günleri arasında geri giden Merkür ile kavuşum yapacak ve bugünlerde her türlü haberleşmeler ve organizasyonlar açısından zorluk ve karışıklıklar çıkacak. Özellikle iletişim gerektiren konular, sözleşmeler ve büyük organizasyonlar açısından pek uygun bir zaman değil.

Gökyüzünün bu konumundan en fazla etkilenenler başta Balıklar olmak üzere Başaklar. Özellikle burcun ilk 10 günlük devresinde doğanların etkileneceği bu devre içinde İkizler ve Yay burçları sert etki alırken Yengeç, Akrep, Boğa ve Oğlaklar uyumlu etkileniyorlar. Ancak ister sert, ister uyumlu olsun bu dönem geçmişte kalan konuları gündeme getiren olayların meydana geleceğini işaret ediyor.

Değişim olabilir

Bugün Başak burcunda ilerleyen Ay, Oğlak burcunda ilerleyen Mars’ı harekete geçiriyor. Geleceğe yönelik büyük beklentilerin açığa çıkacağı ve zirveye odaklanan güçlü arzuların etkileyici olacağını işaret eden gökyüzünün konumu üst düzey yöneticilerin sistemle ilgili araştırma ve geliştirme çalışmalarına yöneleceklerini gösteriyor. Meydana gelen olaylar değişime zorlayabilir ve yaratıcı çalışmalar ortaya çıkabilir. Özellikle gücün ortaya konulmasıyla ilgili felsefenin beklenmedik bir biçimde değişmesi son derece dikkat çekici olacak.
Yazının Devamını Oku

Bütünlüğünüzü hissedin

2 Şubat 2007
Hatıralar mı, zorluyor düşüncelerimi?.. Yoksa, sorguladığım hayat mı? Duygularım öylesine genişlemiş bulunuyor ki, zavallı bedenim dar geliyor. Bana neler oluyor böyle? Sanki damarlarım şişiyor ve içinde akmakta olan kanın baskısını hissediyorum. Bedenim beni yönetiyor, zaman zaman ben de bedenimi yönetiyorum, sanki... Bir çeşit delilik hali! Ben ve bedenim, ayrı varlıklarmış gibiyiz. Hatta, duygularım, düşüncelerim ve bedenim, üç kişiyiz. Ama sanki bir taneymişiz gibi dolaşıyoruz.
Ama bazen biri bilmediğim bir yerlere gidiyor ve bedenim halinden memnun tek başına dolaşıyor. Bazen duygular düşüncelerimi idare ediyor, bazen düşüncelerim duygularımı... Çoğu zaman bunların her ikisi birden bedenimi idare ediyorlar. Ve de ben, bunları izliyorum, dördüncü bir kişi olarak! İşte, en anlaşılmaz olanı da bu durum!

Aslında tüm bunların hepsi anlaşılacak gibi değil. İnsan dediğimiz, gördüğümüz, bildiğimiz, duygu, düşünce ve bedenden oluştuğunu düşündüğümüz insan... Bu insanın üç ayrı varlığın birleşiminden meydana geldiğini kabul edebilir miyiz?

Tabi ki, anlayamayız. Bilemeyiz. Ve de bilmek bile istemeyiz. Bunun bir zırva olduğunu düşünebilirsiniz. Ama böyle düşünmek yerine hayal gücünüzü çalıştırın ve de bir an için anlamaya çalışın. Anlamasanız bile bir an için böyle olduğunu kabul ederek düşünün.

Yaşadığınız bir olay sırasında nasıl davrandığınızı hatırlayın. Duygusal mı, düşünerek mi, yoksa bedeninizin ihtiyacı mı, o olayda davranışınızı belirledi? Böyle bir hatırlamanın zor olduğunu biliyorum. İnsan genellikle olayın sonucunu hatırlar. Olay sırasında kendisini pek hatırlamaz, unutur. Sonra başka başka olayları ve o sırada kendinizi hatırlamak için gayret gösterin. Ve dahası şu anda, bu yazıyı okurken kendinizi izlemeye çalışın. Okuyan kim? Bedeninizin farkında mısınız?

Hem okuyup hem de bunların farkında olmak şimdi size imkansız gibi geliyordur, eminim. Ama çok isterseniz, başaracağınızdan da eminim. Okuduklarınızdan etkilenip duygularınız harekete geçiyor ve bu sırada bedeniniz tepki veriyor. Yani adaleleriniz kasılıyor. Kendinizi yakalayın ve bütünlüğünüzü hissedin.

Değerler sorgulanabilir

Aslan burcunda ilerleyen Ay, sabah saatlerinde Jüpiter’i harekete geçirecek ve günün ilerleyen saatlerinde önce Neptün, sonra Satürn’ü tetikleyecek. Eğlence anlayışının değiştiğini işaret eden gökyüzünün konumu eski değerlerin gündeme geleceğini ve yeni değerlerin sorgulanacağını gösteriyor. Güç arzusunun uyandıracağı ciddi ve gerçekçi tutum hem aşk, hem de iş alanına yansıyacak. Bugün Merkür burç değiştiriyor ve Balık burcuna giriyor.
Yazının Devamını Oku

Tesadüfler bir işarettir

1 Şubat 2007
Kozmosun, doğa ve insanlık dünyasının her ikisini de içeren, ne kadar önemsiz olursa olsun, değişen biçimlerde her olayın birbiriyle bağlantılı olduğu, tek ortak bir dokudan oluştuğu düşüncesi beni çok heyecanlandırıyor. Üstelik bu düşünce modern bilimin başlangıcına kadar insanlığa ışık tutmuş.

Mesela Hipokrat şöyle yazıyor; "Tek ortak bir akış, tek ortak bir nefes alışveriş vardır. Her şey birbiriyle uyumludur..." Bir yerde olan bir şey, mesela esen bir rüzgar, başka bir yerde rüzgar esmediği halde denizin üzerinde dalgacıklara neden olur. Veya deprem olduğu zaman, uçak düşer. Yani kısacası bir yerlerde bir şeyler olduğu zaman eş zamanlı olarak başka yerlerde de bir şeyler olmaktadır. Ama biz bunu bağdaştıramayız. Olayları sadece bir tek ve özel bir şeymiş gibi algılarız. Mesela Fisagor’un, rüzgarın harekete geçirdiği su dalgacıklarının anlamını okuyabildiği söyleniyor. Bu demektir ki, tesadüf gibi görünen olayların, insan hayatındaki olaylarla bağlantılı olduğunu biliyor ve tesadüf diye bir şeyin olmadığını anlatıyor. Üstelik bu bilgiyi kullanabiliyor! Acaba, biz de kullanamaz mıyız? Tesadüf demek yerine anlamlı rastlantılar diyebiliriz. Düşünce biçimimizi değiştirebiliriz ve anlamlı rastlantı dediğimiz zaman içindeki anlamı çözmeye çalışabiliriz. Çözdüğümüz zaman da kullanabiliriz. Anlamadığımız zaman tesadüf olan bir durum, anladığımız zaman anlamlı işaretlere dönüşür. Aniden sıkışan bir trafik ilerde olmuş bir kazanın işaretidir. Bulutsuz bir gökyüzünde beliren şimşek bir yerlere yağmur yağdığını işaret eder. Çıkan rüzgar bir yerlerde kopan fırtınayı anlatır. Ve az sonra oraya gelecektir. Arkadaşınızı düşündüğünüz sırada o da sizi düşünüyordur.

Canınız pasta ister ve arkadaşınız pasta getirir. Bu bir tesadüftür. Acaba sadece bir tesadüf müdür? Arkadaşınız sizi ziyaret etmeyi düşünür pasta alır. Pastayı alırken sizi düşünmektedir. Siz de o sırada arkadaşınızla pastayı bütünleştirmiş ve canınız pasta çekmiş olamaz mı? Elbette bu etki tek yanlı değildir. Eşzamanlı bir etkileşim söz konusudur ve arkadaşınız size gelirken ne alacağını belirleyen sizin arzunuzdur. Fakat bütün bunlar bizim şuurunda olmadığımız çok daha derin bir bilginin işaretidir.

Yeni stratejiler

Olaylar değişmediği halde duyguların değişeceğini işaret eden gökyüzünün konumu isteklerin belirgin hale geleceğini gösteriyor. Düşüncelerin yenilenmesi ve fikirlerin tamamen değişmesiyle birlikte uygulamalar, sistem ve yöntemle ilgili derin araştırmalar yapılabilir. Şimdiye kadar yapılmış gizli araştırmalar ortaya çıkabilir.

Yeni stratejilerin geliştirileceğini işaret eden gökyüzünün konumu genetik araştırmalar benzeri uzun soluklu derin araştırmaların yapılabileceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku

Doğunun en büyük rasathanesi

31 Ocak 2007
Geçmişe uzanan kültür, tıpkı binanın temelleri gibi bence. Ne kadar derinlere inerse o kadar sağlam ve sarsılmaz kalabilir. Her ne kadar binada oturanlar temelleri aklına getirmese de herkes temellerin varlığını içten içe bilir.

Bugün için unuttuğumuz sadece davranışlarımıza şuursuzca yansıyan yaptığımız pek çok şeyin kökeninde geçmişimiz gizli. Zaman içinde değişmiş olsak da kalıtımsal olarak getirdiğimiz bilgi bizimle beraber. Ve bu bilginin açığa çıkabilmesi de ancak, karşılaştığımız zaman mümkün. Bugün çağımızın ulaştığı bilim, dünün bilgileri üzerine kurulu. Eh Türkiye Cumhuriyeti de Osmanlı kültürü üzerine kurulmuş olduğuna göre istesek de kaldırıp atamayız. O zaman sahip çıkıp geçmiş kültürümüzün inceliklerini öğrenmeliyiz.

Gültekin Çizgen ve Tarık Dursun K.’nın birlikte hazırladıkları "Osmanlıların uygarlığımıza katkıları" adlı bir kültür yayınını incelerken Matematikçi, Astronom ve Astrolog Takiyüddin bin Mehmed’in öncülüğünde yapılan Doğu’nun en büyük üç rasathanesinden birinin İstanbul’da kuruluşuyla ilgili bilgilere rastladım.

Şöyle diyor; "Tarih kitapları: XVI. yüzyılın son çeyreğinde, İstanbul’da gerçekten çok önemli bir olay oldu ve İslam ülkeleriyle Doğuda kurulan rasathanelerin sonuncusu faaliyete geçti. İstanbul Rasathanesi, 1575 ile 1580 yılları arasında çalışmıştır. Buradan 1577 yılı ramazan ayında bir kuyruklu yıldızın gözlemlendiği, bu astrolojik olayın İstanbul’da çok büyük bir ilgi uyandırdığı tarihlerde yazılıdır. O güne değin rasat hesapları eski Zic’lerden (Zayiçenin kısaltılmışı yıldız haritası) yararlanılıp hep kağıt üzerinde yapılıyordu. Bu sıralarda müneccimbaşılığa (Müneccim, yıldız ilmiyle uğraşan kişi) atanan Takiyüdden bin Mehmed; padişah III. Murad’ın hocası Saadeddin Efendi’ye bir layiha sundu. Burada ünlü Uluğ Bey Zic’inin (Yıldız haritası) yeni rasatlarla düzeltilmesi gerektiği bildirilmekteydi. Saaddeddin Efendi iyi niyetli çabalarıyla İstanbul’da Tophane’de ve bakır üstüne bir rasathane kurulması iznini padişahtan aldı. Padişah ’Hemen yapıla’ buyruğunu verdi. Rasathanenin müdürlüğüne de Takiyüddin atandı. Ayrıca tarih kitaplarında bu rasathaneye Copernic’in geldiği ve usturlap (astronomi hesaplarında kullanılan alet) aldığı yazılıdır.

Teknolojik gelişmeler

Bugün meydana gelen olaylar bilinçaltını tetikleyecek. Anne ve aile kavramının önem kazanacağını işaret eden gökyüzünün konumu eski değerler ve yeni uygulamaların sorgulanacağını gösteriyor. Ev içinde çeşitli değişiklikler yapılabilir ve gelişen teknolojinin ürünleri kullanılabilir. Bilgisayar ve teknolojinin pratik hayatın içine gireceğini işaret eden gökyüzünün konumu organik malzemelerin yerini teknolojinin ürettiği yeni ürünler alacağını gösteriyor. Hem aşk hem de finans konularında ilginç gelişmeler yaşayabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku