Paylaş
Japonya’da Hokkaido Adası’ndaki Kami-Şirataki tren istasyonunu düzenli olarak kullanan bir kişi kalmış.
Lise öğrencisi bir kız.
* * *
Hattı işleten Japon Demiryolları durumu fark etmiş. Ama sadece “bir kişi”nin kullandığı o hattı anında kapatmak yerine…
O öğrenci kullandığı sürece o hattın zararına işletilmesine karar vermiş.
Ötesi trenin istasyona geliş-gidiş saatleri, öğrencinin okul saatlerine göre ayarlanmış.
* * *
Şimdi… Nereden başlasam, nasıl anlatsam.
Yaşadığım şehir, Başkent.
Ve bu başkentte gece ulaşımı yok.
Siz deyin 22.30, 23.00, ben müstesna bir kaç yer için -fazla fazla- diyeyim 23.50…
Gittiğiniz ve oturduğunuz yere göre, Başkent’te bir anda ortada kalırsınız.
Çünkü işin mantığı, “gündüz yaşayan bir kent fikri” üzerine kuruludur.
* * *
İster reşit olun, ister 40 yaşında…
Haftasonu çıktığınızda “En geç, saat 23.00’da evde olacaksın” diyen prensip sahibi bir ana-babanın varlığını, bu kentte sonsuza dek hissedersiniz.
Sözünü ettiğim yerler “merkez ve yakın çevresi” üstelik…
Biraz daha sapa bir yerde oturuyorsanız, bu sorunla daha erken bir saatte, daha şiddetli karşılaşırsınız.
* * *
Sadece bu mu…
Otobüs saatleri de akşamları seyrekleşir.
Hatta bir bakarsınız, kullandığınız bir otobüs hattı aniden kaldırılmış.
Gerekçe, “Yolcu sayısı yetersiz, zarar ediyor…”
* * *
Bırakın koskoca başkenti, ulaşım her yerde “hizmet”tir.
Yani kârına-zararına bakmadan, vatandaşa sağlamanız gerekir.
Ve dünyada ulasal-yerel yönetimdeki bir Allahın kulu, ulaşımdan kâr etmeyi aklından geçirmez.
Çünkü asli görevlerinin başında gelir.
Ulaşımda 24 saat hizmet vermenin bir yolunu, yöntemini bulur. Zaten öyle pek icat da gerektirmez.
O hizmeti sağlamazsa, kentlinin karşılığı ısrarlı, kararlı, kuvvetli olur.
* * *
Eğilmek, belini bükerek reveransvari hareketler, lisedeki jimnastik dersleri dışında egzersizim olmadı.
Ama Japonya’da bu kararı alanların karşısında, onların saygı seremonisine gönülden uyarak…
Eğiliyorum.
Paylaş