LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
YILDIZLAR görünüyor ışıklar söndüğünde.
Hafiften bir esinti.
Tahta sandalyelerde oturuyoruz.
Bazılarında kiralanmış minderler var.
Yerler çakıl taşı ve ayçekirdeği kabuğuyla kaplı.
Doğal zemini açıkhava sinemasının.
Frigo ve sade gazoz eşliğinde sinema keyfi.
Çocuklar gazozlarının içine beyaz leblebi atıyorlar.
Bazı aileler bebek arabalarıyla gelmişler.
Yanlarındaki koridorda duran arabada uyuyor çocukları.
Filmi ağaçlardan, duvardan seyreden "biletsiz"ler de var.
Bazı evlerin balkonları ise loca tadında.
* * *
Bahçelievler 3. Cadde’deki Zevkli Sinema’da yaşadım o günleri.
Açıkhava sinemasında bir kaç konser de olmuştu.
Renkli lambalarla süslüydü girişi.
Şehirleşme birlikte, arazisi kıymete bindi.
Sinemayı yıktılar, binalar yükseldi yerinde.
Birde yazlık sinemalar vardı.
Yazlığa gidilen kıyı mekanlarının, mini sinemaları.
Onlar da pek kalmadı.
* * *
Son yıllarda geçici olarak kurulan açıkhava sinemaları ise daha çok elit bir havada.
İçki hatta yemek eşliğinde sinema gösterisi.
Ücreti de ona göre.
Düşünüyorum da.
Aslında çevre semtlerde yeniden dirilemez mi açıkhava sineması.
Halk sineması kıvamında.
Ücretsiz ya da sembolik bir ücretle.
* * *
Film seçerken, az biraz kültürel/sanatsal bir filtre de konulabilir.
Arabesk ya da sıradan-popüler filmler yerine, sinemanın bir sanat olduğunu da hatırlatacak filmlerle...
Dozajı kaçırmadan.
Neden olmasın?
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları