YÖK halka hesap verecek

SON 25 yılda, kurulduğundan bu yana, YÖK ilk kez bu çapta bir çalışmayla, halkın karşısına çıkıyor.

İlk hazırlık 2005 Kasım’ında. O günden bugüne YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in oluşturduğu ekip, üzerinde bir kaç kez değişiklik yapılan bir rapor hazırlıyor. O rapor dün önce Çankaya’da Cumhurbaşkanı Sezer’e sunuluyor.

250 sayfalık rapor, yüksek öğretim sisteminde reformu amaçlıyor.

Geçen Kasım’da Ankara’da uluslararası bir sempozyum düzenleniyor. Eğitimde uzman, Avrupa’nın en yetkin isimleri bu sempozyumda görüşlerini aktarıyor.

Rapor için, sempozyumda sunulan tebliğlerden de, yararlanıyor.

EKİP ÇALIŞMASI

Anılan raporu hazırlayan ekipte, Teziç’ten başka dokuz profesör var.

Aybar Ertepınar, İsa Eşme, İlhan Tekeli, Süha Sevük, Burhan Şenatalar, Fikret Şenses, Necmi Yüzbaşıoğlu, Mehmet Durman, Tunçalp Özgen.

Kimi halen, kimi eski rektör olan bu bilim ekibi, özellikle AB ülkeleri ile Amerika’daki yüksek öğretim sistemini inceliyor. Türkiye’nin gerçeklerini göz önünde tutarak, "nasıl bir üniversite, nasıl bir yüksek öğretim sistemi" sorusuna karşılık arıyor.

2020’DE NÜFUS

Raporda önce 2020’lere doğru nüfus projeksiyonu yapılıyor.

O yıllara gelindiğinde, Türkiye’de yüksek öğretim aşamasına gelmiş olan nüfus, dört yıllık yüksek öğretim ile iki yıllık meslek yüksek okulları arasında nasıl dağılmalı, sorusu. Hayati soru. Malum, Türkiye’nin eğitimde ana eksiklerinden biri, teknik personel.

Diğer temel sorular, "üniversiteye giriş nasıl olmalı, üniversiteler AB süreciyle nasıl bütünleşmeli, rektör ve dekanlar nasıl seçilmeli, mali kaynaklar nereden, nasıl sağlanmalı".

YÖK yıllardır pek çok yönden eleştiriliyor. Yine de, üniversiteler arasında eşgüdüm şart. Eşgüdüm nasıl daha rasyonel işleyebilir, özerklik nasıl sağlanabilir, akademik özgürlükler nasıl korunabilir gibi soruların ekinde.

Raporda bu soruların tek bir yanıtı yok. Seçenekleri var.

AMAÇ TARTIŞMAK

Protokole uyarak, YÖK raporu önce Sezer’e sunuyor. Daha sonra Tayyip Erdoğan’a sunmak üzere.

25 yıl sonra ilk kez çok temel bir reforma imza atılıyor. O nedenle, YÖK’ün amacı, hazırlanan raporu tartışmak. En geniş biçimde kamu oyu ile paylaşmak. Üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili her kişi ve kurumun görüşüne başvuruluyor. "İşte rapor bu, biz şimdi bu reformu yapacağız" gibi bir mantık burada geçerli değil.

Tersine, toplumun tamamını ilgilendiren bir reforma giderken, her kesimin katkısı öngürülüyor. Çağdaş bir anlayış.

Hepsinden önemlisi, bu tartışmaların halkın gözü önünde, şeffaf bir biçimde yapılması öngörülüyor. Bir anlamda, YÖK halka hesap veriyor.

Tartışmaya siz de katılmak istiyorsanız, dün Sezer’e sunulan raporu, yok. gov.tr. web sitesinde okumanız mümkün.

Sözleşmeli öğretmenlere ayıp

GEÇENLERDE
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik müjde veriyor:

"Sözleşmeli öğretmenlere tatilde de, aylık verilecek."

Yaklaşık 18 bin sözleşmeli öğretmen bu habere seviniyor. Ne var ki, Maliye Bakanlığı’nın kararı, 18 bin öğretmenin sevincini kursağında bırakıyor:

"Temmuz ve ağustosta sözleşmeli öğretmenlere aylık yok."

Bir, 18 bin öğretmene çok ayıp ediliyor. İki, bu nasıl hükümet ki, bir bakanın kararını diğeri umursamıyor. Hani, nerede uyumlu hükümet?

Hani nerede, "memurun, çiftçinin, işçinin arkasındayız" nutukları?
Yazarın Tüm Yazıları