Paylaş
Onların yakınları savcılığa başvuruyor. Yaşam hakkının ihlal edildiğini söyleyerek, 12 Eylül döneminde cezaevleri yönetimleri ile diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasını istiyor. Otuz iki yıl, çoktan zaman aşımına uğraması gereken yaşam hakkı ihlalleri. Yok, öyle değil.
Daha yirmi gün önce, 22 Şubat 2012’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 1980’e ait bu istemle bağlantılı, zamanaşımına ilişkin önemli bir adım atıyor.
AİHM’DEN ÖRNEK
Ankara CumhuriyetBaşsavcılığı değerlendirmesi şöyle:
“Yaşama hakkı ile işkence yasağına hiç bir istisna getirilemez.”
Ardından daha çarpıcı bir hukuk kuralını vurguluyor:
“Yaşama hakkı savaş halinde bile, ihlal edilemez.”
Başsavcılık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu yöndeki kararları ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yukarıdaki maddelerinin altını çiziyor ve devam ediyor:
“Eğer yaşama hakkı ihlal ediliyorsa, sanıkların zaman aşımından yararlanmaları mümkün değildir. Yargılanmaları gerekir”.
Yeniden okumakta yarar var. Za-man a-şı-mı ol-maz, yar-gı-lan-ma-la-rı ge-rek.
Uluslarası hukuk kurallarına uymak zaten zorunlu. Bizde zaman zaman bu uluslararası kurallar hiçe sayılıyor. Ama, işte bizim hukuk düzenimizde bir Başsavcılık, “yaşama hakkı ihlal edildiğinde zaman aşımı olmaz” diyor. AİMH’den yola çıkarak.
DAHA NE DESİN
Sivas’da 1993’te 37 insan yakılarak öldürülüyor, insanlık suçu, yaşam hakkının ihlali, zamanaşımı olmaz.
Avukat Şenal Sarıhan önceki gün mahkemeye Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu kararını iletiyor. “Zamanaşımı olamayacağını” söylüyor. Daha ne diyecek, daha hangi belgeyi sunacak?
Buna rağmen, mahkeme zaman aşımı nedeniyle, davanın düşmesine karar veriyor.
Türkiye’de toplum vicdanına aykırı benzer zamanaşımı davalarına yabancı değil.
Şimdi bunlara Madımak katliamı ekleniyor. Adalet, hukuk, biz kime sığınacağız?
Bülent Arınç harika
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç dün Sivas davasıyla ilgili çok başka bir düşünceyi ortaya atıyor, “katliamın meydana geldiği tarihte hükümette ve Sivas’ta görevliler hakkında soruşturma açılması gerektiğini, bunun çok daha önemli olduğunu” söylüyor.
37 insanı yakarak öldürenler zaman aşımına uğruyor, Arınç bunu “hukuk düzenimizdeki arıza” olarak niteliyor, gerçi, “gerekirse o arıza giderilir” diyor ama, zaman aşımının o dönemin siyasileri ve görevlileri için işlemeyeceğini düşünüyor. Ne de olsa, o sırada iktidarda DYP-SHP koalisyonu var.
Arınç’ı bu muhteşem mantığından dolayı kutluyorum. Ya canilerin zaman aşımı? Başbakan Erdoğan zaten söylüyor, “milletimize hayırlı olsun”.
Perinçek ve yurtseverlere özgürlük yürüyüşü
İŞÇİ Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek beş yıldır tutuklu. Bir yıldır üç buçuk metrekarelik bir hücrede.
Yaptığı savunmadan dolayı kendisine açılan davalarda toplam on altı yıl hapis cezası veriliyor. Aynı partiden başka yöneticiler yine Ergenekon’dan tutuklu.
İşçi Partisi uzayan davaları ve davaların özünü protesto ediyor. Protesto için “Doğu Perinçek ve Yurtseverlere Özgürlük Yürüyüşü” düzenliyor. Yürüyüş 21 Mart günü Kiraz ilçesinden başlayarak dört gün sürecek ve İzmir’de sona erecek.
İnsan Hakları Komisyonu Silivri’ye
CNN TÜRK’te Ayşenur Aslan’ın dünkü programına katılan Nedim Şener ile eşi Vecide Şener zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak Silivri Cezaevi’ni anlatıyor.
Gerek Nedim’in anlattığı cezaevi koşulları, gerekse eşinin Nedim’i ziyarete gittiği zaman karşılaştığı olaylar tek kelimeyle korkunç. Nedim, köşelerinde iktidarı tutmak uğruna, insanlıktan nasibini almadan, hapisteki meslektaşlarına saldıranların da ismini vererek, onların çocuklarının bir günlüğüne hapiste kalmaları ve çocuklarını ziyaret etmeleri halinde neler yaşayabileceklerini hatırlatıyor.
Silivri’de görüşme, yemek ve diğer koşulları dinlerken, tüylerim diken diken oluyor. Orası hapishane filan değil, orası başka bir yer.
Nedim ile eşinin anlattıkları Meclis İnsan Hakları Komisyon üyesi CHP milletvekili Levent Gök’ün dikkatini çekiyor. Gök:
“Türkiye’de cezaevlerinin durumu uluslararası standartların çok altındadır. Bazıları Nazi toplama kamplarını andırmaktadır. İktidarın Silivri ile ilgili bir şey yapmayacağı ortadadır. Biz Meclis İnsan Hakları Komisyonu olarak en kısa sürede oraya gideriz”.
Paylaş