Paylaş
Güneydoğu’da yıllardır yakından tanıdığım Kürtlere sorduğumda, aldığım yanıt şu:
“Bu sefer kim bozarsa, altında kalır. Kürtler bozarsa, Kürtler, devlet bozarsa, devlet, Kandil bozarsa, Kandil altında kalır”.
Son birkaç yılda Öcalan ile 56 görüşme var. O görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmıyor. Bu sefer umutlar biraz daha diri, atılan adımlar heba olmasın, düşüncesi daha ağır basıyor. Umut var, ama acabalar da eksik değil.
Umudun kaynağı Kürt Halkı. Kürt Halkı ilk kez bu ölçüde kararlı olarak çözümden yana. Çözüm ışığı görülürse, Kandil ne yapar? Güneydoğu insanının bu soruya yanıtı şöyle:
“Halkın isteklerine Kandil artık karşı çıkamaz. Ne var ki, Kandil’de Suriye ve Irak kökenliler çoğunlukta. Sorun orada, yoksa Türkiye’den Kandil’e gidenler, halkın isteğine direnemez. Dağa çıkanlara kendi evlerinde eskisi gibi, hoşgörü ile bakılmıyor artık”.
Silahların bırakılmasında temel üç, beş sorundan biri, Kandil’in yapısı.
ÇARPICI TESPİT
Güneydoğu öyle kararlı ki, Şırnak’ta, Mardin’de, Hakkari’de, Cizre’de, Batman’da ulaşabildiğim eskiden beri tanıdığım insanlar, bazıları farklı dönemlerde Belediye Başkanlıklarında bulunmuş, şunu söylüyor:
“Barış çabaları bu sefer de boşa çıkarsa, Kürt kadrolarında da değişiklik olur, devlet kadrolarında da”.
Onların çarpıcı bir tespiti var:
“Bu işi kimse sabote etmek istemez, bozsa bozsa, bu işi devlet bozar”.
Son İmralı görüşmelerinden sonra, bu düşünceyi ilk kez duyuyorum. Altında yatan güvensizlik, son birkaç aylık gelişmelere bağlanıyor. BDP’lilerin sürekli dışlanması, dışlanma ötesinde, onlara İmralı ile görüşme izninin hiç bir zaman çıkmayacağının ilanı, buna rağmen, aniden bu iznin verilmiş olması insanlarda soru işaretleri yaratıyor.
Bunun altında bir başka hesap mı yatıyor, sorusu. Buna rağmen, çözüm isteği önde geliyor.
DANIŞMA TOPLANTISI
BDP de işi ciddiye alıyor. BDP’de bugün Danışma Kurulu toplantısı var.
Danışma Kurulu BDP yöneticilerinden, milletvekillerinden ve Kürt politikasında geçmişte adı, sanı bilinen kişilerden oluşuyor. Tarık Ziya Ekinci, İsmail Beşikçi, Feridun Yazar, Faik Bulut, Fikret Başkaya, Kemal Parlak gibi isimler var.
Bugün BDP Danışma Kurulunda Öcalan’la yapılan görüşme değerlendirilecek. BDP’nin bundan sonra izleyeceği politika, atacağı somut adımlar burada ele alınabilir.
Bir umut var, iyimserlik var, buna karşılık ihtiyatı da kimse elden bırakmıyor. Ortada acı deneyler var, bunları kimse unutmuyor. Ve asıl düğüm Kandil.
İrtica ise af sol ise ret
Daha önce birkaç kez dile getirdiğim bir konu, Milli Savunma Bakanının bir açıklamasıyla yeniden gündeme geliyor.
Disiplin ve kişisel kusurların dışında, ordudan atılmaların iki temel gerekçesi var. Biri irtica iddiası, diğeri solcu iddiası.
AKP Hükümeti 2011’de TSK Personel Yasasına bir madde ekliyor, ordudan atılan askerlerin özlük haklarını geri veriyor. Hatta, onlara kamu kesiminde çalışma fırsatı getiriyor.
Ancak, şu ana kadar bu karardan sadece Yüksek Askeri Şura kararlarıyla irtica gerekçesiyle ordudan atılanlar yararlanıyor. Solcu oldukları gerekçesiyle ordudan atılan, mahkemelerde hüküm giyen askerler ve askeri öğrenciler bu haktan yararlanamıyor.
Onlardan bazıları hala mahkemelere yeni davlar açarak, yasayla verilmiş, ancak uygulanmayan haklarının iadesine çalışıyor.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz daha önce yaptığı bir açıklamada, “kapsam dışı bırakılan bu kişiler için düzenleme yapılacağını” bildiriyor. Aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen, öyle bir düzenleme henüz yok.
Paylaş