Paylaş
- Türkiye’nin 402.4 milyar dolar dış borcu var. Bu borca üç buçuk ayda 171 milyar lira ek yük getiriyor, kişi başına yansıması 2.200 lira. Durup dururken senin, benim cebimden 2.200 lira çıkıyor.
- Reel sektörün 182.1 milyar lira açık pozisyonu var. Dolar artıyor, şirketlere 63.7 milyar lira kur farkı biniyor. Şirketin önünde üç yol var. Ya ürünlerine zam yapacak, ya işçi çıkaracak ya dükkânı kapatacak.
- Petrol ve doğalgaz başta, ithal edilen ne varsa, hepsi yüzde 16.9 oranında pahalı hale geliyor. Her türlü üretimi zincirleme etkileyen bir pahalılık, hayat herkes için daha pahalı, ücretler aynı oranda artmıyor.
M.B. İLE KAPIŞMA
Pek çok ülkenin parası dolar karşısında değer kaybediyor, doğru. Ama bir farkla, bize benzeyen Brezilya, Çin, Hindistan, Arjantin’de para yüzde 4.8 değer kaybediyor, bizde yüzde 16.9. Eski Hazine Genel Sekreteri, CHP milletvekili Faik Öztrak bunu şöyle açıklıyor:
“Bizde değer kaybı daha fazla, çünkü Tayyip Erdoğan Merkez Bankası ile kapışıyor, dünya bu siyasi baskıyı konuşuyor, buna hukuki kuralsızlıklar eklenince, kayıp daha da büyüyor. Erdoğan farkında, sorumluluğu başkasına yıkmak için önüne gelene hakaret ediyor”.
FATURASI VAR
Devalüasyon herkesin refahını aşağı çekiyor, “devalüasyon tarihi” de şaşmıyor. Güney Amerika’da, Afrika’da, Asya’da ve bizde, devalüasyonlar iktidarları götürüyor, bizde 1958, 70, 78, 80, 95, 2001 bunun örnekleri, aksini tarih yazmıyor. Buna artan işsizliği eklemek gerek.
Ne yolsuzluk iddiaları, ne hukukun çiğnenmesi, ne çözüm sürecinde başarısızlık, ne yandaşlara kıyak, hepsi ikinci planda, bunları götürecek olan devalüasyonla birlikte gelen ekonomik çöküntü. Hiçbir nutuk o çöküntüyü silmiyor.
ASALA’dan soykırıma
- 2015 Dışişleri Ajandası, yurtdışı temsilciliklere gönderiliyor. Ajandanın 24 Nisan tarihli sayfasında Ermeni Soykırım Anıtı yer alıyor. Soruşturma açılıyor, sorumlular ceza alıyor. Dışişleri cezayı söylemiyor ama ajanda bir çarpıklık.
Alman Parlamentosu 2004’te sözüm ona bilim adamlarının üstüne yıkıyor, “Tarihçiler 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemektedir”. Oybirliği ile alınan kararın üzerine Ankara gerektiği gibi gitmiyor. Alman okullarına “Konu böyle okutulsun” talimatı gidiyor. Şimdi Alman Cumhurbaşkanı konuşacak, “soykırım” der mi demez mi diye zarlar atılıyor.
Gelecek hafta 1915 olaylarının yüzüncü yılı, dünyada “Bu soykırımdır” diye hareket var, son iki örnek Papa ve Avrupa Parlamentosu. Dünya üstümüze geliyor, çünkü:
- Pek çok ülke seni sevmiyor, her önüne gelenle kavga edersen, onlar da senden hınç alıyor. Senin adamın itiraf etti, “değerli yalnızlık” diye, değer gitti, yalnızlık kaldı yadigâr.
- Sen içeride her gün bir yerden başka yere savrulan bir ülkesin, hukuksuzluk, yerine gelmeyen adalet, yolsuzluk iddiaları, kutuplaşma, elin oğlu ibretle izliyor, fırsatı kaçırmıyor.
- İslam düşmanlığı yükseliyor, sen bunu dengeleyemiyorsun.
- 1970’lerde Ermeni terör örgütü ASALA diplomatlarımızı öldürüyor, dünya “Ermeni soykırımı” diye ayağa kalkıyor, 1980’lerde PKK binlerce insanı öldürüyor, dünya “Kürdistan” diye ayağa kalkıyor.
Bu yıl “soykırım” lafını daha çok duyarız. Lafta kalmaz, siyasi ve ekonomik faturası çıkar.
Paylaş