Malezyalı, İngiliz, Hintli, Pakistanlı, Singapurlu, tekrar tekrar Malezyalı, evlilik süresi 24 gün ile on ay arasında değişiyor. Adam şansını denemekte ısrarlı!..
Nasıl olsa, günün birinde, gönlüne göre birini bulacak!.. Ama denemeleri de boş geçmiyor!.. 47 yılda yaptığı 53 evlilikten, yedi çocuk, elli torun, yirmi yedi torun çocuğu sahibi oluyor...
Belindeki kama, erkeklik gösterisi!.. ‘Benim karıma yan bakanın...’ faslından!..
Malezya adetlerine göre, erkek bu kamayı evlilik törenlerinde takıyor. Mango, papaya, limon şerbeti, körili pilav, turta ve çay eşliğinde verilen evlilik yemeğinde, kama, erkeğin onur simgesi olarak, pırıl pırıl parlıyor.
Malezyalı 74 yaşındaki Kamarudin Muhammed kamayı beline 53. kez takıyor. Çünkü, 74’lük delikanlının bu 53. evliliği!..
*
Bundan bir süre önce, Die Welt gazetesinde okuduğum bu haberin peşine düşüyorum.
1957’nin yazı. Malezya’nın her kentinde havai fişekler, bandolar, ulusal marş, yerel şarkılarla halk sokaklara taşıyor. Malezya, İngiltere’den kurtuluyor, bağımsızlığına kavuşuyor. Ulusal gün!..
Malezya’nın bir köyünde ise, dışarıdaki kutlamalara paralel, bir evde özel bir kutlama var. 27 yaşındaki Kamarudin Muhammed, dünya evine giriyor, ilk kez. Hatice Udin ile evleniyor. Büyük bir aşkla...
Udin terzi. Daha sonra tekstil ticaretine atılıyor ve ciddi para kazanıyor. Zengin ve başarılı.
Muhammed polis. İlerleyen yıllarda, sık sık meslek değiştiriyor. Ticaretle uğraşıyor olmuyor, komisyonculuk yapıyor olmuyor, yeniden dükkan açıyor olmuyor, şansını bin türlü yerde deniyor.
*
Meslek değiştirmesi, eş değiştirmesine paralel!.. Malezyalı, İngiliz, Hintli, Pakistanlı, Singapurlu, tekrar tekrar Malezyalı, evlilik süresi 24 gün ile on ay arasında değişiyor. Adam şansını denemekte ısrarlı!.. Nasıl olsa, günün birinde, gönlüne göre birini bulacak!..
Ama, o 24 günler ve on aylar boş geçmiyor!.. Yedi çocuk, elli torun, yirmi yedi torun çocuğu sahibi!..
Olsun, yine de yeni evlilikleri denemekten ne çıkar?.. Eh, sağlığı yerinde, güçlü, kuvvetli, işi aksamış olsa bile, yine de geçineceği kadar para var.
*
Her yeni evlilik öncesinde, çocukları, dostları, yakın çevresi, arka arkaya neden böyle evlendiğini sordukça, Muhammed:
‘Beni yanlış anlamayın, ben Kazanova filan değilim, sadece doğru insanı arıyorum!..’
İlk evliliğinden olan kızı, bakıyor ki olmuyor, babasına el koymaya karar veriyor. Kimi buluyor?.. En yakınındaki kadını, annesini!.. Uzun uzun laf anlatmalardan sonra annesini, babasıyla yeniden evlenmeye ikna ediyor.
Geçenlerde Muhammed 53. kez dünya evine girerken, 53. eşi, onun ilk eşi!..
Evlilik töreninde, 72’lik gelin Udin’e sarıldığında, dostları onları alkışlarla zifaf gecesine yollarken, Muhammed hayatının sırrını açıklıyor:
‘İlk eşim Udin’i öyle sevmiştim ki, kalbim bütün kadınlara sevgiyle dolmuştu, yüreğimi bütün kadınlara açmıştım!.. Şimdi çok mutluyum. Çünkü, bana sevgiyi öğreten kadınla yeniden beraberim.’
*
53 evlilik için, hiç de fena bir gerekçe sayılmaz!.. Aradan geçen 47 yılda, Udin de, Muhammed’i unutamıyor. Ama, bu kez faka basmıyor. Evlilik cüzdanına bir not düşülüyor:
‘Artık bu son evlilik!..’
Cüzdana bu not düşülürken, zamanında çok popüler olan Cem Karaca’nın şarkısı da, çiçeği burnunda çifte armağan ediliyor: