Floyd Landis Fransa Bisiklet Turu’nda ipi en önde göğüslüyor.
Alkışlar arasındaki Landis’in yanına bir yetkili yanaşıyor: "Adet yerini bulsun diye, doping kontrolü yapacağız". Kendisi, "yarıştan önce sadece iki bira ve dört viski içtim" dese de, tıbbi bulgular kesin. Landis dopingli çıkıyor.
Meksika fasülyesi onların elinden kazandıkları şampiyonlukları birer birer geri alıyor. Alpler ve Pireneler’den kıvrılan 3657 kilometrelik parkurun en zor etabı. Fransa Bisiklet Turu’ndaki 17. etap, ünlü bisikletçilerin korkulu rüyası. Dar geçitler, derin uçurumlar. Alpler’in tepesindeki bu etap aşıldığında, geriye artık sadece, bacaklara kuvvet, pedal çevirmek kalıyor. İş, o dört zorlu tepenin bulunduğu bu etabı aşmak.
Terden sırılsıklam olmuş sarı mayosuyla Amerikalı Floyd Landis, o çetin etabı rakiplerinin beş dakika önünde bitiriyor. Görenler gözlerine, duyanlar kulaklarına inanamıyor. Fransa Turu Direktörü, Christian Prudhomme, "yirmi yıldır böyle bir şey görmedim" derken, şaşkınlıktan şaşkınlığa düşüyor. Saatini üç-beş kez kontrol ediyor. O direktör ki, Fransız televizyonunda gazeteciyken karlı tepelerden nehir yataklarına, dağlardan ovalara uzanan binlerce kilometrelik bisiklet turlarını izlemiş tecrübeli bir isim.
*
Landis amacına ulaşıyor. Tour de France, yani Fransa Bisiklet Turu’nda ipi en önde göğüslüyor.
Alkışlar arasında, övgü nutukları eşliğinde, tam zirvede, Landis’in yanına turdan bir yetkili yanaşıyor: "Adet yerini bulsun diye, doping kontrolü yapacağız".
Bir hafta sonra açıklanan test sonucu, ne yazık ki, Landis’i şeref kürsüsünden indiriyor. Sonuç çok net. Landis doping yapıyor. Kazandığı kupa geri alınıyor.
Her ne kadar kendisi, "yarıştan önce sadece iki bira ve dört viski içtim" dese de, tıbbi bulgular öyle kesin ki, kimseye dert anlatması mümkün değil.
Bundan iki ay önce bisiklet dünyasında yaşanan bu skandalın devamı çorap söküğü gibi.
Uluslararası Bisiklet Federasyonu geriye dönük olarak doping araştırmalarına giriyor. Kuşku giderek derinleşiyor. Birileri, doping üzerinden herkesi aldatıyor. Birileri dünya çapında doping ticareti yapıyor.
*
Zaten eldeki bilgiler ve geçmişteki bulgular, kuşkuyu körüklemeye çoktan yetiyor.
2003 dünya şampiyonu İskoç David Millar, 1998 şampiyonu İsviçreli Oscar Camenzind, 2004 olimpiyat şampiyonu Amerikalı Tyler Hamilton, 1999-2005 arasında Fransa Turu’nu yedi kez kazanan Amerikalı Lance Armstrong, 2005 İspanya Turu şampiyonu İspanyol Roberto Heras, 1997 Fransa Turu şampiyonu Alman Jan Ullrich ve 2006 İtalya Turu şampiyonu İtalyan Ivan Basso aynı yolun yolcuları. Şampiyonlukları birer birer iptal ediliyor.
Hepsi, Meksika fasülyesi kurbanı. Kendi aralarındaki argo deyimle, dopingin örtülü adı, Meksika fasülyesi.
Skandalın boyutları, bisiklet fanatiklerini etkiliyor. Dünyada üç milyara yaklaşan bisiklet seyircisi, son bir yılda bir milyar eksiliyor.
*
Sponsorlar büyük zarara uğruyor. Zarardan kurtulmanın çaresi, doping kadar utanç verici. Kupaları ellerinden alınmış şampiyon artıklarını, belli bisiklet yarışlarında uzman yorumcu olarak kullanıyorlar.
Profesyonel bisiklet dünyasının başı önde. Büyük çalkantı yaşıyor. O dünyada herkesin birbirine sorusu aynı: "Kazanmak elbette iyi bir amaç, kazanmak hırsı elbette alkışlanaçak bir tutum. Ama, kazanmak için neden aldatmak gerekiyor, neden?"
Kazanmak için aldatmak. Sizce, sadece bisikletle mi sınırlı?