BAZEN elektronik posta, bazen telgraf, bazen de kargacık burgacık el yazılarıyla AKP Genel Merkezi’ne vatandaş önerileri yağıyor. Anayasa değişikliği ile ilgili.
Neden vatandaş? Çünkü, gönderilen önerilerin altında, genellikle vatandaş yazıyor. Gönderen adını, adresini de yazıyor, ama mektubun altında sağda vatandaş, solda isim ve adres. Türkiye’nin dört bir yanından, kentlerden, köylerden ve çeşitli mesleklerden.
Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat bunlarla ilgili bir dosya tutuyor. Günü geldiğinde, değerlendirmek üzere.
Hiç kimse, Anayasa tartışmaları belli bir kesimin, bilim adamları, siyasetçi ya da hukukçuların işidir demesin. Halk, kendi iradesiyle bu tartışmalara katılıyor ve en iyisini istiyor. Hangi anlamda en iyisi?
Egemenliği kendi kullanmak anlamında.
İLGİNÇ ÖRNEKLER
Vatandaş önerileri arasında hangi ilginç örnekler var?
Belli ki, pamuk üreticisi, pamuk fiyatının belirlenmesini Anayasa’da görmek isteyen çiftçiler var.
Belli ki, kiracı, oturduğu apartmanda, kiracı-mülk sahibi ilişkisinin düzgün gitmediği bir ortam var, bunun Anayasa’da düzenlenmesini istiyor.
MGK’yı ön plana çıkartan düşünceler arasında, Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının toplantıya sivil kıyafetle katılması önerileri var. Ya da MGK’ya muhalefet liderinin de katılmasını uygun görenler.
KADINLAR ASKERE
Bir başka vatandaş önerisi, kadınların da askere alınmasını istiyor. Ama nasıl?
Askere alınacak kadınların on ay süreyle sosyal hizmet alanlarında, sağlık kurumlarında çalışmasını öneriyor. Kadın-erkek eşitliğinden hareketle. Vatandaş bunu uzun uzun anlatıyor.
Milletvekili sayısının indirilmesi, seçim sistemi gibi, siyasal sistemi temelden değiştirmeyi öngören arayışlar da var, kişisel dertlerle bağlantılı, Anayasa’da olmayacak ayrıntıya inen öneriler de.
ASIL MESELE EGEMENLİK
Ve özgürlükler. Dengir Mir Mehmet Fırat:
"Anayasa taslağında özgürlüklerin sınırlandırılması çok ağır kurallara bağlanıyor, yani özgürlüklerin sınırı çok genişletiliyor. İlgili her maddede, o maddeye göre, özgürlük önce tanımlanıyor, sonra farklı sınırlamalar geliyor".
İşin özünde egemenliğin kullanılması yatıyor. Fırat:
"1924 Anayasası egemenliği Meclis’e bırakıyor. 1961 ve 82 Anayasaları, egemenliğin kullanımını yetkili organlara devrediyor. Akla gelen her türlü organa, RTÜK, Tütün ve Alkol Kurulu, aklınıza ne gelirse, konusuyla ilgili kurumlar, egemenliği kullanıyor."
Fırat’ın çarpıcı bir değerlendirmesi var:
"Bugünkü Anayasa tartışmalarında asıl kavga, egemenliğin kullanımı ile ilgili. Egemenliği bugüne kadar kullanmış yetkili organlarla, bizim gibi, halkın kullanmasını isteyenler arasında. Bütün kavga bu".
Siz, sahip olduğunuz egemenliğin Anayasada sayılacak yetkili organlar eliyle mi, yoksa yasama, yürütme ve yargı eliyle mi kullanılmasından yanasınız?
İşte, sizin demokratlığınızın ölçüsü.
Profesyonel ordu
TERÖRLE mücadelede kısa vadeli olan, askeri önlem. Ama, asıl bölge halkındaki aidiyeti ayakta tutacak, uzun vadeli çözüm.
Terörün yeniden şiddetlendiği bugünlerde, kısa ve uzun vadeyi yeniden düşünmek zamanı. 28 ülkenin PKK terörünü desteklediğini bilerek.
Kısa vadeli askeri çözümde, iyi bir fikir ve eylem var. Profesyonel orduya geçmek. Bunun için zamana ihtiyaç var. Ancak, olaylar o zamanın mümkün olan en kısa süreye çekilmesini zorunlu kılıyor.
Terör 23 yıldan bu yana sürdüğüne göre, her türlü dış destek de olsa, demek biz bir şeyleri yanlış yapıyoruz. PKK’nın bu kadar ayakta kalabilmesini, sadece dış desteğe bağlamak doğru değil.
Sorun, terör sürerken, hatta kendi bölgesinin insanlarını öldürürken, nasıl oluyor da, o insanlarda Türkiye’ye aidiyet zayıflıyor?
On üç askerimizin şehit düşmesi, çoktan taşmış olan sabrı, yeniden fitilliyor. Halk olarak, öfke duymak çoktan hakkımız. Ama, ülkeler öfkeyle yönetilmiyor.