AKP’ye şimdi daha zor

Avrupa Parlamentosu seçimleri Avrupa ve Türkiye için yeni bir rota çiziyor. AKP için yeni güçlüklerin göstergesi. CHP Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç’in Avrupa seçimleri için yaptığı analizden yararlanarak özetle:
-Bazı iddialar gibi, “AB’de dağılma tehlikesi” yok. Tersine, AB’yi destekleyen gruplar seçimle birlikte Avrupa Parlamentosu’nda üçte iki çoğunlukta.
-AB’ye karşı olanlar ise üçte birde kalıyor. Fransa, Macaristan, İngiltere, Danimarka ve Finlandiya’da aşırı sağ, Yunanistan’da aşırı sol AB’den kuşku duyuyor.
-Merkez sağ, sosyal demokrat, liberaller sandalye kayıplarına rağmen ağırlığını koruyor. Yeşiller seçimlerden güçlü çıkıyor.
-60 sandalye kaybına rağmen muhafazakârlar seçimi birinci parti olarak tamamlıyor, 213 sandalye ile.

SÖYLEM DEĞİŞTİ

CHP ve BDP’nin üye olduğu sosyal demokrat grup 190 sandalyeye sahip. AKP’nin üye olduğu AB şüphecisi grup yüzde 6’da kalıyor. Yasama sürecinde etkisiz kalacak.
Bunların ötesinde, Türkiye’yi asıl etkileyecek gerçek başka. Avrupa’da demokrasi talebi yükseliyor. Otoriter kimliği her geçen gün artan AKP yönetimi için güçlük burada.
Aşırı sağ uzun süre Türkiye’nin AB üyeliğine din, kültür, coğrafi gerekçelerle karşı çıkıyor. 2009’dan bu yana söylemi farklı, “Türkiye’de demokrasi sorunlarını” vurguluyor. Eski gerekçeler çöpe atılıyor, Avrupa’da etkisi artan aşırı sağ, Türkiye’de şimdi daha çok demokrasi istiyor, demokrasiyi sorguluyor. Aşırı sağın güçlenmesi ile birlikte demokrasiden uzaklaşan Türkiye için daha zor bir sınav başlıyor.

Ya övgü ya Davutoğlu

AVRUPA Parlamentosu seçimleri üzerinden Tayyip Erdoğan yaptığı AB reformlarıyla övünüyor dün: “Kurumsal değişiklikler yaptık”.
Doğru, bu reformlar nedeniyle Erdoğan’a o tarihte toplumsal destek artıyor. Avrupa hukuku Türkiye’deki hukukun yerine geçiyor, Anayasa bu yönde değiştiriliyor. Geçenlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM), yani Avrupa hukuku, Kıbrıs’la ilgili verdiği kararda Türkiye’yi mahkûm ediyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu karara, son zamanlarda alışık olduğumuz tepkiyi gösteriyor: “AİHM yetkisini aşmıştır”. Yok ya, ciddi mi? Zaten, kim AKP’nin istemediği söz söyler, karar alırsa, onlar “yetkiyi aşıyor”. Davutoğlu hızını alamıyor: “Biz bu karara uymayacağız”.
Erdoğan, Davutoğlu’na ne diyecek? Reformları hem övüp, hem Avrupa hukukunu da es mi geçecek, yoksa dünkü sözlerinin arkasında durarak, AİHM kararının gereğini yerine mi getirecek?

Hüseyin Çelik ofsaytta

SOMA’da bir yurttaşa attığı tekmeyle anlı şanlı bir yere sahip Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel görevinden alınıyor. Demek ki, suçlu görülüyor. Tekme sonrasında AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, Yerkel’i bin dereden su getirerek savunuyor, “Tekmeden önce ona da saldırılmış, rapor almış” gibi kimsenin inanmadığı sözler.
Ertesi gün görüntüler ortaya çıkıyor, saldırı filan yok, çok geçmiyor, Yerkel görevden alınıyor. Hüseyin Çelik ofsayta düşüyor. Demek ki, körü körüne savunmak insanı güç duruma düşürebiliyormuş.

Tuncer’in seçim kitabı

TÜRKİYE’de seçimlerin tarihi, ayrıntısı, sonuçları ve analizleri ile ilgili en yetkin, en kapsamlı çalışmaları yıllardır Erol Tuncer yürütüyor. Her seçim sonrasında bir kitap yazıyor. Bir zamanlar CHP’nin bakanı olan Tuncer’in son kitabı “1923’ten Günümüze Cumhurbaşkanlığı Seçimleri”. Yine tarihsel değerde, yine seçimlerle ilgili herkesin elinin altında bulunması gereken bir kitap. Tuncer’i kutluyorum.