987, 1534, 2003 ve sıcak 2006

2070 yazında Batı Avrupa kıyılarından kalkan bir gemi, Norveç ve Sibirya kıyıları üzerinden Bering Boğazı’na ulaşacak. Hiç bir buz kütlesine rastlamadan.

Çok net, dünyada ısı yükseliyor.

Sadece Türkiye değil, dünya son yüzyılların en sıcak yazını yaşıyor. Sıcaklık rekoru yine de bu yıla ait değil, 2003 yılına ait.

Geçmişe dönük bakıldığında, en sıcak yıllar 987-1007 arası ile 1534-1540 arasında. Kilimatoglar, 2003 ile 2006’daki sıcaklığı bu yıllar ile karşılaştırıyor.

2006 belki en sıcak değil, ama hatırı sayılır yıllardan biri. Karşılaştırmalarda yeri var.

İKLİMİN İNCİLİ

Birleşmiş Milletler çerçevesinde düzenlenen bir iklim araştırması var. Hükümetlerarası İklim Değişim Paneli (Intergovernmental Panel On Climate Change, IPCC) adında.

Burada 2100 yılına kadar dünyadaki iklim değişiklikleri inceleniyor. Değişik ülkelerden uzmanların katıldığı panelin raporları gelecek yıl yayınlanacak.

Bu raporlara İklimin İncil’i adı veriliyor. Önümüzdeki yüz yıl iklim nasıl bir grafik çizecek, bu raporlarda ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Tek tek ülkeler ve tek tek meslek gurupları itibariyle önemli bir veri kaynağı.

Ülkelerin enerji, tarım, sanayi, turizm ve kentleşme politikalarına yön verecek bir kaynak.

ABD, ÇİN, HİNDİSTAN

Raporun şu anda ulaştığı bir kaç sonuç var.

Dünyada ısı dört derece artıyor. Deniz seviyesi yarım metre yükseliyor. Sıcak su akıntıları soğuyor, buzullar erime sürecine giriyor.

Ozon tabakasının delindiğini kanıtlayarak Nobel ödülü kazanan Paul Crutzen araştırmalarını derinleştiriyor. Gazların dünyayı nasıl ısıttığını kanıtlayan deneylere imza atıyor.

IPCC ise, dikkatini ABD, Çin ve Hindistan’a yöneltiyor. Çevrenin korunması için, dünyaca kabul edilen Kyoto Protokolü’nde eksik imzalar var.

Bu üç ülke ile birlikte, imzaladığı halde, protokol kurallarına uymayan Kanada dünyayı en çok kirleten ülkeler.

Türkiye de, hálá Kyoto’ya imza atmıyor.

Çin’de çıkan gaz, ABD’deki sanayi yöntemi, bize sıcaklık artışı olarak dönüyor.

O ülkeler de, bundan etkilenmelerine rağmen, önlem almıyor.

Sanayi baronları siyasal iktidarlara egemen.

Oysa, iklim değişmesinin sakıncalarını gidermek mümkün.

Arabadan ısınmaya, fabrikadan tarıma kadar yeni teknolojilerle. Ama, yeni teknoloji ek maliyet demek. O da, sanayicilerin işine gelmiyor.

Sıcak, daha sıcak, pis, daha pis yıllar bekliyor insanlığı.

Yangın söndürme havuzları

ORMAN yangınlarının söndürülmesinde görev alan uçak ve helikopterlerin zaman kaybı var. Gidecek, denizden su alacak, dönecek, yangına su boşaltacak, yeniden su almaya gidecek.

Yangına müdahalede ciddi zaman kaybı.

Dünya bunu önlüyor. Ormanların kenarlarına yangın söndürme havuzları yapıyor. Her biri 30-35 bin YTL maliyetli, 450 ton su kapasiteli havuzlar.

Uçak ve helikopterler suyu bu havuzlardan alıyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı Antalya, Muğla, İzmir, Denizli başta olmak üzere, çeşitli yerlerde bu havuzların yapımını öngörüyor. Yerlerini belirliyor.

Ama, para yok.

Bunu dikkate alan Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oktay Varlıer dün iş dünyasına bir çağrıda bulunuyor.

"Dünyadaki uygulamalarda olumlu sonuç veren bu tip havuzların yapımına siz de katılın."

Yerinde bir çağrı.

Fabrikasının, tarlasının, otelinin, madeninin, kullandığı hammadde kaynaklarının korunmasını düşünen her işadamının katılması gereken bir kampanya.
Yazarın Tüm Yazıları