Yeter! Söz Milletin

4dk okuma

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Hırsızlar bu yazıyı okumalı

BELÇİKA'da yüksek mahkemenin 4 ay kadar süren oturumlarından sonra, geçtiğimiz aralık ayının son günlerinde eski Maliye, Ekonomi ve Dışişleri Bakanı, eski NATO Genel Sekreteri Willy Claes ve 11 arkadaşı hakkında vermiş olduğu hapis cezası kararı, Türkiye medyasında birkaç köşe yazarının dışında hiç de ilgi görmedi.

Henüz güncelken konuyu kısaca özetlemek istiyorum:

Daha Berlin Dvvarı yıkılmadan önce Belçika'da açılan ve F 16 uçaklarının modernazisyonu ile helikopter alımını içeren askeri ihaleyi almak isteyen Fransız Dassault -Mirage uçaklarının yapımcısı- ve İtalyan Augusta -helikopter yapımcısı- firmaları, zamanın Maliye Bakanı Willy Claes ile Savunma Bakanı Gay Cotme'un partisine para yardımında bulundular. (Augusta 2.5 milyon ve Dasault 3 milyon DM). Bu para Belçika Sosyalist Partisi'nin -Flaman kanadı- İsviçre'deki hesabına yatırıldı ve gerçekten de Luc Wallyn'in dışında -o gariban da sadece faizleri cebine indirmiş- hiç kimse bu paraları şahsı için kullanmadı. Paralar sadece Sosyalist Parti'nin seçim harcamalarının finansmanında kullanıldı.

Gerek dinlenen şahitler ve gerekse sanıklar, mahkemede Willy Claes'in bu işten haberi olmadığını ifade ettilerse de mahkeme; üstlerin haberi, en azından sessiz onayı olmadan astların böyle bir iş yapmalarına imkân olmadığı gerekçesiyle bu savunmayı kabul etmedi. Neticede temyizi mümkün olmayan karar aşağıdaki şekilde açıklandı.

Willy Claes: 3 yıl hücre hapsi. Hapis cezası tecil edildi. Hayat boyu kamu haklarından mahrum oldu. Sabık Başbakan Yardımcısı ve Sosyalist Parti Başkanı Guy Spitaels, eski Savunma Bakanı Guy Coeme: 2 yıl hücre hapsi, ayrıca 9 üst düzey sorumlu da 2 yıl ila 3 ay arasında hücre hapsi yediler ve hayat boyu kamu haklarından mahrum oldular. Hapis cezaları tecil edildi. Rüşvetten iki yıl ceza yiyenler arasında Fransız Dassault firmasının sahiplerinden Serge Dassault da vardı.

Bunun haricinde Claes, Mange, Delanghe ve Wallyn, parti tarafından harcanan 5.5 milyon DM'yi geri ödemeye mahkûm oldular. İşin ilginç yanı, şu an Sosyalist Parti, talep edilen bu parayı, ödemeleri için bahsi geçen 4 kişiden üçüne vermeyi -hibe olarak- düşünmekte. (Luc Wallyn faizleri cebine attığından Sosyalist Parti yöneticileri ona destek olmayı içlerine sindiremiyorlar.) Ancak bu 5.5 milyon DM, 4 siyasetçinin ek geliri olarak mütalaa ediliyor ve bu durumda hazretler ayrıca 2.25 milyon DM kadar da ek gelir vergisi ödemek zorunda kalıyorlar.

Bu bir tek olay dahi, Avrupa'daki demokrasi ve sistemin işleyişi ile Türkiye'de aşiret düzeninin hüküm sürdüğü parlamento ve bu parlamentonun koruduğu sistemin farkını, kalite düzeyini gösteriyor. Kimse 'Böyyük Devlet', demokrasi, hacı-bacı, beyaz sayfa, çağdaşlık vs. gibi mavallar okumasın. Ne olduğumuz maymun poposu gibi alenen görünüyor beyler.

Yukarıdaki haberi Ankara'daki tüm 'hırsızlar'a ithaf ediyor, parti liderlerinin dikkatine özellikle sunuyorum.

Akar DURU-Beringen-BELÇİKA

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘TANSAŞ, İzmirli'nindir. İzmirliler'indir. Hukuku çiğneyerek ve hiçe sayarak TANSAŞ'ı ne satın, ne de satın alın.’’

(Yüksel Çakmur ve arkadaşları)

Vekillere...

IMPEXBANK, TYT Bank ve Marbank'ı biliyorsunuz. Bunların Türkiye'de 30 bin mağduru var; 7 bini de Adana'da. Çoğu emekli, küçük tasarruf sahibi kimseler... Bankaların iflas işlemleri hâlâ sürüyor. Bunları batıran basiretsiz yöneticiler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Söz konusu bankaların, yöneticilerinin kasıt düzeyinde kusurlu işlemlerle bu duruma düşürüldükleri Maliye'nin denetim raporlarında yer alıyor.

Yeni Bankalar Yasası, Meclis'in öncelikli gündeminde yer alırken, bütün bu hususların birlikte değerlendirilip çözüm getirci kurallar öngörüleceği, banka mudilerinin mağduriyetlerinin giderileceğini umut etmekteyiz. Pazartesi Ankara'da olacağız, bize yardımcı olun.

Zafer SAKA-ADANA

Pazarlamacının müthiş gösterisi!

‘TÜRKİYE Siirtliler Grubu’ imzasıyla gazetelerde yayınlanan yüz milyarlarca liralık ilanların arkasından Fadıl Akgündüz'ün bulunduğu ortaya çıktı. Siirtli üyelerin oluşturduğu 14 vakıf ve dernek adına ilanlar veren, sözde ‘‘Doğunun kalkınması’’ adı altında projeler ortaya koyacağını bildiren bu genç, önceki akşam yedi kanaldan birden -parayla- yayınlattığı basın toplantısında adeta şov yaptı. ‘‘Siirtliler Grubu ne kadar zenginmiş’’ (8.1.1999) başlıklı yazımıza çattı, sorularına kızdığı Akşam'dan Şakir Süter -sonra salonu terk etti- ve Radikal'dan Funda Özkan ile tartıştı.

Bakalım, Akgündüz bu siyasi 'hareketini' nereye kadar götürecek ve seçimlerde kaç milletvekili ve belediye başkanına 'sponsorluk' yapacak?

Bu arada merak edilen bir soru da şu: Siirtliler, adı geçen vakıf ve derneklerin arkasına sığınarak pazarlama şirketlerinin reklamını yapan Akgündüz'ün arkasında bundan sonra da durup, adlarını kullandırmaya devam edecekler mi?



Yazarın Tüm Yazıları