Yargı ihtilali

ANAYASA Mahkemesi’nin, Başkanvekili Paksüt hakkındaki telefon dinleme tutanaklarını 1’e karşı 10 oyla “Kanunsuz telefon dinlemeleri delil olamaz ve geçersiz” biçiminde karara bağlaması hukukun tecellisidir. Ergenekon soruşturmalarına esas teşkil eden bir çok benzer hususların ne kadar mesnetsiz olduğunun açık göstergesidir.

Haberin Devamı

Ne yazık ki, Adalet Bakanı “hakkında bir soruşturma açılmamış bir Hakim veya Savcı’nın yeri değiştirilemez” diyor ve bunu Ergenekon’la ilgili hakim ve savcılar lehine kullanmak istiyor.

HSYK da, özellikle bahse konu özel statüye haiz Hakim veya Savcılar hakkında soruşturma için Adalet Bakanı’ndan izin istemelerine rağmen Adalet Bakanı’nın buna “müsaade etmediğinden” yapılamıyor ve soruşturma yok addediliyor, diyor. Esas tartışma da bu noktada düğümleniyor.

Yani, HSYK’ya ait olan bir yetki, yürütmeye tanınan izin mekanizması ile engellenip kullandırılmıyor.

Yargıtay Başkanı Gerçeker, dün Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinde muhtemelen yürütmenin yargıya müdahale etmekte olduğunu ve bundan vazgeçilmesi gerektiğini söylediğini düşünmemek mümkün değildir.

Haberin Devamı

HSYK’nın toplantısının bugüne kalması tansiyonun düşürüleceği anlamına gelse de, zaman içerisinde  siyasi iktidarın bu niyetinden vazgeçmeyeceği ve arzu ettiği yargı mensuplarını ‘köşe başlarına’ getireceği, hukuk çevrelerince kaygıyla bakılmaktadır.

Bize göre, HSYK’nca asıl soruşturulması gereken ve fakat Adalet Bakanı tarafından müsaade edilmediği için yok sayılan soruşturma neticesinde; özellikle Ergenekon hakim ve savcılarının değiştirilmesinin engellenmesi esasen yeni Türk Medeni Kanunu 2 md./ 2. fıkrası gereğince “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını (kanuna karşı hile) hukuk düzeni korumaz”, aksine cezalandırılır.

Sonuç olarak yaşadığımız bu şaibeli süreçte rejimi korumak için adeta yargı, ‘ihtilâl’ yapma durumunda bırakılıyor. Ne günlere geldik!..
H.H.-Hukukçu

‘Duman avcısı’ olacağım

SİGARA içmediğim halde, dumansız hava sahası kampanyasını yüzde yüz destekliyorum. Sigara dumanı yaşamımı öylesine mahvetti ve öylesine çok sorunla karşılaştım ki, sigara dumanına karşı içimde bir nefret duygusu oluştu. 19 Temmuz bir devrimdi ve bu devrimin kurallarına uymayan kim olursa olsun, isterse en yakın arkadaşım olsun şikâyet edeceğim. Gerekirse gönüllü ‘duman avına’ çıkacağım.  Pasif içiciliğe maruz kalanlar artık mağdur olmayacak. Çünkü devrim kanunları bizim lehimize... 
Barış BİNER 

Haberin Devamı

İDO gemicikle göz boyadı

İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy’a... Yaklaşık 2 yıl önce Şehir Hatları’nı belediyeye bağladınız, yeni gemiler yapacağız dediniz. Bir gemicik yaparak sefere koydunuz. Yeni aldığınız bir kararla Boğaz’a gidiş ve gelişleri iptal ettiniz. Sabah ve akşam seferleri haricinde ulaşım yok. Böyle bir zihniyete karşı mücadele edecek insan da yok. Böyle bir yönetim şimdi de para gelsin diye özelleştirmeye gidiyor, olmaz.
Turan YÜCEL

Zeytinburnu’na dava

ZEYTİNBURNU Belediyesi sınırlarında kayıtlı bir taşınmaz hakkındaki imar durum belgesi, İstanbul İdare Mahkemesi tarafından 2006 yılında iptal edildi. Mahkeme kararına uygun yeni bir imar durum belgesi vermeyerek yargı kararını ihlal eden Belediye Başkanı Murat Aydın, Başkan Yardımcısı Mehmet Zafer Alsaç, İmar Komisyonu üyesi (ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı da olan) Sefer Kocabaş’ın da aralarında bulunduğu 7 idare görevlisi hakkında taşınmaz sahipleri vekili Av. Timur Yiğit tarafından dava açıldı.

Haberin Devamı

Beyoğlu Belediyesi’ne

“BEN Zeynep Volkan... Kılıç Ali Paşa Mah. Kumrulu Sok. Volkan Apt. No: 40 d: 2 Cihangir Beyoğlu adresinde mal sahibi olarak ikamet etmekteyim. Apartman yanındaki boş arsada yeni bir bina çalışması yapılmakta. İnşaat sırasında sarnıç yıkıldı, istimlak duvarı çöktü. Maddi-manevi hasar gördük. Tüm kiracılar apartmanı boşaltmak zorunda kaldı belediye apartmanı mühürledi. Konu ile ilgili gerekenin yapılmasını rica ederiz.”

İki kene vakasında ‘yaklaşım farkı’

GAZETECİ dostumuz Serhan Yediğ, üç ay ara ile İstanbul dışında dağ yürüyüşü yaparken keneye yakalanmış. Her ikisinde de keneyi dönüşte fark etmiş. Enfeksiyon Hastalıkları klinikleri, KKKA hastalığı konusunda uzmanlaşmış iki farklı kamu hastanesine başvurmuş. Gerisini kendisinden dinleyelim:

Haberin Devamı

“Nisanda Muğla dönüşü koluma yapışan keneyi fark ettim ve Haseki Hastanesi’nin Acil Servisi’ne başvurdum. Keneyi çıkartma işi Deri Hastalıkları Kliniği’ne verilmişti. Her hafta sonunda yaklaşık 600 kişinin piknik dönüşü kliniğe başvurduğunu söyleyen bezgin hastabakıcı keneyi çıkarırken başı kolumda kaldı. Katoterle bu bölgeyi yakıp, keneyi bir şişeye koyup, beni Enfeksiyon Hastalıkları (İntaniye) Kliniği’ne gönderdi. Bu klinikte de elime bir fotokopi tutuşturulup okumam, bu metinde bahsedilen belirtiler ortaya çıkarsa acilen hastaneye başvurmam önerildi. Ne keneyi çıkaran hastabakıcı, ne de klinikte karşıma çıkan kapı görevlisi keneye nerede yakalandığımı sordu. Kenenin vücuduma İstanbul’da yapıştığını varsayıyor, tehlikeli olmadığı için bu işi ciddiye almıyorlardı. Şişeye konan kenenin kuramsal olarak Hıfzıssıhha’da tahlile gönderilmesi gerekiyordu. Hastabakıcının konuşmasından edindiğim izlenime göre, bu işlemin de hakkıyla yapıldığı kuşkuluydu. Çünkü “Gönderdiğimiz şişelerden bugüne kadar herhangi bir geri dönüş alamadık” dedi.

Haberin Devamı

Geçen pazar, Artvin dönüşü bacağımdaki keneyi fark ettim. Haydarpaşa Numune Hastanesi Acil Servisi’ne başvurdum. Cerrahi Servisi’ne yönlendirildim. Klinikteki hastabakıcı, keneyi çıkarabileceğini söylediği halde, nöbetçi doktor kendisi çıkardı. Gördüm ki Haseki Hastanesi’ndeki hastabakıcının yaptığı gibi çekmekle çıkmıyor kene, uğraşmak gerekiyor. Daha sonra Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’ne yönlendirildim. Nöbetçi doktor Jale Altıntaş’ın ilk sorusu, kenenin nerede vücuduma yapıştığıydı... Birkaç soru daha sorup, kan tahlili için laboratuvara yönlendirdi. Daha sonra testlerin sonucunu inceledi ve herhangi bir belirti görülmediğini söyledi. Hastalık belirtilerini sıralayıp, bunlar ortaya çıktığında kliniğe başvurmamı istedi. Üç ay önce Haseki Hastanesi’nde yaşadıklarımı anlattım. Bu işin bir prosedürü yok mu, diye sordum. Aldığım cevap şuydu: “Yaklaşım farkı!”

Biliyor musunuz

ORMAN Mühendisleri Odası’nın, ülke tarihinin en büyük organ yangının yaşandığı geçen yılki Serik yangını ve kendilerinin düzenlediği orman yangınlarıyla ilgili mücadele raporundan ders almayarak, temmuz ortasında Adana, Ankara, Kütahya ve Eskişehir Orman Bölge Müdürlerini görevden almalarınının gerekçelerinin açıklamasını istediğini...

Yazarın Tüm Yazıları