Van’ın önemi

VAN gölünün ’DenizTemiz’ tarafından ’kurtarılmasına’ ilişkin haberlerin dışında biraz da Doğu’nun sosyal yaşamına bakarak oynanan oyunlardan söz etmek gerekiyor.

Doğu ve Güneydoğu’nun bir geçiş noktası Van... Bununla bağlantılı bir çok etken ortaya konulabilir; İran üzerinden yapılan uyuşturucu kaçakcılığı, yine İran üzerinden yapılan insan kaçakcılığı, İran ve Irak üzerinden yapılan mazot kaçakcılığı, belki bir kısmı da Irak menşeili olan patlayıcı maddelerin terör malzemesi olarak kullanılması...

Van’da geçen 21 nisandaki Nevroz’da yaşanan olaylar buradaki insanları çok üzmüş. Çünkü Vanlıların teröre prim vermediği biliniyor. Bu nedenle "Ben bu şehirde yaşamak istemiyorum" diyenlerin haklı sebepleri olsa gerek... (Son yıllarda, para sahibi olan köklü ailelerin PKK terönü nedeniyle batıya göç ettikleri, bunun da sosyo-ekonomik yapıyı olumsuz etkilediğini çok kişiden dinliyoruz.)

Adına ’bayram’ denilen günde sade vatandaşların evinin ve işyerlerinin cam-çerçevesi indirilip, bankamatikler kırılıp dökülürse, Van’ı çok seven insanların kenti terk etmesi engellenemez... 1995’e kadar Van’da sadece Van’lıların yaşadığı düşünülürse ve nüfusu 100 binlerden göçlerle bugün 300 binlere yükselmişse bunun cevabını sosyolojik ve siyasal bulunabilir. Ancak yanıtını kolay değildir. Bu nedenle Van’ın yönetilmesi her açıdan zordur. Kaçakçılık olaylarını izleyecek, sınır ticaretinin ne olduğunu bilecek, insanların barış içinde yaşamasını sağlayacak ’diplomat’ idarecileri bu dönemde bulmak kolay olmasa gerek.

Terörün en yoğun olduğu 1992 yılından bugüne kadar terörün etkisi görülmemiş Van’da; son Nevruz’a kadar... PKK’nın, sempazitanları vasıtasıyla bir kenti her zaman savaş alanına çevirmesinin bundan sonra daha kolay olabileceği hiç unutulmamalı. Bu bizim aldığımız izlenim. Çünkü bölgedeki PKK eylemlerinin arkasında kimlerin olduğunu aklı selim sahibi kimseler biliyor. Bunu AKP’nin bir kesiminden başlayarak ve DTP’yi de içine alıp, Barzani’ye kadar uzanan politikalarda görülebilir.

G.Gülen faktörünü bunun içine katabilirsiniz.

Yerel yöneticiler bu gibi ’kalkışmalar’ halinde bu işi en az zararla nasıl atlatabiliriz derdinde.

Ortada bir suçlu var; PKK... Karşı tarafta da ’korku’ yaşayan da halk...

İzlenimlerimize göre, ’Ben Kürtüm’ diyenlerle ’Ben de Türküm’ diyenleri kucaklayabilecek idarecilerin göreve getirilmesinin tek çözüm olduğunu AKP’nin artık kavraması lazım. Öyle tarikat ve cemaatlerle bir denge sağlanmaktan uzağa düşmüş artık bölge.

Stratejik Diyarbakır-Hakari-Van üçgenine dikkat!

Van’ı yönetmek her babayiğitin harcı değil. Konuştuğumuz bazı aydın kişiler, oyuna gelmeyeceklerini belirtirken, arkalarında da parti değil ’devlet’ gücünün olmasını bekliyorlar.

Bu bakımdan Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı, ağır sorunları bulunan Van’ı daha yakından izlemeli.

Hoşgeldin Belediye Vanspor

ÇİLLER’in iktidarı döneminde Vanspor bölge için bir ’efsane’ idi.

Bugün AŞ olarak kayyumda... Takımı zirveye çıkaran ve sonra da düşürenleri kimse hatırlamak istemiyor. Yerine kurulan Belediye Vanspor, ’alnının akı’ ile 2. lige çıkmış; gelecekte ’süper lig’ yolcusu olarak çaba gösterecekmiş. Geçmiş acı tecrübeler sonunda ’ders’lerine şimdiden çalışmaya başlamışlar; kent olarak.

TSYD
heyeti geçenlerde Van’a gelerek üniversitede yerel gazetecilere eğitim seminerleri vermişler. Geçmişteki acı tecrübeleri bir daha yaşamamak için... Van’lılar futbolu seviyor. Fatih Altaylı’ya selam gönderdiler; haberi olsun, "O da Van’ı unuttu" diyorlar.

Bakan Çelik ile Rahmi Koç ne konuştu

BAKAN Hüseyin Çelik önceki gün otobüsle küçük bir Van turu yaptırırken, Rahmi Koç’un bölge ve kent hakkındaki sorularını da yanıtladı. Koç "Alarm veren Van Gölünü yaşatacağız" diye konuştu.

Samimi ve sıcak tavırlarıyla dikkat çeken Çelik, Koç’a, Van’da 11 ilçenin ve 80 civarında beldenin bulunduğunu, son yasayla Türkiye genelinde 1000 kadar beldeyi kapattıklarını ama Van’da kapanan belediye olmadığını anlattı. Uzun caddede "Bu yollar tören için mi onarılmış" diye soran Koç’a Çelik, "Sizin için olsa gerek" diye takıldı.

Rahmi Koç "Göç nasıl?" diye sorduğunda "En çok göçü Ağrı, Bitlis, Hakkari, Şırnak’tan aldık" dedi Çelik.

Koç
, doğalgazla ilgili propaganda pankartlarını gördüğünde "Geliyor mu?" diye sordu. Çelik "Evet İran doğalgazı..." diye yanıtladı. Doğalgaz hatları bu yıl sonuna kadar döşenerek evlerde kullanılabilecekmiş.

Koç’
un "Kilimci ve halıcı var mı?" sorusuna Bakan "Tabii..." diyerek kentteki satış yerleri konusunda bilgi verdi.

Daha sonra Koç’un soruları ve Çelik’in yanıtları şöyle oldu:

Bölgenin geliri nereden?

-
Hayvancılık ve tarım... Turizm de var.

Turizmi geliştirmek lazım.

-
Eskiden daha iyiydi, terör nedeniyle geriledi ama canlanıyor yeniden.

Koç İlköğretim Okulu’
nun önünden geçilirken Bakan Çelik "Sizin yaptırdığınız okul..." diye gösterdi. Koç da okula şöyle bir baktı. Aynı yol üzerindeki bir başka okulun bahçesinde sarı-lacivert bayrağı görünce Çelik "Sizin için asmışlar" diyerek esprisini şöyle sürdürdü:

"Ben Galatasaraylım. (Gülerek) Fener bayrağını astıran o müdür hakkında soruşturma açtırmalıyım ki gününü görsün" karşılığını verdi.

Koç "Olmaz canım..."
derken, Çelik devam etti.

"Tayyip Bey hasta Fenerli.
.. Çok fanatik. Ben o kadar fanatik değilim."

Bu sırada bir başka okulun önünden geçilirken Çelik bunun da Arçelik (Beko) tarafından yaptırıldığını hatırlattı. Koç gene ilgisizdi.

Koç
sordu: "Sivas öyle tesadüfen mi başarılı oldu?"

Bakan yanıtladı: "Hiçbir başarı tesadüfi olamaz."

Göl kenarındaki tören alanına girildiğinde Koç rüzgar nedeniyle hayli dalgalı olan Van Gölü’nü işaret ederek son noktayı koydu:

"Bir kere kirletildi mi gerisi zordur."

Eşsiz bir ’deniz’ Van Gölü... Vanlılar kıymetini bilememişler.

Eğitim ışığı

SİİRT kökenli Milli Eğitim Bakanı Doç. Hüseyin Çelik’in, 2002’lerin sonunda tu kaka edilen Fadıl Akgündüz’le siyaset yaptığı artık unutulmuş gibi... Bakanlığının 2. döneminde, eski Başbakanlardan Ferit Melen’den sonra Van’a hizmetleriyle damgasını vuran güçlü bir isim olarak nitelendiriliyor.

’Aydın’ bir imamın çocuğu olarak çalışkanlığı, zekası ve ’becerileriyle’ övülüyor. Partidaşları onu ’polemikçi’ haliyle de seviyorlar. Kamuoyunda algılanan dışında sempatik ve yardımsevermiş... Seçim bölgesinde, parlamentodaki konuşmaları kadar sert tavırlı değildi. Eğitim sorunları için büyük kampanya başlatmış Van’da... Diyorlar ki "Siz Van’ı ilerki yıllarda görün. Van’da görülmemiş ölçüde bir eğitim seferberliği başlatılmış. Cumhuriyet döneminde yapılan 32 lisenin üzerine son 6 yılda, 10’u Anadolu Lisesi olmak üzere 36 lise eklenmiş. 146 ilköğretim okulundan bazıları ile 17 ana okulu sosyal sorumluluk projeleri ile hizmete sokulmuş. Böylece eğitim çağındaki çocukların %97’si okullu oldu." Bu gayretlerine karşılık "Çelik’in bir de arka yüzüne bakın" diye konuşan muhaliflerinin de bulunduğunu hatırlatmalı. Göl kıyısında Merit Şahmaran Oteli’nde önceki gün verilen ancak çok kişinin içkiye karşı çekingen davrandığı yemekte ’DenizTemiz’ derneği üyelerine (Eşref Cerrahoğlu, Cengiz Kaptanoğlu, Erol Yüce) "Değerli ağabeylerim ve dostlarım" diyen Hüseyin Çelik, türkücü Aydın Aydın’ın çağırısı üzerine hep birlikte halay çekmeleri ilginçti. ’Van gölü’ coşkusuna, Tuzla’daki tersanesinde patlama olan Erkan Selah’ın katılmayarak erkenden odasına çekildiği görüldü.
Yazarın Tüm Yazıları