Uyanın Ayaşlılar

BİRKAÇ ay evvel köşenizde yer alan bir okuyucu mektubunda; Ayaş’da yerli ürünlerin satışı amacıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılıp da, AKP’nin yerel seçimi kaybetmesi üzerine, hak sahiplerine verilmeyen dükkanlar hakkında Ayaşlıların sessiz kalmamaları isteniyordu.

Son Ayaş seyahatimde söz konusu dükkanların boş olarak bekletildiğini, hemen 500 metre ileride alışverişlerin derme çatma kulübelerde devam ettiğini gördüm.
Rekor borç bütçesine rağmen vatandaşın vergileriyle gerçekleştirilen, fakat siyasi hesaplar nedeniyle hak sahiplerine teslim edilmeyen milli servetin, biran evvel amacına uygun kullanılması temin edilmelidir.
Ayrıca bu dükkanların güney yönünde değişik silüeti ile yer alan Abdülselam Dağı’nın taş ocakları tarafından savaştan çıkmış gibi tarumar edilmesi insanın içini karartıyor. Ona doğanın ‘diş çürüğü’ de diyorlar.
Son zamanlarda yeni bir talan usulü Hazine’ye ait arazilerin kiralama yöntemiyle gelişi-güzel tel çitlerle çevrilerek doğal hayat katlediliyor. Yaşam alanı daralan hayvanlar avcılar tarafından yokediliyor. Ayrıca bu tel çitler doğa yürüyüşü yapan kafileler içinde engel teşkil ediyor.
Ankara’ya 50 km. mesafede zengin bir tarih, kültür ve tabii güzelliğe sahip bu şirin ilçenin köy görünümünden kurtulup, refaha ulaşması, kendilerine emanet edilen zenginliklere sahip çıkması ile mümkündür. Bu konuda marka olmuş Beypazarı örneği karşımızdadır.
Tüm Ayaşlıları göreve davet ediyorum. Yetkililerden de tedbir ve açıklama bekliyorum.

Ticaret Sicili’ne el isnaf

İZMİR Ticaret Sicil Memurluğu’na gittim ve şirketimize müdür ataması yaptım. İki kişinin bir şirkete müdür ataması için vergi dairesine ödediğim para 420 TL. (Eğer 3 kişi atamak isterseniz 200 TL daha ödemek gerekiyormuş) Buna ilaveten noter için 100 TL, Ticaret Sicili gazetesinde yayınlanması için 100 TL daha masraf yapmak zorunda kaldım. Maliye Bakanlığı’nın 420 TL masrafı ne için aldığını ve buna gerekçe olarak ne gösterdiğini merak ediyorum. Sadece bir müdür ataması için yapılan 600 TL masrafın vatandaşı soymak ve şirketleri yolunacak kaz olarak görmekten başka bir şey olarak anlamak mümkün değil. Bu fiyatlandırmayı yapanların ya dünyadan haberleri yok ya da sayı saymayı bilmiyorlar. İnsaf diyorum başka bir şey demiyorum. İnsanların devlete karşı hoşgörülü olmamasının nedenlerini iyi anlamak için bu uygulamaları gözden geçirilmesi gereklidir.
Hasan ÖZYURT

TRT Genel Müdürü doğruları söylemiyor


TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in TSK-TRT ilişkilerini kimse yıpratamaz yayınları üzerine yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verilmiş.
“ Birtakım çevreler, ısrarla TRT ve İbrahim Şahin’in TSK’ya yönelik haber yaptığını iddia etmektedirler. Bu çevreler, TRT yayınlarını iyi takip ederlerse, 42 yıllık TRT tarihinde “asker, ordu, şehit, ulusal devrimler ve Atatürkçülük” haberlerinin yapıldığını göreceklerdir. Sistematik biçimde TRT ile TSK’yı karşı karşıya getirmek isteyenlerin yakın zamana kadar bizzat TSK düşmanı olmalarını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”
Hiçbir çevre TRT‘yi suçlarken 42 yıllık tarihi kastetmemiştir. İbrahim Bey,
kendi Genel Müdürü olduğu dönemde TRT’deki dinci/yobaz yayınlarla ulusal devrimler ve Atatürkçülük ile ilgili yayınları bir karşılaştırsın. Konuyu kendi döneminin dışına çıkarıp 42 yıllık süreye taşıyarak milleti kandırmaya çalışmaktadır. TSK düşmanı o çevrelerin kimler olduğu bu saptırmadan da net ve açık olarak görülmektedir.
Veysi COŞKUN
Yazarın Tüm Yazıları