TBMM’de Atatürk’e hakareti kabul edemeyiz

TBMM’de İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında önceki günkü gensoru görüşmeleri sırasında söz alan AKP Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar’ın “Kürtleri eski rejim, eski sistem, eski Kemalist yapı -ne derseniz deyin- eski faşizm asimile edemedi” sözü üzerine CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın yanıtını okur musunuz?

Haberin Devamı

“Oslo’da-Dolmabahçe’de, İmralı’yla-Kandil’le pazarlık yapanların bunu söylemeye hiçbir şekilde hakkı yoktur. Bugün Kürtlerin yaşadığı güvenlik sorununun temelinde, yakın zamana kadar ittifak halinde olan terör örgütü ve siyasi iktidarın kadroları vardır. Biz bu işbirliğine karşı çıkıp toplumsal barışı savunurken, çözümün adresi Meclis derken, her önerimize toptan karşı çıkanlar bugün birbirini inkâr etmeye başladılar.

- Hiçbir milletvekili, Mustafa Kemal’e, varlığını borçlu olduğu büyük önderimize ve Kemalist ilkelere hakaret edemez, utanmaz bir tavırla Kemalizmi asilimilasyonla ilişkilendiremez.
- Mustafa Kemal Atatürk ile Kemalizm bir bütündür, Kemalizm, Atatürk’ün devrim ve ilkelerinin bütünüdür. Bunları görmezden gelerek kaçak güreşenlerin ve Atatürk’e kürsüden açıkça hakaret edemeyip konuyu ideoloji eleştirisi gibi göstermeye çalışanların aklını başına toplaması ve ona göre konuşması gerekir.
- Atatürk’ün meclisinde Atatürk’e doğrudan ya da dolaylı hakareti, ‘asimilasyon’ gibi büyük bir suçu asla kabul etmeyiz, asıl biz o sözü kendisine iade ediyoruz. Bu nasıl bir akıl tutulması ki, Kemalizm ile PKK’yı aynı kefeye koyma aymazlığına girme gafletinde bulunmuştur!
- AKP’li Nurettin Yaşar, Kemalizme ve Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarına hakaret edeceğine, devleti teröristle muhatap kılan, Güneydoğu ve Doğu illerimizi kan gölüne çeviren partisini ve kendisini sorgulasın.
- Nurettin Yaşar’ın bu sözlerinden sonra Meclis’ten özür diletemeyen, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da en az bu milletvekili kadar büyük bir yanlışın içindedir. Bu meclisi kuran, Mustafa Kemal Atatürk sayesinde burada olanların, bunu anlamalarını, hakaret dolu bu sözlerinden dolayı özür dilemelerini bekliyoruz.”

 

Haberin Devamı


‘Hukuk diye çırpınıyoruz’

 

 

CHP’nin yoğun muhalefeti AKP’ye geri adım attırdı. CHP’nin 4 saatlik mücadelesiyle ‘fişleme yasası’ ertelendi. CHP’lilerin sert tepkilerine neden olan bu durum Levent Gök’ün üst üste açtığı usul tartışmalarıyla Genel Kurul’da görüşmelere sık sık ara verilmesine neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, AKP’nin yapmaya çalıştığı hatayı böyle yasa yapılamayacağını anlatırken, “Komisyonlar baypas, Meclis baypas, Anayasa baypas! Böyle bir şey olmaz Sayın Başkan! Lütfen, buna alet olmayalım! Böyle yasa yapılırsa suratınıza bir gün çarpılır, Anayasa Mahkemesi çarpar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çarpar, Avrupa Birliği çarpar. Biz burada ‘Hukuk’ diye çırpınıyoruz, lütfen bunu anlayın” diye konuştu.

Haberin Devamı

 

 

Swissotel borcunu İBB’ye ödüyor mu?

 


İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde olan ve 1991 yılından beri ‘Yap İşlet Devret’ (YİD) modeli ile 2032 yılına kadar özel şirket tarafından işletilen ve YİD sözleşmesi gereği yıllık ciro üzerinden % 7’si işletme bedeli olarak İBB’ye ödendiği bilinen Swissotel The Bosphorus Oteli’nin son durumunu CHP’li İBB Meclisi üyesi Dr. Hakkı Sağlam, İBB Meclisi gündemine getirdi.  Hazırladığı yazılı soru önergesini İBB meclis toplantısında sözlü okudu ve şunları söyledi: “Mülkiyeti İBB’ye ait olan ve YİD modeli ile yaptırılmış olup halen Swissotel The Bosphorus Oteli olarak bilinen otelde Anadolu Japan Turizm AŞ adına 1991–2032 yılları arasında üst kullanım hakkı bulunmaktadır. Yine YİD sözleşmesi gereği yıllık ciro üzerinden % 7’si işletme bedeli olarak İBB’ye ödendiği bilinmektedir.”
Dr. Sağlam, Kadir Topbaş’a soruyor: “Anılan sözleşme gereği 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları için ilgilisince İBB’ye yapılan ayrı ayrı ödeme tutarı nedir? Bugün itibariyle ilgilisi tarafından tahakkuk ettirilmeyen ödeme var mıdır? Varsa hangi yıla aittir, miktarı nedir? Yapılan işlemler nelerdir?”

 

Haberin Devamı

Biliyor musunuz?

 

 

-EĞİTİM İş Genel Başkanı Veli Demir’in bakanlıktan, hiçbir somut kritere dayanmaksızın gerçekleştirilen ülke genelindeki danışman öğretmen belirleme işlemlerinin tümüyle geri alınarak iptal edilmesini ve ‘danışman öğretmenlik’in yeniden düzenleninceye kadar tamamının ortadan kaldırılmasını istediklerini, ayrıca hukuki süreç başlatacaklarını söylediğini...
-FLAŞ TV’de Baki Özilhan’ın pazar günü 10.30’daki programında HDP sözcüsü Ayhan Bilgen ile SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ı konuk edeceğini...
-BAKIRKÖY’de TOKİ tarafından satışa çıkarılan 5.250 metrekare arsa alanı bulunan eski Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi alanının planlarına Bakırköy Belediyesi’nin itiraz ettiklerini ifade ederek konuyu idari yargıya taşıdıklarını...
-ULUSLARARASI Güneş Enerjisi Topluluğu (GÜNDER) Türkiye Bölümü’nün, ‘Güneş Enerjisi Yatırım Fırsatları’ adlı toplantının bugün Taksim Nippon Otel’de 9.30’da yapılacağını...

 

Haberin Devamı


MESAJ PANOSU

 

AFFETMEK ve unutmak iyi insanların intikamıdır.” (Schiller)

 

 

Danışıklı gibi...

 

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etTİ, ardındanda Kongre çağrısı yapmış.
Özdağ’ın istifa açıklamasının satır aralarına baktığımızda Bahçeli’ye karşı son derece saygılı bir dil kullanıyor ve parti yönetimine herhangi bir eleştiri getirmeden genel kurul çağrısı yapıyor.
Bu açıklamayı yaparken sağ ve sol yanına aldığı isimler de ilginç. Birisi eski milletvekili, diğeri grup başkanvekili.
Bu istifa MHP kulislerine bomba gibi düştü denilebilir.
Parti içi muhalefet Akşener’den yana rüzgâr estirirken, Prof. Özdağ’ın istifası sanki bu rüzgârı kesmeye yönelik bir karşı hamle gibi duruyor.
Yani “danışıklı bir istifa” izlenimini veriyor.
Uzun zamandan beri Bahçeli’nin kendinden sonra partinin başına Prof. Özdağ’ı önermek veya getirmek gibi bir düşüncesi olduğunu işitiyor idik.
Bu istifa, söylentileri doğruluyor gibi.
Bana kalırsa “gibi”si fazla.
Tam da öyle görünüyor.
Mahkemelik olan taraflar, Mayıs ayında kongre için uzlaşabilirler.
Prof. Özdağ’ın çağrısı öyle boşa yapılmış bir çağrı değil.
Belli ki Bahçeli ile de konuşulmuş. Yani, Bahçeli genel kurula razı edilmiş, istifa ise onun ardından gelmiş.
Bir önceki kongrede aday olduğunda Bahçeli’nin adamları tarafından tartaklanarak salonun dışına atıldığını hatırlarsak, rahmetli Demirel’in şu sözü hâlâ değerini koruyor:: “Siyasette 24 saat, uzun bir zamandır.”
Kaldı ki, aradan 24 saat değil, belki 24 ay geçti, köprülerin altından çok sular aktı, bir önceki kongrede salona sokulmayan Prof. Özdağ, Bahçeli tarafından Genel Başkan Yardımcılığı’na getirildi.
Yetmedi, şimdi de “veliaht” olarak öne sürülüyor sanki.
Hemen ifade etmek gerekir ki, Prof. Özdağ, MHP liderliğine yakışacak bir isim.
Babası merhum Muzaffer Özdağ, partinin kurucularından ve başbuğun kadim dostlarından, silah arkadaşlarından birisiydi.
MHP’ye Özdağ yakışmaz da kim yakışır?
Sorun o değil.
Sorun, rüzgârı arkasına almış olan Akşener’in ne olacağı.
Bize kalırsa Bahçeli Akşener’in yolunu kesmek istiyor.
Delege, Bahçeli’nin desteği ile Özdağ’ın yelkenlerini şişirirse, Akşener ve ekibi ne yapar bilinmez.
Genel Başkanlık yarışı Özdağ’la Akşener arasında geçecek gibi.
Mağlûp olan da bu yolda galip sayılacak.
Mehmet Necati GÜNGÖR

Yazarın Tüm Yazıları