Sahtecilik mi, seçim suçu mu?

IKAR grupları tarafından organize edilen bu girişimler, halkımızın demokratik iradesinin sandığa ve kent yönetimine yansımasının önünde en büyük engeldir.’

SHP adayı Hasan Alagöz, seçimlerde haksızlığa uğradığını belirten şikáyet dilekçelerinde hep bu ifadeyi kullanmış.

Dün de söz ettik; Iğdır’da yerel seçimlerde Alagöz, oylarının çalındığı iddiasıyla 7 aydır bir hukuk mücadelesi veriyor. Aynı şekilde AKP adayı Dr. Ali Ağrı da bu itirazlara katılmış. Alagöz ve Ağrı ayrı ayrı, Genelkurmay Başkanlığı’na şikáyet dilekçeleri göndermişler. Kendilerine gelen yanıtta şöyle denilmiş:

‘İlgi başvuruda özetle çeşitli askeri personelin Iğdır merkezinde ikamet etmedikleri halde, ikamet ediyormuş gibi haklarında ilmuhaber tanzim ettirildiği iddia edilmektedir.

Başvuru içeriğinin araştırılarak iddia edildiği olayla ilgili bilgi, belge ve kayıtların Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilmesini ve gereğini rica ederim.’

Ancak adaylar ellerindeki belgeleri göndermelerine karşın bir yanıt alamamışlar bugüne kadar.

ORGANİZASYONU KİM YAPIYOR

Iğdır’
da çıkan Çağdaş Gazetesi’nin 25 ve 26 Mart tarihli yazılarını gösterdi Alagöz. Haberde, MHP adına ‘taşıma oy’ kullanacak seçmenlerin isim listesi seçimden önce yayınlanmış. Buna rağmen çok azı dışında hepsi sandık başına gitmiş. Alagöz’e göre, siyasi organizasyonu sekiz kişilik bir ekip yapmış. İddiaya göre bu şekilde ‘mükerrer’ ve ‘taşıma’ yöntemiyle 6 bine yakın oy kullanılmış. Bu ‘sahtekárlıklar’ sonucu 1999 yerel seçiminde de MHP adayına karşı seçimi kaybettiğini söylüyor Alagöz. Yani her şey göz göre göre yapılmış; YSK itirazları dikkate almamış, konuyu her platforma taşıyarak sonunda hukuk yoluyla hakkını aramaya koyulmuş Alagöz.

Dün de yazdığımız gibi, 3804 dolayında seçmenin ‘hileli’ yoldan oy kullanıldığı belgelerle ortaya konmuş...

AMA ONLAR DA YAPIYOR

Iğdır
Belediye Başkanı MHP’li Nurettin Aras’ın yandaşları ise, SHP’nin de aynı yönteme başvurduğunu, ancak yapılan itirazlar sonucu engellendiğini belirterek, ‘Onlar da zamanında itirazları yapıp iptal ettirseydiler; ancak itiraz süresi geçtikten sonra yaptılar’ diyor.

Ama sade seçmenin de bir itirazı şöyle: ‘Bu tür seçmen oyunları bizi yönetecek kişiyi seçme hakkımızı elimizden almıştır. Iğdır’ın belediye başkanını, Iğdır’da oturan seçmen belirlemelidir. Olayın içine zümrecilik girince siyasi tercihler tarafgirliğe dönüşüyor; Iğdır kaybediyor.’

Tabii tartışmaların hukuki platforma taşınması karşısında Iğdırlılarda seçimin iptal endişesi de doğmuş...

HÁKİM KENDİ DURUMUNU SORACAK

Türk siyasal yaşamında pek görülmeyen ‘seçmen sanıklı’ dava dün Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Ay sonuna kadar sürecek yedi duruşmanın ilkine, 38 sanıklı 14 Kasım Mahallesi davasına, muhtar Hanım Başaran başta olmak üzere altı sanık katıldı. Mahkeme Başkanı Osman Doğan, C.Savcısı Adem Önay’ın da katıldığı talebe karşılık özetle şu kararı verdi:

‘... Sanık muhtarın bu mahallede oturuyormuş gibi sahte ikamet belgesi verdiği... Buna dayanarak diğer sanıkların seçimlerde oy kullanmalarına neden oldukları... Sanıklara yüklenen suçların ‘seçim suçu’ olduğu düşünüldüğünde, 298 sayılı yasaya göre, il ve ilçe seçim kurullarında görev yapan hákimlerin kendi çevrelerinde vukua gelecek seçim suçlarına bakamayacaklarının belirtilmesi nedeniyle, benim de Iğdır seçim kurulu üyesi olmam nedeniyle dava dosyasına bakıp bakamayacağım hususunda tereddüt hasıl olduğundan Iğdır Adli Yargı Adalet Komisyonu’ndan görüş alınması...’

Ve tepkiler

Iğdır’da dün sabahki duruşmanın kısa sürede görülüp 3.12.2004 tarihine bırakılması karşısında, davaya müdahil olmak isteyen SHP’nin avukatı Zeynel Öztürk duruşma sonunda gazetecilere ‘Bu yasa 3005 sayılı meşhut suçlarla ilgilidir. Aciliyeti olduğundan süratle sonuçlandırılması lazımdı. Sayın hákimin Seçim Kurulu Başkanı olarak bir tedirginliği varsa duruşmadan önce İl Adalet Komisyonu’na müracaat edip bu konuda görüş alması gerekmez miydi? Bana göre, duruşma günü bunu yapmasının yasal bir dayanağı da yoktur’ dedi.

Bu arada Av . Zeynel Öztürk, Yargıç Osman Doğan’ın, atamaları yapıldığından duruşma günü Iğdır’da olamayacaklarını bildiren bazı memur sanıkların, önceden ‘resen açılan celse’ ile sorgularını yaptığının ortaya çıktığını belirtti ve şöyle devam etti:

‘Bu davanın iddianamesi sahtecilik suçuyla açılmıştır; aslında 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’a aykırı davranıştan açılmalıydı. Bu tek 1 dava olmayıp 7 dosya vardır. Hazırlıkların çok önceden yapılması gerekirdi. Bizler yüzlerce kilometreden bu dava için geldik. Tüm bu hususları tartışacağımız bir duruşmanın ertelenmesi hukuk adına üzüntü vericidir. Bu davayla ilgili taleplerimiz olacaktır.’

1999’da HADEP’ten ve 28 Mart’ta da SHP’den aday olarak seçimleri haksız şekilde kaybettiğini öne süren Hasan Alagöz şöyle konuştu:

‘Hukuk ve adaletin işleyeceğini beklerken büyük bir talihsizlikle karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Bu davanın eksik hazırlandığını da düşünüyorum. Bu tür kararların, zaten toplumda yargıya güvensizliğin tartışıldığı bir dönemde olması, bizim yargıya olan güvenimizi sarsmıştır.’

Boğaz’ın motorlarını kim kontrol eder?

İSTANBUL’
da son günlerde sabahları aşırı sis oluyor. Kadıköy-Eminönü ve Karaköy vapur seferleri yapılamıyor. Ama Kadıköy’de az ötede yer alan Boğaz’ın motorları sisi umursamayarak, insanları tıka basa dolduruyorlar. Bir facia olsa bunun sorumlusu kim olacak? Neden TDİ buna sesini çıkartmıyor? Motorun gidişini görseniz; 3 metre ötesi bile gözükmüyor. Bazıları cebini dolduracak diye milletin canının hiçe sayılması nasıl bir aymazlıktır. AB’ye girerken bu olacak şey mi? S. AKIN

Jandarma ihalesi

ANKARA
Bayındırlık ve İskán Müdürü A. Neşet Özdemir, ‘Bu ihale irdelenmeli’ (9.10.2004) yazısına bir açıklama göndererek, ‘Çankaya Jandarma Okul Komutanlığı Akademik Merkez 1. Kısım inşaat ihalesi, yasalara ve yönetmeliklere uygun olarak tam rekabet içinde yapılmış ve Hazine menfaatleri korunmuştur. Kamusal duyarlılığınız için de size teşekkür ederiz’ dedi.

Özdemir’e göre; ihaleye katılan 18 firmadan 5’inin dosyaları tamam sayıldı ve Erva İnşaat ve İlhan Bonbay firmaları ise en düşük teklif sınırı altında kaldı. İki firmanın aşırı düşük, birim fiyat hesap cetvelleri ve analizleri ayrıntılı şekilde incelenerek komisyon tarafından yeterli görüldü. Bunun sonucunda, teklif edilen fiyatlar içerisinde ekonomik yönden en avantajlı ve en düşük olan Erva İnşaat’ın teklifi yaklaşık maliyete oranla yüzde 40 olması nedeniyle, söz konusu bu firmaya ihale edilmesi aşamasına gelindi.

MESAJ PANOSU

TRAFİKTE
bazı sürücülerin ambulanslara yol vermek yerine, ‘arkasına geçerim de bende giderim’ diyerek fırsatçılık yaptıklarını görünce insanlığımdan utanıyorum. Bunu yapanlara kesilen cezanın 42 milyon yerine 420 milyon olması gerekmez mi?

Sedat NUHOĞLU ÜSKÜDAR
Yazarın Tüm Yazıları