PaylaÅŸ
"THY Yönetim Kurulu, Genel Kurulu'nu 23.8.2006 çarşamba günü olağanüstü toplantıya çağırdı.
Gündem maddeleri olarak; öncelikle Maliye Bakanlığı'ndan bir müfettişin hazırladığı basit rapora göre görev yaptığımız dönemde, THY'ye helikopter alarak kurumu zarara uğrattığımızdan bahisle TTK 341. maddesi gereğince Yönetim Kurulu eski üyeleri (Cem Kozlu, Yusuf Bolayır, Sühan Özkan, Önder Doğu, Ahmet Ertuğrul, Tolga Akgün ve Mehmet Gök) aleyhine dava açmak için yetki istemektedirler.
Helikopter alımı bizim yönetimde bulunduğumuz dönemde yapılmıştır; fakat satışını bizden sonraki mevcut yönetim yapmıştır. Bu satış işlemi ile ilgili bir zarar ve sorumluluk söz konusu ise bu mevcut yönetim uhdesinde olan bir sorumluluktur. Ayrıca bu konuyla ilgili işlemler bu iktidar ve bu THY yönetimi döneminde Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı tespit edilmiştir. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun herhangi bir usulsüzlük bulamadığı işlem bu kez bir Maliye müfettişinin basit raporu ile olağanüstü toplantı çağrısına gerekçe yapılmaktadır."
'HUZUR HAKLARI'
Sühan Özkan, dikkate değer bir başka konunun da olağanüstü toplantıya ek bir gündem maddesiyle Yönetim ve Denetim Kurulları'nın 'huzur haklarını'nın görüşülecek (yani arttırılacağı) olmasına dikkat çekerek, şöyle diyor:
"Özetle, tek başına kendi 'huzur hakları'nı bir olağanüstü gündem maddesi yapamayacak olan yönetim, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun işlemde usulsüzlük bulunmadığına dair kararına rağmen olağanüstü toplantı çağrısı yapmakta ve kendi huzur haklarını gündeme ekleyerek Genel Kurul çağrı haklarını kötüyü kullanmaktadır.
UÇUŞ EMNİYETİ
Hava-İş Sendikası'nca kamuoyuna duyurulan THY uçucu personelinin, THY yönetimince Uluslararası Havacılık Kuralları'na aykırı olarak eksik personelle, standart uçuş sürelerinin üzerinde uçmaya zorlandıklarını ileri sürerek, uçuş emniyetini ihlal eden uygulamalar nedeniyle bir gün süre ile uçuş yapmama kararlarını da göz önüne aldığımızda Allah esirgesin yeni bir 'hızlı tren faciası' tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz."
Son konu TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'un arabulucuğu ile şu anda çözümlenmiş görülüyor.
KONUNUN ÖZETİ
Anladığımız kadarıyla Cem Kozlu yönetimine; AKP yönetimi, bu helikopteri aldınız, kullanmadınız, (Bindiği bir polis helikopterin (PUMA) tehlike geçirmesi üzerine Mesut Yılmaz'ın talimatı ile alınan BELL 430 tipi helikopter çok az kullandı, Ecevit ise hiç binmedi) bakımını da THY'ye yüklediğiniz için zarar ettik demek istiyor. Hatırladığı kadarıyla yaklaşık 4.5 milyon dolara alınan bu helikopter 3.5 milyon dolara Kuveytli bir Arap prensine satılmıştı.
BERLUSCONİ'NİN UÇAĞI
BaÅŸbakan için de VIP uçuÅŸlarında kullanılmak üzere THY, Ä°talyan eski BaÅŸbakanı ve ErdoÄŸan'ın 'arkadaşı' Berlusconi'nin A319CJ tipi özel uçağını 42Âmilyon 250 bin dolara satın almıştı. Ayrıca uçağın içi sıfırdan yeniden yaptırılmıştı. BaÅŸbakanlığın malı olan uçak THY tarafından iÅŸletiliyor.
Yarın, bu uçağın satılması kararı alınırsa, ondan sonra gelecek yönetim kurulu da, bunu düşük bir fiyatla satarsa, yeni yönetim kurulu "Neden 'arkadaşının' uçağını aldın, hani bunun ihalesi, zararı..." diye sorarsa...
THY'nda uçuş durdurma, içki servisi yapmama, imam müdürlerin el sıkmaması, Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin ile Genel Müdürü Temel Kotil arasındaki THY'nın nereye bağlanacağı (Karlıtekin, THY'nın özelleştirme çalışmaları sürdüğü için Maliye'ye, Kotil de Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı olarak kalmasını istiyor) tartışmaları sürerken, geçmiş yönetimle uğraşılıyor gibi yapılaraktan cepsel 'huzur hakları' da bu arada 'olağanüstü' yönetim kurulunda çözülüverir. Herkes de rahatlar!
Günün Sözü
"Ölümü pazarlayarak iktidar olan, ödün vermeden ayakta duramaz."
(Nurettin Kaptan)
Tunceli'de 2 polisin ÅŸehit olduÄŸu yola da 'ErdoÄŸan Yolu' olsun
ESENBOĞA yoluna, Başbakan'ın yoğun katkısı nedeniyle Melih Gökçek tarafından Erdoğan'ın adı verilmiş. Tayyip Erdoğan'a karşı Başbakan adayı olmaya yeltenen ancak onu aşamayacağını sezen Gökçek'in bükemediğin eli öpeceksin siyasetinin sonucu olan bu eyleminin bir başka boyutu var.
Tunceli'de mayın döşenen yolun dört kez yazı yazılmasına karşın AKP'nin işbaşına getirdiği bürokratlarca asfaltlanmadığını öğrendik. Bence asıl, asfaltlanmadığı için iki polisin ölümüne neden olan o yola 'Tayyip Erdoğan'ın adı verilmeli. Böylece, siyasilerin katkısı nasıl ad vermekle ödüllendiriliyorsa, ihmalleri de ad vermekle karşılanmalı. Böylece bu tür ihmaller de en aza iner belki!
Ne dersiniz?
CoÅŸkun Ongun econgun@gmail.com
Kasımpaşa'da spor lokallerinde kağıt oynamaya yasağı geliyor
DERNEĞİMİZE, Kadımehmet Semt Konağı alanında Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın özel talimatıyla yaptırılan ve Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminden başlayıp bitirilmesi yılan hikayesine dönen spor komleksi nihayet tarafımıza iki yıllığına yapılan sözleşmeyle tahsis edilmiştir. Allah razı olsun. Elektrik, su ve doğalgaz bağlatma işlemleri tarafımızdan yapılmış ve yaklaşık 4.500 YTL harcanmıştır. Ayrıca pencerelere ferforje demirleri tarafımızdan yaptırılmıştır. Ayrıca her iki kapısına demir kapı tarafımızdan yaptırılacaktır. Ayrıca mutfak kısmı tarafımızdan
yapılacaktır. Sayın Başbakanım şubat ayı ortalarında Kasımpaşa'ya geldiğinizde tesise çıkıp çay içelim demiştiniz. Yanınızda sayın Kadir Topbaş ve sayın A. Misbah Demircan vardı. Sayın kulüp başkanım Abdullah Turhan da size
 tesisle belediye başkanlarımızın ilgilendiğini ve mart 2006 ortalarında tesise geçebileceğimizi söylemişti ve tesise gidilmemişti.
Zira o anda tesiste ne elektrik ne su ne doğalgaz bağlantısı vardı. Hatta kanalizasyonu bile bağlı değildi. Hepsi haziran ayında bağlandı. Doğalgaz bağlantısı yeni yapılacak. şimdi masa sandalye geldi. Tarafınızdan verilen bilardo masaları kuruldu.
Sayın Başbakanım size rağmen teslimatı çeşitli sebeplerden dolayı ertelenen tesise eylül ayında geçmeyi düşünüyoruz.
Tabi ki açılışını sizin yapmanızı arzu ediyoruz.
SORUN ÇIKTI
Şimdi de karşımıza ayrı bir sorun çıktı. Bana göre sorun. Ben bu yazıyı kendi adıma yazıyorum ve hiçbir kimsenin de haberi yok. Geçen yılın yazında Yeniçeşme Camiinde bir Pazar günü öğle namazını kıldıktan sonra Beyoğlu Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Hut Beyle karşılaştım. Tesis konusunu konuştuk. Adnan Bey bana tesiste oluşturulacak lokalde kağıt oyunu oynanmasına sıcak bakmadıklarını laf arasında yarım ağızla söylemişti. Ben de yönetim kurulu arkadaşlarıma konuyu aktardım. Özellikle Beyoğlu Belediyesi'nde tesisin takibini yapan Emirhan Buyuran ve Selim Ünatlı arkadaşlarım böyle bir şey olamayacağını söylediler. Konu yeniden gündeme şöyle geldi:
Abdullah Turhan Başkanım, Sayın Fethi Turgut kanalıyla yapılan masaların küçük olduğunu görünce hiç olmazsa 5 adedinin üzerine 100 cm x 100 cm tabla yapması için marangoza söylemiş. Marangozda tesiste oyun oynanmayacağını Fethi Beyin söylediğini söylemiş. Başkanım Fethi Beyi aramış. Fethi Bey de aynı şeyi söylemiş. Kağıt oyununa sıcak bakmadıklarını söylemiş. Sayın Başbakanım ve Belediye Başkanlarım; sizin dünya görüşleriniz böyle olabilir. Bizim dünya görüşlerimiz sizinki gibi değil. Sizden isteğim bu türde olan görüşünüzün ortadan kaldırılması... Bırakın herkes istediğini yapsın. Niye böyle bir zorlamayla karşı karşıyayız? Bu baskıdır. Bizim istediğimizi yapmazsanız sizi oradan çıkartırız
görüşü müdür bu? Çünkü sözleÅŸmede buna uygun madde var.ÂSonra neden iki senelik sözleÅŸme?
Konunun düzeltilmesini arz eder ve cevabınızı beklerim.
Niyazi AHMETOĞLU- Yeniçeşme Emirefendi G.S.K.D. Yönetim Kurulu üyesi
KASIMPAÅžA
(Not: Kasımpaşa'da Okspor'un lokali var; orada kağıt ve okey oyunları
oynatılıyor. Eğer Beyoğlu Belediyesi'nden bir katkı ve yardım istenirse, bunun karşılığında bu gibi 'kurallar' getirilmek isteniyor. Okspor'un, belediyeden benzer bir talebi olmadığı için ona böyle bir 'yasak' veya 'şart' yok şimdilik... Burası Türkiye, iktidarda ise AKP var, başka ne beklenebilir ki...)
KARABURUN OLAYINA TEPKİLER VE GÖRÜŞLER
Karaburun’da eylem
CHP Ä°zmir Milletvekilleri Ali Rıza Bodur ile Ahmet Ersin, haÅŸemalı grubun bikinili kıza saldırması olayınaÂiliÅŸkin İçiÅŸleri Bakanı Aksu'ya soru önergesi verdiler. Önergede" BaÅŸbakanın gavur Ä°zmir' diye nitelediÄŸi Ä°zmir'de böylesine bir saldırıların bir hedefin gerçekleÅŸtirilmesine dönük bir stratejinin baÅŸlangıcı olup olmadığına dair elinizde herhangi bir belge da ya da bilgi bulunmakta mıdır?"
CHP'li İzmir milletvekili Türkan Miçoğulları ve Erdal Karademirde, Karaburun'da önceki gün Atatürk Anıtı önünde olaya tepki gösteren bir açıklama yaptılar.
Dün de olayın meydana geldiği sahilde bir grup genç, bir yürüyüş yaparak, saldırıyı protesto ettiler.
Gelen tepkilerden bazıları özetle şöyle:
Ä°ktidar teÅŸvik ederse...
İZMİR, Karaburun’da genç kızlarımıza saldıran, haşemalı tesettürlü kişileri nefretle kınıyorum. Bu eylemlerle milletimize büyük zarar verdiklerinin farkında bile değiller. Bugünkü iktidar teşvikçi görünümünde oldukça benzer girişimler devam edebilecektir.
S.Nadir GÃœVEN
Ä°zmir sahillerinde de olur mu
KARABURUN olayını öğrendiğimde dehşete kapıldım. İlk düşündüğüm İzmir halkında böyle bir tepkinin çıkmayacağıydı. Çünkü ben iki yaşımdan beri buradayım ve bu tip olaya rastlamadım. Bu olaylar son günlerde neden iyice fazlalaştı, yakında güzel İzmir sahillerimizde de mi arkadaşlarımız ile arzu ettiğimiz gibi vakit geçiremeyeceğiz. Bu anlayışa karşı ne yapıla bilinir? Her toplum ileriye giderken biz niçin geriye gidiyoruz, bu tip olaylar çıktıkça geleceğimden kuşku duyuyorum.
Gürkan KÜÇÜKERGİN
Karaburun olayının benzerini Çeşme'de yaşadık
BU çok ciddi olayın benzerini biz de Çeşme'deki bir otelin önünde iki yıl önce yaşadık. Babylon Otel'den sonra buruna doğru giderken bir otel var. Babylon da yer olmadığı söylenince o otele arabayla gittik. Eşim ve kızım şortluydu, arabadan inince otel kapısındaki koruma görevlileri sizin gibilere yerimiz yok diyerek bizi kovdular. Biz aynen sizin yaşadığınız gibi şok olduk. Sonra öğrendiğimize göre bu otel haşemalıların oteliymiş. İnanamıyoruz. Bu nasıl Anayasa, nasıl laik devlet düzeni, yoksa başta savcılarımız olmak üzere bütün yetkili ve sorumlular hukukun üstünlüğünü, vatanın bölünmez bütünlüğünü unuttular mı?
Gelelim bugün Türkiye'nin durumuna. Biz o gün görevimizi yapmadık diye hala
üzülüyoruz. Sayın Gülden Aydın en doğrusunu yaparak şikayetçi olmuş. Ancak bu
ve benzeri olaylar binlerce. Melih Gökçek in hala hukuku hiçe sayarak
Esenboğa Yolundaki geçit duvarlarında kullandığı, Danıştay'ın
yasakladığı amblemi kullanması ve Ankara'nın altına üstüne getirerek
ülke trilyonlarını, teknik hiçbir temeli olmayan altyapılara,
tam bir diktatör tavrıyla harcamaya devam etmesi, vb.
Ne yetkililer, ne bizler işin vahametini anlamamakta ısrar ettikçe, onlar daha da şımararak ülkemizi parçalamak üzereler. Bu seçimde de en çok oyu almaları onların başarısı değil, sadece uluslararası güçlerin ve onların yurt içindeki yandaşlarının, yeni çağın bir tür savaş şekliyle, toplumuzu kasıtlı ve örgütlü geri bırakmalarının sonucunda bizim başarısızlığımız olacak.
Bizlerin acilen bir araya gelerek, Atatürk idealleri çerçevesinde ülkemizi ve laik Cumhuriyetimizi korumamız kaçınılmaz bir görevdir. Bu gün bile geç
sayılabilir.
F.UÄžURLU
Demokratik AKP
'VURUN Kahpeye' başlıklı yazı, güzelim ülkemizin, gün be gün, nasıl bir cehenneme çevrildiğini gösteren bir belgesel gibi... Hala bazi 'demokratlar' AKP’yi demokratik buluyorlar.
Veli DEMÄ°REL
Karaburun Atatürkçüdür
BİR Karaburunlu olarak çok üzüldüm. Öncelikle geçmiş olsun tabii, yaşanan hiç hoş değil. Yıllardır Karaburun'a gider gelirim, ilk defa bu sene denize gittiğimde haşemalı bir bayan gördüm ve çok üzgünüm ama aynı şeyi ben yapmak istedim. Ancak terbiyelerimiz el vermiyor.
Böyle şeyler okuduğumda kahroluyorum ama bu kez çok daha fazla etkilendim. İnanın Karaburun halkı öyle laik, öyle Atatürkçüdür ki anlatamam. Babaannem orda, yokluk yıllarında askerler gelip halktan yardım istediklerinde geri çevirmemişler ve tabi herhangi bir paraları olmadığından babaannem ve dedem alyanslarını vermişler askerlere. Böyle insanlar var orda.
Tekrar geçmiş olsun. İnanın Karaburun'a gittiğimde ilk işim oradaki tüm arkadaşlarımı toplayıp Çakmacık'a gidip bikinilerimle denize girmek olacak.
Bilgehan YILMAZ-Finansman uzmanı yilmaz.bilgehan@gmail.com
Gerçekmiş gibi yazıyorsunuz
BAKIYORUM da, köşenizde bir kişi hariç herkes vur abalıya. O olay olduğunda siz orada mıydınız? Zira her iki taraf da diğerinin kendilerine saldırdığını iddia ediyor ve siz bir tarafın iddiasını (ki doğru da olabilir )kesin gerçekmiş gibi yazıyorsunuz.
Emin ULÇAY
Oyunlardan biri
BAYAĞI yankı uyandıran 'Vurun kahpeye' baslıklı yazıdaki olaylara kesinlikle inanmıyorum ve ülkemizde huzursuzluk çıkarmak amacıyla insanların artık sıradanlaşan oyunlarında biri olduğu kanaatindeyim..
Bir okurunuzun Taksim'de bira içerken dövüldüklerini belirtiyor.
Türkiye'de yaşıyorum demek için Taksim'in göbeğinde içki içmek mi gerekiyor?
Olcay
Durum vahim
ÖĞRENDİĞİME göre Türk insanının sadece %14’ü üniversite mezunu imiş. Doğru mudur bilmiyorum. Umarım doğru değildir. Ama bu iddia doğruysa Türkiye'deki geri gidişatı bu tek başına açıklamaz mı? En son İstanbul'u ziyaret ettiğimdeki bu üç ay önceydi etrafta dolaşan, eğitimsiz görünüşlu boşta gezen gençlerin sayısı hakikaten çok dikkatimi çekti. Çünkü bu ilerisi için iyiye alamet değil. Bugün her ne kadar sorun sosyal olarak görünse de bence sorun ekonomik çünkü eğitimi olmayan, işi gucu olmayan insanlar toplumun çoğunluğunu oluşturmaya vede AKP veya MHP gibi partilerin vasıtasıyla toplumda ağırlıklarını koymaya başladılar.
Cüneyt KAYALI
Bir arada yaşama kültürü
HAŞEMALI saldırı türü haberler, beni hem üzüyor, hem de geriyor.
Gençliğimden beri süren bu çatışmalar orta yaşlarda da devam ediyor sanırım ülkemiz bu tür haberler yüzünde çatışma ikliminden barış, uzlaşma ve bir arada yaşama kültür ve bilincine ulaşamıyacak. Aslında geniş toplum kesimlerinde böyle bir çatışma yok sanırım bu çatışma ikliminde beslenen kesimler var. Sizden ricam uzlaşmayı besleyecek birlikte barış içersinde yaşamayı destekleyecek yayınlara yer vermeniz.
Fatih KILIÇARSLAN-Sosyal hizmet uzmanı
Sıkıntı var
- GAZETECİ hanımın kızına saldırı gerçekten olmuşsa kınıyorum ama görüyorum ki bu işte bir sıkıntı var. Doğrusunuz da araştırıp ortaya çıkarmak gerekiyor.
Abdurrahman GÜMRÜKÇÜ
- BEN bikinili bayanların bikini giyme özgürlüklerine saygı duyuyorsanız onlar da dindar bir hanımın başörtüsüne saygı duymak zorundalar yoksa bu çekişme bu ülkeyi daha çok böler.
Merih ATÄ°LLA
PaylaÅŸ