İSTANBUL Veteriner Hekimleri Odası, ’kurban’ konusunda ciddi tespitler yapmış. Konu tüm Türkiye’yi ilgilendirdiği için Ankaralı okurlarımıza bu uyarıların bir bölümünü aktaralım:
"Halkımızın gönül huzuru içinde kendilerinin ve kurbandan faydalanan insanların sağlığını düşünerek, temiz ve güvenli gıda maddesinin elde edildiği, çevrenin kirlenmediği, hayvan refahının düşünüldüğü, ilgili tüm kuruluşların yetki ve sorumluluğu paylaşıp gereğini yapacağı bir Kurban Bayramı geçirmek istemekteyiz. Ancak görünen o ki bu yıl da geçtiğimiz yıllardan farklı olmayacak; bilgisiz ve vasıfsız kişilerin kurban kesimlerinde görev alarak hem kendilerini yaraladıkları, hem de kesilen kurbana zarar verdikleri, kurban satış ve kesim yerlerinin gerek sayı gerekse teknik donanım yetersizliği nedeni ile hijyenik kesimin yapılamayacağı, denetim eksikliği nedeni ile sağlıksız hayvanların kurban edilebileceği, yurdumuzu etkileyen Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Kist Hitadid, Brusella, Tüberküloz (verem) ile ön plana çıkan bulaşıcı Hayvan Hastalıklarının (Zoonoz Hastalıklar) çok yoğun şekilde hayvan ve hayvansal maddelerle temasının ve tüketiminin gerçekleşeceği bir süreç, bir Bayram daha yaşayacağız."
Bu noktadan hareketle kurban satın alan vatandaşlarımız kurbanını gönül rahatlığı ile alabilecek midir?
3.MEKTUP
BU yazımı kapsayan düşüncemi ’Maçka’daki İnönü’lerin evi kiralık’ başlıklı Hürriyet’teki köşenizdeki yazıya, Ankara’dan ’3. Mektup’la katılmak istiyorum.
3. MEKTUP
Atatürk ve İsmet İnönü, birlikte kurdukları ve dünyanın uygar devletleri arasında yerini alan
’Türkiye Cumhuriyeti’ ile tarihte yerlerini almışlardır. ’Kemalizm’, onların yüceliklerinin ortak simgesidir. Bu özellikleri nedeniyle onların mala-mülke, eve-arsaya, kiralık yere vs. asla gereksinimleri yoktur. Unutmayalım, ’Kemalizm’ evrenseldir, yalnız Türklerin değil, dünyanın haksızlığa uğramış, zulmedilmiş tüm mazlum ülkelerinin güvenç kaynağıdır.
Evi-barkı isteyen dilediği gibi kullansın... Biz yolumuza devam edelim: Ne mutlu Türküm diyene. Dr.Özgen DİRİM
Cesur çıkış
ULUSLARARASI üne sahip bir sanatçının söylediklerinde yanlış olan nedir? Cumhuriyet’in kaleleri adım adım ele geçirilmesine Fazıl Say, piyanosunun tuşları ile mi yanıt verecekti.
Fazıl Say, Türkiye’de demokrasi adı altında oynanan tiyatronun kapısına bir tekme vurmuştur. Hepsi bu kadar... O’nun bu cesur çıkışına dünya kulak verecek ve ’İslamcılık’ altında oynanan demokrasi isimli bu oyuna düdük çalıp durduracak, insanların elini kuvvetlendirecektir.
-KENDİ ve cumhuriyet değerlerine yabancılaşarak bakan olan Ertuğrul Günay, Atatürk Türkiyesinin gururu Fazıl Say’ı ülkesine karşı yabancılaşmakla suçlaması nedir?.. Adapte olduğu kültürün en temel özelliğidir. "En iyi savunma saldırıdır anlayışı"... Yazık.
C.TEKELİ
Hangi gazete
"Gazete ve televizyonlar işletme kurallarına göre işleyen en ciddi işletmelerdir, ticari kurallara göre işlemektedirler. Türkiye’nin dışında bedava gazete dağıtan hiçbir ülke yoktur, haftalık reklam ve ilan gazeteleri dışında. Ama, üç dört tane gazetemiz var ki, günde altı yüz yedi yüz bin tane gazeteyi bedava dağıtmaktadırlar. Bir araştırma yaptırdım: Bir gazetenin aylık zararı 2 milyon dolar, yıllık 24-25 milyon dolar ediyor. Ama, bu gazeteleri bedava dağıttıran bir gazetenin bağlı olduğu şirketler grubuna sağlanan bir işletme hakkından da -sıkı durun- ayda 50 milyon dolar kár edilmektedir. Şimdi, bunu kabullenme olanağımız yok sayın milletvekilleri."
(Bütçe görüşmelerinde
CHP Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş’in konuşmasından...)
Biliyor musunuz
ANKARA’da restore edildikten sonra kaderine terk edilen, son olarak çeşitli restoran zincirlerinin ilgisini çeken Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Milli Eğitim Bakanı, Malatyalı Mustafa Necati’nin adını taşıyan Mithatpaşa Caddesi’ndeki binayı, ’Kültür ve İlk Harf Müzesi’ yapmak üzere Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) Ankara Şubesi talip olduğunu; bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde girişimde bulunduklarını...