KPSS’den 29 puanlık imama yer var 90 puanlık gıda mühendisine yok
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KPSS denen bir sınav var malum; devlet memuru olmak için yapılan bir sınav. Ama öyle bir sınav ki bu kimileri 20-30’lu puanlarla yerleşir, kimileri de 90’larla yerleşemez. Bunun tek nedeni bazı mesleklere çok hoşgörülü davranılıyor; bazıları ise resmen ezdiriliyor. Bakınız bu sene Adana’ya imam olarak 29 il’e yerleşen imam var. 2003 yılından bu yana binlerce imam alındı ve bunların hemen hemen hepsi başka kurumlara geçti.
Diyanet İşleri Başkanlığı halen imam almaya devam ediyor.
Ben bir gıda mühendisiyim ve 86 puan aldım, yerleşemedim; artık hiç umudum da kalmadı. 90 alıp da yerleşemeyen çok arkadaşım var. Tarım Bakanlığı’nda çok sayıda gıda mühendisine ihtiyaç var ama Tarım Bakanı’nın tutumu sayesinde bu sene 19 gıda mühendisi alındı.
Tarım Bakanlığı, ’Alo Gıda’ kuruyor. Bu yılın ’Gıda Yılı’ olduğunu biliyor musunuz?
Neler yaşadığımızı düşünün.
AB standartlarına göre hareket edeceğiz güya... Tarım Bakanlığı’nda sadece 500 küsur gıda mühendisi çalışmaktadır. Büyükşehir ve illerimizin dışında 850 ilçemizin olduğu düşünülürse, gıda kontrollerini kimler yapacak?
Eğitimleri boyunca gıda ile ilgili bir ders görmeyen binlerce Ziraat Mühendisi ve Veteriner barındırılıyor bakanlıkta...
Merak ediyorum ’Alo Gıda’ hattını ne şekilde kullanacaklar? 19 Gıda Mühendisi alarak mı?
Bütün herkesin ’Gıda Yılı’ kutlu olsun.
Arif YILDIZ
Gıda Mühendisi.
İki dostun ardından
Orhan Duru dün İstanbul’da, Nevzat Şenol da Bursa’nın Orhangazi ilçesine bağlı Yeniköy’te toprağa verildi. Gazeteci ve öykücü Duru 76 yaşında; eski TRT’ci ve spiker 63 yaşındaydı.
Türk edebiyatının Veteriner Fakültesi mezunuydu; 1960 ihtilalinden sonra üniversiteden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasındaydı, henüz asistandı. Bilim adamı olacakken, rastlandılar onu gazeteciliğe yaptı. Aslında yeni bir öykücüydü. Cumhuriyet’in Meclis bürosunda görev yaparken, ’irticalen’ yazdırdığı haberler hiç okumadan sayfaya girebilirdi. Aynı zamanda, yeni bir öykücü olması nedeniyle bir dil ustasıydı. Güçlü bir gözlem ve yorum yeteneği vardı. İnsanlara sıcak yaklaşımını, sevgisini ve dostluğu unutulmayacak abilerimizdendi.
Nevzat Şenol’u TRT’deki ’Toprağın Sesi’ programlarından bilinirdi. Köylülerin ve üreticilerin sorunlarını ekrana taşıyan bir tarım sevdalısıydı. Aslında yöresinden ötürü bir zeytin uzmanı sayılırdı. 12 Eylül’de TKP davasından cezaevinde yattı... Daha sonra seslendirme sanatçısı olarak ekranlarda yer aldı. Nebil Özgentürk’ün ’Bir Yudum İnsan’ programlarındaki o tok sesli adamdı Nevzat Şenol...
Metin Altıoklar bir şiirinde diyor ki:
"Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar/Hangi kapıyı çalsam evde yoklar"
Biliyor musunuz
RİZE eski Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun, SP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı üzerinde Genel Merkez’in yaptığı öneriye hafta sonuna kadar yanıt vereceğini... DYP’nin İsparta Yalvaç Belediye Başkan adaylığına, eski belediye başkanı ANAP’lı Bayram Tekin’in, Senirkent Belediye Başkan adaylığına da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü mühendislerinden Ali Ayan’ın gösterildiğini...
’Adalet’in adaletsiz uygulaması
ADALET Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, İşyurtları Daire Başkanlığı tarafından 12.01.2009 tarihinde bir genelge yayınlanmış... Genelge’de Adana, İstanbul, İzmir ve Ankara’da görev yapan, lojmanda oturmadığı için servisten faydalanamayan personele verilen otobüs ve Akbil kartları kaldırılmış... Yine aynı genelgeye göre Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Adalar, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Sakarya, Samsun’da görev yapan hakim-savcıların servisleri ile personele verilen otobüs ve Akbil kartları da tümden kaldırılmış. Bize bunu haber veren bazı yargı mensupları "Adalet camiasında adaletsiz uygulama" diyerek tepkilerini dile getirdiler. Yargı mensupları "Tasarruf yapılacaksa tümden yapılır, böyle tasarruf mu olur? Hem lojmanda oturtamıyorsun, hem verdiğin yol parasını geri alıyorsun, bazı illerde servis uygulaması yapıyorsun, bazı illerde yapmıyorsun, bu nasıl bir tasarruf uygulaması?" diyorlar.
Hak ve söz sahibi olmak için siyasete girilmeli
HAMBURG’un, 200 bin nüfuslu Altona ilçe meclisinin SDP’li üyesi Behçet Algan, Türkiye’de de bir ara SHP’de siyaset yapmış; "Murat Karayalçın ve Fikri Sağlar’ın dostlarıyım" diyor.
"Yalçın Bey, dediğiniz gibi yurtdışındakilerin sorunları çok. Ben de Almanya’ya geldiğim ilk yıllarda bunları yaşadım. Mesleğim olmasına rağmen yıllarca temizlik işlerinde çalıştım. Eşimi ve çocuklarımı yanıma getirmek için çekmediğim kalmadı. Hak ve söz sahibi olmanın yolunu aktif bir şekilde siyasete girmekte, yakınmak yerine toplumun karar mercilerinde yer almakta gördüm. Herkese tavsiyem mutlaka toplumda aktif olun. Partilere girin. Almanya’da en büyük eksikliğimiz eğitim ve kültür gereken önemi vermememiz. Almanya’da her konsolosluğumuzda her alanla ilgilenen ataşeler var, ama kültür ataşeleri yok. Almanya’ya gelen Türk siyasetçiler ’aman öz kültürünüzü unutmayın’ diyor ama bunu sağlamamız için bir ataşe dahi görevlendirmiyorlar. Benim üç torunum var. Ben torunlarıma Türkçe’yi ve kültürümüzü öğretmem için devletim bana hangi hizmeti sunuyor? Hamburg’da birkaç bir vatandaşı yaşayan ülkelerin temsilcilerinde bile mutlaka bir kültür ataşesi var, bizde yok!.. Almanya’daki insanların ’yeşil sermaye’ ve son olarak Deniz Feneri gibi din istismarı yapılarak, sömürülmesi ve bu tip soygunların sürekli yaşanması beni çok üzdü. ’Yeşil sermaye’ soygunu sırasında insanları uyardığım için tehdit telefonları almıştım. Ama yine de her gördüğüm kişiye bir Fenik, bir Mark dahi kimseye vermeyin, dedim. Dinleyen dinledi, dinlemeyen parasını kaptırdı. Yüz binlerce Mark kaptıran insanlar oldu. Hükümet bu son Deniz Feneri olayında da göründüğü gibi soygunculara ve din istismarcılarına hesap soracağına suç ortaklığı yaptı... Başbakan "parayı verirken bana mı sordunuz?" gibi cümlelerle insanları rencide etti. Almanya’da yaşayan Türkler bu tip soygunlarla milyarca Euro para kaybetti. Başbakan’ın, geçenlerde Brüksel’de holdinglere para kaptıranların şikayeti üzerine ’Bu konuda yasal bir süreç başlattık. Hazırlıklarımız var. Ancak elinde belgesi olmayan için ne yapabiliriz?’ diyor. Peki bu Türkiye’deki seçimler için Avrupalı Türklere bir parmak bal mıdır? Ayrıntıların ne olduğunu vatandaşlarımız öğrenmek istiyor."