Kıbrıs Loizidou Arestis, Orams davaları

Kanla alınmış Kıbrıs’ı Avrupa emperyalizminin entrikayla masa başında vermeye razı olanlara insan diyememe maruzatlısıyım.

Kıbrıs’ı ve önemini biliyorum, hem de çok iyi biliyorum. Ama Kıbrıslıyı da tanıyorum.

Ankara’daki zihni sinirleri de, akıllarını da, akıl yollarını da fevkalade biliyorum.

Kıbrıs’a bulaşmamaya, daha doğrusu üzerimize pislik bulaştırmamaya özen gösterdiğimiz içindir, kendi devletimiz ve onun memurlarıyla didişmemek için ayak sürdük, uzak durduk, gitmedik.

Kıbrıs, kendi kahramanına hem de yaşayanına Oğuz�Kalelioğlu’na sahip çıkmayarak vefaya uzaklığının sinyallerini çoktan vermişti.

Arestis davasıyla Kıbrıs üzerinden Türkiye’yi toplam 40 milyar Euro tazminat ödeme mahkum ettirmekti oyunun galası... ASAM’ın ve şahsınızın ısrarlı takibi ile oyunları ve mali hülyaları bozulmuştu.

Orams davası 3. taktik...

AİHM, ATAT Rum yargıçlardan geçilmiyor, karıları da davaların avukatları, nasıl baş edeceksiniz?

Karşılığı İngiliz üslerinin işgal rüsümiyelerini istemektir.

Kıbrıs’ta yenilen yenilmiş, içilen içilmiştir. Kalan vakıf arazilerini tapulayın Abdullah Paşa varislerine, Lala Paşa vârislerine, Köprülü vakıflarına iade edin, olayın pratik çözümü budur.

Tapuları isteyen olursa da beri gelsin...   �      �
Yalçın KOÇAK

Çetin Paşa: Alacakaranlıktan millet iradesiyle kurtuluruz

TARAF’ın gündeme getirdiği ‘Balyoz Harekâtı’ üzerine 2003 yılı ağustosunda emekli olan emekli orgeneral Doğan Çetin, dün yürekli bir şekilde ekranlara çıktı ve “Böyle bir şey kesinlikle yok. Yalan... Hodri meydan diyorum” dedi...

Taraf’ın iddiaları büyük yankı yarattı.

Ardından herkes bir şeyler söyledi; doğru veya yanlış.

Çetin Paşa, iddiaların Anayasa Mahkemesi’nde askerlerin sivil yargıda yargılanma ile ilgili kararın verileceğine güne denk gelmesini anlamlı buluyor.

“Askerin prestijinin ayaklar altına alınmak istendiğini” savunuyor.

Ama askerin “devleti koruma ve kollama görevi”nin de altını çiziyor.

Uğur Dündar’la konuşurken, Nâzım Hikmet’in şu şiirine atıfta bulundu: “Sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...”

Çetin, Maya dergisindeki yazılarının da kendisini hedef yaptığını söylüyor.

Ünal Yaltrık’ın sahipliğini yürüttüğü derginin Ekim-Aralık sayısındaki “Yaşadıkça” köşesinde “Vehbi’nin kerrakesi sıyrıldı, sıyrılacak AKP’nin feracesi” başlıklı yazısında, barışa değil kargaşa ve gareze yol açtığı görülen sözde “demokratik açılım” sürecine ilişkin değerlendirmeler yapıyor. PKK ve dış destekler üzerinde “Açılım, terör örgütüne, sempatizanlarına bir ‘can suyu’ yerine geçmiştir” diyor. Yazı şöyle bitiyor:

“Ulusça sıtkımızın sıyrıldığı ‘alacakaranlık kuşağından’, yine milletin iradesiyle kurtulacağımıza inanıyorum. Yeter ki, buna gönül verenlere hep birlikte el verelim, birlik olalım.”

Doğan’ın bundan önceki yazısı da “Ateşi ve İhaneti Gördük” başlığını taşıyor.

CIA’nın da Türk-Yunan savaş senaryosu vardı

ASKERİN her zaman senaryoları vardır; özellikle de savaş senaryoları... 1997 yıllarında CIA’nın olası Türk-Yunan savaş senaryoları Türk gazetelerinde manşet olmuştu.

Bu senaryoya göre, Yunanistan’ın seferberlikte toplayacağı ordunun 300 bini geçmeyeceği tahmin ediliyor. Çok daha genç nüfuslu Türkiye’nin 2 milyon kişiyi silah altına alacağı hesaplanıyor. Savaşa sahne olacak tek bölge Trakya... O yüzden Yunanistan, Türk ordusunu Meriç hattında tank ve ağır toplu durdurmaya çalışacak. Olmazsa, Selanik-Atina arasındaki Larissa Hattı’na çekilecek. Bu hat da çökerse, Yunan hükümeti Girit’e kaçacak. Savaşın ilk saatlerinde Türk füzeleri ve topları Ege adalarını dövecek. Bu adalardaki direniş kırıldıktan sonra çıkartma başlayacak. Yunanistan bu tehlikeli önlemek için hava kuvvetlerini ve donanması ile Ege kıyısındaki Türk askeri üslerini yok etmeye çalışacak.

Taraf’ın “Balyoz Planı”ı ile CIA’nın bu planını karşılaştırsak geçmişi daha iyi değerlendirebiliriz.

Sonunda bir okurumuzun dediği gibi “Ülkemizde o kadar garip olaylar oluyor ki, insan şaşırıp kalıyor. Her şeye rağmen bugüne kadar ayakta kalabildiğimize göre çok dayanıklı bir bünyemiz var. Atatürk’ün devrimlerinden aldığımız ciddi bir gücümüz var. Bu da işin iyi tarafı.”

İnce’nin sözleri rekor kırıyor

OKURUMUZ diyor ki: CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin TBMM’de bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşma, internette izlenme rekorları kırıyor.

İnsanlar muhalefete ne kadar aç ki Muharrem Bey’in konuşması izlendikçe izleniyor. Herkes birbirine e-posta ile gönderiyor.

Deniz Baykal, grup konuşmalarını halkın ayağına taşır ve yanına da böyle milletvekillerinden en az onunu alırsa, tablonun nasıl CHP’den yana değiştiğini, ibrelerin artılara nasıl hızla ilerlediğini çok somut görecektir. Çünkü, müthiş ihtiyaç var, Sayın İnce’nin internette gördüğü ilgi bunun kanıtıdır.

Biliyor musunuz

* TARAF’ın, 1. Ordu Komutanlığı’nca hazırlanan ‘Balyoz planında kamuoyu desteği sağlanmasında faydalanılacak medya mensupları’ başlıklı belgesinde adı geçen üç yerel gazeteciden Bursa-Levent Gençelli’nin (diğerleri Yalova’dan Faruk Kırtay ve İzmit’ten Mustafa Bağdiken) AKP’li Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın bacanağı olduğunu... 

* “TSK’nın başında yetenekli, bilinçli bir komutanın olduğunu” söyleyen E. Orgeneral Çetin Doğan’ın, Habertürk’teki canlı yayında Yiğit Bulut’un yayınında tartışmak üzere Taraf gazetesi yetkililerini beklediğini ancak kimsenin karşısına çıkamadığını... 

* ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay’ın, planda yer alan gazeteci isimlerinin açıklanmasına tepki gösterdiğini...

Anlamlı çağrı: Piyon olmayalım

BİZ aşağıda imzası olan, hala gizli ve karanlıkta tutulan güçlerin haince saldırıları neticesinde yakınlarını kaybedenler olarak çağrıda bulunuyoruz.

Ağca ve benzerlerini, düşünceyi kurşunla susturmaya çalışan, kurbanını tanımadan öldürenleri övmek insanlık suçudur. Kınamak, eleştirmek ve kötü örnek olarak göstermek politik düşünceden bağımsız olarak hepimizin görevidir. Başta toplumun ana yön vericisi olan medya kurum ve kuruluşları olmak üzere herkesi sorumlu olmaya ve piyon pozisyonuna düşmeden insanlık erdemine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Behçet Aysan, Cavit Orhan Tütengil, Cevat Yurdakul, Doğan Öz, Hrant Dink, İlhan Erdost, Kemal Türkler, Metin Altıok, Metin Göktepe, Musa Anter, Nesimi Çimen, Onat Kutlar, Abdi İpekçi, Sevinç Özgüner, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Ümit Kaftancıoğlu aileleri.