Kerkük’te ciddi şeyler oluyor

‘BEN Dr. Şamil Cabbar Bezirgan’ım. Kerkük’lü Türkleriz. Türkiye’de okuduk, Türkiye’de yaşıyoruz.

Ben de kardeşim ve dayımla doktorluk yapıyorum İstanbul’da; Çadırcı ve Bezirgan aileleri olarak... Ancak acı içindeyiz, bu sabah (dün) bir yeğenimizi daha katlettiler.’

Sözlerine bir saptama yapıyor:

‘İlk önce şunu vurgulamak isterim. Siz de yazdınız; Cumhuriyet’te Türkiye’nin Milli Siyaset Belgesi’ni okudum. Orada, Irak ve Kerkük için ‘Irak, etnik temele dayalı olarak yapılandırılırsa kalıcı bir devlet yapısı oluşturulamaz. Kerkük, herhangi bir etnik grubun doğrudan etkisi altına girmemeli. Bölgedeki Kürt grupları ile üçüncü ülkelerin ilişkileri dikkatle takip edilmeli.’ deniliyor. Türkiye böyle diyor ama Kerkük’te yaşananlar artık dayanılmaz hale geldi.’

Ablasının 17 yaşındaki oğlu Ahmet Bezirgan’ı dün sabah Kerkük Erkek Lisesi’ne giderken vurmuşlar.

Devam ediyor:

‘Arabası taranınca kaçıp, oradaki bir evin bahçesine giriyor. Arkasından gelip önce kafasına, sonra da kalbine iki kurşun sıkıyıp öldürüyorlar. Boylu poslu güzel bir çocuktur, tabii ki Irak’ta son yaşanan olaylardan sonra milliyetçi duyguları kabarıktır. Biz Türkmen Cephesi’nde göze batan, tanınan-bilinen bir aileyiz. Ailemizin hali vakti yerindedir, geniş topraklarımız ve Kerkük’te de bir otelimiz vardır. Bu tür oyunlarla bizleri Kerkük’ten kaçırtmak, mallarımıza bu yolla sahip olmak istiyorlar.’

Telefonla aldığı bilgiye göre, yeğeniyle birlikte dün Kerkük’te öldürülenlerin sayısı beş olmuş.

Kimlerin yıldırma harekatı bu...

- Irak başıboş bir ülke oldu. Kanun, nizam yok. Tam bir şey söyleyemeyiz ama PKK’lıların işi olduğu söyleniyor. Bir çete bu eylemleri ‘Saddam’ın adamları’nın yaptığını ortaya yayıyor.

Aslında bunlar PKK militanları... Açıkçası bizler gibi ileri gelen Türkmen aileleri, terör olayları ile Kerkük’ten kaçırtılmak isteniyor. Bu amaçla bazı çevreler, özellikle Türkmenlerin malına mülküne yüksek fiyat vererek satın almak istiyorlar. Örneğin 100 bin dolarlık bir mala 200 bin dolar veriyorlar.’

Bütün bu sindirme harekatının 15 Aralık’ta yapılacak seçimler öncesinde olması dikkat çekiyor.

İleri gelen ailelerin canları ortadan kaldırılmaya başlanırsa, Kerkük’te Türk varlığı kalır mı? Ankara bu işlere ‘özelleştirme’ kadar neden kafa yormaz!

Ahlak bekçisi Ahmet Bey’e

TEKİRDAĞ’
ın AKP’li Belediye Başkanı Ahmet Aygün’e... Siz Tekirdağ’da yaşıyor, gazetecilik yapıyordunuz. Yıllardır da o rakı fabrikasının anasosu şimdi mi aklınıza geldi. Ahlak hocalığını bırakın. Hiç merak etmeyin herkes kendi kendini denetler, size kimsenin ihtiyacı yok. CHP’nin içindeki iç çekişmeler yaşanmasaydı ve Av. Güneş Gürseler aday olsaydı, o makamda oturacağınızı hayal bile edemezsiniz. Siz Tekirdağ’ın sorunlarına bakın.

F.I.T.-TEKİRDAĞ

Çiçek büyük fark edilmez

OKURUMUZ Deniz Y. yazıyor: ‘İ. HAKKI (Karadayı) Paşa, 1979’da, Humeyni ihtilalinden sonra İran’dan kaçıp Türkiye’ye gelen bir İran generalini karargáhında misafir ettiğinde ona sormuş, ‘Din adamlarının hákimiyeti ile son bulan bu gelişmeyi nasıl oldu da fark edemediniz?’ demiş.

Masa üzerindeki çiçek saksısını gösteren konuk ‘Şuradaki çiçeği her gün görüyorsunuz. Ama büyüdüğünü fark edebiliyor musunuz?’ diye yanıtlamış.

Sanıyorum bu anı İsmail Hakkı Paşa’nın son görevi sırasındaki yaklaşımlarında önemli etki yapmış. Sayın M.Ali Kışlalı’nın yazısından aldığım bu bölüm hiç kimse aklından çıkarmamalıdır.’

Avrupa ektiğini biçiyor

CHP Kurultayını izlemek üzere Türkiye’ye gelen Alman-Türk Dostluk Federasyonu Başkanı Ali Kılıç, Fransa’daki son gelişmeler üzerine şöyle diyor:

‘Biz bu gidişatı Avrupa’da Euro-Faşizmin ayak sesleri olarak görüyoruz. Yöneticiler ve sorumlular daha uzun süre göçmen sorunlarını görmemezlikten gelmeye devam ederlerse Paris’teki patlama çok kısa sürede Avrupa’nın çeşitli merkezlerine yansıyabilir. 40 yıldan bu yana göçmenleri görmemezlikten gelen, onları ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandaş sınıf statüsüne koyarak adeta ‘modern esir’ konumuna sokan anlayış artık tükenmiştir.

Umarız ki bu ırkçı kafatasçılara çok net bir ders olacaktır.’

Avrupa’nın, ABD’nin yanında savaşa girmeyeceğiz dediklerini ama öbür tarafta savaşı destekleyen anlayışa prim verdiklerini belirten Kılıç, CHP için şöyle bir değerlendirme yapıyor:

‘CHP bugün birçok konum ve kuruluş tarafından görmemezlikten geliniyor ama CHP 1 Mart tezkeresine tavrını net koyarak Avrupa sınırlarını deldirmeyen partidir.

Avrupalı kendi ulusal değerlerine değerlerine sahip çıkarken, CHP’nin Türkiye’nin ulusal çıkarlarına sahip çıkmasını hazmedemiyorlar. Bu nedenledir ki, bu parti ile anlayışla çözmek yerine daha çok kendilerine yakın duran, Türkiye’nin ulusal değerlerine uzak duran anlayışa yakın durmaktadırlar.’

‘Rüşvet hissi’

CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, ‘Çorum rezaleti’ için Başbakan’a soruyor:

‘Partinizin yetkilileri tarafından da kabul edildiği gibi imar usulsüzlükleri yapıldığı ortada olan işlemlerin sorumluları, çek ve nakit paraları iade ederek bu olayın sorumluluğundan kurtulacak mıdır? AKP’li milletvekillerinin ifadesiyle ‘cahilce ve usulsüz biçimde bağış adı altında para topladığı’ söylenen belediye yetkililerinin, bu paraları kat artırım izni karşılığında vatandaştan talep etmeleri hukuki midir? Hukuki değilse, sorumluların cezalandırılması için hangi girişimlerde bulunacaksınız?

Vatandaşlardan zorla alınan paraların, belediye başkan ve yöneticilerinin bu tür faaliyetlerde kullanılıyor olması ‘rüşvet hissi edinmedik’ tespitinin doğru bir tespit olmadığının bir göstergesi midir?’

Kemerburgaz’da yağma

KEMERBURGAZ’da 40 dönüm Hazine adına kayıtlı mera var; Büyükşehir’in Hamidiye tesisleri işletmesi burasını çevirmek istiyormuş. Yöredeki vatandaşlar ‘Mera Kanunu meraları, rant alanına dönüştürmek için mi çıktı?’ diye feryat ediyor. Yasalara karşı ince ince hileler yapılıyor. Hayvan üreticileri yok sayılıyor, buraların su havzası olduğu dikkatlerden kaçırılıyor. Valilik ve Büyükşehir’in oluşturduğu bir komisyon yarın burası ‘mera vasfından’ diye karar alırsa, ne olacağını söyleyelim. Bu arazinin çevresindeki 70 dönümlük tapuları kelepir fiyatına toplayan bazı AKP’li ‘büyükler’, imar yasalarına karşı hilelerle villa inşaatına başlayacaklar. Hazine nedense yöredeki arazilerine sahip çıkamıyor. İl Tarım Müdürü Ahmet Kavak, Hatay’dan geldiği için İstanbul’u bilmiyor. Az ileride gözlerden uzak, Eyüp Belediyesi’ne bağlı Yayla köyü, yeni Sultanbeyli olmuş...

Gözlerini ‘rant’ bürümüşler, adeta çeteleşmiş, ne ‘yeşil’i seviyorlar, ne de İstanbul’u...

Biliyor musunuz

KÜÇÜKÇEKMECE Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın, yardımcısı Halis Dalkılıç’ı görevden alarak daha önce Esenler ve Zeytinburnu belediyelerinde çalışan kayınbiraderi Halil Ortaç’ı başkan yardımcılığına getirerek belediyenin tüm alım-satımı ile yetkili kıldığını, bu arada eşine de şoförlü bir araç tahsis ettiğini...

MESAJ PANOSU

AKP temiz bir iktidar olmak istiyorsa, ‘Uyanık Ali’likten vazgeçmeli, sorumluları yargı önüne çıkartmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları