İki ülke arasındaki giriş-çıkışlar 24 saat süreyle vizesiz yapılabiliyor. İran'dan karpuz, kivi, muz, sigara, sarmısak, çay, şeker, bal, fincan, oyuncak gibi yiyecek ve çeşitli eşya getiriliyor.
Yumurtanın bile geldiğini daha önce köşemizde yazmıştık... Her yolcunun 10 kilo eşya getirme hakkı var; bunlara ‘çantacı’ deniliyor. İranlılar ise genellikle TV, elektrikli fırın ve mutfak malzemesi gibi eşya alıyorlarmış. İran mallarının ucuzluğu, Hindistan serbest bölgesinin etkisi nedeniyleymiş.
Köylülerden dinlediğimize göre, İranlıların ekonomik durumları daha iyiymiş... Törendeki bir Doğubeyazıtlı, ‘‘Ben günde 10-15 milyon kazanırsam ekmek paramı çıkartmış olurum'' derken bile sevinç duyuyordu.
Ama işin bir başka boyutu var; ‘karınca ticaret' diye söylenen bu ticareti yönlendirenler ‘esnaf ağaları'ymış.
Tören alanında ilginç şeyler anlattılar bize:
‘‘İranlı gelir Doğubeyazıt'a gider, birasını içer, kafayı bulduktan sonra döner... Kadınlar ise Türk gümrüğünden geçtikten sonra kafasını gözünü açar...’’
Günahı anlatanların boynuna.
400 BİN ARAÇ GİRİP ÇIKACAK
Gürbulak sınır kapısının yapım öyküsü uzun... Bayandırlık Bakanlığı'nın daha küçük bir proje önerisine, Bakanlığı döneminde sınır kapılarındaki yolsuzluklara el atan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın müdahalesi bugünkü projeyi ortaya çıkartmış. ANAP'tan sonra Gümrük Müsteşarlığı görevine devam eden Nevzat Saygılıoğlu'nun, gümrüklerin düzeltilmesi için gösterdiği çabaları da unutmamak gerek.
Gürbulak sınır kapısı, Gümrük Müsteşarlığı ile yap-işlet-devret modeliyle, 15 yıllık işletme süresine karşılık UND tarafından yaptırıldı. Öğrendiğimize göre UND'ye maliyeti 11 trilyonu bulmuş. Daha önce de İpsala sınır kapısı TOBB'a yaptırılmıştı. Bu model Kapıkule için de uygulanacak; çünkü kuyruklar gene kilometrelerce uzamaya başladı. Bulgaristan'ın da acilen kendi düzenlemesini yapması gerektiğini söyledi UND Danışma Kurulu Başkanı Ali Yüksel...
160 dönüm üzerinde 16 bin metrekare kapalı alanda, gümrüğe ait tesisler, free-shoplar, işyerleri ile dörder girişli yolcu ve araç girişleri, 250 TIR'lık araç parkı ile geçen yılki döküntü manzara ortadan kalkmış... Bu tip tesisleri daha önce yapan İran'a karşı mahcubiyetimiz, bir ölçüde giderilmiş... Kapıdan karşılıklı olarak yılda 120 bin TIR geçecek; otomobil, otobüs vs. araçları da dahil ederseniz 400 binlik bir araç yükünü buluyor.
İzmit kökenli Hasdayı inşaat firmasının özverili çalışmasıyla 11 ayda bitirdiği tesislerin üç kez ertelendikten sonra nihayet dün hava fişekler altında açılması bölge halkı için büyük umut olmuş. Halk artık sınır ticaretinde yeni açılımlar bekliyor.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Gürbulak'ın güzel bir kamu-özel sektör (UND) işbirliği ile AB'ye yakışır bir sınır kapısı oluşturduğunu söyledi.
UND'nin, free-shop ve mağazalarını Doğubeyazıtlı Cemal Can adlı esnaf aylık ihaleyle 175 bin dolara almış...
İnşallah bu durumun arkasından bir şey çıkmaz.
Gürbulak hayat buldu
TÜRKİYE'yi, İran üzerinden Orta Asya'ya bağlayan en büyük sınır kapısı olan Gürbulak hayat buldu artık. Atatürk tarafından 1937'de ilk olarak açılan tarihi İpekyolu üzerindeki kapı, bir tarafta Tendürek Dağları, öbür yanda Büyük Ağrı'nın yeşil tutmaz kraterleri arasına sıkışmış... Gürbulak için hep anlatılır; burada görev yapan kafayı üşütür diye... Bu coğrafyayı gördükten sonra hak vermemek mümkün değil.
Kim restore etmiş; müteahhidi kimdir acaba? ‘Ağa Han ödülü’ vermek lazım kendisine!... Bu manzaradan kahrolanlar, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun bu yeri acilen görmesini dilediler ki; sorumlular sorgulansın ve buradaki çirkin beton kolonlar sökülsün. 1685'te yapılmaya başlanan bu sarayın acilen yeniden rehabilite edilerek, özellikle çatı sorununun giderilmesi gerekiyor.
Yedi ay önce göreve başlayan Doğubeyazıt Kaymakamı Nurullah Çakır, İshakpaşa için de ‘‘Sizin hissettiğiniz duyguları ben de paylaşıyorum. Bu sorunları ele almak üzere, Atatürk Üniversitesi ile Kaymakamlığımız 25-27 Eylül tarihleri arasında ilçemizde, İshakpaşa merkezli bir sempozyumla bu sorunları tartışacağız’’ dedi. Çakır, sosyal ve kültürel etkinliklere büyük önem vermiş; hiç görmediğimiz şekilde kız ve kadınlara ağaç diktirmiş... 15 konferans ve 38 tiyatro gösterisi ilginç değil mi? (Kaymakamlık; 0472-312 60 03)
12 ay önce ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'la temel atmaya geldiğimizde toz toprak yüzünden gök kararmıştı. Düşen yağmur altında sırılsıklam olmuştuk. O zaman bu çirkinliği görememiştik. İshakpaşa'nın yanındaki ‘Hani Baba’ türbesini ziyaret etmeyen buraya yine gelirmiş. Biz de geçen sene ziyaret edememiştik.
Geldik işte...
Hava gene kapalı; ancak yağmur bir ara çiseledi, daha sonra güneş açtı.
Kışın -35 derece altında, bir metre karı gördükten sonra buna şükretmek gerekiyor.
CUMA NAMAZI GÜRBULAK'TA
Gürbulak'ın dünkü açılışında, geçen yıla göre daha büyük bir kalabalık var. Gelenlerin yakasında ampüllü rozetler var. Herkes Tayyip Erdoğan'dan bir şeyler bekliyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, uçakla Ağrı'ya indiğinde kim bilir neler düşünmüştür?
1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde ilk dış gezisini İran'a yapmıştı Erdoğan... Tahran Belediye Başkanı'nın konuğu olarak yaptığı gezide, kentin yoğun ağaçla kaplı olması kendisini etkilemişti. Nitekim bu tarihten sonra İstanbul'da ağaçlandırma kampanyası başlatmıştı.
Dışişleri Bakanı Gül'ün, Tahran'daki İslam Konferansı toplantılarına katıldıktan iki gün sonra Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı M. Rıza Arif ile bir araya gelmesi ilişkilerde yeni bir adım olabilir mi?
Sınır ticareti konusunda buna evet deniliyor. Erdoğan, cuma namazını kalabalık bir partili grubuyla Gürbulak köyü camisinde kıldı.
UNUTMA
‘‘Bir devlet ki gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alıkonulmuştur. Öyle bir devlete elbette bağımsız devlet denilemez.’’