Hollandalı profesör ne sordu?

MALUM, YÖK üniversitelerin restoran, misafirhane, sosyal tesislerinde alkollü içkiyi yasakladı. Başbakan bu yasağı savunurken Anayasa’nın 58. maddesine atıfta bulundu. İlgili yasayı özetle gençleri kötü alışkanlıklardan koruma gereğini vurguladı.

Haberin Devamı

Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Doç. Dr. Çetin Balanuye, üniversitenin hiç gecikmeden bu yasağa sahip çıktığını uzun bir yazıyla eleştirdi.
Alkollü içeceklerin mönülerden kalktığı gün Hollanda’dan üniversiteye gelen bir profesör arkadaşını götürdüğü lokantada yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Profesör, yemeğinin yanında bir kadeh de kırmızı şarap istedi. ‘Yasak!’ yanıtını alınca, bu yasağın nedenini sordu. Garsonlar mahcup ifadelerle gözlerini kaçırınca yasağın gerekçesini açıklamak bana düştü: ‘Gençleri kötü alışkanlıklardan korumak için’ dedim. Profesör, 57 yaşında olduğunu söyleyince, gençlerden kimi kastettiğimi anlamadığını fark ettim. ‘Öğrenciler’ dedim, ‘Devlet öğrencileri kötü alışkanlıklardan koruma gerekçesiyle üniversitelerce işletilen hiçbir tesiste alkollü içeceğe müsaade etmiyor’. Bu kez profesörün sorusu daha da şaşırtıcıydı:
‘Türkiye’de üniversiteye giriş yaşı 18’den küçük mü?’
Hep birlikte sustuk ve profesöre yemeğinin yanında ayran denemesini önerdik.
Bu olay, genç kavramı, üniversiteli olmak, devlet ve yurttaş ilişkisi, haklar ve sorumluluklar gibi pek çok konuyu bir kez daha düşünmemize yol açtı. Düşününce gördük ki, bu yasa söz konusu yasağa gerekçe olamaz, olmamalıdır.”
Doç. Dr. Balanuye özetle şu hususları dile getiriyor:
- Her biri yetişkin olan öğretim üyelerinin yeme-içme alışkanlıklarına müdahale anlamına gelen bu uygulama açık bir tahakkümdür. Yabancı bir konuğun yerel ideoloji, din, inanç ya da alışkanlıklarına kanun gücüyle uyması beklenmez. ‘İçki yasağı’ uluslararası bilim adamlarının nazarında da kabul edilebilir bir uygulama değildir. Kimseden o yerin yerel ideoloji, din, inanç ya da alışkanlıklarına kanun gücüyle uyması beklenemez.
- Başbakanlar ülkelerinin ebeveynleri değildir. Başbakan’ın kendi değerleri ve yaşam alışkanlıkları olduğu gibi, her bir yetişkinin de kendi değerleri ve yaşam alışkanlıkları vardır.
- Bu antidemokratik müdahalenin gerisinde ne ölçüde hükümet, ne ölçüde üniversite rektörlerinin olduğu belirsizdir. Gönderildiği ileri sürülen bu yazıda ne denilmekte, rektörlerden tam olarak neye müdahale etmeleri istenmektedir?
Bu çifte standardın hızla yasak karşıtı uygulama lehinde kaldırılması, anılan yasakçı müdahalenin yalnızca kötü bir anı olarak kalması için bütün rektörlerin duyarlı davranması ülkemizin demokrasi sicili açısından büyük önem taşımaktadır.

Haberin Devamı

ABD beni şaşırttı bizimkiler de üzdü

Haberin Devamı

AMERİKA’ya gidecektim, vizem dolduğundan yeni vize almak için Amerikan sefaretine internetten form doldurarak randevu almak için müracaat ettim. Kendileri bana yaşım 80’i geçmiş olduğundan parmak izi ve mülakat için sefarete gitmeme gerek olmadığını, evrakımı hazırlamamı ve evimden aldıracaklarını söylediler. Nitekim bir kurye ile aldırdılar. Parmak izi vermeden ve mülakat için sefarete gitmeden 3 gün sonra vizem yapılmış olarak pasaportum yine kargo vasıtasıyla evime gönderildi. Ne diyebilirim, sadece teşekkür!..
Gelelim işin öbür yüzüne... Gülhane Hastanesi yeni bir çok katlı otopark yapmış, gayet güzel, fakat bizim gibi yaşlı insanların oraya araçlarını park edip sonra  servis araçlarıyla içeriye, kliniklere gitmeleri oldukça zor. İlgililere birkaç kere müracaat ettim, 70’inden sonrakilere, hele bizim gibi 80’inden sonrakilere içeriye araçlarıyla girebilmeleri için kart verilmesini talep ettim, maalesef cevap vermek lütfunda bile bulunmadılar. Zaten bizim yaşlarımızda arabasıyla Gülhane’ye gidebilen kaç kişi kaldı ki?
Allah’a çok şükür, kondisyonum yerinde ama bu jeste ihtiyacı olan çok arkadaşımız var. Bir tarafta Amerika’nın yabancılara karşı ‘kibarlığı’, diğer tarafta da Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisi için karada, havada, dağda, taşta yıllarca hizmet vermiş olan öz vatandaşına karşı tutumu!
Doğan VOLKAN

Haberin Devamı

Çapa’nın tıp fukaralığı

ÇAPA Onkoloji Servisi’nde manyetik rezonans görüntüleme (MRG) cihazı yok. Şu an için üniversite cihaz alımı yapmıyor. Bu sebeple desteğe ihtiyacımız var. Eğer destekleyici bir kişi, kurum ya da kuruluş bulunabilirse çok iyi olur. Enstitünün kanser konusundaki önemini anlatmaya gerek yok.
Doç. Dr. Merdan FAYDA

GÜNÜN SÖZÜ

“Yeryüzü cennetini andıran Bafa Gölü göz göre göre kanser oldu, çürüyor! İçindeki mikrobu temizlemek gerek.”
(Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici)

Büyükşehir, Beşiktaş’ta neler yapıyor?

İBB Meclisi’nde CHP’li üyeler Serdar Bayraktar ve Dr. Hakkı Sağlam, Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a çok ilginç soru yöneltmiş. Serdar Bayraktar ve Dr. Hakkı Sağlam imzalı soru önergesinde Dolmabahçe Sarayı’nın tehlike aldığında olduğuna ilişkin bir üniversitenin verdiği rapora dayanarak şimdiye kadar kamuoyunun pek bilmediği iki konuya değiniyorlar:
“Tarihi binanın havalandırma tünellerinin, Haliç kolektörlerinin iki yıl önce arıza yapması nedeniyle lağım ile dolmaya başladığı, bugün itibarı ile tamamen tıkandıkları... Yerin altında sıkışan binlerce ton lağımdan çıkan metan gazının patlama riski taşıdığı ve olası patlamanın saraya büyük zarar verebileceği... Boğaz’dan geçmekte olan dev tankerlerin saray üzerinde deprem etkisi yaratabileceği belirtilmektedir.”
Ve Topbaş’a yönelttikleri ‘hassas’ sorular hiç bilinmeyen unsurları içeriyor:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak tarihi öneme sahip saray için hangi önlemler alınmıştır? Dolmabahçe Sarayı ile Deniz Müzesi arasında kalan tarihi tütün deposu yerine 14 katlı inşa edilen otelin yeraltındaki 7 kat ile ilgili çalışmalarının, saray koleksiyonları müzesi ve sanat galerisi olarak kullanılan Matbah-ı Amire binalarında çatlaklara neden olduğu, itirazlara rağmen inşaat devam eden yapının imar durumu nedir? İmar durumuna aykırı herhangi bir imalat var mıdır? Yapılan şikâyetler konusunda idari ve adli işlemlerin sonuçları nedir?
İstanbullular öğrenmek istiyorlar, neler oluyor?

Yazarın Tüm Yazıları