Paylaş
Dün (önceki gün) hangi sandıkta oy kullanacağımı merak edip YSK’nın sitesine baktım ve seçmen listesinde olmadığımı gördüm. Listeler muhtarlıkta askıda iken gidip bakma gereği duymamıştım. Çünkü 10 yıldır aynı adresteyim. Nüfus sayımında da, adres kayıt sistemi için geldiklerinde de bu adresimdeydim ve seçmen kartım hiç aksamadan gelirdi son referandum da dahil... Sorunu anlamak için Üsküdar Nüfus Müdürlüğü’ne gittim. Adamın birinin bir ‘İSKİ faturası’ göstererek ta 7. ayda sisteme benim adresimi gösterip girmiş; böylece benim kaydımı da sildirmiş. Bu faturayı nasıl edinmiş anlamadım. Bu adrese ait İSKİ faturası onun üzerine olamaz çünkü elimde ev sahibim üzerine olan ve devam eden bir sözleşmem var. Adresimden hiç ayrılmadığımı kanıtlamak için kendi adıma olan son 1 yıllık elektrik faturalarımın dökümünü götürüp, sistemdeki kaydımı yenilettim. Tabii oy hakkım gitti gider, o çoktan gasp edilmiş oldu...
Bu kişiyi bulmak ve benim yenilediğim kaydım yüzünden şimdi de kendisinin adressiz kaldığını ona haber vermek istedim. Site yöneticimize gittim ve bizim sitede bu isimde bir insan olup olmadığını sordum. “Yok” dedi ve muhtarı aradı. Muhtar hanım ise kendi kayıtlarında bu kişinin benim dairem olan 2 numarada değil 22 numarada ‘misafir’ olarak kayıtlı olduğunu söyledi. 22 numaradaki komşularım ise çok üzüldüler ve hayatlarında bu isimde kimseyi tanımadıklarını söylediler. Yani bu kişi hem 22 numarada misafir, hem benim evimde oturuyor hem de kendisini kimse tanımıyor. Yalnız siteyi değil, muhtarımızdan rica edip tüm sokağı tarattık; aynı isimde başka bir insan da yok... Kısacası bu insan nasıl elde ettiğini bilmediğim, adına kayıtlı bir İSKİ faturası ile seçmen listesindeki yerimi aldı ve ben artık bunun basit bir yanlışlık olduğunu düşünemiyorum. Hiç tanımadığınız insanların ‘resmen’ misafiri olmak, yalan yanlış belgelerle hiç tanımadığınız insanların adreslerini ele geçirip onların oy haklarını gasp etmek bu kadar kolaymış. Nüfus Müdürlüğü ona tapu ya da kira sözleşmesi bile sormadan beni 10 yıllık adresimden silerek en temel Anayasal hakkımdan mahrum etmiş.
En azından elimde bu kişinin TC kimlik numarası var ve hukuki yollara başvuracağım. Fakat oy hakkımın gasp edilmesinde en az bu insan kadar Nüfus Müdürlüğü’nün ve İSKİ’nin de dahli olduğunu düşünüyorum. Askıdaki seçmen listelerine bakmadığı için durumlarının farkında olmayan benim gibi başka ne kadar insan vardır kimbilir...
Başak KARA-ÜSKÜDAR
GÜNÜN SÖZÜ
“İlan ettiğimiz 11 Büyükşehir, 2014’teki yerel seçimlerden sonra uygulamaya geçecektir. Onlar da aynı İstanbul ve İzmit gibi olacaktır; belde belediyeleri kalmayacaktır. Köyler ilçe belediyeleri mahalleleri haline gelecektir.”
(Başbakan Tayyip Erdoğan)
Trakya bu kadar yağma edilemez
- BAŞBAKAN’ın ‘Kanal İstanbul’ ve ‘İki şehir’ projelerinden çok önce Trakya’nın tarım toprakları yağmalanmaya başlamış... Bunu çok kişiden dinledik.
Son projelerden sonra tarla ve arsa fiyatlarının bir misli daha arttığını söyleyebiliriz. Herkes bir proje üretiyor... Hayvancılık projeleri öne çıkmış; 200 yatırımcı yerleri çoktan kapatmış... 500’den başlayarak 2000 hayvana kadar ulaşan hayvan çiftlikleri kurulacakmış. Bazı yetiştiriciler Angus’ları da getirmişler, bunların ne kadar sağlıklı olduğu ise tartışmalı... Veterinerler ne kadar ilgili acaba bunlarla?
Trakya’dan toprak kapatanların arkasında kimlerin olduğu bir gün ortaya çıkacaktır. Tarlalarını satanların çok üzüleceğini düşünüyoruz.
Kaçak çimento fabrikası kurmak, taşocaklarının patlatılması ile su akışlarının değişmesi, bazı ÇED raporlarının nasıl alındığı, el altından köy meralarının nasıl kiralandığı... Sorgulamak gerekiyor.
Türkiye coğrafyasının %3’ü, bu kadar nüfusu ve kanal, konut, tarım ve sanayi yatırımını taşıyabilir mi? Rant pazarını ne kadar kaldırabilir? Suyu, Tuna nehrinin aşırı şekilde kirlettiği Karadeniz’den o kadar enerji harcayarak su mu temin edeceksiniz?
BİZ TERÖRİST DEĞİLİZ
Bu arada Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin Trakya gezisinden elde kalan notlarımıza aktaralım.
- BAŞBAKAN’ın Çorlu mitinginde görülmemiş güvenlik önlemleri alındığını yazmıştık ya... Aynı durumu Lüleburgaz’da da gördük. Lüleburgaz’da bir kadın, aranmak istenmesi üzerine “Biz terörist değiliz” diye tepki göstererek miting alanını terk ettiğini anlattı bize...
- AKP’nin Çorlu ve Lüleburgaz mitinglerine yoğun ‘taşıma’ yapıldığı anlaşıldı. Çorlu’da bir gazeteci, 240 otobüs saydığını söyledi. Çoğu ‘59’ Tekirdağ plakalı olan araçların taşıdıkları, sanayi bölgelerinde yaşayan ve buralarda çalışan ‘göç’ insanları... Türbanlı kadınlar Çorlu’da platformun önüne yerleştirilmişlerdi. Lüleburgaz’daki kadınların tümü daha ‘çağdaş’tı.
- Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek’in çevresine söylediğine göre, Çorlu mitingini 30 bin kişi izledi. CHP’li çevreler ise bu alanın ancak 20 bin kişi alabileceğini ileri sürdüler. Devlet Bahçeli’nin konuştuğu hükümet meydanındaki kalabalık 10 binden azdı.
- AKP’nin Lüleburgaz mitingi de kalabalıktı; Çorlu kadar değil tabii... Üç saat sonra başka bir meydanda konuşan Kılıçdaroğlu aynı kalabalığı toplamıştı.
- Kemal Kılıçdaroğlu, Lüleburgaz’da çok keyifliydi; iki liderin aksine halkla diyaloğu daha kuvvetliydi. Ergene nehri üzerindeki “Kaset izlemekten Ergene’nin temizliğini göremediler” sözleri alkış aldı.
- Özetle, AKP’yi biraz ‘tedirgin’, MHP’yi ‘kıpırdar’, CHP’yi de ‘durgun’ gördüğümüzü söyleyebiliriz.
Büyükşehir, MSB’ye sormadan plan yaptı
HADIMKÖY’deki askeri bir alana ait bölgede 3. Boğaz Köprüsü’nün otoyol geçişi ve bir kavşağı için Büyükşehir Belediyesi bir plan yapıyor.
Yasa gereği alan için Büyükşehir, Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) durumu bildiriyor.
MSB buna itiraz ediyor, özetle “Bize sormadan plan yaptınız. Bu yer bize tahsisli ve askeri alandır. (4-5 pafta, 375 numaralı parsel)” denilerek buranın tekrar askeri alana alınmasını istiyor.
Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde dün durum görüşülüyor.
CHP’li üyeler, MSB’den görüş alınmadığı için İmar Komisyonu’ndan gelen teklifin reddini istiyorlar.
Ancak AKP’li çoğunluk ise, askerin itirazını reddediyor.
Böyle bir durum Büyükşehir Meclisi’nde ilk kez oluyor.
Paylaş