YENİ kurulan havayolu şirketleri ile eskiden 160 milyon liraya gidilebilen hatlarda 59 milyon liraya uçmak artık mümkün.
Ancak sivil havacılık çok pahalı bir işletmecilik şeklidir. Bu konuda dünyada başı çeken ABD’de pek çok havayolu şirketi faaliyet göstermekte ve neredeyse ‘dolmuş’ mantığı ile uçuş yapılmaktadır. 1990’lı yıllarda peş peşe kurulan şirketler acımasız rekabet yüzünden maliyetleri düşürmek için hayati önemi olan bazı periyodik bakımları ve tamirleri yapmamaya ya da ihmal etmeye bunun yerine de kayıtlarda sahtecilik yaparak bu işlemleri yapılmış gibi göstermeye başlamışlardı.
Peş peşe gelen birkaç kazadan sonra NTSB (Amerikan Ulusal Taşımacılık Güvenliği Kuruluşu) tarafından yapılan incelemelerde hemen hemen bütün bu tarz ucuz uçuş yapan şirketlerde hafif-ağır usulsüzlükler tespit edilmiş verilen cezalar ve yaptırımlar yüzünden çoğu şirket kapanmak zorunda kalmış ya da iflas etmiştir. Şu an NTSB,ABD içinde faaliyet gösteren şirketleri ağır yaptırımlarla çok ciddi şekilde denetlemektedir.
Ülkemizde başlayan bu furya da böylesine bir denetleme eksikliğini ortaya çıkartacaktır. ABD’de bile yapılabilen bu tarz bir ihmal-usulsüzlük korkarım ki bu tarz konularda zaten sabıkalı olan Türkiye’de daha kolay olacaktır. NTSB benzeri bir otoritenin hiç vakit kaybetmeden kurulması ve sivil havacılığın çok sıkı bir denetim altına alınması gerekir.
SWİSSAİR ÖRNEĞİ
Olayın bir diğer önemli yönü ise bu Charter şirketlerinin hepsinin aynı zamanda yurt dışından turist taşımalarıdır. Turizmden bu kadar çok şey beklediğimiz bu günlerde ve gelecek yıllarda başımıza gelebilecek en kötü şey Türk uçaklarının güvenilmez olduğu yolundaki bir kanaattir.
Swissair’in tabutuna çakılan son çivi Halifax’taki kaza olmuş ve dünyanın en büyük hava yolu şirketlerinden biri olan Swissair’i batırmıştı. Geçen ay İsrail’de yaşanan ve İsrail’in ‘Bir daha bu pilotları göndermeyin’ şeklinde tepkisine yol açan olay ve geçtiğimiz pazar akşamı İstanbul’da uçağın lastiğinin patlayarak, dikmesinin kırılması olayı korkarım ki bir takım kötü gelişmelerin ilk habercisi...
Mademki Avrupalı olmak istiyoruz bari bir defa olsun testi kırılmadan-yüzlerce insan ölmeden-milyarlarca dolar kaybetmeden, bir şeyler yapalım.
Alp Altan UĞUR
Türkilizce
ÖRÜMCEK Adam 2 filminin gösterime girmesi ile birlikte buna bağlı reklamlar da televizyonlarda yer almaya başladı. Ancak, yılların Örümcek Adam’ı, ‘Spider Man’ olmuş... Çocuklara yönelik reklamlarda, isimlerin yabancı bir dille empoze edilmesini doğru bulmuyorum. Karşı çıktığım, çocuklarımızın İngilizce öğrenmesi değil, Türkçe konuşurken Türkçe,İngilizce konuşurken İngilizce kullanmaları. Bu şekilde biraz ‘Türkilizce’ oluyor.
Turgay TURKUCAK-İZMİR
Lağım çukuruna 34 trilyon
‘BAŞKANIN inadına çevreci zaferi’(23.7.2004) yazısında Ayvalık Sarımsaklı plajlarının ortasına yapılmak istenen arıtma ve lağım çukuru konusu ile ilgili olarak Küçükköy Belediye Başkanı Nedim Özdemir ve İller Bankası’na karşı yaptıkları hukuk savaşını kazanan çevrecilerin öyküsünü aktarmıştık.
Türkiye’nin en önemli kumsallarından biri sayılan Sarımsaklı’daki çevreci grup, şu bilgiyi de aktarıyor:
‘Konuyu, belgeleriyle Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’na aktardık. Komisyona bugüne kadar 180 yolsuzluk dosyası iletilmiş, bunların arasına bizimkinin de dahil edilmesini büyük bir memnuniyetle öğrendik. Meclis’ten bize verilen bilgiye göre, enerji, karayolları, deprem evleri ve banka hortumlamaları gibi Yüce Divan’la sonuçlanan araştırma dosyalarından sonra bu dosya ile birlikte 10 dosya daha ele alınacakmış... Bu arada bölgeye gelen bazı müfettişlerin, bu konu ile ilgili araştırma yapıp yapmadıklarını henüz öğrenemedik. Bu mücadelemiz sadece Sarımsaklı’yı değil Türk turizmini ve çevreyi korumaya örnek oluşturacaktır. AB normları dışında yapılacak her türlü ihanetlere karşı korucuyu bir hukuk kalkanıdır. Geçenlerde yöreye gelen Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen, yapılan yanlışa tepki göstererek ‘İnsanların evinin önüne b.. çukuru yaparsanız haklı olarak şikayet ederler. Sizin evinizin önüne yapılsa siz de aynı tepkiyi gösterirsiniz. Gidin burayı taşıyacağınız başka yer bulun ve derhal bu tesisi uygun olan bir yere yapın. Ödeneğini çıkartacağım.’ demişti. Bu durumun hesabı sorulmayacak mı?’
Zincirlikuyu
İSTANBUL’un en pahalı mezarlığı olan Zincirlikuyu Mezarlığı girişte çok güzel görünüyor. Bir sene önce açılan arkadaki yol hala asfaltlanmamış. Mezarlıklar arasından geçerken ayağımı burktum ve 25 gün çalışamadım. Bu kadar uzun bir süre çalışamamamın verdiği zararı kim telafi edecek? Zincirlikuyu’da, Büyükşehir’den kimsenin bir yakını yatmıyor mu?
Semra ÖZGÜN
Heyula
HIZLANDIRILMIŞ tren faciasının proje adı: Hekula... Açılımı: Hızlı, emniyetli, kaliteli ulaşım.
Anlaşılan, evdeki pazarlık çarşıya da, beklenen siyasi ranta da uymadı.
Hekula, bir baktık ki, facia yaratan Heyula oluvermiş.
Heyula: Korkunç hayal
Nurettin KAPTAN-ANKARA
Yadırgamamalıyız
A. Tuna’nın köşenizde dün çıkan ‘Satılık Ülke’ yazısındaki prensipler girmeye çalıştığımız AB ile de tezatlık gösteriyor. Bugün bir Türk vatandaşı İngiltere’den veya İtalya’dan gayrimenkul alabiliyorsa onların vatandaşlarının da aynı haklara tabi olmasını yadırgamamalıyız. Bu yabancı sermaye girişidir aynı zamanda. AB’ye girersek Euro kullanacağız, komşularımız bir Yunanlı, İspanyol ve İngiliz olabilecek. Yok bunlar bize ters geliyorsa o zaman AB için hiç uğraşmayalım.
Dr. Selim YALVAÇ
Ne var bunda demeyin
HER yıl tatil için geldiğim Didim Altınkum da yabancı ev sahipleri konusunda payına düşeni fazlasıyla almış. ‘Ne var bunda?’ diyenleri ileri görüşlülüğe davet ediyor ve bu insanların mensubu olduğu ülkenin Avustralya, Yeni Zelanda olmak üzere dünyanın birçok yerinde bayrağının hakim olduğunu hatırlatıyorum.
Gülsen YALUĞ
MESAJ PANOSU
SULTANAHMET Meydanı’nın çevresinde tezgah kurup fotoğraf makinesi ve film satan işportacılara kim göz yumuyor? İzinsiz faaliyet gösteren ve yüksek fiyatla turistleri kazıklayanlara kim dur diyecek? Yakup ÇAN
HIZLANDIRILMIŞ tren faciasının proje adı: Hekula... Açılımı: Hızlı, emniyetli, kaliteli ulaşım. Bir baktık ki, facia yaratan Heyula (Korkunç Hayal) oluvermiş.
N.KAPTAN
SSK Etlik Doğumevi’nde hijyen kuralları gereği ziyaretçiler galoş giyiyorlar. Fakat vatandaşa bu galoşları 250.000 liraya satıyorlar. Maliyeti düşük plastik bir alaşıma bu miktar çok değil mi?
Suat AŞÇI-ANKARA
REGÜLATÖR Köprü semti civarında bulunan hayvan pazarı salgın hastalıklara neden oluyor. Bu kokulardan dolayı evlerimizde dahi oturamıyoruz. Hayvan satıcıları adeta birer mafya; kimseyi dinlemiyorlar. Yetkililer nerede?