ALMANYA'nın kuzeyinde Aşağı Saksonya Eyaleti'nin başkenti Hannover'e uçakla inerken ‘‘Herrenhausen Kraliyet Bahçesi’’nin güzelliği insanı müthiş etkiliyor.Zaten gezerken Hannover'in sıcak ve dostane ortamı ile ne kadar soylu bir kent olduğunu fark ediyorsunuz. 1666'da kurulan bahçe, peyzaj mimarlığının önemli bir örneğini teşkil ediyor. 82 metre ile Avrupa'nın en yüksek fıskıyesi de burada... Brezilya'nın yağmur ormanları da bir serada kurulmuş... Belki de bunun için ‘‘her mevsimin kenti’’ deniyor Hannover'e...16. yüzyıldan kalan yarı ahşap evler koruma altında. Daha eski üç kilisesi Aşağı Saksonya'nun gotik tarzını çok iyi yansıtıyor. Dünyanın ilk asansörü de 1900'lerde katranda kaynatılmış kerestelerin üzerine inşa edilen belediye binasında yapılmış... 4.200 metre uzunluğunda ‘‘kırmızı çizgi’’, ziyaretçileri Hannover'in görülmesi gereken 36 önemli tarihi ve turistik mekána yönlendiriyor. (Acaba böyle bir şey Sultanahmet Meydanı ve Topkapı Sarayı için yapılabilir mi?)KÖPEKSEVER KIZIMIZHavaalanına indiğimizde THY'den üç misafir de indirildi; üç köpek... Bir arkadaş grubu, Almanya ve Hollanda'da İstanbul'da adı ‘‘barınak’’ olan köpekevlerinde sağlıksız ortamlarda bırakılan cins sokak köpeklerine sahip arıyormuş. Kurulan bağlantılarla Türkiye'deki cins köpeklere, Avrupa'da yaşam olanağı sağlanıyor. İki Alman hayvansever bu hayvanları teslim aldılar. Kafesleri ile minibüslerine koyup yola çıkarlarken, bunları getiren HEMA Endüstri AŞ'nin finansal sorumlusu İpek Hattat arkalarından bakamadı; çünkü herkes manzara karşısında hüzünlendi. ‘‘Yurtdışına çıktıkça bu organizasyona yardımcı oluyorum. Bu hafta 6 köpek ile 3 kedi gönderdik Almanya'ya... Başka kanallardan da bu hayvan göçü devam ediyor. Çünkü Türkiye'de bazı çevrelerde hayvanlara karşı yapılan kötü muamele karşısında dışarda bizi izlemeye aldılar; bu da AB'nin bir parçası’’ dedi.'MERCEDES' GİBİ TRAKTÖRYaklaşık 750 bin nüfuslu Hannover'deki ‘‘Agritechnia Fuarı’’nın büyüklüğünü anlatmaya gerek yok. Dünyada tarımla ilgili ne kadar araç ve gereç yapılmışsa hepsi iki yılda bir bu fuarda sergileniyor. Çiftçikten ormancılığa -hatta belediyelere- kadar çeşitli dallardaki işlerde kullanılabilecek güç ve güzellikte traktörler gördük; becerikli, verimli ve ekonomik... Bunlardan birine bindiğimizde kabinin tabanı yumuşacık, ses yalıtımı mükemmel; motor sesi neredeyse kesilmiş; koltuğu 360 derece dönebiliyor; sıcak ve soğuk havalandırması var; ayrıca sürüm sırasında tarladan çıkan tozu emebiliyor. Bu traktörün motor gücü 130 hp; ağırlığı 6 ton, 4 tona yakın da pulluk gibi aygıt taşıyabiliyor. Hidrolik direksiyonunu yazmaya gerek yok. Ve en önemlisi de 50 km. kadar hız yapabiliyor. Geçmiş modellerin hızının 20-30 km olduğu düşünülürse teknolojinin nerelere vardığı daha iyi görülebilir.Mehmet Hattat, Çerkezköy HEMA Endüstri AŞ olarak tarım makineleri fuarına yıllardır katıldıklarını belirterek, ‘‘1973'lerden beri otomotiv ve tarıma hizmet veriyoruz. Ayrıca Airbus 340'lara çeşitli hidrolik teçhizatlar ve tarım traktörleri üretiyoruz. Çerkezköy'deki 85 bin metrekarelik kapalı alanımızda 100'ü mühendis 1500 kişi çalışıyor. Artık biz de Avrupa'nın devleri arasına giriyoruz. 35 milyon dolarlık yeni yatırımla Finlandiya'nın Valtra traktörlerini üreteceğiz ’’ dedi.Sonra HEMA ile Valtra'nın anlaşmasından sonra dünyanın en büyük traktör ve tarım araçları üreticisi AGCO, Valtra'yı satın alınca herkes şaşırmış; Türkiye açısından iyi de olmuş dediler bize.36 ülkeden 471 firmanın katıldığı fuar ve tarımla ilgili görüşlere yarın devam edeceğiz. Acaba fuardaki gelişmeleri izlemek için Türkiye'den başka gelen var mıydı? Varsa izlenimini gönderebilir. Çünkü tarımımız batırılmış; oradaki gelişmelerden insanımızın haberi olması lazım.MH ÜniversitesiİPEK Hattat, ağabeyi İbrahim'le birlikte Boğaziçi'ni bitirmiş; demir-çelik ve inşaat işlerinde arkadaş gibi oldukları babaları Mehmet Hattat ile iş gezilerine çıkıp tecrübe sahibi oluyorlar. İpek, Tayyip Erdoğan'ın dış gezilerine katıldığında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisine dediği gibi ‘‘Mehmet Hattat Üniversitesi (MHÜ) mezunuyum’’ diyor. Ailenin Maslak'ta üçüz bir otel projesi ‘‘Diamond of İstanbul-İstanbul Pırlantası’’ henüz temel aşamasındayken; Hattat'ın murahhas üyesi Halil Beyenal, ‘‘Moskova'daki projemizi ise mayısta öğreneceksiniz’’ diyor.AB’de sigara uyarısı ve bir kanser uzmanıHANNOVER'deki gazeteci dostumuz Halit Ayaroğlu'na, ‘‘Hannover'deki başarılı Türk kimdir?’’ dedik.İlk önce bir sigara paketini gösterdi. Her iki tarafında siyah bantlarda sigara konusunda ciddi uyarılar var. Bir yüzünde ‘‘Sigara ölüme neden olabilir’’, diğer yüzünde de üçte bir oranında kaplayacak şekilde şöyle yazıyor:‘‘Ev doktorunuz veya eczacınız sigarayı bırakmanız için size yardımcı olabilir.’’AB Sağlık Komisyonu'nun kararı üzerine bütün sigara paketlerinde siyah banttaki uyarılar bize ne zaman gelecek; belli değil. Hele Tekel'in sigarasını hálá özelleştirememişken; adamlar nerelere varmışlar.Halit Ayaroğlu devam etti:‘‘Sosyal demokratların babası sayılan Willy Brandt'ın, kanser olduğunu ilk teşhis eden, sitoloji uzmanı Prof. Ziya Atay, Avrupa'nın önemli bir kanser uzmanıdır. Biz kendisiyle iftihar ediyoruz; Bursa Uludağ ve Kırıkkale üniversiteleri ile işbirliği yaparak öğretim üyesi yetiştiriyor.’’Suskun kalıyorumANKARA Büyükşehir Belediyesi avukatlarından Hatice Hasdemir'in gönderdiği açıklama şöyle:‘‘Türbanda gerçekler (9.11.2003) yazısının 'Avukatın Oyunu' ara başlığında geçen, duruşmalara başı açık girip Yargıtay'da başımı kapattığım yönündeki bilginiz gerçeği yansıtmıyor.Çalıştığım şirkette Hukuk Müşaviriyim. Zorunluluğum olmadığı için hiçbir davaya girmedim. Günlük yaşamda başörtüsü takıyorum. İnançlarımdan ötürü kullandığım başörtüsünün siyasi simge olarak kullanılmasından sizden daha fazla rahatsızlık duyarım.Cumhuriyete, hukukun temel ilkelerine de gönülden bağlıyım, yürürlükteki yasalara da saygılıyım. Tamamen hukuki bir sorun olan savunma hakkımın ihlalinin siyasi malzeme ve başka amaçlar için kullanılmaması için suskun kalmayı tercih ediyorum.’’MESAJ ERENKÖY İlköğretim Okulu'nda öğretmen-öğrenci ve veli işbirliği oluşturulan ilginç bir Atatürk sergisi var. 10.11.1938 günü ve sonrasında çıkan gazetelerin orjinalleri bulunuyor. Ayrıca Arapça yazılmış orjinal bir de Nutuk yer alıyor. Üç kuşak tıp okumuş bir aile var ki, diplomaları Atatürk'ün devrimlerini çok güzel anlatıyor. Kadıkyölülerin görmesinde büyük fayda olduğunu düşündüğüm sergi hafta sonuna kadar açık.Ayşenur AYDIN-TAKSİM (0532-295 55 48)RUMELİ Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nden: Fındıkzade'deki merkezimizde, usule dayalı Türk müziği çalışmalarımız pazartesi ve çarşamba günleri sürdürülüyor. 0212- 588 28 22; rumeliderneği.com