KÖŞENİZDE yer alan bir şikáyet üzerine bu yazıyı yazmayı uygun gördüm.
Gültekin Müftüoğlu Bey çöp karıştırıcılardan (6.10.2006) şikáyet etmiş. Ben de aynı paralelde vatandaş olarak kendimizi şikáyet etmeyi uygun gördüm.
Önce Gültekin Bey’in belirttiği sorun için şunu söylemek istiyorum; Çöp toplayıcıların işine yarayan çöpler katı atıklar; yani kağıt, şişe, metal vb. koku yapmayan ve ekonomik değeri olan eşyalar... Ve hem çöp toplayıcılara ekonomik kazanç sağlaması, hem israfı önleyerek ülke ekonomisine katkı sağlaması açısından devletin etkin olarak yerine getiremediği bir görev yerine gelmiş oluyor.
BELEDİYE NE YAPSIN
Biz vatandaşların yapması gereken ise çok basit; ister çöp toplayıcılar toplasın, ister belediyeler, bu katı atıkları ayrı ayrı torbalara koymak. Bu sayede ne çöp toplayıcılar bu torbaları dağıtırlar, ne kötü koku olur, ne de ekonomik kayıp olur. Yani her şeyi devletten beklemekte doğru değil, yani belediye ne yapsın şimdi, gelsin evlerimizdeki çöpleri de mi ayıklasın? Biz bu basit işlemi gerçekleştirmekten bile üşeniyoruz maalesef.
Ben Aydınlıkevler’de oturuyorum, Altındağ Belediyesi’nin bu konuda maalesef bir çalışması yok. Varsa da en azından ben rastlamadım. Ama yine de biz apartman olarak katı atıkları ayrı şekilde toplayıp, hurdacı, çöp toplayıcı vb. kişilere ulaştırıyoruz. Aylık olarak baktığımızda da bu atıkların ciddi yer tuttuğunu görüyoruz.
VATANDAŞ BİLİNÇLİ DEĞİL
Ama dediğim gibi maalesef bütün vatandaşlar bu konuda yeteri düzeyde bilinçli değil.
Bırakın katı atıkları, çöpleri bile belediyelerin o kadar uyarmalarına rağmen doğru düzgün poşetlere koymuyor, ya da çöp arabaları geçtikten sonra sokak ortalarına bırakıp, ertesi güne kadar kedi, köpeğin parçalamasına ve yaşadığımız çevrenin, evimizin önünün pislik içinde kalmasına sebep oluyoruz. Bu konuda en yakın zamanda yaşadığım rezaleti de örneklendirip sözü fazla uzatmak istemiyorum.
KURBAN VE CAHİLLİK
Geçen gün, hangi apartmandan olduğunu bilmediğim bir komşumuz(!), (belki de ibadet maksadıyla) kurban kesmiş bahçesinde, ama gelin görün ki hayvanın işkembe, bağırsak vb. organlarını uluorta, herhangi bir torbaya dahi koymaya gerek duymadan sokağa atmış. Var mı böyle bir rezalet, böyle bir cahillik... Bu şekilde maalesef Ankara’mız vatandaşlarıyla Büyükşehir’e benzemiyor daha ziyade koskoca bir köy izlenimi veriyor.
İbrahim H.KAYRAL
(Not: Bu yazımda belediyeler mükemmel çalışıyor demek istemiyorum, sadece bizler de vatandaş olarak görevlerimizi layıkıyla yerine getirmediğimizi söylüyorum. Yoksa o kadar şikayet etmeme, bu konuda belediyenin Özel Kalemi’nden tutun da vatandaşla ilgilendiğini söyleyen her birimine telefonla, e-maille bildirmeme rağmen gürültüleriyle sokaklarımızı kasıp kavuran patates-soğancılarsorunu çoktan çözülürdü.)
Trafik planlaması yanlış yapılmış
OKUYUCUMUZ Özgür Sak, Büyükşehir Belediyesi’nin Bilgi Edinme Birimi’ne Bilkent kavşağı ile ilgili başvuruda bulunuyor fakat bir türlü yanıt alamıyor.Sak şöyle diyor:
"Eskişehir yönünden gelip çocuğumu ODTÜ Okulu’na bırakmak için Bilkent yönüne döndüm ve yine sıkışıklık yaşayacağımı düşündüm. Ama trafik açıktı. Fakat tam Bilkent yoluna bağlanacağımı sanırken trafik polisi bu geçişin artık kapandığını bundan böyle ODTÜ’ye girebilmek için Bilkent’e kadar çıkmam ve kavşaktan dönerek tekrar inmem gerektiğini belirterek yol vermedi. Okul saatinden 1 saat önce Ümitköy’den çıkmamıza ve Bilkent kavşağına 10 dakikada gelmemize rağmen okula 09.50’de ancak ulaşabildik. Bilkent kavşağına büyük para, işgücü, zaman harcayarak bir çok düzenleme yapıldı. Ancak Eskişehir yönünden gelen trafik hiç hesaba katılmamış, keza Bilkent ve ODTÜ yerleşkelerinde çalışan, okuyan, alışveriş yapan binlece insan bu bölgelerde oturmakta. Yönlendirilen güzergah ve yol bu yoğun trafiği kesinlikle kaldırabilecek durumda değil.
Bu uygulama hem Bilkent’e girişi yoğunlaştırıyor hem de ODTÜ’ye gitmek için uğraşanlar Bilkent’ten Ankara’ya gidiş trafiğine de girmek zorunda kalıyor."
Biliyor musunuz
DSP’nin partili üniversite öğrencilerine yönelik olarak Kızılcaham Patalya Oteli’nde "II.Kademe Eğitim Çalışmaları’nın bugün Zeki Sezer’in konuşmasıyla tamamlanacağını...
GAZİ Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğrencilerinden oluşan 40 kişilik grubun 5 öğretim görevlisiyle birlikte Tekirdağ’ın 1/25 bin ölçekli çevre düzeni ve 1/5 bin ölçekli nazım imar planını yapacaklarını...