Çünkü kokuyor!

25 yıldır Ankara’da yaşıyorum; Eryaman’da oturuyorum. Sabah işe gelirken evimden çıkıp servise bindikten sonra Optimum Alışveriş Merkezi’nden Ankara çayının kokusu başlıyor taki Ankamall Alışveriş Merkezi’ni geçinceye kadar sürüyor. Yani Eryaman’dan, Sincan’dan veya çevreden gelen insanlar, Ankamall’ı geçinceye kadar bu pis kokuyu 20 km. koklamak zorunda.

Dış ülkelerden gelen insanlar Ankamall’a geliyor veya Ayaş yolundan askeri tesisleri ziyaret ediyorlar. Ne düşünüyorlar? Devlet erkanı ve yerel yöneticiler bunu düşündüler mi?

Neden bir çözüm üretilmiyor? Artık devlet ve yerel yönetimler biraz da artık yerin altına baksınlar lütfen.

Temel atma törenlerinde boy göstermesinler.

Birçok alışveriş merkezleri yapılıyor. Üstü daire, altı alışveriş merkezi... Ye iç yat tüket. Bu mu bu topluma aşıladığınız yoksa.

Neden hep alışveriş merkezi; bu kadar kaynak üretime dönük harcanamaz mı?

Bolu tüneline bu kadar para harcandı... İlköğretimde her yıl dağıtılan kitapları çocuklara zimmet yapıp bir sonraki gelen öğrenciye verseydiniz, Ankara çayının üstü de kapanırdı.

Rant, gösteriş, temel atma töreni nerede ise siyasetçiler ve yerel yönetimler oradadır. Bir belediyenin işi her yıl uçkur kesmek mi, adam evlendirmek mi, fakir zengin demeden kamyonlarca gıda yardımı yapmak mı, alışveriş merkezi yapmak mı, konut yapıp satmak mı?

Bir belediyenin ilk görevi önce altyapıyı hazırlayarak kenti yaşanır hale getirmektedir.

Bir örnek veriyim. Eryaman’da bir alışveriş merkezi yapılıyor. Site içerisinde 90 m2’lik dört duvar bir yer. 30 bin YTL’ye mal ediliyor. Mal sahibi ise 350 bin YTL’ye satıyor; neredeyse 11-12 katı fazla bir bedelle..

YE-İÇ-GEZ...

Sincan-Eryaman
hattı metrosunun kaç yıldır inşaatı durmuş bekliyor; Para yok...

Ne gerek var size harikalar diyarı yaptım, oraya gidin, gezin eğlenin, yiyin için tüketin ki ben kazanayım!..

Ankara koksun kimin umrunda!

Size Göksu parkı yaptım, başka parklar yaptım aile yaşam merkezleri yaptım yiyin, için, mangalınızı yakın... Tüketin ki sermaye sahipleri parasına para katsın.

Sizin de düşündüğünüz şeye bakın ama siz sakın ha zengin olmayın, siz sürekli tüketin gerisini biz hallederiz.

Maalesef biliyor musunuz ey halkım siz de böyle istiyorsunuz yaşamayı... Umurunuzda değil.

Dünyada hangi yerel yönetim 13-14 yıl başta kalmıştır? Size ne Ankara’nın kokusundan kardeşim der. Çünkü öyle bir milletiz ki, herşeyi sineye çekeriz. Birileri bir kaşık bal sürer ağızımıza, satarız bu memleketi.

Ne oldu bize niye bu kadar duyarsız bir toplum olduk.

Çünkü birileri yiyip birileri bakıyor; devletin imkanları her yere eşit paylaşılmıyor. 70 milyonun başkentinin kanalizasyonu şehrin tam ortasından açıktan akıyor.

Ankara’
da yaşamaktan utanıyorum artık.

Fuat ÖZBEY

Çelik okumalıdır

SINIF öğretmenleri adına bir genç okurumuzun yazdığı yazıyı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in okuması dileğiyle:

"Ben bir köy öğretmeniyim. Dağ karanfilleri, kardelenler yetiştiren bir öğretmenim. Benim sınıfımda kaloriferler, klimalar yok. Benim sınıfım öğrencilerimin nefesi ile ısınır. Çocuklarım üşümesin diye kendim yakarım. Çocuklar, yarının umudu... Kiminin ayağında kara lastik, kimisinin ayağında naylon terlik... Dağları aşındırır umutla. Son bir hamleyle gelirler ilim, irfan yurdu olan okullarına. Sınıf dediğiniz de dört duvar bir yapı. Okul dediğiniz de bundan öte birşey değil. Kainata açılan bir pencere. Kapıları ise dünyaya açılır. Öğretmen girince sınıfa bir sevinç ve heyecan. Başlar şimdi ilmin senfonisi.

Ben bir köy öğretmeniyim, gecelerim kara tahta, parmaklarım tebeşir. Fecrimde devler güreşir. Bizleri ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman öğretmen, başöğretmen diye bölenlere inat ben bir öğretmenim. Tüm öğretmen olabilenlere selam olsun..."

50.000 sınıf öğretmenliği mezunu var ve en büyük ihtiyaç sınıf öğretmenliğinde. Bu açık 300-500 YTL

gibi komik ücretlerle hiçbir garantisi olmadan sigortaları bile eksik yatırılarak kapatılıyor. Sınıf öğretmenliği eğitimin temelidir.

Okuma-yazmayı çocuklara kim öğretecek? Sınıf öğretmenliği gibi temel bir öğretmenlık dalında onbinlerce açıkla nereye kadar...

300 YTL verdiğiniz öğretmen verimli olabilir mi? Okuma yazmayı bile doğru dürüst öğrenemeyen bir çocuğun (sınıf öğretmeni çalıştırılmıyor) eğitiminden bahsedilebilir mi? 50.000 sınıf öğretmeninin sonu ne olacak? Onbinlerce öğrenci ve velilerı öğretmen beklerken, onbinlerce sınıf öğretmeni açığı varken, niye sınıf öğretmenliğine gereken ihtiyaç kadar alım yapmıyor?"

KISA...KISA...KISA...

MAMAK bölgesinde, Bostancık Cadde’sinin Samsun yoluna çıkışında sola dönüş yasağı mevcutttur. Yarım kalan kavşak düzenlemesi iki yıldır yapılmıyor. Bunun sonucunda solu dönüş ihlali yapılıyor. Bu konuda kaç kez ilgili yerlere başvurduk. Artık çözüm beklemiyorum. Bu ilde gerçekten duyarlı görevliler olsa idi size bunu yazmak durumunda kalmazdım.

Hüseyin MERCİMEK

KEÇİÖREN-
Güçlükaya Mahallesi İçöz Deresi Sokağı yaklaşık 17 aydır aydınlatmasız olarak kaderini beklemektedir. Durum böyle olunca da birilerinin mekanları haline gelmektedir. En son cumartesiyi pazara bağlayan gece 03.30’da bir işyerinin alarmları olduğu halde soyuldu.

Araçlarımızın plakaları çalınıyor, evlerimize giriliyor. Havalar erken kararmaya başladığında çocuklarımızın başlarına neler gelebileceğinden endişe ediyoruz.

Acaba bu işlerle ilgili olanların duyarsızlığına karşılık aynı ’karanlık’ sokakta çocuklarını nasıl beklerler, düşündüler mi? Hele mezralar bile aydınlanırken bizleri görmezlikten gelmeyiniz.

C.H.
Yazarın Tüm Yazıları