Paylaş
Ama özellikle yeni neslimize ve hatta çoğumuza yabancı gelecek olan bu başlığı önce açıklamak istiyorum.
Cemaziyelevvel, hicri takvimin beşinci ayıdır. Tesadüf eseri olarak, bazı yıllarda miladi takvimin (yani ülkemizde kullanılan takvimin) beşinci ayı olan mayıs ayına tekabül (eşleşmiştir) eder. Her yıl böyle mi olur?
Hayır!
Çünkü hicri takvim ile miladi takvim arasında on gün fark vardır. Ve bu fark nedeniyle değişkenlikler olmaktadır. Örneğin; hicri takvimin ramazan ayını miladi takvime göre farklı aylarda idrak etmekteyiz. (Bir yıl geliyor ki; ramazan temmuz ayında, bir yıl geliyor ki ramazan aralık ayında oluyor.)
Şimdi halk arasında, “Ben onun cemaziyelevvel’ini bilirim” diyerek söylenen sözün çıkış nedenine gelirsek; Yaşadığımız dönemdeki gibi, Osmanlı döneminin son yıllarında da memurlar fakirlik içerisindeydi. Yani Özal’ın “Benim memurum işini bilir” sözlerinin söylenmediği yıllardı ve bu sözleri günümüzde hâlâ algılayamayan veya algılasa da elinden yapacak bir şey gelmeyen bazı garip memurlarımız gibi, o dönemde de memurlarımız yoksullukla mücadele ediyordu.
TORBADAN DON
İşte o yıllarda (şimdiki bilgisayar teknolojisi olmadığı için) evraklar aylık olarak bir torbada toplanıyor ve torbanın üzerine ilgili ayın ismi yazılıyormuş.
Ayağına don almakta zorlanan bir memur her nasılsa bu torbalardan birini çalarak eve getirmiş ve karısına, “Bana bu torbadan bir don dik” demiş!
İşte bu memur, arkadaşıyla birlikte görevli gittiği bir başka kasabada akşam olunca yatmak üzere soyunmuş! Soyunmuş ama, üzerinde evrak torbasından dikilme don var. Ve donun üzerinde ‘cemaziyelevvel’ yazılı!
Arkadaşı bu donu görünce epey gülmüş ve karşılıklı şakalarla geceyi geçirmişler.
VATANDAŞA EZİYET
Yıllar sonra evrak torbasından don diktiren memur, önemli bir makama gelmiş ve de asıp–kesmeye, kendini her insandan büyük görerek, altındakilere, vatandaşlara eziyet etmeye başlamış...
Onun bu davranışlarını duyan arkadaşı etrafındakilere:
“Ona selam söyleyin, ben onun ‘cemaziyelevvel’ini bilirim” demiş.
İşte bu söz, halk arasında geçmişteki yaşamı ile bugünkü yaşamı arasında mal ve davranış farkları gösteren kişiler için kullanılagelmiştir.
Hani halkımızın, “Çabuk hırsız ev sahibini şaşırtır!” diye bir sözü de vardır ya, son yolsuzluk olaylarından sonra Sayın Başbakan ev sahibini şaşırtırcasına ve sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi yukarıdaki ‘cemaziyelevvel’ sözünü başkalarına atfen söyledi.
İyi de bu halkın bir gün kendisine, “Biz senin ‘cemaziyelevvel’ini biliriz” diyeceğini hiç hesaba katmıyor mu?
Bu güzide halkı daha ne kadar kandıracaklarını zannediyorlar?...
Hilmi DİNÇER
(Not: Özal döneminde bakan İsmail Özdağlar olayını ne olduğunu internetteki köşemizde okuyabilirsiniz.)
Üç bakana zor sorular
GEÇMİŞTE dile getirdiğimiz bazı konuları yeniden gündeme getiriyor ve Bakan Erdoğan Bayraktar’a bazı sorular sormak istiyoruz. Bu sorulara verilecek yanıtlar, Bülent Arınç’ın söylediği kavramlar çerçevesinde hareket etmemizi sağlayacak ve insanların suçluluğu kanıtlanana kadar masum oldukları gerçeğini hatırlayacağız.
Örneğin Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar açıklamalıdır ki;
1- Bodrum Usuluk Koyu’ndaki tabiat parkı arazisinin yüzde 20’sinin işgaline neden onay verdi?
2- Bu işgal neticesinde oraya inşa edilen Vogue Hotels Resort Bodrum Oteli’ne neden karşı çıkmadı? Bu, bir kıyı işgali değil midir? Bu, tabiat parkının işgali değil midir?
3- Boğaz’ın en gözde yerlerinden olan İstanbul Altunizade’deki Şehrizar Konakları’nın yapımına kim izin vermiştir? Bu arsalar, I. Derece Doğal Sit Alanı ve Üçüncü Derece Doğal Sit Alanı değil midir? Bu konakların yapımı için birilerine taahhüt verilmiş midir? Bu konakların satış ve pazarlamasını ‘Kral’ın yeğeni Homoud Al-Sabah’ın sahip olduğu şirket mi yapmaktadır? Boğaz’ın siluetini de bozan bu beton yığınları sit alanlarını işgal ederken neden sesiniz çıkmamıştır?
İçişleri Bakanı Muammer Güler’e de sormak isterim.
1- Valiliğiniz döneminde Ataşehir Palladium’un yanındaki lüks siteden daire satın aldınız mı? Sizinle birlikte daire alan bürokratlar kimdir, ödemeler nasıl yapılmıştır ya da yapılmaktadır?
Ayrıca yine operasyonla gündeme gelebilecek ve bakanlara, hükümet yetkililerine sorulabilecek sorular şunlardır:
1- Azerbaycan’da enerji işini almak için Haydar Aliyev Vakfı’na kaç milyon dolar bağışı, kim/kimler yapmıştır? Bu konuda kamuoyu aydınlatılmalıdır.
2- AB Bakanı Egemen Bağış’ın Ataşehir’de lüks rezidanslarda kaç dairesi vardır ve bu daireler hangi gelirlerle alınmıştır? Bunu Bağış’tan duymak tüm Türk milletinin hakkıdır.
Erdal KESKİN- CHP Emek Platformu Hareketi Sözcüsü
BİLİYOR MUSUNUZ?
İÜ, adrese teslim kadro ilanı verdi
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, İstanbul Üniversitesi’nin Sabah’ta (1.12.2013) yayınlanan ilanında; İÜ’ye, İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Hukuk, Edebiyat, Fen fakültelerindeki 150 öğretim üyesi alınacağının duyurulduğunu, bunun ‘doğrudan adrese–şahsa teslim’ niteliğinde kadro ilanı olduğunu belirterek Başbakan’a, “Kadro ilanına ilişkin usulsüzlüklerin iptalini, bu işlemleri tesis edenlerin yasal sorumluluğu hakkında üstünüze düşen görev ve sorumlulukların gereğini yapacak mısınız? Yoksa bu konuyu da görmezden gelip, geçiştirecek misiniz?” diye sorduğunu...
MESAJ PANOSU
ÇYDD Ankara Şubesi’nin yeni yıl kermesi bugün (10.00-17.00) Kızılay’daki Alba Otel’de yapılacak. Bağışçılardan gelen giysi, takı, zücaciye, hediyelik eşya, eski tarihli obje, el emeği ürünler ve ev yapımı yiyeceklerin satışa sunulacağı kermesten elde edilen gelir, bursiyerlerin eğitim projelerinde kullanılacak.
ADALAR Belediyesi’nin Aziz Nesin’in 98. yaşını kutlama amacıyla düzenlediği gecenin bugün Heybeliada Halkı Palas Oteli’nde 14.00’te yapılacak, etkinliğe Ateş Nesin, Müjdat Gezen, Tarık Günersel, Gülsüm Cengiz, Zeynep Aliye, Kamil Yüceoral, Teyfur Erdoğdu Tarih Atölyesi (TETA), Hülya Küçükaras ve Dr. Mustafa Farsakoğlu katılacaklar.
OKUYUNUZ
Bu bileklikler hayat kurtarıyor
MUĞLA Yöresinde Yaşayan Yabancılar Dayanışma Derneği tarafından 2013 Ocak ayından beri yürütülen Can Melek Akıllı bileklikler sayesinde zihinsel engelli aileleri çocuklarımızın kaybolacak diye korkmuyor.
Dernek yöneticileri, Muğla ve ilçelerinde başlatmış oldukları Engelliler İçin Elele kampanyası içerisinde geliştirdikleri, Can Melek Akıllı bileklikler Muğla Valiliği, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Uzaktan Algılama Merkezi’nin de desteğini alarak Türkiye projesi olma peşinde.
Dernek 2013 engelli projesi Muğla kısmında kullanacakları zihinsel engellileri künye bilgilerini taşıyan ve kaybolmaları halinde de ailelerine kolayca ulaşabilecek şekilde bilgileri içeren can melek bilekliklerini Muğla ilinde dernek bedava alarak ailelere ulaştırıyor.
Dernek aynı zamanda bu can melek bileklikler üzerine akıllı cipler takılması için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin de desteğini alarak; güneş enerji sistemiyle çalışılacak ve uzaktan algılama yöntemiyle geliştirilmesi için Avrupa Birliğine ve TÜBİTAK proje desteğine projesini sunarak geliştirmek istiyor.
Dernek başkanı Halil Karanfiloğlu “Bizler dernek olarak zihinsel engelli ve yaşlı kişilerin kaybolmasını önlemek amacıyla sosyal farkındalık yaratarak engelliler için bir proje fikri tasarımını yaptık. Bunun basit bir örneği olarak da can melek ismini verdiğimiz bileklikler tasarladık. Muğla’daki zihinsel engelli ailelerine bedava olarak ulaştırıyoruz. Ama projenin gelişmesi için Valimizden ve rektörümüzden projemize destek isteyerek bu bileklerin bir Türkiye projesi olması yönünde çalışmalar başlatmak istiyoruz. Uzaktan algılanabilen cip takılmasını tasarlanması yönünde Can Melek akıllı bileklik projemizi yazdık. Can meleğimize Sağlık Bakanlığının desteğini bekliyoruz. Üniversitede yapılacak bilimsel araştırmaya ve uygulamaya parasal desteğin sağlanmasını ve tüm Türkiye’de cipli akıllı can meleklerin uygulanmasını istiyoruz. Böylelikle; zihinsel engelliler, alzheimer ve parkinson, epilepsi (sara) hastaları, şeker hastaları, diyaliz (böbrek) hastaları, yüksek (hiper) tansiyon hastalarının kulanması sağlanarak sosyal alandaki bu açığı kapatmayı hedefliyoruz” diyor.
Paylaş