Paylaş
Çünkü 40 bin Türk askeri ve 10 bin polis var. Altyapı eksikliklerine karşın en önemli sektör sayılan turizmde atağa kalkılmış. İnşaat sektörü gözle görülür bir şekilde hızla büyüyor. Annan Raporu ile ilgili referandumdan sonra büyüme yüzde 300’lere ulaşmış. Hele İngiliz Başbakanı Blair’in eşi Cherie Blair’in, mülk alan bir İngiliz çiftin avukatlığını yaparak mülkiyetlerin (eski Rum malı) yabancılara satılabileceği yönünde karar çıkartması, apartman ve ‘kondu’ların sayısını yeniden patlatmış. Kıbrıslı Türkler arasında bu kararın anlamı, "Hey yabancılar, KKTC'den eski Rum malı alabilirsiniz, sizi artık Rumlar dava edemez" olarak yorumlanmaya başlamış. KKTC milli gelirinin 10 bin 200 dolara ulaşması, 17 bin dolardaki Rum kesimi için de beklenmedik bir ekonomik gelişme olmuş.
Ama çanlar kimin için çalıyor?
İNŞAAT FURYASI
Girne’den Esentepe ve Beşparmak üzerine çıkarken neredeyse dağın tepesi bile inşaatla dolmuş. Yaşlı İngiliz deniz kıyısını tercih etmiyor; görüntüsü ve havası nedeniyle sırtlar daha cazibeli sayılıyor. Henüz yolu, suyu, elektriği bile bulunmayan tepeler villalarla dolmaya başlamış. Proje bazında gündeme gelen satışlarla ‘küpler’ini dolduran bazı yap-satçılar için ciddi yakınmalar gündeme geliyor. Bu tür sorunlarla karşılaşan 40 İngiliz'in, peşinatlarını yakmalarını göze almaları, bilinçsizlik ve kontrolsüzlüğün ne boyutlara ulaştığının bir göstergesi sayılabilir.
Lefkoşa temsilcimiz Ömer Bilge, gayrimenkul spekülasyonunun hangi boyutlara vardığını tanık olduğu bir olayla anlatıyor:
“Bir Kıbrıslı Türk, bir İngiliz'e gayrimenkulünü 200 bin sterline satmak üzere anlaşmış. Bu arada Cherie Blair’in mülkiyetlerin yabancılara satılabileceği yönünde karar çıkartması üzerine satıştan hemen vazgeçmiş. İngiliz 300 bin sterlin teklif edince hemen satmış."
Gayrimenkulünü en çok satanların; Türkiye'den göç edenler olduğunun altını çizelim. Bu araziler kendilerine KKTC tarafından tahsis edilen yerler.
Peki bu paralar ne oluyor?
DP kurucuları arasında yer alan, beş yıl siyasete ara verdikten sonra da son iki yıldır, Serdar Denktaş'ın önerisiyle parlamento dışından Ekonomi ve Turizm Bakanlığı'nı yürüten Derviş Kemal Deniz, bu sorunun yanıtını kısaca veriyor:
“Araç alımına gidiyor...”
İsrail’in ciddi oranda gayrimenkul alımı yaptığı yolundaki iddialar somut bir delile dayanmıyor. Ancak Deniz diyor ki:
“Korkunç gayrimenkul alımından korkarım. Çok uyanık olmamız gerekiyor. Bu başıbozukluğa bağlı olarak Kıbrıs’ın ekonomisinin, AB’ye entegrasyonunu sağlamak amacıyla bugüne kadar 22 yasa çıkarttık. Diyebilirim ki, bunların bazıları Rum kesiminden daha ileridedir.”
Ekonomi için gerçek verileri gündeme getiriyor; ciddi özeleştiri yapıyor. KKTC’nin doğal ve tarihi güzelliklerinin henüz keşfedilmediğini, bunun için ciddi bir tanıtım atağına başladıklarını anlatıyor.
KKTC’de bir şeyler ‘kımıldamaya’ başlamışken, Kıbrıs müftüsünün ‘işareti’ ile Ankara’dan çalınan bir düdük işleri zora soktu.
UBP ve DP’den ‘apartılan’larla kurulan yeni parti, iktidar ortağı olacak.
Siyasete atılan lekenin izlerini KKTC basınından kısa başlıklarla öğrenebiliriz:
"Kirlenmişlik”, “Siyasi ahlaksızlığa tepki”, (Transferlerden sonra kurulan parti için) "Yeni bir Türkiye partisi daha... Bu parti Türkiyelileri mağduriyetten kurtarma partisidir", “Müftü devri; Ankara Kıbrıs’ın kuzeyini müftü vasıtasıyla idare edecek", "TMT’den çağrı: Gerçekten milliyetçi iseniz birleşin”.
KKTC, yeni hükümet kurulurken zor bir haftaya giriyor; UBP ve DP’nin tepkileri başlıyor.
Denktaş: Serdar, Kıbrıs konusunda uyardı, iktidarda şafak attı
Bu iş bedelsiz olmaz
RAUF Denktaş’la, iki konferansa katılmak üzere İstanbul'a gelirken uçakta karşılaştık. Gayet keyifliydi; ama o derece de tepkili...
KKTC'deki hükümet değişikliğinde AKP'nin rolünün olduğu düşüncesi KKTC'de tedirginlik yarattı. CTP-DP koalisyonunun son gelişmelerden sonra yürümesinin zorluğuna dikkat çekilirken, CTP'yi tek başına hükümet yapabilmek için UBP ve DP'den milletvekili 'kaldırıldı' ve bir hülle hükümeti kurulması yoluna gidildi.
Bu operasyonun AB'ye verilecek 'tavizler' nedeniyle gerçekleştirildiği yaygın bir kanı...
- Kıbrıs’ta son siyasi skandal nasıl patladı?
- AB'nin istediği tavizler gündeme gelince... Neydi bunlar, AB Dönem Başkanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, Maraş’ın Rumlara iadesini istiyor, Magosa Limanı'nın BM gözetiminde ‘geçici’ olarak açılmasını öneriyor. Kıbrıs'la ilgili 'endişeli' gelişmeler üzerine Serdar (Denktaş), Ankara'da Başbakan'la görüşmeye gidiyor. Kendisine "Kıbrıs'la ilgili gelişmeler bizi teslimiyete götürüyor, yeni bir değerlendirme yapalım" diyor. Demek ki, ondan sonra AKP iktidarında şafak atıyor. Ve bu oyunlar başlıyor. AB'ye bu tavizler verilemez.
- Peki tavizi kim verecek?
- Zaten Annan Planı'na 'evet' demekle taviz verilmişti. Şimdi yeni tavizler gündeme getirilmek isteniyor. Şimdi oyunlar Türkiye üzerinden oynatılıyor. Ama AKP iktidarı bundan çekiniyor. "KKTC’nin taviz vermesi" empoze edilmek isteniyor. Bu tavizler verildiği zaman bu kez 'tavizi sütü bozuk Kıbrıslılar verdi' denilecek. Ali Babacan, AB'ye her konuda görüşmeye hazırız diyor; peki nerede kaldı 'kırmızı çizgiler'imiz?
- Kıbrıs'taki son istifalar ve bunun ardından hükümet değişikliği ve yeni bir partinin kurulması olayına gelirsek...
- Merak etmeyin, yakında perde kalkacak, oynanan oyunlar ortaya çıkacaktır.
Muhalefet kanadından istifa ederek parti kuran dört milletvekilini AKP destekli yönlendirdiği öne sürülen KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer'i yakından tanıyan Denktaş, "Ama günah işledi. Ne yazık ki her adam beklediğimiz gibi çıkmıyor. Kavun değil ki dibini koklayıp anlayalım” diyor.
Biliniz ki bu operasyon bedelsiz olmaz!
Turizm yatırımcıları KKTC’de kuyruğa girdi
KIBRIS'ın kuzeydoğu ucundaki dağlık burun bölgesi Karpaz, Ercan Havaalanı'ndan 70 km. Güney sahili Akdeniz'e bakıyor. Caretta carettaların yumurtlamak için tercih ettikleri Altın Kumsal’ı var. Güneye göç etmeyip Kuzey Kıbrıs'ta yaşamaya devam eden çok az sayıda Rum'a da rastlamak mümkün bölgede.
Bir noktaya geldiğinizde 'Bafra Oteller Bölgesi' tabelası çıkıyor karşınıza.
11 bin yatak kapasiteli 11 otelden oluşan organize bir bölge. Bizim Belek'in küçük bir modeli sayılabilir. Altyapısını Türkiye yapıyor. KKTC, bununla 13 bin olan yatak kapasitesi 25 bine çıkaracak. Bölgede 'ambargo' ve Rumların açtıkları davalar nedeniyle yatırımcıların biraz ürkmüş olmalarından ötürü inşaatların ağırdan gittiği anlaşılıyor. Eğer 2010'a kadar tamamlanırsa, 100 bin turist hedefleniyor.
İnşaatı en hızlı giden ve bitmek üzere olan Kaya grubunun 1400 yataklı 'Artemis Resort'...
DP lideri Serdar Denktaş'ın hükümetten çekilmesiyle bu hafta bakanlık görevinden ayrılacak olan Derviş K. Deniz'in verdiği listeye göre, KKTC'de şu anda 5 yıldızlı otel yapan önemli yatırımcılar Kaya, Merit, Akfen, Alarko, Port Barbaros Karpaz, Limak-Babylon Resort, Kotitaş, Yayöz Tur (Çelebi), Buberang (Boz), Pine Bay(Göçay)- Cyprus Resort... İki yıllık CTP-DP hükümeti dönemindeki başlayan turizm yatırımlarının 225 milyon doları bulduğunu söylüyor. Toplam proje maliyeti ise 1 milyar 250 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
FETTAH TAMİNCE BAŞVURDU
Buna karşılık, yatırım için başvuruda bulunan yatırımcıların sayısı ise son iki yılda 65'e yükselmiş. Bu arada Karpaz'tan başka Güzelyurt bölgesinde de yeni bir turizm bölgesi açılması düşünülüyormuş.
KKTC'ye yatırım yapmak isteyenler arasında Fettah Tamince'nin Rixos'u başta olmak üzere, Türkiye'de turizm yatırımları bulunan Gloria Özaltın, IC Hotel Antbel, Clup Alibey (Güral), Akfen (ikinci başvuru), Göçay Kıbrıs (Pine Bay), Tuz Tour, Kolin İnşaat, First Choice-Özteş İnşaat (Pegasus), Polat ve Yazıcı'nın (Corneila de Lux Resort) isimleri dikkat çekiyor.
İngiliz The British Lewis Trust Group” da bölgede 600 teknelik “Port Barbaros” adlı bir yat limanı projesine sahip.
DSP’nin Çorlu mitinginden izlenimler
ÇORLU’da dün DSP’nin “Size söyleyeceklerim var” başlıklı mitingi vardı. Genel Başkan Sezer Cuma günü Giresun’da fındık, dün ise ayçiçek mitinginde konuştu… Bugün ise Kilis’te üzüm mitingi düzenliyor DSP…
Çorlu’daki miting için büyük hazırlık yapılmıştı. Geniş bir platformda buğdaydan mazota, sütten çalışanlarına kadar her konuda AKP iktidarının ortaya çıkan verilerlee ‘kötü yönetim’ ve ‘beceriksizlikler’ gösteriliyordu.
Çorlu’da kalabalık bir topluluğa hitap ederken,Başbakanın kendisini ‘aç tavuk ambarı’nda gördüğünü savunan Sezer, “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var. Başbakan bu sözü sakın unutmasın…” dedi. Başbakanın kendisini ‘av tavuk ambarında gördüğünü’ de söyledi Sezer… CHP lideri Baykal’ın Erdoğan’a koltuk değneği olduğunu belirterek ”Bu milletin kabusu olan Erdoğan ve Baykal’dan sizleri kurtaracağız” diye konuştu.
DSP lideri,ekonomide ‘karanlık tablo’yu sıralarken,sıkıntılı sürecin yakında biteceğini savundu ve “Bir yıl içindeki oynanacak son finalle Türk halkının yeni yüzü ve güler yüzlülüğü ortaya çıkacaktır” dedi. Mitingle ilgili izlenimler şöyle:
- DSP Çorlu mitinginin organizasyonunu İstanbul eski milletvekili Ahmet Güzel düzenlemişti. “Bir haftadır Trakya’dayım. Köylünün, çiftçinin, tekstil işçisinin ve emeklinin ne kadar mağdur olduğunu gördüm. Herkes ağlıyor” diyordu. Mitinge katılanların çoğunluğu köylü ve üretici kesimdendi. Bir köylü “Buğday üç yıl önce de 350 bin liraydı, bugün de aynı” diye sıkıntısını dile getiriyordu.
- Genel Başkan Sezer’in yeni emekli olan memur eşi Ülkenur Sezer’in de ilk kez kürsüye çıkarak, halkı selamlaması dikkati çekti. Sezer ailesinin iki çocukları olduğunu da bu arada öğrenildi. Genel Başkan Zeki Sezer, Türkiye’nin sorunlarını anlatırken “Ben Türküleri çok severim… Dert bir değil, elvan elvan” deyince büyük alkış aldı.
- DSP Genel Sekreteri Ahmet Tan, Ankara ve İstanbul’dan gelen gazeteci dostlarıyla mitingde kaç kişi olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu. Bizler “8-10 bin kişi” dedik. Genellikle bu sayısı üzerinde herkes hemfikir oldu. Çorlu Emniyeti de, Merkez Tekirdağ’a bu sayının 20 bin olduğunu iddia ettiler.
- Bir gün önce Giresun’daki fındık mitinginde konuşan Zeki Sezer, toplanan kalabalıktan ve halkın iktidara olan tepkisinden çok memnun olduğunu söylerken “Halk DSP’yi aramaya başladı” diyor. DSP’nin üç ayrı coğrafyada birer gün arayla üç ayrı ürün bazında miting yapmasını biz ilk kez görüyoruz. DSP’liler, “Bizleri miting meydanlarında daha sık göreceksiniz” diyor.
- DSP yöneticilerinden Mahsun Türker, kendisiyle sohbet edenlere “Türkiye sonbahardan itibaren zor bir döneme giriyor” dedi ve halkın AKP iktidarının oyunlarına karşı uyanık olması gerektiğini söyledi.
ATLARIN ÇEKTİĞİ TRAKTÖRLER
- Mitingin en renkli sahnelerinden biri de; mitingin yapıldığı Atatürk Meydanı’na atların çektiği eski üç traktör ile bir öküz arabası, çiftçinin bugün ne hallere düştüğünün göstergesiydi sanki.
- Mitingi izleyenler arasında SHP Tekirdağ İl Başkanı Avukat Atlan Sabri Ertemel, Merkez İlçe Başkanı Erol İnce ve Çorlu İlçe Başkanı Hasan Öztürk de bulunuyordu. Sohbetlerde herkesin ortak görüşü; “Sol bu seçimlere birlikte hareket etmeleridir.” Tabii bu birlikteliği sağlamayan Baykal dönek eleştiriler dikkati çekti.
- DSP Genel Merkez yöneticileri,mitingin yapıldığı meydana giden yolun kapatılmasının, baştan kendilerine CHP’li Belediyenin bir oyunu sandılar. Ancakmeydan ve kaldırım düzenlemesinin bir yıldır sürdüğünü öğrenince de tepki gösterdiler ve “Üç beş ayda bitirilecek bu işin bu kadar uzun sürmesi, sosyal demokrat bir partiye yakışmıyor” dediler.
- DSP Tekirdağ’dan iki dönem milletvekili seçilen, Çorlu Vatan Hastanesi Başhekimi Dr. Bayram Fırat Dayanıklı,eski Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ve eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Necdet Tekin ve Zeki Oyunları’nın yöneticisi, eski milletvekili Emrehan Halıcı da mitingi izleyenler arasındaydı.
- Dr. Fırat Dayanıklı, “Liderimiz Zeki Sezer’in, performansını altı ay öncesine göre daha iyi buldum. Artık yeniden bir araya gelip çiçek gibi demet olmamız lazım” dedi.Nükleer tıp ve iç hastalıklar uzmanı olan Dr. Dayanıklı, sağlıkta bu iktidarın büyük yanlışlar yaptığını, hizmetlerin çöktüğünü belirterek “Devlet hastanelerinde kanser gibi tetkiklerin yapılmadığını, birçok vatandaşın kanser olduğunu öğrenmeden öldüğünü belirterek “Genel Sağlık sigortası diye diye vatandaşa kazık atılıyor” dedi.
Paylaş