Paylaş
Bahçelievler, Kartaltepe’de imar planlarında ‘okul alanı’ olarak gözüken 8 dönümlük yere Bakanlık okul yapmayacağını bildirir ve yer satılır. Erbar İnşaat Turizm, Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. yeri 2005’de 3 trilyona satın alır. Okul yerini almak biraz ‘akıllılıktır’! Aradan zaman geçer İlçe Milli Eğitim, bu kez doğan ihtiyaç karşısında yerin kamulaştırılmasını ister. Özel İdare’nin, 10 trilyon verdiği yere sahipleri 18 trilyon isterler. Arsa sahipleri, ‘zamanı denk geldiği’ için Büyükşehir’den de plan tadilatı isterler... Önerileri de; 4 dönümüne okul (32 derslik) yapalım; gerisini de bize ‘ticari alan artı konut’ olarak bırakın. (2.5 emsal. Proje, geçen dönem Büyükşehir Meclisi’nden geçer, Vatan’daki manşet de bunu anlatır. Bu arsanın ortaklarından biri ve şirketin müdürü Atalay Oğul’dur... Ne yazık ki, kendi arsasına da olumlu oy kullanır! CHP’de deprem yaratan bu olay nedeniyle Oğul’un partiden ihraç edileceği söylenir ama unutulur. Dosya da bu döneme kalır. Bu arada, Atalay Oğul yine Bahçelievler 1. sıradan seçilir ve Büyükşehir Meclis’ine girer. Bu kez grup yöneticisi seçilir yani ‘rütbelenir’. Ve dosya geçen hafta Meclis’ten geçer.
Baykal ne diyordu: “Orada (Büyükşehir’de) yavşak işler oluyormuş!”
Kadir Topbaş, Esenyurt’ta damadının yerini 9.9’dan 99 metreye çıkartan imar izni verirse, CHP’lilere bu kadar rant düşmüş çok mu? Onlara da İETT ve İSKİ bütçelerine red oyu vermek düşer.
Öymen’in kellesi kime yarar!
ONUR Öymen açılım görüşmelerinde, “Analar ağlamasın” haklı endişesi ile çok gecikmiş olsa da, yeni bir düzenleme yapmaya çalışan AKP politikalarına cevap verirken, isyan edenler hakkında uygulanan cezai tedbirlerin zorunluluk sonucu olduğuna dair değerlendirmeleri ve özellikle Tunceli (Dersim) isyanı ile söyledikleri nedeniyle eleştiriliyor.
İktidar yanlılarının beyanlarını ve istismarlarını anlamak mümkün ama parti içinden gelen istifa sesleri tarihi gerçeklerle örtüşmüyor.
Tunceli (Dersim) bölgesi, Osmanlı döneminde idari yapılanma ile ilgili olarak sahip olduğu, bağımsız, özerk yapılanmasını Tanzimat’tan sonra kaybetmiş ve bu durum, bölgeyi dilediği gibi sömüren feodal unsurlar (Batman’da bir şeyh oğlunun hafta sonundaki düğününde basına intikal eden manzaralar 21. yüzyılda da değişen bir şey olmadığını gösteriyor.) tarafından her vesile ile isyan nedeni yapılmıştır.
Sn. Öymen’in konuşmasında bahse konu olan isyan, 1937 Mart’ında askeri birliklere yapılan saldırı ile başlamış ve asker mevcudunun tamamı katledilmiştir. Bu katliamın (isyan) bastırılmasındaki zecri uygulamalar ve sonucundaki idari tedbirler (sürgün ve diğer tedbirler) tartışılır. Ancak isyan edip katliam yapanların varlığı da bir gerçektir. Bu tedbirler ve uygulamalar anaları ne yazık ki ağlatmıştı ve ne yazıktır ki katledilen asker anaları da ağlamıştır.
Öymen, anaların ağlaması tehlikesine rağmen isyanın bastırılması gerekliliğinden (PKK isyanının da zecri tedbirleri zorunlu kıldığı gerçeğine değinerek) özetle bir zorunluluk halinden bahsetmiş olup, “Bunu göz ardı edecek bir devlet yapılanması düşünülemez. Devlet, bütün tedbirlerini hukuk içinde kalarak almalıdır. Çağımız hukuk devletinin vazgeçilmez önşartı budur. Devlet aynı zamanda kendini de savunmak zorundadır. Bu da devlet olmanın gereğidir” demiştir.
Öymen bu gerçeklerin ötesinde farklı bir noktaya işaret etmemesine rağmen, kendi partisi içinde sahipsiz kalması ne ‘Dersim’ kalkışması gerçeği ile bağdaşır, ne de Kürt açılımı konusundaki CHP yaklaşımının tutarlılığını ortadan kaldırır.
Türkiye uyuyor
OSMAN Öcalan’ın Türkiye’ye dönmek isterken, Abdullah Öcalan’a ‘arkadaş’ gönderilmesi traji komikliktir. Bu durum hangi hukuk ile açıklanacaktır. Örgüt suçlusu 5 kişinin örgüt başına yakınlıkları nedeniyle seçildikleri anlaşılıyor. Bunlar, Türk askerini nasıl öldürdüklerine dair hatıralarını anlatacaklardır. Muhalefet unutmasın ki; yargıerki (kanunun tatbiki) zaafa uğrayan devlet, hakimiyet hakkını da kaybeder.
Ticaret Borsası’nda muhalifler ayaklandı
İSTANBUL Ticaret Borsası’nın aralıksız 52 yıldır yönetim kurulu başkanlığını yapan Nejat Ekrem Basmacı’nın (90) başı bugünlerde belada... 9 kişilik yönetim kurulundan 6’sının imzasıyla Disiplin Kurulu’na verilme gerekçesi olarak Başkan’ın gazetecilere “Ofisimde çıplak kız var; fişini taktığımda suyla yıkanıyor; viskimi içip bu kızı seyrediyorum. Onu bile bırakıp Borsa’ya geliyorum, bu hastalık değil mi?” demesiyle Borsa’nın itibarını zedelediği öne sürülüyor. ‘Kanuni Sultan Süleyman’ olarak adlandırılan Basmacı ilk kez bir muhalefetle karşılaşıyor. Bu arada muhaliflerin, başta Sanayi-Ticaret Bakanlığı müfettişi Reşat Özsoğuk’u ile bürokratlar, siyasetçiler, oda yöneticileri, gazeteciler, emekli generaller, valiler ve sanatçıların aralarında bulunduğu 140 kişilik bir ‘hediye listesi’ni de Bakanlığa gönderdikleri öğrenildi.
BİLİYOR MUSUNUZ
* YARGIÇ ve savcıların telefonlarının dinlenmesini kınamak üzere İstanbul Barosu’nun bugün 12.00’de baro önünden başlatacağı yürüyüşe adlarını açıklamak istemeyen 17 yargıç ve 6 cumhuriyet savcısının (bu konuda iddianame hazırlayan ve böyle iddialara göre tutuklama kararı verenler yok) katılacağının duyurulduğunu...
* DİSK’in Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sendikamıza üye oldukları için işten çıkartılan 18 işçinin 45 gündür yürüttükleri direnişin anlaşma sağlanması üzerine işe başladıklarının açıklandığını...
* AKP’den Artvin belediye başkan adayı olan eski DYP’li Orhan Yazıcı’nın, 10 aydır Rize’ye gelmeden eski görevi olan İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olarak maaş aldığının yerel basında gündeme getirildiğini...
Paylaş