SON yağışlar İstanbul’da su ve sel baskınlarına sebep oldu. Lağım ve sel suları yine binlerce vatandaşımızı mağdur etmekle kalmadı, aynı zamanda şehir ve halk sağlığını da tehlikeye attı.
Lağım suları ile gelen patojenik mikroplar koruyucu hekimlik yönünden son derece sakıncalı ve kalıcı bir ortam yaratıyor. Tehlikenin gelmekte olduğunu haber alan İstanbul Belediyesi ise mazgal temizlikleri yaparak bu soruna palyatif önlemlerle çare arıyor. Oysa ki senelerdir süregelen vatandaşı mağdur eden şehirlerin cadde ve sokaklarını çağ dışı bir görüntüye sokan bu sorumsuzluğun kesin çözümü 2560 sayılı yasada düğümlenmektedir.
Bu konuyu sizin köşenizde daha önce dile getirdim.
Halen yürlükte olan 2560 sayılı ‘Su ve Kanalizasyon İdareleri’ Yasasındaki 2b maddesi ile 25. madde arasındaki çelişkili durum düzeltilmediği yani atıksu da olduğu gibi yağış sularının da zararsız hale getirimesi için mevcut kanalizasyon idarelerine yasal yetki verilmediği sürece, sadece İstanbul değil ‘ülkemiz her zaman bu felaketler yaşayacaktır.’
8.10.2004’de köşenizden yaptığım bu uyarının üzerinden 9 ay gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen, yetkili ve yöneticiler halen sorumluluklarının gereğini yerine getirmiyorlar. Konuyla ilgili Sn. Cumhurbaşkanımızın da yardımlarıyla yapmış olduğumuz girişimler neticesinde İstanbul Belediyesi’nce alınan İSKİ’nin yetki alanı dışındaki dere ıslah çalışmalarının İSKİ’ye devredilmesi kararı da hizmetin finansman kaynağı yasal olarak garanti altına alınmadıkça, sorunun tekniğine uygun olarak çözümüne yeterli katkıyı sağlayamayacaktır.’
1960’larda bu kanunu hazırlamak için İstanbul Belediyesi’nde müşavir olarak görev yapan Almanya’nın ‘Kanalizasyonun Papası’ olarak anılan rahmetli Ord. Prof. D.Kehr’in, daha sonra gelen ABD-İsviçre konsorsiyumu DAMOC projesindeki öneriler dikkate alınıp planlasaydı, yağmur suyu kanalları inşaatlarına atık su kanallarında olduğu gibi İSKİ yasasının çıktığı 1981’de başlansaydı, bugün bu facialar yaşanmazdı.
Ertan SUNGUR
İnşaat Yüksek Mühendisi
İstanbul Belediyesi Mecralar eski Müdürü
MESAM bizi zora sokmuyor mu
MESAM, 30.6.2005 tarihinde müzik yapım şirketlerine gönderdiği bir faksla ‘Devir Olunan Yapımlar ve Yapım Çoğaltım Dosyaları’ ile ilgili yeni bir düzenleme yapıyor. Yönetim Kurulu’nun 14.6.2005 tarih ve 302 sayı ile aldığı kararda şöyle deniyor:
‘30.12.2002 tarihi ve sonrasında devir olunan yapımlarda devir alan yapımcının çoğaltım/ek çoğaltım taleplerinin birliğimizce karşılanabilmesi için çoğaltım/ek çoğaltım başvurusunda bulunan firmadan devrin hukuka uygun olup olmadığının devir edenin işbu devre yetkili olup olmadığını gösterir belge istenecektir.’
NEDEN ŞİMDİ?
Bir müzik yapımcısı, burada bir haksızlık olduğunu belirterek, ‘Peki devir işlemi neden 2002’den başlatılıyor? Asıl önemlisi, neden böyle bir karar?’ diyor. Ve haklı olarak şunları söylüyor:
‘Böyle bir karar yeni uygulamaya konuyorsa, uygulamaya konduğu tarihten sonraki yapımları kapsamalıdır. 2002’den sonra devir işlemlerini eski kanuna göre yapanlar mağdur olmuyor mu? Eskiden albümlerin başka bir şirkete devrinde yeniden söz ve müzik yazarlarından izin alınmasına neden gerek yoktu, şimdi neden duyuluyor? Sanatçı hakkı tamam da, ‘arşive’ düşmüş bir albümü yeniden çıkartmak için her seferinde bir bedel ödemek biz yapımcıları ekonomik olarak zora sokmaz mı? Bu albümler daha çok ‘prestij’ için basılıyor, pek de bir getirisi olmuyor. Bu albümleri devralan yapımcı şirketler zaten ilgili meslek birliklerine mekanik telifleri bandrol adetleri üzerinden ödemeye devam etmekteler. Burada hiçbir hak kaybı söz konusu değildir.’
Böyle kár edilmez
DIGITURK aboneliğimi tayin sebebiyle bu yıl başında iptal ettirdim. Bütün ödemelerimi de yaptım. Ancak 4 YTL’lik bir fatura geldi. Uzaktan kumandanın kırık kapağı içinmiş. Ödedim. Ardından 50 YTL’lik bir fatura daha geldi. İncelediğimde; 2000 ve 2001’de sinema salonlarında filmler seyretmişim ama bunların ücretini almamışlar. Telefon hatlarında olabilecek bir arızadan dolayı faturama yansımamış. Yani ben aboneliğimi iptal ettirmesem bu filmleri bedava seyretmiş olacaktım.
Eski tarihlere ait ödemelerimi saklamadığımdan ispat edemedim. Bir de bu faturalarımı eski adresime göndermişler. Benim elime ulaştığında çoktan faiz yemeye başlamış. Ardından icra emri geldi. 60 YTL ödemem isteniyordu. Baktım ‘şimdilik’ yapacak bir şey yok. Avukatımı aradım. Ve bir şok da burada yaşadım. 60 YTL için benden 187 YTL istiyorlardı. İcralık duruma düşmemek için 11.07.2005 tarihinde mecburen yatırdım.
DIGITURK’ün zarar ettiği söyleniyor. DIGITURK yöneticileri, abonelerden alınan haksız ödemelerle bu zararı kapatacaklarını düşünüyorlar galiba. Bu nasıl bir ticari ahlaktır diye kendilerine soruyorum?
Hasan Ata ÖZTÜRKataozturk@ziraatbank.com.tr
‘Sporcuyuz’ bahanesi
MAÇ izlemek için Galatasaray-Viyana Spor Kulübü Lokali’ne gidip bira içmek istedim. Buranın spor lokali olduğunu, sporcu olduklarını belirterek içki bulundurmadıklarını söylediler. Sigara içtiklerini görünce nikotinin alkolden daha zararlı olduğunu söyledim. Bunun üzerine, imam hatip okulu mezunu olduğunu belirten biri biranın haram ve günah olduğunu söyledi. Her türlü inanca saygım sonsuz; ama hiç kimse kendi yaşam tarzını başkalarına empoze etmeye çalışmamalı. Hoşgörüden yoksun bu insanlar, Hıristiyan bir ülkede böyle davranıyorlarsa kim bilir Türkiye’de neler yapıyorlar?
Dr. Hasan AKÇAY - VİYANA
Kuşlar kaçtı
AKKAYA Barajı’na bu yıl ilk kez göç eden kuşlar bölgeyi terk ediyorlar. Çünkü baraj sulama ve buharlaşmayla suyunu çekti. Çayır, çimen ortaya çıkınca kuşların konakladığı alanlara biçerdöverler, traktörler girdi. Niğde Üniversitesi bölgedeki atıklarını kaldırarak duyarlılık gösterirken, Niğde Belediyesi’ne ait arıtma tesisi düzenli olarak faaliyet göstermediği için değişen bir şey olmadı. Şu an baraj çevresinde 54 tane filamingo, 4 tane dikkuyruk ve 2 adet kırlangıç kaldı. Su kaynağına ek olarak yeni su girdisi sağlanamazsa Niğde’nin bir kuş cenneti olamayacak.
Ömer Fethi BOR-NİĞDE
Çitleri söktük
KARAGEDİK (Gölbaşı-Ankara) Belediye Başkanı Ahmet Dinç 13.07.2005’te köşemizde yer alan ‘Meralarımız Arsalanıyor’ başlıklı yazı üzerine şu açıklamayı gönderdi:
‘Yazıda adı geçen Günalan Köyü mahalleye dönüşerek belediyemize bağlanmıştır. Muhtar Erdal Candemir tarafından tel çit çekilerek ağaç dikilen alan köy merasıdır. Bu alana tecavüz ediliş, köyün belediyemize bağlanmadan 3 yıl öncesine rastlamaktadır. Gerek vatandaşlar gerek basından yapılan şikáyetler üzerine bu alana müdahale edilmiş, tel çit kazıklarıyla beraber sökülmüş, dikilen ağaçların bakımı belediyemizce üstlenilmiş, alan halkımıza mal edilmiştir.
GÜNÜN SÖZÜ
(Başbakan’a hitaben) En yetkili makamdasınız. Erdemir’i satarsınız veya satmazsınız. Bu olay vicdanen sizin sorumluluğunuzda. Ancak; görmediğiniz, gezmediğiniz, bilmediğiniz Erdemir hakkında uluorta söyleyemezsiniz. Erdemir’de çalışanları, Ereğli, Zonguldak ve Türk halkını rencide etmeye hakkınız yok.
(Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık)
Biliyor musunuz
SAADET Partisi Gençlik Kolları tarafından yurt genelinde düzenlenen ‘bölge piknikleri’nde kadın ve erkeklerin ayrı ayrı oturduğunu, İstanbul’da yapılan piknikte piknikçilerin abdest almaları için İSKİ’den tanker talep edildiğini...
Meaj Panosu
SUADİYE’deki Remzi Kitabevi’nden bir kitap aldım. Yorulmuştum, mağazanın içindeki kafe gibi benzeri yerde oturup bir çay içtim. Çayın fiyatını sorduğumda 2 YTL 50 kuruş dediler. Remzi Kitabevi’nin kitap ve kırtasiyeden kazandığı yetmiyor olacak, kafetarya işletmeciliğine soyunmuş. Yaptıkları kültür hizmetinin felsefesine yakışmıyor.
Ayhan ALPER
İSTİKLAL Caddesi’nde bulunan Rumeli Han’ın en üst katındaki Vento Bar (terasında) sabah 04.00’e kadar müzik çalıyor. Daha önce polisle görüştük. Aldığımız cevap, ‘TKP’nin üst katında olduğumuz için baskı yapıyorsunuz’ diyorlar oldu. Beyoğlu Belediyesi’nden yetkililer kapatma cezası verdiklerini ama aynı şeyi sürdüklerini söyledi. Yıllardır eğlencenin göbeğinde yaşayan fakat rahatsız olmayan bizler artık evimizde oturamaz olduk.
Barış AKSOY
Etkinlikler
HALK Ozanı Aşık Veysel’in anısına Sivas-Şarkışla’da düzenlenen Uluslararası Aşık Veysel Aşıklar Bayramı başladı.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı ile Mamak Belediyesi’nin işbirliğiyle Ankara’da düzenlenen 1. Türk Halk Müziği Festivali bugün Musa Eroğlu, Latife Erarslan ve Cengiz Akar’ın seslendireceği türkülerle açılıyor.
KONAK Belediyesi’nin düzenlediği Tiyatro ve Piyano Sokak Buluşmaları, Tarla Faresi Tiyatro ve Oyun Atölyesi’nce sahnelenen Sevda Bahçesi oyunu ile başladı.