TÜRKİYE'nin ve turizmcilerin gündeminde çok önemli bir olay var. Ama yeteri kadar üzerinde durulmuyor.
Geçtiğimiz günlerde Urfa'da kaldığı otel odasında öldürülen Tayvanlı bir genç kızın (Liu Chien Ying) cenazesi, maddi imkánsızlık nedeniyle Adana'da ve İslami anlayışa göre toprağa verildi.
Hürriyet Gazetesi'nin bu konuda yaptığı haberde; yeterli paraları olmayan öldürülen genç kızın anne ve babasının, cenaze için Türkiye'ye güçlükle geldiklerinden söz ediliyordu. Yoksulluk nedeniyle ölen kızın erkek kardeşini yanlarında getirememişlerdi.
Hürriyet dışında, bu insanlık dramına gereken duyarlılığı gösteren pek kimse olmadı. Adana'da yapılan cenaze töreni öncesinde, kızlarının kefen içindeki fotoğraflarını çeken ana ve babanın hali hiç kimseyi harekete geçirmedi. Başta turizmciler, kısaca hepimiz, utanç verici bir sessizliğe büründük.
Doğrusu, turizmcileri ve asıl onların meslek kuruluşlarını bu denli duyarsızlığa iten nedenler, merak konusu olmalı. Şimdi birileri kalkıp da; sakın, bu münferit bir polisiye olaydır, büyüterek karşı propagandaya yol açmayalım, dünyanın her yerinde böyle şeylere rastlanır, demesinler.
İlkelliğin bu kadarı da fazla. Biraz ağır kaçacak ama yüzsüzlük olur. Artık sormak zamanı geldi.
Neredesiniz turizmciler? TÜRSAB'ın GAP Bölgesel Yürütme Kurulu ve Merkez Yönetimi? Turizm Bakanlığı ve Sayın Bahçeli'ye bağlı Tanıtma Fonu? THY'nin Halkla İlişkiler Başkanlığı? Ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin Sayın Başkanı, neredesiniz? Bu konuda daha fazla suskun kalamazsınız. Hele duyarsız hiç. Şimdi görev turizmcilere düşüyor.
TAŞAR KAYITSIZ KALDI
Turizmciler, örgütlerinize, bu işin sadece hac ve umre tacirliğinden ibaret olmadığını hatırlatmalısınız.
Turizm Bakanı Sayın Taşar'a, ülkemizde bulunan aileyi hemen kabul ederek, isterlerse cenazelerini götürmelerine yardımcı olacağınızı söylemelisiniz.
Bu işi yapacak kadar bütçe mutlaka bulunur. Eğer yoksa bir kampanya açın, açalım. En azından bu ülkede duyarlı insan olmanın sorumluluğu yerine getirilir. THY o bölgeye uçuyor, cenaze taşınabilir. Tanıtma Fonu'ndan bu aileye destek olunabilir. Evet bunlara önayak olacak kesim sizsiniz.
Ve siz Urfa Belediye Başkanı, yeryüzündeki bütün inançlar adına kutsal olduğunu, göğsümüzü gere gere söylediğimiz bir kentte, böylesine iğrenç bir olaya nasıl seyirci kalırsınız? Ölüye ve yakınlarına nasıl sahip çıkmazsınız? Akıl almıyor. Ülkemizi ziyarete gelmiş bir genç kız vahşice öldürülüyor. Ortada tek bir sorumlu yok. Düşünün bakalım, bir Batılı olsaydı. Bu denli sessiz ve kayıtsız kalınır mıydı?
Bahattin YÜCEL-Eski Turizm ve Tanıtma Bakanı-İSTANBUL
İslamiyet’te sessiz devrim
HULKİ Cevizoğlu'nun 'Ceviz Kabuğu' programında MÜ İlahiyat Fakültesi'nin tefsir ve din sosyoloğu uzmanı Prof. Bayraktar Bayraklı, İslamiyet'te 'sessiz devrim' sayılabilecek bazı görüşler öne sürdü.
Söylediklerini İslam dünyasında masaya yatırabilecekler mi?
Hocaya göre, artık bazı şeyler tartışılmalı.
'Ateş Ortası'nda kitabının yazarı, gazeteci Vedat Yenerer, hac sırasında yaşadıklarını anlatırken, Diyanet'in bazı konulara duyarsız kaldığını anlattı. Bu yıl hacca gideceğini bildiren Prof. Bayraklı çarpıcı iki şey söyledi.
ŞEYTAN TAŞLAMA Müslümanların Mina'da taşlama eyleminin yeniden sorgulanması gerekiyor. Bazı problemlerin yaşandığı doğrudur. Ancak ben taş atmayacağım. İnsanlar taş atmadan önce nefislerini taşlamalıdır. İslamiyet akıl dinidir. ('Ancak Hz. Muhammed taşlamış' diyen izleyiciye, 'Peygamberimiz şeytanı gördüğü için taşlamış, sen şeytanı gördün mü?' diye karşılık verdi.)
KURBAN KESME Kábe'de 'hac kurbanı' kesmek farzdır. Ancak, öyle söylendiği gibi 800 bin koçun hemen kesildiği saat 11.00'de bildirilip hacı adaylarına 'ihramdan çıkın'' deniliyorsa yalan söylenmiş olmuyor mu?
HACDA KURBAN KESİMİ
Programda vekáletle kurban kesilip kesilmeyeceği tartışıldı. İslam Kalkınma Bankası'nın vekálet veren her hacının kurbanının kesilip kesilmediği tespit edilemiyor. Gazeteci Yenerer, 100 dolar karşılığı kestirilen kurbanların Türkiye'ye getirilmesi konusunda Diyanet'in yıllardır ihmalkár davrandığını söyledi. Hulki Cevizoğlu, ‘‘65-70 bin Türk hacının kurban paralarının ülkede kalması için THK gibi kurumlara vekálet verilirse, hayvancılık sektörünün gelişiminde kullanılabileceğini’’ belirtti. Prof. Bayraklı da bu görüşe katıldı. Yenerer, hacda 'Allah yolunda vefat ettiği' söylenenlerin çoğunun Suud polisinin cop darbeleri ile izdiham sırasında ezilerek öldüğünü anlattı. Bazı hacıların, şeker hastalarına iyi geldiği iddiasıyla, kasap olmayan kişilere ayakta pala ile deveyi boynundan kestirerek dillerini yediklerini anlattı. Arafat'ta Hz. Havva ile Hz. Adem'in el ele tutuştuğunu hatırlatan Cevizoğlu, ‘‘Hacda karı-kocanın el ele tutuşması niye yasak olsun. Aslında ilk sevgililer günü, Havva ile Adem'in el ele tutuşması değil midir’’ dedi.
Soygunun şiddeti kaç?
YİNE canlarımız gitti. Vatandaş çürük raporu verilen binada oturuyor. İki gerçek ortaya çıktı: Hasarların giderilmesi konusunda yapılan çalışmalar gerçekçi değildir ve vatandaş konuyu hiç önemsememektedir.
Çay İlçesi'nde sanayi sitesi yerle bir olmuş, pazar günü olması sebebiyle can kaybı olmamıştır. Bunu depremin şiddetiyle değil, soygunun şiddetiyle izah edebiliriz.
Kerpiç ve yığma binalarda vatandaş bildiği gibi yaşamaya devam ederse, bu durumda da ölenler için ‘‘ne şehittir ne gazi’’ demekten başka yol kalmıyor galiba.
Sacit KAYASU-ADANA
Kim alır?
ŞANLIURFA'da bugün Telekom'un keşif tutarı 18 trilyon olan 1. grup (Şanlıurfa, Gaziantep, K.Maraş, Kilis, Adıyaman) yeraltı (global) ihalesi varmış. Bir müteahhit okurumuz, cumartesi günü ihaleyi Akgünler İnşaat'ın alacağını ileri sürünce ‘‘Kim bu?’’ dedik. MHP'li Muzaffer Çakmaklı'nınmış; milletvekili olunca şirketi kardeşleri ve yeğeni Ali Çakmaklı'ya devretmiş. Kardeşi Necdet Çakmaklı da, MHP İl Başkanı'ymış; ünlü 'Vurgun Operasyonu' nedeniyle önceki ihalelerinden ötürü DGM'de sorgulanmış.
Okurumuz Urfa içme suyu ve hükümet konağı ihaleleriyle ilgili ilginç şeyler anlattı... Bugünü bekleyelim. Ama soru şu:
‘‘MHP'ye bağlı bir kuruluşun ihalesini MHP'li bir ailenin alması ne derece doğrudur?’’