Bir ayağı kırık soğukta kalan bir insan olsaydı

Her geçen gün insanların vahşilik konusunda yırtıcı hayvanların önüne geçmeye başladığı dünyamızda, duyguları ile harekete geçebilen kimseleri görmek insanı bir nebze olsun rahatlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde, yaşadığım siteye sığınmış kedilerden bir tanesinin arka ayağının kırık olduğunu fark ettim. Kediyi apar topar bize yakın olan VETA Veteriner Kliniği’ne götürdüm. Veteriner hekim muayenesinin ardından ayağının kırık olduğunu doğruladı. Ancak yavru kedi olduğu ve gelişimini henüz tamamlamadığı için bandaj yapılamayacağını, ameliyat edilmesinin şart olduğunu söyledi.
Bu arada sokak hayvanlarına duyarlılığı ile pek çok insanın gönlünde taht kuran Yenimahalle Belediyesi ile temas kurdum. Oradan görüştüğüm Tuğba Hanım, konu ile en az benim kadar ilgilendi ve yavru kedinin ameliyatı için araştırma yapmaya başladı. Kısa süre sonra Tuğba Hanım’dan ilk güzel haber geldi. Yenimahalle’nin duruşu sert kalbi yumuşak başkan yardımcısı Şenol Balaban, yavru kedinin tüm masraflarını karşılayarak ‘babası’ olmaya karar vermişti.
Yavru kedinin ameliyatı, İbrahim ve Gonca Gülen’in Kedi Terapi Veteriner Kliniği’nde Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Beşaltı tarafından yapıldı. Kırık olan sağ arka ayağına 2 tane pim takıldı.
NAZIM HİKMET’İN ŞİİRİ
Bazı okuyucular, bu satırlardan sonra ‘memleketin daha önemli meseleleri var’ diyebilirler. Ancak böyle düşünen kimselerin bir türlü düşünemedikleri bir de gerçek var... O gerçek, memleketin başına musallat olan sorunların önemli bir bölümünün bu bencil ve doğa tanımaz zihniyetten kaynaklandığı gerçeği...
Sevgiden, sevmekten ve sevilmekten yoksun kalmış insanların hissettirmeden, hepimize dayattığı sevgisiz memleket, sevgisiz dünya hayali...
Katlettiğimiz Atatürk Orman Çiftliği bunun en güzel örneği değil mi?..
İçinde hayvanlara dair bir sevginin kendisi ya da en azından izleri bulunmayan insanlar, zaten bir ayağı kırılıp da soğukta sokak ortasında kalan bir insan da olsa kıllarını kıpırdatmazlar.
Yavru bir kediye gösterdikleri ilgi ve şefkat nedeniyle emeği geçen herkese teşekkür etmek ve uygun görürseniz, Nazım Hikmet’in 1958’de yazdığı ‘Masalların Masalı’ isimli şiirinin son dizelerini buradan Hürriyet okurları ve tüm doğa severlerle paylaşmak istiyorum.
“Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Su serin,
çınar ulu,
ben şiir yazıyorum,
kedi uyukluyor,
güneş sıcak,
çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.”
? Ecem Ceren MURATOĞLU

Halı temizlemeci hayvan pazarı açabilirmi

YENİMAHALLE Belediyesi yetkililerine soruyorum; şehrin orta yerinde vede belediyece kurban satış yeri olarak yasaklanmış bir yerde kim kimlere güvenip de yüzlerce hayvanın barınacağı yeri zabıtanın gözü önünde masraf edip yapar.
Evet burası Yenimahalle’ye bağlı Varlık Mahallesi Tanzimat Caddesi üzerindeki Üstün Halı Yıkama adında faaliyet gösteren bina sahipleridir. Bunlar normal zamandada apartmanlarının arka kısmına yaptıkları ahırda da 365 gün koyun satmaktadırlar. Bütün bunlar 30 metre uzaklıktaki zabıta kulübesinin önünde olmaktadır. Sayın Fethi Yaşar’a soruyoruz; mahalledeki binlerce kişi mi önemli yoksa seçim zamanları CHP’ye çalışan bu kişiler mi?  Kurban Bayramı yaklaşırken bu kişiler kimden güvence alıp yasak bir arazi üzerinde koyun satış ağılı yapar.
Ender KARAMAN