Barroso demokrasinin ’Ali Okulu’na gitmeli

BİR zamanlar acemi birliklerinde ’Ali Okulu’ adı verilen eğitim birimleri vardı.

Haberin Devamı

’Ali Okulu’nda hiç okul görmemiş, halk dilinde ’ümmi’ sayılan çocuklar eğitilir ve askerlik hizmeti biterken, okur-yazar olarak evlerine dönerlerdi. Askerlik hizmetini ifa ederken, okuyamamış çocuklar o zamanların Türkiyesinde, aynı zamanda eğitim hizmetini de bu okullarda alırlardı.

Hem askerlik hizmetini vermek, hem de karşılığında kamu hizmeti almak iyi düşünülmüş bir projeydi. ’Ali Okulu’ Halk Evleri, Halk Odaları, Köy Enstitüleri gibi çok önemli bir fonksiyon ifa ederdi.

AB hukukunu da çok iyi bilen dostumuz, sözünü buradan AB Komisyonu Başkanı Barroso’ya getiriyor.

"Barroso, Türkiye’ye gelirken patlattığı vecizelerden biri olan (diğerleri ayrı bir cehalet sergilemesi) ’demokratik laiklik’ kavramı bir anda acemi birliklerindeki ’Ali Okulları’nı hatırlattı. Dünyanın demokrasiyi bihakkın özümlemiş mahfillerinde böyle bir tamlamada bulunmak nasıl karşılanırdı?

Demokrasi ve laiklik gerek etimolojik gerekse muhteviyatlarındaki siyasal ve hukuksal anlam olarak bir arada kullanılamayacak olan iki kavramdır.

DEMOKRATİK AMBALAJ

Laiklik, demokrasinin olmazsa olmazı olan ’özgür irade’nin en birinci teminatıdır; laiklik, özgür iradenin ifsat edilmesini (düzeni bozma, karışıklık, dinin istismarı, vs.) önleyen temel şarttır.

Bu kavramı demokratik bir ambalaja sarmaya çalışmak, bireyin özgür iradesinin dince kutsal olanlar ile etkilenmesine cevaz verir ki, sonuçta oluşacak irade artık özgür değil bağımlı bir iradedir ve o rejimin adı da ’demokrasi’ değildir.

Demokratik laiklik, AKP ve yandaşı liberal takımın ısrarla önerdiği bir demokrasi tasavvuru olup, rejimi klasik demokrasinin çerçevesi dışına çıkarır ve gideceği yeri kestirmek mümkün değildir.

Bu tanım aynı zamanda AİHM’nin kararlarında öngördüğü laiklik tanımı ile de bağdaşmamakta olup AB adına Türkiye ile ilişkilerini yürüten Barroso’nun bu gerçeği bilmemesi de ayrı bir cehalet örneğidir.

AKP % 47 oya rağmen sekiz ayda Anayasal yargının müdahalesine maruz kaldı. Güçlü bir iktidar gibi değil adeta bir ’acemi birliği’ gibi davrandı.

Bu acemi birliğinin içine demokrasiyi temelden öğretmek için bir ’Ali Okulu’ açıp, hem AKP ileri gelenlerini, hem de AB ileri gelenlerini sevabına eğitmek Türkiye’nin hayrına olacaktır."

Son söz: AİHM’ye bakan dikkatli bir göz, ’demokratik laiklik’ diye biri kavramın söz konusu olamayacağını görebilir.

Gazi’yi bir görün

KAPATMA davası, türban meselesini unutturdu. Bu konuda çok yanlış bilgiler kamuoyuna yayılmıştı. (Gazi Üniversitesi’nde türbana izin verilmediği gibi.) Ben bir Gazi Üniversitesi öğrencisiyim. Vakti ve imkánı olanlar lütfen gidip ana kampusu ziyaret etsin ve görsün, türbanlılar bugün nasıl serbestçe giriş çıkış yapıp kampus içinde dolaşabiliyorlar. Bu konu dün laik cumhuriyetin bir meselesi idi, bugün AKP’ye kapatma davası açıldı, gündem değişti diye, mesele olmaktan çıktı mı? Bu ülkede laiklik, artık gündeme mi bağlı?T.Ö.

Dinci pazarlamacılar meydanlara indiler

"BEN İstanbul’da bir partinin ilçe başkanıyım. Geçen pazar günü Açık Öğretim Sınavı için Kumkapı’daki Kadırga Anadolu Meslek Lisesi’ne giderken, Kadırga Polis Karakolu önündeki parkta tek başına oturan bir genç ve etrafında ikisi sakallı ve cüppeli (diğeri normal giysili) üç kişi gördüm. Gence bir şeyler anlatıyorlardı. Bu tablolara daha önce bazı semtlerde alışık olduğum için, yanlarına gidip kendilerine ne yaptıklarını, gençten ne istediklerini sordum.

Aldığım yanıt, ’Biz tebliğ, davet ediyoruz’ dediler.

Ben de kendilerine ’Düğün mü var?’ dedim.

’Hayır biz İslam’a davet ediyoruz’ dediler.

’Siz peygamber misiniz?’ diyerek devam ettim sözlerime:

’Hepimiz Müslümanız; herkesin bir inancı var. Hiç kimsenin davetine gerek yok. Dini inancım benim ile Allah arasında... Allah’ın da elçisi peygamberimiz...’

Yaşlı olan kişi bana, ’Biz de burada dine davet etmek için Allah tarafından görevliyiz’ dedi.

Onlara yaptıklarının yasadışı olduğunu ve bu davranışları yüzünden insanlarımız arasında kutuplaşmalar olmaya başladığını ve tehlikeli bir noktaya doğru gitmekte olduğumuzu söyledim.

’Yasadışı bir şey yapmıyoruz’ dediler.

’Yanlış’ dedim; ’Hırsızlık mı yapalım’ dediler. Yine kibar bir dille uyarınca da ’Bizim kimseden korkumuz yok, istediğiniz yere şikáyet edin’ diye çıkıştılar.

Pervasızdılar; ben sınava girecektim; sinirlenmek istemiyordum.

Yanlarından ayrılırken, ’Bu yolda her şeyi göze aldıklarını’ söyleyerek gencin yanından uzaklaştıklarını gördüm.

Bu vahim tablo hemen hemen birçok semtte sıkça yaşanır oldu.

Emniyet güçleri acaba bu konuda ne yapıyorlar, çok merak ediyorum.

Eğer böyle giderse insanlar birbirini yiyecektir. Herkese uyarım olsun."

Biliyor musunuz

Devletimizin bölünmez bütünlüğünü, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı, insan haklarına saygıyı ve demokratik, laik, hukuk düzenini korumayı kendisine amaç edinen Türk Polis Teşkilatı, 163. kuruluş yıldönümünü kutlamaktadır. Osmaniye İl Emniyet Müdürlüğü olarak Atatürk’ün polislik mesleğine ilişkin direktiflerini afiş haline getirip ilimizde bulunan billboard’lara astık ve www.osmaniye.pol.tr internet adresimize koyduk. Bu afişlerin geniş halk kitleleriyle buluşmasına olanak vermenizden mutluluk duyacağız.

Halil YILMAZ-Osmaniye

Haberin Devamı

Mesaj Panosu

Haberin Devamı

İl Emniyet Müdürü

UĞUR Mumcu’nun ’Sakıncalı Piyade’ oyunu yarın akşam Aksaray’da Pertevniyal Lisesi arkasındaki Su Gösteri Sanatları Merkezi’nde, CHP Küçükçekmece örgütü üyeleri adına gösterilecek.

AKP hükümetinin hızla Meclis Genel Kurulu’ndan geçirdiği SSGSS Yasa Tasarısı, DİSK tarafından bugün Meclis önünde dahil Türkiye genelinde protesto edilecek.

MAREŞAL Fevzi Çakmak, vefatının 58. yıldönümünde Eyüp’teki kabrinde anılacak.

1968’den bu yana yapı ve mimarlık alanlarında hizmet veren Yapı-Endüstri Merkezi 40. kuruluş yıldönümü bugün akşam Fulya’daki merkezinde kutlanacak.

Yazarın Tüm Yazıları