NTV’de hava durumu haberlerinde (23 Temmuz 2007), Ankara’daki içmesuyu barajlarında doluluk oranının %5 olduğu bildirildi.
Bu durumun doğru olup olmadığının bilinmesi Ankara’da yaşayanların hakkı. Eğer, Ankara’daki barajların doluluk oranı bildirildiği gibiyse Ankara çok büyük bir felaketin eşiğinde bulunuyor demektir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ Genel Müdürlüğü barajların son durumu, daha önemlisi Ankara’ya su sağlanan su kaynaklarının durumu konusunda Ankaralıları rahatlatacak, aydınlatacak şekilde gerçek durumu açıklamalı. Durum ihmal edilmeyecek derecede önemli.
İddianın doğru olması durumunda gerek ASKİ’nin, gerekse vatandaşların gerekli acil önlem planlarını yapmaları gerekiyor.
Her şeyden önce aşağıdaki soruların cevapları verilmeli.
- Gerçekten Ankara’daki barajların doluluk oranı nedir; açıklanan doluluk oranları aktif hacimlerle mi, yoksa toplam hacimlerle mi ilgili?
- Diğer su kaynakları ile beraber toplam su rezervi ne kadar?
- Bu su rezervi, su arzı bugünkü gibi devam ederse ne kadar sürede tükenecek?
- Su kesintileri ne zaman başlayacak ve nasıl bir kesinti programı uygulanacak?
- Bu güne kadar su kesintisine neden gerek görülmemiş?
- Planlanan kesinti programına göre mevcut su rezervi ve kaynakları ne kadar sürede tükenecek?
- Kızılırmak’tan getirilecek su, ne zaman hizmete sunulabilecek?
- Kızılırmak’tan getirilecek su ne gibi arıtma işlemlerinden sonra hangi kalitede halkın hizmetine sunulacak?
- ASKİ Genel Müdürlüğü’nün, Ankara’nın önümüzdeki günlerde uzun süre yağış olmaması durumunda ne gibi bir ’acil önlem planı’ bulunmakta?
- İçmesuyu şebekesine ve depolara dağıtılan suyun yüzde kaçı kayboluyor, ne kadarı abonelere ulaştırılılıyor? Su kaçağı konusunda gerçekçi araştırmalar ve iyileştirmeler yapılıyor mu?
- Sadece su kesintisi ile ve vatandaşa ’suyu tasarruflu kullanın’ demekle gerçek anlamda bir su tasarrufu sağlanabilecek mi?
- Daha gerçekçi su tasarrufu ve işletmecilik prensipleri ne olabilir?
- Mevcut su kaynaklarının tükenmesi durumunda yedek kaynaklar ayrılmış mı? Hangi durumlarda bu kaynaklar devreye sokulacak? Daha zor durumlar için 2.ci derce yedekler planlanmış mı?
- Hiç istenmeyen bir durum olmakla beraber, suyun iyice bitmesi durumunda 3 milyonda fazla bir insan topluluğuna ne yapmalarını tavsiye edilebilir?
- Bu tavsiyeler ne derece gerçekçi ve uygulanabilir olacak?
- Böyle bir durumla karşılaşılacağı anlaşıldığında, su bitmeden ne kadar zaman önce halkımız gerekli tedbirleri almak üzere uyarılacak?
- Bu durumlar için ilgili kuruluşlar bünyesinde ne gibi çalışmalar sürdürülüyor?
- Ankara’da artık vatandaşlara ’Suyumuz tükendi. Biz elimizden geleni yaptık ama bunun sebebi kuraklık. Herkes başının çaresine baksın’ denildiğinde, Ankara’da hatta Türkiye’de olabilecekleri tahmin edebiliyor muyuz?
AVRUPADA SU KESİNTİSİ 15 GÜN ÖNCE SÖYLENİR
Uygar Batı toplumlarında 1-2 saat süreli, mevzi su kesintilerinin bile, tüketicilere mektupla en az bir iki hafta önce bildiriliyor. Bu satırların yazarı 1974 yılında Hollanda’nın Den Haag şehrinde oturuyordu. Bir akşam posta kutusunda sular idaresinden gelmiş zarfı açtıklarında; 15 gün sonra saat 14.00- 15.00 arası evin bulunduğu sokakta su kesintisi olduğu bildiriliyor ve özür dilenerek gerekli önlemlerin alınması isteniyordu. O yıllarda, su sıkıntısı yaşayan Ankara’da hiç haber vermeden günlerce suların kesilmesine alışık biri için bu mektup şok etkisi yapmış, insana değer veren bir yönetimin nasıl olacağını göstermiştir.
Hizmet alanlarına yeterli miktar ve kalitede su sağlamak Belediyelerimizin ve onlara bağlı Sular İdarelerinin en önemli görevlerinden biri. Ancak, beklenilmeyen, hazırlıksız yakalanılan bu gibi kritik ve tehlikeli durumlarda da vatandaşların susuz günler için yaşamlarını planlamaları için önceden uyarılmaları ve yönlendirilmeleri çok daha önemli bir görevdir.
Eğer yetkililer ve biz Ankara’da yaşayanlardan bazıları ’Şu anda herşey iyi gidiyor. Herhangi bir su kesintisi yok. Musluklarımızdan şırıl şırıl su akıyor. Su bittiğinde gereği yapılır’ diye düşünüyorsa, aşağıdaki Temel fıkrasının hatırlatılmasında yarar var.
Bir binanın 18. katında sıva yapan Temel gerekli önlemleri almadığı için ayağı kayarak hızla yere doğru düşmeye başlamış. Tam 4. kattan geçerken orada sıva yapan İdris’in dikkatını çekmiş. İdris arkadaşının hatırını sormayı ihmal etmemiş, ’Nasılsın Temel?’ demiş. Temel hemen cevabı yapıştırmış ’Şimdilik iyiyum İdrus’
Temennimiz; kimsenin Temel’in durumuna düşmemesidir.
Vahap BALMAN
CHP kendisini yenilemezse yerel seçimleri kaybeder
BAŞTA Cumhuriyet mitingleri olmak üzere birçok kampanya ve etkinliklerle CHP’ye verilen toplumsal desteği arkasına alarak seçimlere giren CHP kötü yönetim yüzünden hiçte hak etmediği bir yenilgi almıştır. DSP ve SHP’nin seçimlere katılmayarak yaptıkları özveride unutulmamalıdır. Başbakan’ın kol saatini konuşarak muhalefet yaptığını zanneden Baykal’a, dünyanın ve Türkiye’nin değiştiğini, bilgi ve iletişim çağını yaşadığımızı birilerinin anlatması gerekiyor. Yaptıklarını ve yeniden seçilirse yapacaklarını anlatarak etkin bir kampanya yürüten Başbakan Erdoğan halkın desteğini ve güvenini arkasına almayı başarmıştır. 22 Temmuz seçimleri 2009-Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere de ışık tutmaktadır. AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşma sağlaması ve CHP’nin bu kadrolarla yerel seçimlere gitmesi durumunda, AKP’nin genel seçimlerden daha yüksek bir oyla yerel seçimleri kazanma olasılığı çok yüksektir. Kendisini yenileyemeyen CHP’nin başta İzmir ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere yönetiminde bulunan birçok belediyeyi kaybetme olasılığı kuvvetlidir.
Ahmet AKIN-Yeminli Mali Müşavir
KISA...KISA...KISA...KISA...
- MART’ta Gazi Hastanesi KBB’den Yrd.Doç. Alper Ceylan’a muayeneye gittim. Kanser teşhisi kondu. Alper Hoca, neticeyi gördükten sonra bütün işlemlerimi kendisi yaptırdı. Hala tedavim devam ediyor, çektirdiğim en son MR neticesi hastalığımda belirgin bir şekilde gerileme olduğu saptandı. Yrd.Doç. Alper Ceylan’a, Doç.Dr. Uğur Coşkun ve ekibine, Doç.Dr. Müge Hanım ve ekibine, şükranlarımı sunuyorum.
Remzi CAN
GÜNÜN SÖZÜ
"Gölgeler ne kadar büyükse, altından kaçmak da bir o kadar güç"