Paylaş
Mektubu özetleyerek veriyoruz:
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kamuoyunda Balyoz olarak bilinen davanın
21 Eylül 2012 günü verilen kararlarının gerekçesi 7 Ocak 2013 tarihinde açıklanmıştır. Sahteciliğin son derece açık olduğu bu davada kararın sağlam gerekçelere dayandırılması zaten mümkün değildi. Ancak, hukuksal ve bilimsel gerçeklerden bu kadar uzaklaşılabileceğini de beklemiyorduk.
Örnekler vermek gerekirse,
Delillerde, 2003 yılında var olmayan araçlar (2006’da değişen plaka numarası ile), hastaneler (2008’de değişen ismi ile), firmalar (2009’da değişen ismi ile), NATO komutanlıkları (2004’te değişen ismi ile) yer almaktadır.
İlk defa Microsoft Office 2007 ile kullanılmaya başlanan ‘Calibri, Cambia’ yazı fontlarına ve XML şemalarına referanslar bulunmaktadır.
Savunmanın ilave bilirkişi incelemesi taleplerini ısrarla reddeden mahkeme, gerekçeli kararını bu belgelerin “güncellendiğine” ve Microsoft’un açık kaynaklarından aldığı yüzeysel bilgiye dayandırmaktadır. Sanıklar ve müdafileri tarafından yapılan teknik açıklamalara ve dinletilen uzmanların bilimsel izahlarına karşı mahkeme heyeti ve iddia makamı tarafından hiçbir şekilde gündeme getirilmeyen güncelleme gerekçeli kararda aniden ortaya çıkmasının arkasında kasıt aramamak mümkün müdür?
Güncelleme iddiası doğru değildir. Çünkü, mahkeme esas aldığı TÜBİTAK ve emniyetin
bilirkişi raporlarında, incelenen
19 CD içerisinde:
- Tekrar yazdırma (CD-RW) özelliğine sahip CD bulunmadığı,
- 11, 16 ve 17 No’lu CD’lerin 2003 yılında oluşturulduğu,
- CD’lere sonradan
ekleme yapılmadığı hususları açıkça belirtilmiştir.
Bu çerçevede, 2003 yılında oluşturulan, tekrar yazdırma (RW) özelliği bulunmayan bu CD’ler üzerinde daha sonradan herhangi bir güncelleme yapılması imkânsızdır. Kanaatimizce mahkeme bu bilimsel gerçeğin ortaya çıkmaması için delillerin tartışılması safhasını atlamış, ilave bilirkişi taleplerini reddetmiş ve asılsız ‘güncelleme’ iddiasını kararına gerekçe olarak gösterebilmiştir.
Oysaki, mahkeme başkanı tarafından davanın ilk duruşmalarında birçok kez, savunmaların tamamlanmasını müteakip ‘delillerin değerlendirilmesi’ aşamasına geçileceği ve detaylı incelemenin bu safhada yapılacağı ifade edilmiştir.
Bu konuda mahkeme başkanı, davanın 22.03.2011’de görülen 27. celsesinde; “... bilirkişilerin mahkeme huzurunda raporları doğrultusunda bir izahatta bulunmaları sizin de onlara CMK’nın 201. maddesi kapsamında soru sormanız...” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ancak, bu açık beyanına rağmen, özellikle davanın temel dayanağı olan TÜBİTAK bilirkişi raporlarını hazırlayanlar ile askeri bilirkişi Bnb. Ahmet Erdoğan mahkemeye onlarca kez yazılı ve sözlü talepte bulunulmasına rağmen dinlenmemiş, savunmadan kaçırılmıştır.”
‘Elitaş-Çamlı vakası’
ANKARA 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 14.07.2010 tarihli telefon dinlenmesi ile kararın uygulanması sonucunda... Resmi dinleme kayıtlarına takılan AKP TBMM Grup Başkanvekili, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Kayseri eski Hunat Camisi imamı ve ‘işadamı’ Ali Çamlı’nın ilginç telefon konuşmaları bir süredir sosyal medyada dönüyor.
Bu konuşmalarda Elitaş, imam Çamlı aracılığı ile, Sabah ve Taraf gazetelerinin Kayseri’deki yolsuzluğu ‘Ergenekon Kasası’ olarak gösterme çabalarına karşılık bağımsız mahkemenin yayını durdurma kararına karşı müdahale ettiği dikkat çekiyordu.
CHP Kayseri Milletvekili Dr. M. Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri olayının uzun süredir peşinde olduğu biliniyor ve “Ses bantlarında yargıya açıkça müdahale var” diyor ve Başbakan’a soruyor:
“Kayseri Şeker Fabrikası’nda meydana geldiği iddia olunan yolsuzluğu, Ergenekon’un finans kaynağı gibi göstermeye çalışan Taraf ve Sabah gazetelerinin yayınına, yayın yasağı getiren bağımsız mahkeme kararına açıkça müdahalede bulunan Mustafa Elitaş ile ilgili herhangi bir işlem yapacak mısınız? Adalet Bakanı ve müsteşarını konuyla ilgili olarak harekete geçirmeyi planlıyor musunuz? Müdahale girişimine karşı yapılmış bir soruşturma yok ise bahsi geçen müdahale girişimini talep eden Sabah ve Taraf gazetelerine, bu müdahale talebine olumlu yaklaşarak müdahalede bulunan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve bu müdahaleye aracılık yapan Kayseri eski Hunat Cami imamı işadamı Ali Çamlı, Kayseri Adliyesi’nde görevli Hâkim Yıldırım Bayrak hakkında bahsi geçen müdahaleye ilişkin herhangi bir soruşturma yapmayı planlıyor musunuz? Şayet bir planınız var ise nedir? Ne zaman gerçekleşecektir?”
Kentsel dönüşüm işte bu!
KONAK Belediyesi’nde bugün ‘Kentsel Dönüşüm... Ama Nasıl?’ konulu bir konferans var. Hakan Tartan’ın açılış konuşması ile başlayacak toplantıda ‘Ekümenopolis, Ucu Olmayan Şehir’ film gösterisi var. Konuşmacılar; Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı, Murat Karayalçın ‘Nasıl Bir Kentsel Dönüşüm’, Şakir Sinan Güngör ‘Bilim ve İnsan Odaklı Kentsel Dönüşüm: İzmir, Konak-Ballıkuyu Örneği’. (Yönetmen İmre Azem’in her şeyi anlatan ilginç ‘kentsel dönüşüm’ grafiği... Solda)
Biliyor musunuz...
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın, eski mensupları Süleyman Soylu’nun Malatya’daki “Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır” sözlerini ettiği açıklamaları ile ilgili olarak, “Bizim için Sayın Soylu siyasi bir mesele değil, adli bir meseledir. Yakında biz de kendisiyle ilgili bir ceza davası açacağız. Soylu’ya Allah selamet versin; kırat zaten onu sırtından atmıştı” dediğini...
Paylaş